yazarkafa yazar profili

yazarkafa kapak fotoğrafı
yazarkafa profil fotoğrafı
rozet
karma: 525 tanım: 16 başlık: 0 takipçi: 25

son tanımları


yazarların şu an olmak istedikleri yerler

olmak istediğim yeri biliyorsun,
şu an bulunduğum yer olmadığını da.
yapay bir adam olup çıktım işte.
sahte gülüşlerim var
ve
samimiyetten çok uzak sohbetler kuruyorum yakınlarım! ile.
çok mutsuzum. tahmin ettiğimden daha çok, hayal ettiğinden de.
sence de hak ettiğimden fazla değil mi bu?
aklımın eli kolu ne zaman bırakacak seni düşünmeyi? yorulmayacak mı hiç? ona bakarken seni görmeyi ummak nasıl bir hiss-i afettir?
dilimin ucuna adının gelmesi gerginliği mesela...
biri çıkıp dese ya;
"seni anlıyorum" diye.
ne saçma, senden başkası diyemez ki.
sustuğumda, saçmaladığımda, kızdığımda ya da mutlu olduğumda. hep anladın, ne eksik ne fazla, hep tam anladın. tamamladın.
bir anlık hatayla ben, yarım kaldım.
özleniyorsun.
bilmeni istedim.
özetle;
yanında olmak isterdim. göğü görebileceğimiz bir yer olsun yeterdi.
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının hissettikleri

sınırları belli bir konfor alanına sahip mahkum gibi.
"bazı şeyler hiç yaşanmamış olsa" diye hayıflanan,
kaçmak isteyen,
kaybolmak isteyen...
daha yolun başındayken biliyordum sonumun böyle olacağını.
susuyorum sadece.
konuşmaktan kaçabiliyorum en fazla.
zamanla geçer mi?
ya özlediğim? onu duymak görmek mümkün değil di mi artık?
çok şey birikiyor anlatacak.
bu kadar şeyi nasıl taşıyacağım?
devamını gör...

yalnızlık

allah'a mahsus olan bir sıfattır yalnızlık.
"küntü kenzen mahfiyyen".
öyle bir yalnızlık düşünün ki,bilinmek için kainatı, öyle bir yalnızlık ki tanınmak için insanı yaratıyor.
biz insanların yalnızlık sandığı şey bununla mukayese edilebilir mi?
devamını gör...

dünyayı kurtaracak formül

mavi önlüklü, pazar arabası kokulu beslenme çantasında hıyar, ekmek, yumurta poşetine konulmuş peynir zeytin taşıdığımız güzel yıllar. 50 first dates filminde ki drew ablamızın muhattap olduğu hafıza problemini bizlerde yaşıyormuşçasına her sabah bizlere tekrar tekrar içirilen andımız...
tvden hatırladığım kadarıyla huysuz virjini andıran bir sınıf öğretmenimiz vardı. televizyonda epey eğlenceli olan bu kadın sınıfta eli değnekli kuran kursu hacı dayılarından daha sinirli olurdu. ulan kim kızdırıyordu bu kadını, ne istiyordu bizim huysuzdan hep merak etmişimdir. lakabında ki huysuz sıfatını okuldaki karakterinden aldığını düşünmüşümdür mümtazam.
bir gün türkçe dersinde önümdeki kitaptan rıza tevfik bölük başı'nın "uçun kuşlar" https://www.milliyet.com.tr...şiirine ait illüstrasyona bakıyor, kendimi resimdeki köyde hayal ediyor, üzerinde kuşların uçtuğu dereye cıbılındanak atlıyordum.
bir ara kepçe kulaklarımın radarına "kompozisyon" kelimesi takıldı. allahım neydi kompozisyon? uzayla falan ilgili egzantirik bir bilim şeysi miydi? heyecanlanmıştım durup dururken. huysuz kadın ilk kez tüm dikkatimi üzerine çekmeyi başarmıştı. öğrencisi olduğum yıllar boyunca hiç bu kadar can kulağıyla dinlememiştim kendisini, ama umduğum gibi bir şey değildi kompozisyon ve ben büyük hayal kırıklığı yaşamıştım. giriş gelişme sonuç, konu, tema, başlık vb anahtar kelimelerle bize durumu izah etmiş, ve dünyayı kurtaracak formül ile ilgili bir kompozisyon yazmamızı istemişti.
koysan liseye sırıtmaz, her sabah sakal traşı olup okula gelen bir arkadaşımız (küfür yasak olduğu için rahat edemiyorum; kaba et korkusundan arkadaş olarak ifade ediyorum dürzüyü neyse) sadece başlığa "süpermen" yazmıştı.
bir başkası ki kendisi herkesin 3 kişi oturduğu sıralarda tek başına oturmak zorunda kalıyordu "yemeklerin bedava olması" gibi bir argümana yoğunlaşmıştı. ilk göz ağrım biricik aşkım melike akıllı kızdı. paşamızın "yurtta sulh cihanda sulh" özdeyişini merkezine almış, barışın dünyayı kurtaracak tek güç olduğunu belirtmişti. benim dünyam evden ve okuldan ibaretti. ve bildiğim kadarıyla da kurtarılmaya ihtiyacı yoktu. iyiydik yani biz. ne yazmam gerektiğini bu yüzden kestiremiyor ve kafamda türlü felaket senaryoları kurguluyordum. kocaman canavarlar mahallemize, okulumuza, evimize saldırıyor bendeniz bir elimde kılıç, sırtımda tüfekle onları def ediyordum. ez cümle çocukken bulamadığım formülü şimdi de bulabilmiş değilim. ama melikeye katılıyorum. yurtta barış dünyada da barış demek.
devamını gör...

türkiye'nin en büyük sorunu

siyasetçilerin toplumun sorunları için yönetimde bulunması gerekirken "kendileri" için koltukları işgal etmesi.
devamını gör...

misvak mizah dergisi

var olması haricinde komik olmayan dergi.
devamını gör...

eti cicibebe

ülker hanımeller'in tereyağlı kurabiyesi ile karşılaştıktan sonra tadını unuttuğum 0'den 70'e abur cuburu.
devamını gör...

dünya ne sıklıkla dönüyor

"iyilerin hatrına dönüyor" diye bir argüman vardı. o iyi insanlar o güzel atlara binip gittiğine göre "artık dönmüyor" diye cevaplanabilecek sorunsal.
editasyon: başlığı açan yazar tanımını silmiş.
devamını gör...

oldeuboi

izledikten sonra o güne kadar bildiğim "intikam " tanımımı değiştirmek zorunda kaldım. en basit tabirle benim intikam anlayışım; affetmek ve allah'a havale etmek arasında gidip gelirken woo-jin lee'nin işlenmiş bir suça uygun gördüğü uzun soluklu ceza jenerik akarken şok edici bir sessizlikte bırakmıştı beni. filmleri türlerine göre sınıflandırırken "intikam" ı default varsayacak olursak oldboy zirveye kazık çakacaktır.
devamını gör...

uğultulu tepeler

romantik bir aşk hikayesi okurum umuduyla alıp, son derece rahatsız edici bir aile dramasına tanık olduğum; emily bronte' ı ölümsüz yapan eser. uğultulu tepelerin büyüklüğünü takdir etmek için onu bir aşk hikayesi olarak okumaya çalışmaktan vazgeçmek zorunda kaldım. onu kuşaklar arası bir taciz hikayesi olarak okumaya başladığımda ve bu istismarın nasıl canavarlar yarattığını idrak ettikten sonra, neden bu kadar sevilen bir kitap olduğunu anlamaya başladım.
devamını gör...

malcolm x

hapisten önce, malcolm x bir hristiyan olarak yetiştirildi, ancak gençlik yıllarında ateşli bir ateist oldu. 9. sınıfta okulu bıraktıktan sonra suçla dolu bir hayat sürdü. ancak, hırsızlıklarından biri sırasında malcolm x yakalandı ve hapishanede uzun bir hapis cezasına çarptırıldı.
hapishanede kaldığı süre boyunca, malcolm'un erkek kardeşi reginald onu ziyaret etti ve ona ilyas muhammed ve islam milleti adında bir adamdan bahsetti. kısa bir süre sonra malcolm ve elijah mektuplaşmaya başladılar ve malcolm, "the black muslims" olarak da bilinen islam ulusu'na geçti.
elijah muhammad ile yaptığı alışveriş, malcolm x'in felsefe ve genetik üzerine kitaplar okumaya başlamasına neden oldu. daha sonra diğer mahkumlara “siyah müslümanlar” dinini öğretmeye başladı ve çok geçmeden büyük bir takipçi topladı. malcolm hapisten çıktıktan sonra uzun süre elijah muhammed'e hizmet etti. malcolm onun en iyi yardımcısıydı.
malcolm x, elijah muhammed'e hizmet ederken, elijah muhammed'in birden fazla sekreterini hamile bıraktığı söylentilerini duymaya başladı. malcolm ilk başta söylentilere inanmadı. daha sonra elijah muhammed'in oğlu malcolm'a geldi ve söylentileri doğruladı. malcolm yıkılmıştı, hocası olarak gördüğü idolünün vaaz ettiği kuralların aynısını çiğnediği gerçeğini kabul edemedi, bu yüzden islam milleti'nden ayrıldı.malcolm şimdi bir kimlik krizindeydi, hâlâ müslümandı, sadece artık "siyah müslüman" değil.

