uluslararası kuruluşlar tarafından kültür mirası kabul edilen şehir, tarihi yapılarıyla dikkat çekerken 838 binlik nüfusuyla büyükşehirler in içinde yer almaktadır. farklı inanışlara, dillere, kültürlere asırlardır ev sahipliği yapan şehir tarihi ipek yolu güzergahında bulunup güneydoğu anadolu bölgesi'nin dicle bölümü'nde yer almaktadır.
devamını gör...
tarihi evleri, taş konakları, cami, medrese ve kiliseleriyle adeta bir açık hava müzesini andıran güneydoğu kenti.
devamını gör...
gelirken nasıl yaşarım orada diye ağlatıp dönerken nasıl ayrılırım burdan diye ağlatan şehir.
devamını gör...
türkiye'nin doğusunda bir şehir.
devamını gör...
türkiye de fotoğraf makinamı alıp da gitmek istediğim tek yer...
devamını gör...
tarihiyle,doğasıyla insanı büyüleyen bi şehir.yemeklere zaten söz söylenemez.gelmek isteyip çekinen yazarlar olursa burda rehber bulmak çok kolay herkes yardımcı olmaktan memnuniyet duyar.
devamını gör...
ismi çok sevdiğim bir türküde geçen ve de bu türküden dolayı farklı bir anlam yüklediğim, görülesi bir doğu şehridir.
(bkz: turnam gidersen mardin'e)
devamını gör...
8. (tematik)
türkiye istatistik kurumu (tüik) verilerine göre nüfusu 854 716 kişi olan şehirdir.
devamını gör...
güneydoğu anadolu bölgesi'nin bence en güzel şehridir. hele ki o eski mardin dedikleri taş evlerle kaplı olan bölüm, tamamen sanat harikasıdır. eski mardin'de tarihi binalar, kiliseler fazlasıyla mevcuttur.
devamını gör...
konaklı ağalı paşalı dizilerin tanıtımını yaptığını zannettiği şehir.
tarihi dokusunun korunması için yürütülen restorasyon projeleri ile tarihi yapısı git gide daha iyi hale geliyor. yazın aşırı kalabalık ve sıcaklardan dolayı gezmesi zordur. ilkabahar ve sonbahar mevsimleri gezmek için daha uygun hem havalardan ötürü hem de otellerde yer bulmak daha kolay.

mardine gideceklerin mutlaka görmesi gereken yerler listesi:
mardin müzesi
sabancı müzesi
kasımıye medresesi
zinciriye medresesi
kırklar kilisesi
deyrulzafaran manastırı
dara antik kenti
kafro pizza köyü
yardere köyü
midyat ve savur ilçeleri ayrı gezi programlarına dahil edilmeli bunlar mardin merkez için söylediğim yerler.
dağ kiliselerini görmek isteyenler veya kamp kurmak isteyenler için mardin dağcılık derneği düzenli etkinlikler yapıyor.
buradan ulaşabilirsiniz. aklıma bir şeyler geldikçe editlerim.

mardin'deki bazı sosyal etkinlikler ve aşağı yukarı düzenlenme tarihleri:
1. sinemardin film festivali: kasım ayı içerisinde yapılan bu festival tam 15 yıldır düzenleniyor. festivalin internet sitesine buradan ulaşılabilir.
2. mardin uluslararası uçurtma festivali: 2019'da 3. düzenlenen bu festival korona virüsten dolayı son iki yıldır yapılamıyor. nisan ayı içerisinde yapılan bu festivalin duyuruları belediyenin internet sitesinden yapılıyor.
3. mardin bienali: ilki 2010 yılında düzenlenen bienal 2021 yılında mayıs haziran aylarında düzenlendi. bienalin internet sayfasına buradan ulaşılabilir.
sadece düzenli yapılanların bir kaçını yazdım. bunların dışında özellikle fotoğraf sergileri çok fazla yapılıyor.

mardin'de ne yenir ne içilir dize soracak olanların muhakkak uğraması gereken bazı mekanları şöyle sıralayabilirim:
1. marangozlar kahvesi: hem tarihi dokusu hem de manzarası ile içilen çayın kahvenin tadı daha bir güzel oluyor.
2. mezopotamya çay bahçesi: özellikle bir tarafı ovaya bakan diğer tarafı kaleye ve tarihi dokuya bakan manzarası ile muhakkak uğranması gereken bir dinlenme noktasıdır. orada çektiğim bir fotoğraf için #1052140 numaralı girdiye bakabilirsiniz.
3. cercis murat konağı: mardin mutfağını tanıtan yerlerden biri. bu restoranın kurucusu olan kadının restoranın serüvenini anlattığı tedx konuşması buradan izlenebilir.
4. yasemin pide fırını: bu mekanın manzarası yok ancak hem uygun fiyatlı hem de kolay ulaşılabiliyor bir noktada duruyor. lahmacunu güzeldir.
5. leylan kitap cafe: mardin'in en eski cafelerinden birisidir. özellikle içerisinin tarihi dokusu eşliğinde hem kitap okuyabilir hem kahvenizi içebilirsiniz. akşamları içki servisi de var.
6. sinek cafe: hem müzikli hem içkili bir mekan. bahçesi çok güzeldir.
devamını gör...
mardin müze müdürlüğü tarafından hazırlanan; türkçe, arapça, kürtçe, süryanice ve ermenice olarak seslendirilen ''mardin'in sesleri''
mardinin kültürel çeşitliği hakkında ipucu verir insana ... dinlemek isteyenler için link paylaşalım...
şahsen ben otantik mi dersiniz. oryantalik mi dersiniz, folklorik mi dersiniz bilmem ama böyle davullu zurnalı şarkıları çok seviyorum...
devamını gör...
doğum yerimdir. şehrin merkezi arap ve az da olsa süryani yoğunlukludur. son yıllarda köylerden göçen kürtler de kent merkezinde esnaf olmuştur. yüksekçe bir yerde cami minaresiyle kilise çanını yakın görebileceğiniz ender şehirlerdendir. kendine has yemekleri (ki bana göre güneydoğunun en güzel yemekleridir.) birbirinden farklı baharatları, kuruyemişleri ve hoş kokulu sabunları mevcuttur.

bir diğer adı mezopotamyanın kapısı ya da yüksek rakımı nedeniyle kartal yuvasıdır. gezilecek bir çok yeri vardır. gitmeyi düşünen arkadaşlar varsa fikir vermek babında yardımcı olurum. ön yargılarla mardin’e gidip dönerken bir parçasını bırakan oldukça fazla insan tanırım. son olarak gidin görün gezin sizi bu yüzyıllardan alıp eski yüzyıllara götürecek. aklınızda iyi ki gitmişim dedirtip, yer edecek bir şehirdir vesselam..
devamını gör...
tarihiyle dünyayı kendine hayran bırakan bir şehir. gidip görmeyi çok istiyorum çok.
devamını gör...
badem şekeri,süryani kahvesi,telkarisi,doğal sabunları ve kerpiçten yapılmış otantik evleriyle meşhur güneydoğu şehri.
devamını gör...
ismi bile tarih kokan antik bir şehir. her dilden her ırktan ve her dinden insanların huzur, barış içinde yaşadığı ender şehirlerden biridir.
bir defa gittim. ömrüm yettikçede gitmei istiyorum. bir müslüman olarak ordaki kliselerin hepsini gezmek istiyorum. özellikle mor yakup ve mor gabriel.
devamını gör...
telkari sanatının merkezidir. takı falan çok sevmem ama emeği olan şeyleri çok sevdiğimden gidip yeri olan mardin den almak isterim.
devamını gör...
anadolu'yu mezopotamya'ya bağlayan, batısında şanlıurfa, doğusunda şırnak, kuzeydoğusunda siirt, kuzeyinde diyarbakır ve batman, güneyinde suriye'nin hasiçi (el-haseke) ilinin kamışlı ilçesiyle komşu olan 47 plaka kodlu ildir.

midyat, nusaybin ve kızıltepe, merkez ilçe mardin şehrinden sonraki en büyük ilçeleridir. 1990 yılında yapılan düzenlemeyle doğusundaki idil, cizre ve silopi ilçeleri yeni kurulan şırnak iline, gercüş ilçesi de yeni kurulan batman iline bağlanmıştır. mardin, tarih boyunca hem önemli bir yerleşim yeri, hem de önemli bir konaklama ve ticaret merkezi olarak var olmuştur.

süryaniler tarafından "kaleler" anlamına gelen merdo adıyla anılan mardin şehrinin adı, roma kaynaklarında maride, pers kaynaklarında marde, bizans (doğu roma) kaynaklarında mardia, arap kaynaklarında maridin olarak geçmektedir. mardin,

hristiyanlığın ilk dönemlerinden 1930'lu yıllara dek süryaniler için önemli bir din merkezi konumundaydı. mardinli aramiler, aziz petrus (saint peter) aracılığıyla ms 38 yılında hristiyanlığı ilk benimseyen halk topluluğu olmuşlar ve eski inançlarını sürdüren soydaşlarından ayırt edilmek için "süryani" (suriyeli) olarak anılmaya başlamışlardır.

mardin'de 493'de yapılan deyrülzafaran manastırı ile midyat yakınlarındaki mor gabriel manastırı (kartmin manastırı) yörede yaşayan süryanilerin önemli din merkezleriydi. siyasi ve dinî baskılar nedeniyle yüzyıllarca yer değiştirmek durumunda kalan süryani patrikliği, 1293'te deyrülzafaran manastırı'na taşınmıştır. mardin meryem ana kilisesi, xııı. yüzyılda katolik mezhebini benimseyen süryanilerin dini merkezidir.

süryaniler açısından önemli din ve kültür merkezleri barındıran bu yöreye sonradan yerleşen artuklular'da mardin, kızıltepe ve hasankeyf şehirlerini kendi mimar, üsluplarında yapılarla donatmışlardır. yöreye özgü en önemli geleneksel zanaat dalları bakırcılık, dokumacılık ve kuyumculuktur.
bakırcılık ve kuyumculuk ilde hâlen yaygın olan uğraşlarken, osmanlı döneminde bab-ı ali'ye ipekli ve tül dokumalar gönderecek kadar gelişmiş durumda olan dokumacılık, bugün eski önemini yitirmiştir.

farklı farklı isimleri ve şekilleri olan ibrikler, genellikle hamam gereçlerinin taşınmasında ve muhafazasında kullanılan "kildan" denen kutular, acı kahvenin kaynatılmasında kullanılan "mırra" denen cezveler, güğümler ve mangallar, mardin yöresel bakır işçiliğinin en önemli ürünleridir. merkezi midyat olan kuyumculuk ise gümüş işçiliğinin yaygın olduğu ve daha çok süryanilerin uğraştığı bir zanaattir.
devamını gör...
şöyle nefis bir türkü'nün kaynağı.

devamını gör...
çok güzel şehir. yediğiniz, içtiğiniz, soluduğunuz, gördüğünüz, dokunduğunuz, size, taa içinize dokunan her yeri, her şeyi ve hatta her kimsesi ile çok güzel. anlatılabilecek bir şey değil. gerçekten dedikleri kadar var. şehrin adeta canı, kanı var.

dün mesela kafamız oldukça güzel şekilde gittiğimiz, bir kadeh de şurada şarap içelim, öyle geçeriz otele diye girdiğimiz bir küçük cafede, ki müthiş bir ambiyans yaratılmış içeride zaten bir taş konak olan mekanda, hayatımın en çokkültürlü ortamının içinde buluverdim kendimi birden. mekan sahibi süryani arkadaşımız ben replikalara, yazılamalara bakınmak için o 4 masalık mekanda dolanırken, ablacım bak burada da bir kolaj var, sen meraklısın bu işlere belli ki diyerek beni açık mutfağa davet etti. mutfakta dediği kadar güzel bir kolaj vardı gerçekten her telden çalan. çoğunluğu yazar ve şairlerin portrelerinden oluşan ama içlerinde lenin'in ya da tanju okan'ın hatta maradona'nın bile bulunduğu bir grup insan. bu ne yahu, bu ne çeşitlilik, ben asla bu kadar uçamam, mükemmel gerçekten dememle, çünkü istanbullusun diye cevabı yapıştırması bir oldu abimizin. ay pardon ablamızın. sensin abla dedim çünkü kendisine mutfağa girmek için taş kemere çarpmamak üzere eğilirken, tabi benim abla, bak kaldır kafanı bak duvara dedi.*

