hong konglu yönetmen wong kar-wai'nin 1994 yapımlı ashes of time filminin 2008'de çıkan yeni versiyonu. özellikle görsel olarak çok etkileyici bulduğum ama iyi anlaşılması için biraz dikkatli izlenmesi gereken bir film. genellikle wuxia olarak bilinen türe bir örnek olarak gösterilebilir. bilmeyenler için
wuxia. okuduğum bazı yazılarda wuxia türünün eski çin'de geçmesi ve dövüş sanatlarıyla ilgili olmasının yanında türün özünde üstü kapalı bir başkaldırı ve melankoli olduğu yazıyordu. wong kar-wai de kendi tarzına uygun olarak trajik ve melankolik yanlarını ön plana çıkarmış bu filmde.
buradan sonrasında spoiler olacaktır, izledikten sonra okursanız iyi olur.
öncelikle olay örgüsünden başlamak istiyorum. okuduğum birkaç eleştiri takip etmesi zor bir film demiş ama biraz dikkat edilirse hikaye tamamlanabilir diye düşünüyorum. filmde çok fazla karakter yok ve her birinin hikayesi de bir şekilde birbirine bağlı aslında.
film ouyang feng isimli ana karakterimizin anlatımıyla başlıyor. memleketini terk etmiş ve çölün ortasında yeni bir hayata başlamış. ona gelen insanların istedikleri kişinin öldürülmesini sağlıyor. her sene onu ziyarete gelen huang yaoshi bu sefer yanında içenin hafızasını silen bir şarapla geliyor. ouyang bu şarabı içmeyi reddediyor ama huang içiyor ve hafızasını kaybettiğini söylüyor. içmeden önce de " the root of one's problems is memory" diyor. yani kişinin problemlerinin kökeni hafızasıdır. bu film için önemli bir tema aslında. huang ertesi gün erkenden yola çıkıyor, ouyang bir kadın yüzünden diye düşünüyor. huang gittiği yerde atına su içirmekte olan bir kadını görüp gülümsüyor, kadın telaşlanıp uzaklaşıyor. sonrasında kadının atını erotik denilebilecek bir şekilde okşadığını görüyoruz. huang ve atlı kadın arasındaki cinselliğe işaret ediyor.
sıradaki karakter murong yin/yang. huang'la han gibi bir yerde tanışıyorlar ve o sırada erkek personasında olan kadın huang'ın kız kardeşin varsa onunla evleneceğim demesi üzerine onunla sözleşiyor. buluşma noktasında kadın personasıyla beklerken huang gelmeyince acıyla haykırıyor ve ouyang'a gidiyor. erkek personası huang'ın kardeşini üzdüğü için ölmesini, kadın personası da huang'ı öldürmek istediği için erkek personasının ölmesini istiyor. film ilerledikçe anlıyoruz ki bu kadın aslında bir kılıç üstadı ve bir yanı o zamanlardaki bir erkek gibi özgürce bir kılıç üstadı olarak yaşamak istiyor. kadın yanıysa huang' a aşık ve acı çekiyor. iki persona çatışma halinde ve birbirlerinden dolayı özgür kalamıyor. sonunda iki persona da birbirine karışıyor ve aşkından dolayı çektiği acıyı kabulleniyor.
huang'la eskiden arkadaş olduğunu öğrendiğimiz kör kılıç ustası var sırada. en iyi arkadaşıyken aralarında geçen bir olay yüzünden huang'ı öldürmeye yemin etmiş ama kör olduğu için edememiş. huang'ın yanına gittiği atlı kadın aslına kör kılıç ustasının çok sevdiği karısıymış ama huang ve kadın arasında geçen ilişkiden sonra arkadaşlık bozulmuş ve kılıç ustası evini terk etmiş. oldukça disiplinli bir hayat sürüyor ve sakin bir karakter. iyi bir kılıç ustası. ouyang'dan iş alıyor ama karanlıkta göremediği için iş esnasında o ölüyor.
bir de abisi haydutlar tarafından öldürüldüğü için intikam almak isteyen fakir bir kız var. ouyang ona elindekilerin işin ücretini karşılamayacağını ve vazgeçmesi gerektiğini söylese de kız sabırla ona yardım edecek birini bekliyor. sıradaki karakter olan yetenekli ama fakir kılıç ustası ona yardım ediyor sonunda. öncesinde ouyang ona iş veriyor ve bir süre birlikte çalışıyorlar. bu karakter içinden geldiği gibi yaşayan özgür ruhlu bir tip. bir kılıç ustası olarak zaferleriyle elde edeceği şanın peşinde. ouyang'la çalışırken iyi para kazanıyordu ama sonunda kalbinin sesini dinleyip fakir kıza bir yumurta karşılığında yardın ederek haydutları öldürüyor ve bir parmağını kaybediyor. kıza da " üzülme, yumurtanı yedim ve lezetliydi. başka bir şey yapmana gerek yok" diyor. sonunda onu bekleyen karısını da alıp yine şan peşinde yola koyuluyor.
filmin sonlarına doğru her şey birbirine bağlanıyor. ouyang da aslında bir kılıç ustasıymış ve tıpkı iş verdiği adam gibi o da şan peşinde yollara koyuluyormuş. sevdiği kadını arkasında bırakarak. sevdiği kadın ouyang ona sevildiğini hissettirmediği için guru yapıp ouyang'ın kardeşi olan huang ile evleniyor ve bunun üzerine ouyang da evini terk edip yeni hayatına başlıyor. filmin sonunda huang ve karısının konuşması çık trajik aslında. huang sevilmek istediğini ama hep başkarını incittiğini söylüyür, kendisini bir kaybedeb olarak görüyor. karısı da sevdiği adamla olmadığı için derin bir pişmanlık ve üzüntü içinde olduğunu söylüyor.
birçok sahnede gözüken kuş kafesi çok önemli bir simge filmde. kilit sahnelerde karakterler tam da kendi kafeslerine mahkum olurken gözüküyor. neredeyse tüm karakterler hayatlarında iyi bir konumda ve mutlu olabilecekken kendilerini kafeslere hapsetmişler. pişmanlık içinde yaşıyorlar ve acılarından kaçmaya çalışıyorlar. geçmişlerini unutamadıkları için acıları da bitmiyor. hafızaları kafesin sınırlarını oluşturuyor. bir tek kalbinin sesini ısrarla dinleyen parmağı kesik kılıç ustası ve intikam isteyen kız bunun dışında. ikisi de fakir ve zor hayatları var ama diğer karakterler gibi pişmanlıklarının ağır yüküyle ezilmiyorlar. içlerinden geldiği gibi yaşıyorlar.
film boyunca esen rüzgar ve çölün uçsuz bucaksız görünümü ana karakterlerin kapana kısılmışlığıyla bir tezat oluşturuyor. oldukça melankolik bir film aslında. ouyang'ın hafızası içindeymiş gibi akıyor. kamera sanki ouyang nereye bakıyorsa orayı gösteriyor. hikaye de onun sanki kendine anlatısıymış gibi ilerliyor. aksiyon sahneleri de keza aynı. orada bulunan birisinin gözünden izliyor gibiyiz seyirci olarak, bazen hareketler bulanıklaşıyor bazen de bir şeye gözümüz takılıyor gibi.
hikayenin dışında görsellik yazdığım gibi çok etkileyici. ışık kullanımı enfes olmuş. kostümler ve set tasarımı dönemin şartlarının seyirciye geçmesinde çok etkili olmuş. yönetmen sanki bir ressam gibi belirli bir paletteki renklerle oynuyor film boyunca. giysilerin kırışık ve eski oluşu, masaların dağınıklığı, rüzgarda savrulan örtülerin üzerindeki delikler gibi ayrıntılar filmi başarıyla gerçek kılan detaylar. müzikler de keza görüntüler gibi, hikayeye çok güzel eşlik ediyor. bazen bir inleme, bazen de ince bir melodiye dönüşüyor.
filmle ilgili daha uzun uzun yazarım gibi geliyor ama yazının tam bir tl dr yazısı olduğunun da farkındayım. sonuç olarak beğendiğim ve özellikle estetiği sebebiyle tekrar izleyeceğim filmdir.
devamını gör...