bu nedenle, nisan 1964'te malcolm, bir müslümanın mekke'ye hacca gitmesi için zorunlu olan "hac" a gitmeye karar verdi. malcolm oradayken arkadaşlarına bir mektup yazdı:
“amerika'nın islam'ı anlaması gerekiyor, çünkü bu, toplumundan ırk sorununu silen tek din. müslüman dünyasına yaptığım seyahatler boyunca amerika'da beyaz olarak kabul edilecek insanlarla tanıştım, onlarla konuştum ve hatta yemek yedim - ama islam diniyle beyaz tavrı akıllarından uzaklaştırıldı. renkleri ne olursa olsun tüm renklerin bir arada uygulandığını daha önce hiç görmedim, benden gelen bu sözler sizi şok edebilir. ancak bu hac yolculuğunda, gördüğüm ve deneyimlediğim şey, beni daha önce sahip olduğum düşünce kalıplarımın çoğunu yeniden düzenlemeye ve önceki bazı sonuçlarımı bir kenara atmaya zorladı. bu benim için çok zor değildi. kesin inançlarıma rağmen, her zaman gerçeklerle yüzleşmeye çalışan bir adam oldum. ve hayatın gerçekliğini yeni deneyim ve yeni bilginin ortaya çıkması olarak kabul etmek. her türlü akıllı hakikat arayışıyla el ele gitmesi gereken esneklik için gerekli olan her zaman açık fikirli oldum. "
mektubun tamamı : www.malcolm-x.org/docs/let_...

hac'dan döndükten sonra malcolm, hac'daki tecrübesi nedeniyle sünni islam'a geçti. malcolm, bir müslümanın kurallarını ve dualarını öğrenmeye başladı ve "gerçek islam" ı uygulamaya başladı. aynı zamanda malcolm, elijah muhammad aleyhinde konuşmaya başladı. bu, islam milleti'nin takipçilerinden çok fazla öfke ve eleştiri aldı.

21 şubat 1965'te malcolm x, takipçileriyle dolu bir odaya girip “assalamualikum” dedikten hemen sonra vuruldu.
devamını gör...

aşk

islami bakış açısıyla aşk;
sevgiyi bir üst seviyeye çıkarır. sevgi, allah'ın tüm insan kalplerinde yarattığı güzel bir duygudur ve islam ile onu ​​mühürler.

islam, müslümanları sevdiklerine karşı görevlerini yerine getirmeye , onları doğruya teşvik etmeye ve yanlış şeylerden kaçınmaya (sizinle birlikte cennete girmelerini temin etmeye) mecbur kılar.
devamını gör...

ilginç genel kültür bilgileri

irlanda , birleşik krallık veya abd'de bir iş arıyorsanız , cv'nize kişisel bilgilerinizi (doğum tarihi, cinsiyet, medeni durum ve hatta bir profil resmi!) eklememelisiniz. bu ülkelerdeki fırsat eşitliği mevzuatı, işverenlerin yalnızca liyakate dayalı olarak işe alım yapmasını gerektirir ve kuruluşların adayları adil bir şekilde seçmesine olanak tanır.
devamını gör...

ülkeler hakkında ilginç bilgiler

brezilya'nın, amazon bölgelerinde, gezegendeki herhangi bir yerden daha fazla temassız insan var ve izole kabilelerin sayısının 100'den fazla olduğuna inanılıyor.
mısır, ekmek, mö 8.000 civarında mısır'da icat edilmiş. bunun ilk örnekleri düz ve mayasız yapılmış. bugün hindistan'daki chapatis veya latin amerika'daki tortilla olarak bildiklerimize çok benziyor.
ülkemizde hababam etkisiyle birlikte genellikle mizaha konu olan uganda; 1.000'den fazla türle, afrika kuşlarının yüzde 60'ını ve dünyadaki kuş nüfusunun yüzde 11'ini barındırıyor. şuraya da bayraklarında dalgalanan kuşu bırakıp bu tanıma son vereyim.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

zerdüştlük

iran'ın eski, islam öncesi dinidir (günümüz iran'ı). orada izole bölgelerde hayatta kalmış, ancak zamanla iranlı göçmenlerin parsis veya parsees olarak bilindiği hindistan'da daha çok taraftarı vardır . hindistan'da dine parsiizm denir.
zerdüştlüğün temel öğretileri şunları içerir:
-asha'nın üç katlı yolunu izleyin; iyi düşün, iyi konuş, iyi işler yap.
-sadaka ver, ( kişinin ruhunu asha ile aynı hizada tutmanın ve mutluluğu yaymanın bir yolu kabul ediliyor)
-erkeklerin ve kadınların manevi eşitliğini koru.
-iyilik görürüm beklentisiyle ve ödül umuduyla iyi olmak yanlıştır.
ek bilgi: sanılanın aksine ateşe tapmazlar.
devamını gör...

leonardo da vinci

dünyadaki çoğu insan zekanın doğumdan geldiğine dair yanlış bir kanıya sahip.

her şeyden önce, akıllı olmak, yeni şeyler öğrenmek için meraka ihtiyaç vardır. her çocuk doğal olarak meraklıdır, ancak zamanla büyüdüklerinde bu merak ölür. merakını diri tutmayı başarabilenler için zeka ortalamanın üzerinde bir gelişim gösterir. yukarıda bir yazarın da dile getirdiği gibi da vinci "maymun iştahlı" tanımına pek uymasa da ciddi anlamda her alanda merakını diri tutarak öğrenme ve kavrama gerçekleştirmiştir.
merakı onu bir bilge yaptı ve merakından dolayı pek çok alanda ustalaştı. açıkça görülüyor ki akıllıydı ve bilginin akıllılıkta önemli bir rolü var.

ayrıca yenilikçi şeyler yapmak için yaratıcılığa ihtiyacınız vadır. yaratıcılık doğal olarak meraktan gelir ve 'bunu ve bunu bir araya getirirsem' diye düşünmenizi sağlar.
ve leonardo da vinci'nin yaratıcı düşüncesi vardı. bunun bir kanıtı da resimleri. ortalamadan çok daha yaratıcıydı ve leonardo da vinci sadece resimlerle değil, yaratıcılığını tanklar, helikopterler, tatar yayları, robotlar vb. çalışmalar tasarlamak için kullandı.

da vinci , merakının ve yaratıcılığının yanı sıra inanılmaz bir hayal gücüne de sahipti. ki bu bence onu o yapan en önemli özelliğiydi. zamanının ötesinde bir deha olarak nam salmasının altında yatan en temel özelliğinin bu olduğunu düşünüyorum.
yaşadığı dönemde geçimini savaş makinaları tasarlayarak sağlamasını da unutmamak gerekiyor.
milano dükü ludovico ıl moro sforza'ya yazdığı 1482 mektubunda

sanki dolu fırtınasıymış gibi küçük taşları ateşleyen, taşıması son derece kolay belli tür toplar var ve bunlardan çıkan duman düşmana büyük bir dehşet verecek, büyük kayıp ve kafa karışıklığı getirecek ...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

çok hafif ve güçlü köprüler yapmak için yöntemlerim var, kolayca taşınabilir ve düşmanı kovalarken veya onlardan kaçarken kullanışlı; ve diğerleri ateş veya saldırı ile yok edilemeyen daha sağlam ...

kuşatma altındaki yer, bankalarının yüksekliği veya konumunun gücü nedeniyle bombardımanla küçültülemiyorsa, sağlam kaya üzerine kurulmuş olsa bile herhangi bir kaleyi veya tabyayı yok etme yöntemlerine sahibim ...

topçuları ile düşman saflarına nüfuz edecek, tamamen yadsınamaz zırhlı araçlar yapacağım ve onlara dayanabilecek kadar büyük bir asker topluluğu yok ...
gibi ifadeler kullanmıştır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim