valeriesdiary yazar profili

burası günün sonunda (eskiden) film, kitap, dizi, müzik konuşulan ve (şimdi) twitter gibi kullanan yazarların delice beğeni aldıkları bir yer.

moderasyon yazarları küstürmemeli eleştirisi çok doğru. sözlük çok fazla yayılmaya başladığında, -özellikle malum youtube kanalına sponsor olunduktan sonra- tanım ve başlıklar ciddi şekilde yalnızca popülarite kovalamak ve "boş" yaparak beğeni almak güdüsüne döndü.

gündem konularının bir şekilde kanı ak(a)madığı için de yaşanan durumdan ziyadesiyle izole bir oluşuma sahip bir sözlük, bu nedenle her ne olursa olsun gündem konularının konuşulduğu, kanın takip edildiği yerler bellidir, bok atalım ya da atmayalım, ki çoktan attık ama bu böyle. dolayısıyla "oralar" etkileşimi her zaman daha yüksek ve daha aktif mecralar olacaklar.

gaza gelmeye, ailenize küfredilmiş gibi sadece fikir belirten yazarlara celallenmeye ya da hakaret etmeye lüzum yok. bazı şeyler birçok kişi tarafından fark edilmeye başlandığı için gündeme gelir. bunu da kimse engelleyemez.

edit: ekleme.

(bkz: bıktım)
kardeş, spoiler uyarısı bölümü sen güzel gözlerinle onu süz diye yok orada, kullan diye var. güya roman yorumluyor tüm konusundan sonuna kadar yazmışsın.
(bkz: mallık var galiba biraz)

edit: üstüne alınıp terbiyesizlik yaparak mesaj atan falan var, ciddi ciddi şizofrenlik var herhalde.

henüz yazıldığını görmedim.
(bkz: another)
korkunçtur kendisi. oyuncak bebek dükkanlı bölümleri özellikle.

popüler olmanızın bir nude'unuza baktığı sosyal medya platformu.
"gunaydınnn askolar" twiti neden 400+ fav alır ki bir insanın?* her şeyin zayıf noktasının cinsel güdüler olması çok eğlenceli.

sigara içmek.

feci okumak istediğim vladimir nabokov romanı. bitirince düşüncelerimi editlemek üzere bunu buraya bırakıyorum.

bir kitabın sonu gibi son.
ürpertici. buz gibi.

başlığı okurken boynum tutuldu.

bir twenty one pilots şaheseri.
grubun kanaatimce en iyi albümlerinden olan blurryface'de yer alan şarkı 2015 çıkışlı. sözleri tyler joseph, prodüktörlüğü ise ricky reed'e ait. dinlemek isteyenleri şöyle alalım.

o halde sözler;
scared of my own image, scared of my own immaturity
scared of my own ceiling, scared ı'll die of uncertainty
fear might be the death of me, fear leads to anxiety
don't know what's inside of me.

don't forget about me
don't forget about me
even when ı doubt you
ı'm no good without you, no, no

temperature is dropping, temperature is dropping
ı'm not sure if ı can see this ever stopping
shaking hands with the dark parts of my thoughts, no
you are all that ı've got, no.

don't forget about me
don't forget about me
even when ı doubt you
ı'm no good without you, no, no, no, no, no

gnawing on the bishops, claw our way up their system
repeating simple phrases, someone holy insisted
ı want the markings made on my skin
to mean something to me again
hope you haven't left without me
hope you haven't left without me, please.

don't forget about me
don't forget about me
even when ı doubt you
ı'm no good without you, no, no, no, no
don't forget about me
don't forget about me
even when ı doubt you
ı'm no good without you, no, no, no, no

hey! hey!
don't forget about me, no
hey! hey!
don't forget about me, no
hey! hey!
don't forget about me, no
hey! hey!
don't forget about me, no

oha abi meksika'da mıyız n'oluyor?
birine fiziksel bir zarar vermek ne demek? üstüne üstlük hayati. bir de tuzak falan kurmuş.
iyice manyak oldu memleket.

olay tamamen fake duruyor zaten hesabını falan da kapatmış.
ilgi budalalığı öyle bir seviyede ki ne gerçek ne değil ayırt etmeden gündem yapılmaması çok önemli.

t: twitter ve şaşırtmayan gerçekliğinin yansıması olay.

ilkokulda gördüğüm rüyayı kimse geçemez bence.

ilkokul sınıf arkadaşlarım ve ben, evimin oturma odasına çok benzer kapkaranlık bir yerdeyiz. yüzü olmayan erkekler ve kadınlar var. bize zorla kafamız kadar meyveler yedirmeye çalışıyorlar. arkadaşlardan bazıları boğuluyorlar, ben elimle bi saniye işareti yapıp nefeslendikten sonra bölüp bölüp yiyorum. yine yüzü olmayan uzun saçlı bir kadın bıçaklar ve meyve tabağı olan tepsiyi getirip duruyor, koridoru görüyorum. hatırladığım kadarıyla bize meyve yediren adamın da boynuzları bulunmakta.

deli korkutucuydu görmesi. allah bir daha gördürmesin. amin.

edit: bir defa da odamda bulunan televizyonda yüzler olduğunu görmüştüm. beyaz ve hayalet gibi. çok korkunçtu o da.
sanırım psikolojimde biraz pürüzler var ama halledicem.

ne eksik ne fazla.

(bkz: kaktüs).

çok şahsiyetli buluyorum.
saygılar.

celtic müzik sevenler için bulunmaz nimet, 89'lu keşfedilmemiş isviçreli siyah inci.
naçizane en iyi bulduklarım a celtic tale, prophecy ve for the king'dir. bir şans verilmesi şiddetle tavsiye edilir.

99'lu epey güzel sesli arkadaşımız.
geçen gün bir diğer sesini sevdiğim yeni nesil seslerden olan melis fis ile gerçekleştirdikleri değmesin ellerimiz coverı ile keşfettim kendisini.
bundan önce 2018'de yayınlamaya başladığı coverları ile ünlenmiş. kanalını da şöyle bırakıyor ve kaçıyorum.*

elyas & taha'ya ait güzide şarkı.
normalde aşırı popüler olan şeylere karşı istem dışı meydana gelen bir ön yargım olmasına rağmen, tesadüfen dinleyince bayıldığım bir parça oldu kendileri. bir şans verin isterseniz.*

not: mavi gözlü sevdiceğinden ayrılanların peçeteyle dinlemesi rica olunur, ekranı mukus yapıyorsunuz.

sözleri;
"taha:
gecelerimi bana ver zehirim
hiç uyku uyutmaz mısın sen güzelim ?
kalbimin ritmini çaldın ve gittin mi ?
gerçekten yaptın mı bunu bana ?
peki ya aşıksam hala
dolanıyosam şehrimde yalnız ve
bulamıyosam seni ?
mavinin tonları, gözünde parladı
kafayı buldum ve gülüşüne sardım...
yok bunun dermanı yok,
biliyorum ama napiyim
bu deli kalbimi ?
şişemin sonu devirir mi beni sen gibi ?
bu yağmurlar beni sensiz ıslatsa,
gökyüzüm arınır bütün bulutlarımdan...

elyas:
gülüşüne sağlık çok ağlattı.
ben düştüm düştüm toparlandım.
beni boşver..
yeniden beni sev,
bana gel.
deli der biri görse. kollarında ölsem.
doğarım yeniden bana gülsen of.
al beni sol yanına. gir kanıma.
yanlız kalamam yok sensiz olamaz.
elim kolum bağlı yüreğimde yangın.
ben sana dargınım.
başka çözüm var mı ?
gülüşünde kaldım. yok
bu gönlüm sargılı..
ben hala bi deli,sen hala bir delilsin.
bi sabah uyandığım gibi.
yüzümü gören hiç değilsin.

nakarat
gece mavisi gözlerinde kayboldum bul beni..
"tüm hata benim" sana bu şarkılar bu gece duy beni.
gece mavisi..
gece mavisi..."

92'li amerikalı şarkıcı ve söz yazarı. 2019 yılında çıkış albümü flamboyant'ı, geçtiğimiz yıl ise ikinci stüdyo albümü my agenda'yı piyasaya sürmüştür.

flamboyant bayaa, sağlamdır, ben de kendisini oradan çıkan man to man parçasıyla tanımışımdır. adam & steve de bir başka çok başarılı eseridir.

daha çok tanınmalı, kanımca underrated durumu zincirini kırmayı hak etmektedir.

(bkz: manit su)

patron'un bedo ile feat attığı, kalitesiyle şaşırtmamış kasım 2020 çıkışlı parçası.
utku kundakçı yönetimindeki klibe buradan ulaşabilirsiniz.

slowed versiyonu kanaatimce orijinalinden daha güzeldir, onu dinlemek isteyenleri de şöyle alalım.

sözler;
“dön diyorsan dönebilirim, yanmaz canımda
öl diyorsan ölebilirim olur mu?
yak diyorsan yakabilirim, dudaklarınla
öl diyorsan ölebilirim olur mu?

yaktım kendimi sardım iyice zor durunca ben ölebilirim
görebilirsen bir de beni böyle gör...
yaktım kendimi sardım iyice zor durunca ben ölebilirim
görebilirsen bir de beni böyle gör...
bıktım artık gözünün önünden geçmekten
bu kalabalıkta seni seçmekten
yaktı korkularım iç çekmekten
ölebilirim...

dön diyorsan dönebilirim, yanmaz canımda
öl diyorsan ölebilirim olur mu ?
yak diyorsan yakabilirim, dudaklarınla
öl diyorsan ölebilirim olur mu ?

sensiz bi önemi yok gel ki
bir hayatım olsunnn
öldürme beni nolur
sen benim için doğdun
hemen mi benden soğudun
güldürme beni nolursun

istersen daha yakın durabilirim
yarın da yanında kalabilirim
ben gelip yaralarını sarabilirim
tüm şımarık oyunlara kanabilirim
ama var bi şartım,
kalbini verme kimseye
o bende kalsın.
biz film gibiydik gel var devamı
yeniden başlayalım söyle nerde kaldık

su yolundayım su testisi gibi
eritti asitli hevesleri beni
reddettim altın kafesleri şimdi
belirdi baktığımda geçmişin izi
ama pişman değilim sevdiğim için
birşeyler hissetmek baya iyiydi
eskisi kadar da kafam iyi değil
gözlerinin hala fanatiğiyim

endamınız hoş kötü namınız
iltifat arıyor ben kurbanı
bu da ispatı
lüzumsuz sancı
beni kurtarın
kurtlar sofrası pahalı
bu intikam beni sarmadı
ölüm uçağında yuvarlanırken
ruhumu çağır yakıp mumları

dön diyorsan dönebilirim, yanmaz canımda
öl diyorsan ölebilirim olur mu?
yak diyorsan yakabilirim, dudaklarınla
öl diyorsan ölebilirim olur mu?”