#ödüllü filmler
aksiyon / drama / kült-efsane / gizem
7.5 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

güney koreli yönetmen chan wook park'ın intikam üçlemesinin ikinci filmidir. diğer iki film de çok iyidir ama oldboy efsanedir. holivud versiyonu ise bir o kadar kötüdür. 2003 tarihli orijinal versiyon izlenmeden holivud versiyonu kesinlikle izlenmemelidir.
devamını gör...
aynı adlı manga serisinden uyarlanmıştır. belki de bu çarpıklığı ve çarpıcılığı filme veren de budur.

filmi izlediğimden beri belli bir süre woo jin-lee'nin malum sahnede, eliyle yaptığı silah çekme taklidini kendim de yapa yapa gezinmiştim ortalıklarda. hoşuma gitmişti ve filmin devamlılığını tazeliyordu benim için bir nevi.

aslında malum durumu filmi izlerken anlıyoruz. fakat bir intikam duygusunun insanı bu kadar ele geçirmesi ve eyleme bu şekilde dökmesini (acı bir şekilde) beklemiyoruz belki de.

asya filmlerini seviyorum. özellikle japon ve kore sineması gerçekten büyüleyici.

--! spoiler !--

filmin baş karakterimizin intikam için eh yettiniz be diyerek, tutulduğu yere süper dönüşü ve uzun plan tek çekim sahnesiyle ''bu mudur alayınız gelse beni yere seremezsiniz'' diyerek ha düşüp ha kalkarak, allah ne verdiyse girişmesi efsanelerdendir.
yalnız bu asya sinemasında hipnoz belli bir yere sahip gibi. en son izlediğim japon filminde de hipnoz baştaydı. burada en azından anlıyorsun. tabi film boyunca aslında bizde bir nevi hipnoz oluyoruz, bu gösteriliyor da. başta bir hadii diyosun ama sonradan bunun olması hoşuma gitmemişti. demeye çalıştığım diğer filmde bir şey anlamak mümkün değildi. ilk kez bir filmde böyle bir durumla karşılaşmıştım. benim için bu durum bu filme psikolojimi bozdu diyenlerle eşdeğer. o bozdu evet bu değil. benim psikolojimi bozan da böyle şeyler işte. kafa orada kalıyor çünkü birleşmeyen bir sürü parçalar var. en azından oldboy'da ensest vardı iğrençti der geçersin değil mi diğerine ne diyeceksin?

--! spoiler

seyir zevki veren film.
devamını gör...
hiç sevmediğim, beni rahatsız eden film.
intikam hikayelerini severim ama böyle intikam olmaz, olamaz. başlığını görünce filmi izlerken yaşadığım o sıkıntı geldi oturdu yine içime işte.
berbat bir his.
devamını gör...
gerçekten mükemmel bir film... işleniş , senaryo , kurgu. kore sinemasının ne kadar geliştiğini gözler önüne seriyor. sonu o kadar çarpıcı ki...

--! spoiler !--
adamlar 2003 yılında bu kadar çarpıcı bir film yapıyor işte. çarpıcı olması için illa ensest ilişki sokulmalı mıydı onu tam olarak çözemedim. yine de çok iyi bir film.
--! spoiler !--
devamını gör...
2003 kore yapımı bir film. yönetmeni park chan-wook.içeriği ve müzikleri çok kaliteli.intikam temasını seviyorsanız mutlaka izleyin.kesinlikle pişman olmayacaksınız.şok edici bir film.tavsiyemdir izlemeyen herkese
devamını gör...
bir türlü, ikinci defa izleyeme cesaret edemediğim film. niyetim var, yapacağım bu çılgınlığı.

yönetmeni, intikam filmleri ustası park chan-wook. 2003 yapımı filmin oyuncuları ise; min-sik choi, yoo ji-tae, kang hye jeong
çok rahatsız edici bir film olmasından mütevellit, gönül rahatlığı ile seyredin diyemiyorum. ama etkisinden uzun süre çıkamayacağınızı garanti ederim.
ensenst gibi işlemesi zor bir mevzuyu, intikam gibi güçlü bir duyguyla harmanlayıp bizi derdest edecektir yönetmen.
tabi filmden çıkarılacak dersler sadece bunlar değildir. örneğin dedikodunun insanın başına bela olabileceğini de göstermiştir.
devamını gör...
kore sinemasının kendine has taktiğini en iyi uygulayan filmlerden birisi. sıradan başlayan filmi, bir noktada aklınıza en gelmeyecek noktaya taşımak üstüne kurulu kore sineması, bu filmle gerçekten en üst seviyelere ulaşma şansı yakalıyor.

dünya dediğimiz yer aslında daha büyük bir oda mıdır sorusunu bana sordurmuştu. bir japon mangasından sinemaya uyarlanmıştı diye de hatırlıyorum.
devamını gör...
özgün adı: oldeuboi
ingilizce adı: oldboy
türkçe adı: ihtiyar delikanlı

başrollerini min-sik choi ve ji-tae yu'nun paylaştıkları, karşı-intikam temelli sıra dışı ve anti-moralist konusu, son ana dek izleyicide merak unsurunu ve konsantrasyonu canlı tutmayı başarabilen gizem dolu işleyişi ve izleyici tarafından tahmin edilemeyecek biçimde bir sona giden çözüm bölümündeki vuruculuğuyla, tüm zamanların gelmiş-geçmiş en iyi sinema yapıtlarından biri olan 2003 yılı güney kore yapımı sinema filmi.

senaryosu, jo-yun hwang, joon-hyung im, chun-hyeong im ve filmin yönetmeni chan-wook park tarafından garon tsuchiya'nın yazıp nobuaki minegishi'nin çizdiği "oldboy" isimli japon mangasından uyarlanmıştır.
park chan-wook'un "intikam üçlemesi" serisinin ikinci ve en başarılı filmidir.
quentin tarantino referanslıdır.

tür olarak, içinde bilinmezlik unsurunu barındırarak izleyicide merak uyandıran "gizem" ve izleyiciye antipatik kahramanların sunulduğu "modern kara film" (neo-noir) tarzlarına hitap etmektedir.

başta 2004 yılında 57'incisi düzenlenen ve jüri başkanlığını birleşik amerikalı yönetmen quentin tarantino'nun yaptığı cannes uluslararası film festivali olmak üzere, sinema ödüllerinin dağıtıldığı birçok organizasyonda büyük ödüle lâyık görülmüştür.

spoiler içerir!

"hayat daha büyük bir hapishaneymiş..." "günaha bulanmış bir hayvan olsam da yaşamaya hakkım yok mu?"

ahlaki normlara ters düşecek bir karmaşıklığın (ya da bir uyumsuzluğun) yol açtığı trajedinin, insan hayatında bir düzen hâline gelebilirliği üzerinden; "hayat bir düzen midir, yoksa karmaşayı düzene ya da uyumsuzluğu uyuma sokma çabası mıdır?" diye düşündüren şahane bir film.

spoiler bitti!
devamını gör...
izledikten sonra o güne kadar bildiğim "intikam " tanımımı değiştirmek zorunda kaldım. en basit tabirle benim intikam anlayışım; affetmek ve allah'a havale etmek arasında gidip gelirken woo-jin lee'nin işlenmiş bir suça uygun gördüğü uzun soluklu ceza jenerik akarken şok edici bir sessizlikte bırakmıştı beni. filmleri türlerine göre sınıflandırırken "intikam" ı default varsayacak olursak oldboy zirveye kazık çakacaktır.
devamını gör...
muhteşem, sorgulatan bir film. iki bin üç çıkışlıdan bahsediyorum. ismi manidardır. çocukluğuyla alakalı bir ihtiyarlık: oldboy, yaşlıoğlan.


filmin ilerleyişi gerçekten farklıdır dikkat ettiyseniz. ne olup bittiğini anlıyor gibiyizdir ama tam da değil. ensest bir ilişkiyi gören bir çocuk, yalancı gebelik, intihar... bu hikâyede kimin haklı olduğu aşikârdır fakat yine de sizi sorgulatır.

sonunda ne olmuştur? adam dilini kaybeder. hipnozcu garıyı bulur, sırrı unutmasını sağlar hipnozla. bu sır nedir? yaşadıkları. elbet kızı olduğunu hâlâ biliyordur.

entrikalar gerçekten enfesti. peki adamımız hapsolduğu yerden çıkmadan önceki hipnoza ne demeli?
devamını gör...
"intikam nedir, nasıl alınır" sorusunu aydınlatan, rahatsızlık verici unsurlardan dolayı dönem dönem yasaklanmış ve hala kimi ülkelerde yasaklı olan filmdir. kore yapımı olanın izlenmesi elzemdir. bireye kabul edilen değerleri ve toplumsal değer algısını sorgulatacak niteliktedir.

film hakkında detay vererek huzur kaçırmamak adına birçok cümlemi yutmaktayım, izledikten sonra gelin kritiğini beraber yapalım.
devamını gör...
geçenlerde oldboy'u tekrar izlemek istiyorum ama cesaretim yok demiştim. #823198
2002 yapımı oldboy'u izlemeye hala cesaretim yok. @gannicus'la yaptığım bir sohbette amerikalısı da çıktı psilo demesi üzerine amerikan versiyonunu izleyem bari dedim.
aslında bir japon mangası olan filmi ilk olarak koreliler çekti. hayır daha doğrusu park chan-wook çekti, kendisi korelidir. intikam filmleri konusunda uzakdoğu bir efsanedir ve amerikalıların bunu kendilerine nasıl uyarladığını merak ettim.
iki aynı odayı düşünün, oda suit olsun... tepeden tırnağa aynı olan suit'lerden birine kırmızı gece lambası konulursa ne olur. pavyon olur.
hah amerikan yapımı aynen böyleydi.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
bundan sonrasını spoi takıntısı olanlar okumasın lütfen.

2002'de ki versiyonunda tutan, tutunamayan, bırakılan elleri görürürüz. woo-jin kızkardeşi ve aynı zamanda sevgilisi olan soo-ah'ın elini köprüdeyken bırakır mesela. oysaki yukarı çekse kurtarabilecektir. kendisi bunu ''kız kardeşinin isteğine saygı duyma'' olarak nitelese de aslında kız kardeşinin hamile olma ihtimaline karşı ''büyük bir yük''ten kurtulma gerçeğini göz ardı edecektir. yaşadığı suçluluk duygusuyla, oh de su'yu sorumlu tutması onu hayata bağlayacaktır. alacağı intikam ise bizleri dehşete düşürecektir.
yine aynı şekilde ohh de su çatıda kravatından elleriyle tuttuğu adamı dinleseydi belki de adam ölmeyecekti?.
aslında her şey bizim elimizde değil midir?
amerikan versiyonunda bunlardan hiç biri verilmemiş yau... çıldırdım yemin ederim.

kore verisyonun daki en önemli sahnelerden biri oh de su'nun kendi dilini kesme sahnesiydi.
bu bir tesadüf değildi ki. laios ve iokaste'nın oğlu olan thebes'in mitolojik kralı oedipus babasını öldürüp, annesiyle evlenmiştir. üstelik bilmeden...oedipus kendi gözünü kendi oyar.
filmin sahnelerdeki müzükleri sanki o sahneler için yazılmıştır. büyüleyicidir.

özellikle hapsedildiği yere gittiğindeki koridordaki karanlık kavga sahnesi, filmin kendisidir hocam. o sahne aydınlık olamaz!! olmamalıdır!! gözünüzü seveyim aksiyon filmi istesek john wick izleriz.
film sonu her izleyicinin kafasında soru işareti bırakmalıdır. 15 senelik çile sonunda bu çektiklerimden sonra mutlu olmalıyım diye mektup yazdığı hipnozcu aşüfte,
onu gerçekten hipnoz edip yaşadıklarını unutmasını sağlamış mıdır?
yoksa hipnoz olmuş deli numarası mı yapmaktadır?
peki olanları unuttuysa bundan sonra kızıyla sevgili olarak mı kalmıştır?
yoksa babası olarak mı yaşamıştır?
velhasıl kelam amerikan versiyonunu yazmaya niyetlendiğimiz bu yazı gene döndü dolaştı 2002 yapımına geldi..
benim halaa ikinci bir defa seyretmeye cesaretim yok... şu yazıları yazarken bile şiştim...



2002 yapımının müzükleri harika bu arada.
devamını gör...
başta dae-su nun gözünden olayları merak ettirip kötü karakterlere sövdürtürken ilerleyen sahnelerde beni diğer karakterlerin de içine istemsizce sokuveren ve en sevdiğim film.
cinsellik ve şiddet konusunda hassassanız izlememeniz gereken bir film. başta bu uyarıları dikkate almayıp sonrasında ay iğrençti ay ahlaksızlık midem bulandı öğğk triplerine boşa girmeyin.
devamını gör...
belkide arkasında yaşadığım hikayeden dolayı bilmiyorum, çok etkilendiğim filmdir.

o zamanlar üniversite sınavına hazırlanıyorum. yakın bir arkadaşım var dizi-film zevklerimizin çok yakın olduğu. bir zamanlar "dragonite bak bi film var onu mutlaka izle ama hemen izleme. canının çok sıkkın olduğu ve kafanı dağıtmanın şart olduğu bir vakitte izle ki derdim bu mu ya ne olaylar var de" demişti. ben de komik eğlenceli bir film olsa tamam da drama filmi nasıl izlenir ki o durumda dedim attım bir kenara

üniversite sınavından çıktım istediğim gibi geçmedi, üstüne birkaç ailevi mevzu da girince sıkıntıdan ve üzüntüden patlıyorum dışarı çıkasım yok, birini göresim yok vs. dedim açayım şunu bi izleyim neymiş. baktım kore filmi amaan dedim kim izleyecek şimdi bunu*. yapacak başka bir şey bulamayınca açıp izlemeye başladım filmin sonlarına kadar bi olay yoktu ama sonda ben yok oldum.

bakın ben hiçbir film ve dizide * ağlamadım. gözüm dolmuştur en fazla. bunda gözüm de dolmadı belki mental olarak yerlerde olduğumdan bilmiyorum ama aşırı etkilendim dondum kaldım.

evet sonuç vermişti sonraki günün sabahına kadar derdimi tasamı unutmuş aklım finaldeydi. 1 haftada 2 veya 3 kez rüyama girdi.

son olarak size de aynı tavsiyeyi vereyim eğer izleyecekseniz canınızın sıkkın olduğu bir gün izleyin ya da o günü derdinizi düşünmeden geçirmek istiyorsanız izleyin.
devamını gör...
resmen soğuk duş etkili bir filmdir. ya da şöyle de diyebilirim ne filmdi bee.

bazı filmlerin tekrarı yoktur, seyretmeniz hiç bir keyif vermez öyle bir film bence.

seyretmeyen biri ile seyretmek nasıl olur onu bir düşünmem lazım.
devamını gör...

15 yıllık bir hapis hayatını merkezine alan kore yapımı old boy (2003-ihtiyar delikanlı)’un hikâyesi aslında aynı isimde japonya’da çıkmış olan bir manga çizgi romana dayanıyor. bu durum filmin karelerinde de rahatça görülüyor.


filmin başkarakteri olan oh dae-sue bir insanın nasıl dış etkiler ve şartlar sonucu tamamen değişebileceğinin bir örneğini oluşturuyor. filmin başından itibaren izleyiciyi içine alan hapishane sahnesinde bir anlatıcı olarak izliyoruz onu. ardından dışarı çıktığında ise daha büyük bir hapishanenin içerisinde tamamen farklı bir insana bürünüyor. 

buradan

film 2003 yılı güney kore yapımıdır. gün geçmiyor ki uzak doğulu kardeşlerimizin baskın güdülerinden yeni bir acayiplik çıkmasın. acayip diyorum çünkü bu ve buna benzer yapımlar için artık başka bir sözcük bulamıyorum. film bir sanat eseri mi yoksa sapkınlıklar curcunası mı karar veremiyorsunuz.
konusu ilginç, sürükleyici, merak uyandırıcı. kamera açıları, müzikler oldukça güzel ama gel gelelim özü mide bulandırıcı. zaten seyircileri ikiye bölen kısım da bu mide bulandırıcı olması. kimisi gerçekten çok beğenirken kimisi de benim gibi ne gerek vardı buna şimdi ne biçim intikam bu diyebiliyor. aslında sapkın biri için kendi çapında oldukça iyi bir intikam izlemiş olduk.

film sıradan sarhoş bir adamla başlıyor. sarhoş olduğu için karakola düşüyor daha sonra ise arkadaşı gelip onu oradan alıyor. ankesörlü telefonla sarhoş abimizin eşini arıyorlar geliyoruz diye tam o sırada bu abimiz ortadan kayboluyor yani kaçırılıyor ama ne kaçırılma. neden veya kimler tarafından kaçırıldığını ne o ne de seyirci olarak biz bilebilliyoruz. neyse efendim bu abiyi tek göz bir odaya kapatıyorlar yemek su ilaç vs her şeyini veriyorlar ve böylece onu orada 15 yıl yaşatıyorlar yani tutsak ediyorlar. dünya ile tek iletişim kaynağı ise televizyon. yıllar geçiyor tabii abimizi artık sorgulamayı bırakmış kaçma planları yaparken görüyoruz. kendini geliştiriliyor, dövüş antrenmanları vs yaparak geçiyor yılları. bir gün ne hikmetse bunu salıveriyorlar. bu da kim benim 15 yılımı ne için çaldı diye kaçıranların izini bulmaya çalışıyor. tüm bunlar olurken karşısına genç ve güzel bir kız çıkıyor ve aralarında duygusal bir ilişki başlıyor. efendim işte kavgalar, dövüşler, meraklar derken kaçıran kişiyi buluyor. meğerse liseden sınıf arkadaşının erkek kardeşiymiş. toparlayacak olursak bu tutsak abimizin lise zamanlarında bir olaya tanık oluyor. bu lise arkadaşı olan kız erkek kardeşiyle ilişki yaşıyor bu abi de bunlara gizlice şahit oluyor ve bu olayı bok var gibi herkese anlatıyor. sonuç olarak kız erkek kardeşinden hamile kalıyor ve bu yayılan dedikodudan gerçeğin ortaya çıkacağını anladığını için intihar ediyor. kızın erkek kardeşi de vay senin yüzünden ablam öldü diyerek bu abiye kafayı takıyor. yıllar sonra onu o hücreden hipnoz eşliğinde çıkarıyor ve tesadüfe bakın ki bu abinin genç ve güzel manitasına da hipnoz yaptırmış ve böylece tanışmalarını, yakınlaşmalarını sağlamış. şimdi bu sapık bu ırz düşmanı buna neden böyle bir kıyak yapsın ki der gibi oluyor insan evet merak etmeyin finalde bunun da nedenini öğreniyoruz. adamın genç manitası meğerse kendi öz kızıymış. hem adama hem de kızına hipnoz etkisinde birbirlerine aşık ettirmiş yani bu ırz düşmanı sapık ablama yaptıklarım yetmedi biraz da sana yapayım intikam öyle değil böyle alınır demiş oluyor. filmin sonunda ise bu zavallı adam kendisine yeniden hipnoz yaptırarak olanları kendisine unutturmaya çalışsa da me yazik ki unutamıyor ve anlamadığım tek nokta ise kızıyla sevgili kalmaya devam ediyor. son.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim