1.
iii.mehmed tahta çıktığı gün (bkz: fatih kanunnamesi) , 19 kardeşini bir gecede öldürmüştür. bu osmanoğullarının bile utanç duyduğu bir olaydır. 35.osmanlı padişahı mehmet reşat 3.mehmed'in türbesini ziyaret etmez. "ben kardeş katillerinin mezarını ziyaret etmek istemiyorum" der. bu osmanlı tarihinde yaşanan en kötü olaylardan birisidir çünkü ölenlerin bir kısmı bebektir.
devamını gör...
2.
avrupalılar gibi ‘piçler tahta çıkamaz’ diye bir kanun koysalar bunlar olmazdı.
devamını gör...
3.
iii. mehmed'in gerçekleştirdiği eylem. kendisi bu yüzden hiç sevilmemiş, hatta psikopat olarak görülmüştür. fakat bunu bilerek, isteyerek yapmamıştır. orda olan, yabancı bir kimsenin aktardığına göre, o gece, iii. mehmed'in abileri yanına gelip onu (padişah olduğu için) tebrik etmişler. bu abilerin arasında en büyük olanı, kendilerine dokunulmamasını rica etmiştir. 3. mehmed bunun üzerine bir şey söylememiştir. "kendilerine dokunulmama ricası" ne demek? evet, kardeş katli, 3. mehmed'in getirdiği bir şey değildi. atalarının getirmiş olduğu bir kanundu! yani 3. mehmed psikopat değildi. o gece onlara cevap vermedi, fakat bu kanunu uygulamamaya cesaret de edemedi. "kendilerine dokunulmama ricası"nda bulunan abisine bir cevap vermedi, çok üzüldü ve başını çevirdi. diğer gün, halk bir baktı, 19 kardeşin cenazesi saraydan çıkıyor. tabii halk da yuh lan dedi. bu ne? 19 kişi! tabii bu da, kardeş katli uygulamasının son bulmasının temellerini atmıştır.
ayrıca bundan ilave bir makalede, 3. mehmed'in bu olaydan sonra kendine gelemediğiyle ilgili bir şey okumuştum sanırsam.
fatih kanunnamesinden:
ve her kimesneye evladımdan saltanat müyesser ola, karındaşların nizam-ı alem içün katl etmek münasiptir. ekser ulema dahi tecviz itmiştir. anında amil olalar. yani, ve herhangi bir kimseye, evladımdan saltanat nasip olursa, kardeşlerini düzen için öldürmesi uygundur. çoğu alim bunu uygun bulmuştur. anında gerçekleştirilmeli.*
ayrıca bundan ilave bir makalede, 3. mehmed'in bu olaydan sonra kendine gelemediğiyle ilgili bir şey okumuştum sanırsam.
fatih kanunnamesinden:
ve her kimesneye evladımdan saltanat müyesser ola, karındaşların nizam-ı alem içün katl etmek münasiptir. ekser ulema dahi tecviz itmiştir. anında amil olalar. yani, ve herhangi bir kimseye, evladımdan saltanat nasip olursa, kardeşlerini düzen için öldürmesi uygundur. çoğu alim bunu uygun bulmuştur. anında gerçekleştirilmeli.*
devamını gör...
4.
sadece kardeşlerini değil, onlardan olan çocukları hatta hamile kalan cariyeleri bile çuvala koydurup boğdurtmuştur.
devamını gör...
5.
osmanlı devletindeki aile kardeşlik kavramı farklı. muhteşem yüzyıl içinde de bu konsept güzel yedirilmiştir.
iktidar tehdittir. kör ve sağır eder.
iktidar tehdittir. kör ve sağır eder.
devamını gör...
6.
1. ahmed'in kardeş katli vaciptir yasasını kaldırıp ekber ve erşed sistemine geçmesinin temel nedeni; babasının tahta geçince yaptığı katliamdan dolayıdır.
devamını gör...
7.
kardeşine yalnızca rakip gözüyle bakan klasik osmanlı dönemi vukuatları...
devamını gör...
8.
öldüreleceğini bile bile çocuk yapmak..
buyur buradan yak..
buyur buradan yak..
devamını gör...
9.
kardeş katlinin kaldırılmasının bana göre bu olay ile bir ilgisi yok. öldüren sehzade sayısı 19`dan da fazla olabilir, bu sayı tam net değil. burada asıl meselelerden birisi, 3. mehmet'in babası, 3. murat'ın yine tam sayı bilinmemekle birlikte 103 çocuğu olduğu bilgisidir. yani ortada bir manyaklık söz konusu. fakat tarihi bu şekilde ele almak bana göre olmadığı için asıl yazma nedenime geçeyim.
ne demiştik, kardeş katlinin bu olay ile ilgisi yok. elbette bana göre, peki neden? bu dönemde osmanlı merkezi, taşra üzerinde hakimeyetini kaybetmeye başladığı dönemdir. 3. mehmet sancağa çıkan son sehzadedir. kendisinden önce başlayan merkezi idarenin zayıflaması bu dönemde iyice, ayyuka çıkmıştır. kendisinin döneminde başlayan celali isyanları bunun en önemli göstergesidir. celali isyanlarının çıkışı, yayılımı, ortalığı kasıp kavurması, merkezin periferileri üzerinden kontrolü büyük oranda kaybettiğinin önemli bir göstergesidir. bu dönemde sehzadelerin saray kontrolünün dışına çıkması, saray tarafından tehdit olarak görülmüştür. çünkü "isyanı" bastirmakla zorlanan merkez, bu kalkismalarin başına bir de sehzade geçtiğinde iyice çaresiz kalacaktır. işte tam da bu dönemde, yani celali isyanları döneminde kardeş katli kaldırılmış, sehzadelerin sancağa gitmesi yasaklanmıştır. aslında kaldıran kardeş katli değil, sehzadelerin saray dışına çıkmasıdır.
denebilir ki, isyan bastırıldıktan sonra tekrar eski düzene geri dönülebilirdi. hayır bu çok mümkün değil, her şeyden önce bu isyan çok ama çok kanlı bir şekilde bastırıldı. diğer yandan devletin gaddarlık göstererek kontrol altına aldığı isyan, potansiyel olarak hala varlığını koruyordu. merkez bir daha hiçbir zaman taşranın kontrolünü ele alamadı. bunu 18.yuzyilda ayanların ve derebeylerin ortaya çıkmasından biliyoruz.
ne demiştik, kardeş katlinin bu olay ile ilgisi yok. elbette bana göre, peki neden? bu dönemde osmanlı merkezi, taşra üzerinde hakimeyetini kaybetmeye başladığı dönemdir. 3. mehmet sancağa çıkan son sehzadedir. kendisinden önce başlayan merkezi idarenin zayıflaması bu dönemde iyice, ayyuka çıkmıştır. kendisinin döneminde başlayan celali isyanları bunun en önemli göstergesidir. celali isyanlarının çıkışı, yayılımı, ortalığı kasıp kavurması, merkezin periferileri üzerinden kontrolü büyük oranda kaybettiğinin önemli bir göstergesidir. bu dönemde sehzadelerin saray kontrolünün dışına çıkması, saray tarafından tehdit olarak görülmüştür. çünkü "isyanı" bastirmakla zorlanan merkez, bu kalkismalarin başına bir de sehzade geçtiğinde iyice çaresiz kalacaktır. işte tam da bu dönemde, yani celali isyanları döneminde kardeş katli kaldırılmış, sehzadelerin sancağa gitmesi yasaklanmıştır. aslında kaldıran kardeş katli değil, sehzadelerin saray dışına çıkmasıdır.
denebilir ki, isyan bastırıldıktan sonra tekrar eski düzene geri dönülebilirdi. hayır bu çok mümkün değil, her şeyden önce bu isyan çok ama çok kanlı bir şekilde bastırıldı. diğer yandan devletin gaddarlık göstererek kontrol altına aldığı isyan, potansiyel olarak hala varlığını koruyordu. merkez bir daha hiçbir zaman taşranın kontrolünü ele alamadı. bunu 18.yuzyilda ayanların ve derebeylerin ortaya çıkmasından biliyoruz.
devamını gör...