normal sözlük yazarlarının karalama defteri
"gök kubbenin üstünde ne var acaba?" diye düşündü, düşüncesini tam algılayamadan bile kanatlarını açtı, havalandı. üzerinde uçtuğu şehrin kendisine ait, alışık olduğu yer olduğunu biliyor ve buradan ayrılmak için havalandığından duyduğu korkunun öğrenip açılmak için hissettiklerinden çok fazla olduğununun da farkındaydı. ne kadar uçtuğunu bilmiyor ama o koyu mavi'ye kavuştuğunu görebiliyordu, biraz daha yükselse "her şeyi" arkasında bırakacaktı. esinti kesildiğinde mavilik siyahi kıvama ermişti, bu onun hayatında ilkti, şaşırdı bunu yapabildiğine. renkler solmaya başladığında hayatının en mutlu anlarında olduğunu anladı ve bir daha da aşağı bakmadı"
devamını gör...
yarın anne olacağını düşünmeden yaşayan kadın
devamını gör...
geceye bir hayat dersi bırak
kendiniz için istediğiniz şeyi, sevdikleriniz için de isteyin.*
nefsinizde olan bir kusuru ıslah etmeden, başkasını ayıplamayın.*
nefsinizde olan bir kusuru ıslah etmeden, başkasını ayıplamayın.*
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
merhaba karalama defteri.
bugün her şey mümkündü; ama hicbir şey yaşanmadı. gün anlamını yitirip önemini koruyunca böyle oluyor.
bugün her şey mümkündü; ama hicbir şey yaşanmadı. gün anlamını yitirip önemini koruyunca böyle oluyor.
devamını gör...
68 65 78 61 64 65 63 69 6d 61 6c
31 36 27 6c c4 b1 6b 20 73 61 79 c4 b1 20 73 69 73 74 65 6d 69 64 69 72 2e 20 42 75 20 73 61 79 c4 b1 20 73 69 73 74 65 6d 69 20 62 69 6e 61 72 79 27 79 65 20 67 c3 b6 72 65 20 64 61 68 61 20 63 6f 6f 6c 20 64 75 72 75 72 2e 20 63 27 64 65 20 65 c4 9f 65 72 20 62 69 72 20 64 65 c4 9f 65 72 69 20 68 65 78 20 6f 6c 61 72 61 6b 20 79 61 7a 64 c4 b1 72 6d 61 6b 20 69 73 74 65 72 73 65 6e 69 7a 2c 20 25 78 20 6b 75 6c 6c 61 6e 6d 61 6e c4 b1 7a 20 67 65 72 65 6b 69 72 2e 20 73 65 76 65 72 69 6d 2e
devamını gör...
bugün de youtuber olamayan z kuşağı bireyi
dahil olduğum gruptur. ha tamam yazar maaşı şükür tıkır tıkır yatıyor ve geçinmeye yetiyor ama ek gelir de fena olmazdı hani.
devamını gör...
türkiye’nin en iyi müzik grubu
mor ve ötesi.
devamını gör...
masallardaki ulaşım araçları
devamını gör...
bilinmeyen bir kadının mektubu
lise sondayken edebiyat hocamız sayesinde tanışıp resmen aşığı olduğum zweig'in, mükemmel eserlerinin şahı olan kitabı.
şöyle oldu; sanki serin bir akşam üstüydü, kaldırıma çökmüş yorgun bir kadın gördüm ve yanına oturdum. nedensizce kadının donuk gözlerle etrafı seyrettiği şeklinde canlanır gözümde. sonra bu kadın bunu bekliyormuş gibi başından geçenleri tek tek anlatmaya başladı.
çocukluk ila gençlik arasındaki dönemine henüz adım atmıştı. annesiyle birlikte oldukça bir yaşam sürerken karşılarındaki daireye taşınan ve ondan yaşça büyük olup kendi halindeki yaşayan o adama aşık olmuştu. aşkın büyüsüdür ya; sıradan hayatı renklenmiş, ömrünü heba edebileceği bir amaç bulmuştu. değil mi ki zaten bizi amaçlarımız tüketir? kadın da amacının peşinden giderken yaralar almıştı.
adamın karşısına "(i: kapıyı açtığı için teşekkür ettiği küçük kız" diye çıkamadığından, şahsın yolda gördüğü rastgele bir kadın olarak çıkmıştı. henüz on sekiz yaşındayken yalnızca bedeninin değil, ruhunun da bekaretini teslim etmişti. adam ise bunların hiçbirinin farkında değildi. kadın ağlıyordu anlatırken, ağladığının farkında değildi ama. gözyaşı dökmeye alışkın olduğundan herhalde.
neyse, bu adam kadınla yeniden bir araya geldiklerinde dahi onu tanımamıştı. yeniden karşılaştığı bu beden hiç tanıdık gelmemişti ona, üstelik birlikte geçirdikleri gecenin sabahında kadına hediye olarak çantasına koyduğu paraları bırakmıştı, bir de zeki bakışlı oğlunu. her şeye rağmen ne öfkelenmişti ne kırılmıştı ne de aşkından vazgeçmişti ismini sormayı unuttuğum hanımefendi. oğlu ölmüştü, o da kendini iyi hissetmiyordu ve olup biteni hayatını öylece yaşayıp giden o herife anlatmak için kağıda dökecekti. usulca izin isteyip kalktı, bir daha da görmedim. bir sonraki gün öldüğünü öğrendim.
zweig böyledir işte. karakteriyle sizi dost eder. ölseler bile unutmazsınız. bu kadın bana hiç yabancı gelmedi. benzeri bir aşk yaşadığımdan değil, duygusal boşluğundan, içinin ölmeye yüz tutmuş olmasından tanıdım.
anlatım gayet sade, duyguları harekete geçirme ultra büyük ve çaresizliği hissettirme olağanüstüydü.
acaba intihar etmeseydi daha neler yazardı bu adam, diye düşünmeden edemiyor insan.
ayh, duygulandım yine. alıntı cümle bırakıp kaçayım;
-"insanlar arasında yalnız kalmaktan daha korkunç bir şey yoktur."
şöyle oldu; sanki serin bir akşam üstüydü, kaldırıma çökmüş yorgun bir kadın gördüm ve yanına oturdum. nedensizce kadının donuk gözlerle etrafı seyrettiği şeklinde canlanır gözümde. sonra bu kadın bunu bekliyormuş gibi başından geçenleri tek tek anlatmaya başladı.
çocukluk ila gençlik arasındaki dönemine henüz adım atmıştı. annesiyle birlikte oldukça bir yaşam sürerken karşılarındaki daireye taşınan ve ondan yaşça büyük olup kendi halindeki yaşayan o adama aşık olmuştu. aşkın büyüsüdür ya; sıradan hayatı renklenmiş, ömrünü heba edebileceği bir amaç bulmuştu. değil mi ki zaten bizi amaçlarımız tüketir? kadın da amacının peşinden giderken yaralar almıştı.
adamın karşısına "(i: kapıyı açtığı için teşekkür ettiği küçük kız" diye çıkamadığından, şahsın yolda gördüğü rastgele bir kadın olarak çıkmıştı. henüz on sekiz yaşındayken yalnızca bedeninin değil, ruhunun da bekaretini teslim etmişti. adam ise bunların hiçbirinin farkında değildi. kadın ağlıyordu anlatırken, ağladığının farkında değildi ama. gözyaşı dökmeye alışkın olduğundan herhalde.
neyse, bu adam kadınla yeniden bir araya geldiklerinde dahi onu tanımamıştı. yeniden karşılaştığı bu beden hiç tanıdık gelmemişti ona, üstelik birlikte geçirdikleri gecenin sabahında kadına hediye olarak çantasına koyduğu paraları bırakmıştı, bir de zeki bakışlı oğlunu. her şeye rağmen ne öfkelenmişti ne kırılmıştı ne de aşkından vazgeçmişti ismini sormayı unuttuğum hanımefendi. oğlu ölmüştü, o da kendini iyi hissetmiyordu ve olup biteni hayatını öylece yaşayıp giden o herife anlatmak için kağıda dökecekti. usulca izin isteyip kalktı, bir daha da görmedim. bir sonraki gün öldüğünü öğrendim.
zweig böyledir işte. karakteriyle sizi dost eder. ölseler bile unutmazsınız. bu kadın bana hiç yabancı gelmedi. benzeri bir aşk yaşadığımdan değil, duygusal boşluğundan, içinin ölmeye yüz tutmuş olmasından tanıdım.
anlatım gayet sade, duyguları harekete geçirme ultra büyük ve çaresizliği hissettirme olağanüstüydü.
acaba intihar etmeseydi daha neler yazardı bu adam, diye düşünmeden edemiyor insan.
ayh, duygulandım yine. alıntı cümle bırakıp kaçayım;
-"insanlar arasında yalnız kalmaktan daha korkunç bir şey yoktur."
devamını gör...
sorusu olanlar gelen kutuma portakal atabilir
yaaaa sen ne tatlı bişeysin öylee. ağlamıyorum gözüme portakal kaçtı...
devamını gör...
sevilen kişiden vazgeçme eşiği
--- alıntı ---
"kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim. canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim. bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim. gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve bana hala söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim. her sabah benimle uyanmak istemediğini, geleceğimizin hiçbir yere gitmediğini anladığım zaman vazgeçtim. düşüncelerime ve değerlerime değer vermediğin için vazgeçtim. ağrılarımı dindirecek sıcak sevgiyi bana vermediğinde vazgeçtim. sadece kendi mutluluğunu ve geleceğini düşünerek beni hiçe saydığın için vazgeçtim. tablolarımda artık kendimi mutlu çizemediğim ve tek neden “sen” olduğun için vazgeçtim. bencil olduğun için vazgeçtim. bunlardan sadece bir tanesi senden vazgecmem için yeterli değildi çünkü sevgim yüceydi. ama hepsini düşündüğümde senin benden çoktan vazgeçtiğini anladım. bu yüzden ben de senden vazgeçtim.
frida kahlo"
--- alıntı ---
"kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim. canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim. bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim. gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve bana hala söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim. her sabah benimle uyanmak istemediğini, geleceğimizin hiçbir yere gitmediğini anladığım zaman vazgeçtim. düşüncelerime ve değerlerime değer vermediğin için vazgeçtim. ağrılarımı dindirecek sıcak sevgiyi bana vermediğinde vazgeçtim. sadece kendi mutluluğunu ve geleceğini düşünerek beni hiçe saydığın için vazgeçtim. tablolarımda artık kendimi mutlu çizemediğim ve tek neden “sen” olduğun için vazgeçtim. bencil olduğun için vazgeçtim. bunlardan sadece bir tanesi senden vazgecmem için yeterli değildi çünkü sevgim yüceydi. ama hepsini düşündüğümde senin benden çoktan vazgeçtiğini anladım. bu yüzden ben de senden vazgeçtim.
frida kahlo"
--- alıntı ---
devamını gör...
irmik helvası
o kadar tanım girilmiş bir kişi de helvayı şöyle yapın dememiş. kınıyorum. esefle kınıyorum. *
klasikleşmiştir. helva dediğimiz zaman ölenin ardından yapılan yiyecek diye düşünürüz. belki ölenin ruhuna gitsin diye düşünülür. belki de günahlarının kefareti olsun diye düşünülür. ne düşünülürse düşünülsün bence cenaze zamanları dışında da yapılması gereken tatlı diye düşünüyorum. gelin, bu geleneği değiştirip canımız tatlı istediğinde birazcık helva kavuralım. ağzımız tatlansın.
akşama helva kavuracaklar için tarifini şuraya bırakıyorum.
malzemeler:
* 1,5 su bardağı irmik
* 3 çorba kaşığı tereyağı ( bence hepsi tere yağı olmamalı. 1 çorba kaşığı tere yağı, 50 gr.// 1,5 çorba kaşığı tereyağ, kalanı sıvı yağ konulmalı, ben öyle yaptım. siz de öyle yapın. )
* ceviz, fındık, çam fıstığı vs. (ben ceviz kullandım, cevizi öyle koklatmadım, belki irmikten çoktur :p )
şerbeti:
* 1,5 su bardağı süt
* 1,5 su bardağı su
* 1,5 su bardağı şeker
yapılışı :
ilk başta şerbet için malzemeleri küçük bir tencereye koydum ve şeker eriyene kadar -ocağın herhangi bir gözündeki orta harlı ateşte- karıştırdım. şeker eriyip gidince tencerenin içindekileri kendi haline bıraktım. kaynayana kadar gözüm üstünde oldu.
diğer yandan tereyağı ve sıvı yağı geniş bir tencereye aldım, tereyağ eriyene kadar bekledim. yağ eriyince irmiği kattım. normalde ilk başta ceviz, fındık, fıstık gibi malzemeleri katıp kavuruyorlar lakin bu kavurma işlemi irmikle birlikte de sürdüğü için yavrucaklar yanıyor. işte bu yanma olayı olmasın diye ben ters ilerledim. irmik 2-3 dk. sonra tüm yağı çekiyor. 4. dakikadan itibaren cevizleri kattım ve irmikleri hoş bir renk -sütlü kahve, kapiçinoğğ - alana kadar kavurdum. yaklaşık 15-20 dk. tabii bu sırada şerbetimi -fokurdamaya fırsat vermeden- ocaktan aldım. irmikleri kavurma işlemi tamamlanınca sıcak şerbeti irmikli tencerenin içine döktüm. bu noktada önemli olan irmikli tencerenin ateşini en düşük ayara indirmek. mazallah kendinizi yakmanızı istemem. güzelce karıştırdıktan sonra tenceremin kapağını kapattım ve ocağın ısı ayarını yine yükselttim. irmik şerbeti çekince ocağımı söndürdüm. bu aşamada helva macun gibi bir kıvam alıyor. bu sizi korkutmasın. ılınınca helva kendini topluyor ve aşşırrrııı güzel bir kıvamı oluyor.
not: helvayı pişirdikten ve 5 dk geçtikten sonra helvamızı karıştırmayı unutmayalım. yazmayı unutmuşum , karıştırmayı unutmayın.
şuraya da görsel bırakayımm. yapacaklara afiyet olsun.
klasikleşmiştir. helva dediğimiz zaman ölenin ardından yapılan yiyecek diye düşünürüz. belki ölenin ruhuna gitsin diye düşünülür. belki de günahlarının kefareti olsun diye düşünülür. ne düşünülürse düşünülsün bence cenaze zamanları dışında da yapılması gereken tatlı diye düşünüyorum. gelin, bu geleneği değiştirip canımız tatlı istediğinde birazcık helva kavuralım. ağzımız tatlansın.
akşama helva kavuracaklar için tarifini şuraya bırakıyorum.
malzemeler:
* 1,5 su bardağı irmik
* 3 çorba kaşığı tereyağı ( bence hepsi tere yağı olmamalı. 1 çorba kaşığı tere yağı, 50 gr.// 1,5 çorba kaşığı tereyağ, kalanı sıvı yağ konulmalı, ben öyle yaptım. siz de öyle yapın. )
* ceviz, fındık, çam fıstığı vs. (ben ceviz kullandım, cevizi öyle koklatmadım, belki irmikten çoktur :p )
şerbeti:
* 1,5 su bardağı süt
* 1,5 su bardağı su
* 1,5 su bardağı şeker
yapılışı :
ilk başta şerbet için malzemeleri küçük bir tencereye koydum ve şeker eriyene kadar -ocağın herhangi bir gözündeki orta harlı ateşte- karıştırdım. şeker eriyip gidince tencerenin içindekileri kendi haline bıraktım. kaynayana kadar gözüm üstünde oldu.
diğer yandan tereyağı ve sıvı yağı geniş bir tencereye aldım, tereyağ eriyene kadar bekledim. yağ eriyince irmiği kattım. normalde ilk başta ceviz, fındık, fıstık gibi malzemeleri katıp kavuruyorlar lakin bu kavurma işlemi irmikle birlikte de sürdüğü için yavrucaklar yanıyor. işte bu yanma olayı olmasın diye ben ters ilerledim. irmik 2-3 dk. sonra tüm yağı çekiyor. 4. dakikadan itibaren cevizleri kattım ve irmikleri hoş bir renk -sütlü kahve, kapiçinoğğ - alana kadar kavurdum. yaklaşık 15-20 dk. tabii bu sırada şerbetimi -fokurdamaya fırsat vermeden- ocaktan aldım. irmikleri kavurma işlemi tamamlanınca sıcak şerbeti irmikli tencerenin içine döktüm. bu noktada önemli olan irmikli tencerenin ateşini en düşük ayara indirmek. mazallah kendinizi yakmanızı istemem. güzelce karıştırdıktan sonra tenceremin kapağını kapattım ve ocağın ısı ayarını yine yükselttim. irmik şerbeti çekince ocağımı söndürdüm. bu aşamada helva macun gibi bir kıvam alıyor. bu sizi korkutmasın. ılınınca helva kendini topluyor ve aşşırrrııı güzel bir kıvamı oluyor.
not: helvayı pişirdikten ve 5 dk geçtikten sonra helvamızı karıştırmayı unutmayalım. yazmayı unutmuşum , karıştırmayı unutmayın.
şuraya da görsel bırakayımm. yapacaklara afiyet olsun.
devamını gör...
rte'yi sevmeyip köprüsünü tünelini kullanan tip
ironi nedir nasıl yapılır başlığının altına yazılacak olan entry. şayet gerçekse hiç komik değil.
devamını gör...
farklı bakış açılarına sahip insan
dünyadaki tüm bilimsel gelişmelere,ilerlemelere kaynak olan insanlardır.her devirde vardır bu insanlar. zaten onları hatırlarız o devirlerden sadece.
devamını gör...
disparoni
cinsel ilişki sırasında meydana gelen kasıkta yanma, acı,huzursuzluk olarak ortaya çıkar.
devamını gör...
karma puan formülü
nelson'ın kafasından çıkan ışığın beni kör etmesiyle sonuçlanmış hesaplamadır.
devamını gör...
it's only us
devamını gör...
tam kapanma
türkiye'de uygulananı tuhaftır. hükümet tam kapanma ilan etmiştir ama kimse s*klememektedir. adana demirspor şampiyon olur polis sevinç gösterilerine katılır, binlerce kişi israil'i protesto etmeye çıkar kimseye ceza yazılmaz. bizim mahallede arkadaşlar takılıyo valla izin belgesiz, bayaa dükkana gidiyolar, okey atıyolar, parkta oturuyoruz arada... bir işimiz doğru değil ne yazık ki, bir işimiz.
devamını gör...
ezberlenen en saçma şey
bu şarkı:
şarkı saçma değil de, benim ezbere biliyor olmam saçma.
şarkı saçma değil de, benim ezbere biliyor olmam saçma.
devamını gör...