bir küçük açık mutfak. açık dediğime bakmayın duvarlarla çevrili aslında ama pencereleri var dükkandaki 4 masayı gören. mekan sahibi çoğunlukla orada takılıyor belli, sadece bir mutfak değil haliyle. yaşam alanına çevirmiş. ortada büyük bir masası var. etrafında sandalyeler, uzun bir tezgah, şarap bir musluklu karafta, el yapımı, şişelenmemiş, bir küçük buzdolabı, zaten sadece peynir ve çeşitli yemişler ikram ediliyor şarabın yanında. raflar, kadehler ve işte hepsi bu kadar. ben mutfağa girdiğimde ben yaşlarda bir çocuk daha vardı mutfakta. bir de yaşı bizden epey küçük mekan çalışanı, muhtemelen okullar tatil diye çalışan bir lise öğrencisi. mekan sahibi buyur etti, azalmış şarap kadehimi elimden alıp tazeledi, masada oturmakta olan arkadaşıma seslenip onu da mutfağa davet etti ve biz başladık sohbete. arkadaşı polismiş. faşist bu ya diyerek dalga geçiyor onunla. ben elbette gergin bir tondan, hem de bu yaşta diyorum. yeni geldim ya mardin'e diyor, hmm nereden diyorum, ankara'dan diye yanıtlıyor. ooo merkezden atanmış bir de diyip kafamı çeviriyorum. mekan sahibiyle gülüşüyoruz. derken biri daha geliyor. belediye'de mal müdürü diye tanıtıyolar 50'lerinde abiyi. oğlu varmış, sanatçı, yurtdışına gitmiş, pandemi patlamış, tutunamamış. dönmüş türkiye'ye. hala adapte olamadı diyor. derken biri daha. esnaf. sonra biri daha berber. sonra biri daha otoparkçı... sonra öğreniyoruz ki mal müdürü dedikleri albaymış. küçük çaplı bir şok geçiriyorum. albay tam yanımda oturuyor. benimle şarap içiyor gülerek. ne var ya, insan albay olamaz mı diyor. polise benden nefret ediyosun di mi diye soruyorum. aklıma takılıyor çünkü. hayır ama sen çok saygısız bir insansın diyor. açıklamaya çalışıyorum. niyetimin onu kırmak olmadığını ama ne onun beni ne benim onu ikna edebileceğimi söylüyorum. anlaşıyoruz, özür diliyorum şahsından. meselemin bireyler değil sistemler olduğunu anlıyor. 3 saat oturuyoruz orada. şarap bitiyor, oğlanı gönderip bira aldırıyoruz. son gelen otoparkçı ata abi'nin birasını içmişim meğer dolaptan alıp. tombul efes içmeyeli yıllar olmuş. tadı bir tuhaf geliyor. sohbetin güzelliğinden onu bile umursamıyorum. inanılmaz şeyler dinliyorum o masada. bu birbirinden alakasız, yaşları farklı, meslekleri farklı hatta karakterleri bile büyük ölçüde farklı adamların birlikte ne kadar güzel olduklarını düşünüyorum. ayrılırken bizden biraların parasını almıyorlar. hatta şarapları bile almamaya çalışıyorlar. zaten yanımızda nakit yok, mekanda kart geçmiyor. yarın uğrarız diyoruz. belki açmam bile yarın diyor. o kadar eşsiz bir deneyim yaşıyorum ki orada, mekandan ayrıldıktan sonra gözyaşlarımın usulca süzülmesine engel olmak aklımın ucuna bile gelmiyor.

şehrin altını üstüne getirdik. dediğim gibi gördüğüm her şey çok güzeldi. ama yaşadığım şey ifade edilebilir değil. sadece bir akşamın bir bölümünü elimden geldiğince anlatmaya çalıştım. ne diyebilirim ki daha?

galiba şu var; bu şehre gelip sabun almadan dönen ilk turist olacağım. bu konu hakkında başka da diyecek bir şeyim yok.
devamını gör...
ismini duyduğumda turunculu grili köy evlerini drone ile çekerken arka planda yanık sesiyle insanı tribe sokan bir kadının "yahaleeeyy yalleey yahaleeyyeyyeyy" diye uzun hava çığırdığı bir video gelen şehir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"mardin" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim