insan kütüphanesi
ülkemizde başlık sahibi yazarın da belirttiği üzere yaşayan kütüphane ismiyle toplum gönüllüleri vakfı projesi olarak üniversite öğrencileri tarafından hayata geçirilmektedir.
bir tanesinde projenin hayata geçirilmesi kısmında gönüllü görev alarak hayatımın en önemli faaliyetlerinden birini gerçekleştirmiştim. daha öğretici çok az deneyim yaşamışımdır.
üniversite çatısı altında 2 gün boyunca insan kitaplarımızla, öğrencileri yarım saatlik sohbetlerde buluşturup ön yargılarının kırılmasını amaçlamıştık. yani bir anlamda toplum tarafından mezhebi, cinsel kimliği, etnik kökeni, inancı sebebiyle ötekileştirilen - alevi, ermeni, kürt, lezbiyen, başörtülü, hristiyan, ateist... - insanlara mikrofon uzatıyor, ötekileştirmeye odun atan insanları da onların gerçekliğiyle buluşturarak zihinlerindeki duvarları yıkıyorduk. çok insan merakıyla katılıp ufkunu allahuekber dağlarına ulaştırarak oradan uzaklaşıyordu. çünkü toplumdaki ön yargılarımızın çoğu zihnimize yerleştirilmiş bir vaziyette, yıkmak da değişmek öğrenmek demek. insanlık ise doğru bildiğinden vazgeçme, değişme, gelişme konusunda pek hevesli değildir bildiğiniz üzere. ancak birebir o insanlarla konuşma imkanı bulduklarından çoktan değişimi, dönüşümü başlatmış oluyorlardı.
2 gün boyunca insanları gözlemlemek muazzam bir deneyimdi. kendim de ötekileştirilen bir kesimden geldiğim için böyle bir projede yer almak çok ayrı bir tatmin duygusu da yaratmıştı. hatırladıkça içinde bulunduğum için iyi ki dediğim projelerden biridir.
hala yapılıyor mu, yapılmasına izin verilir mi bilmiyorum. ancak hem gençlerin kendi düzenlemeleri, sorumluluk almaları hem de toplum için faydasının tartışılamaz boyutta olmasından dolayı keşke devam ettirilse dediğimdir.
bir tanesinde projenin hayata geçirilmesi kısmında gönüllü görev alarak hayatımın en önemli faaliyetlerinden birini gerçekleştirmiştim. daha öğretici çok az deneyim yaşamışımdır.
üniversite çatısı altında 2 gün boyunca insan kitaplarımızla, öğrencileri yarım saatlik sohbetlerde buluşturup ön yargılarının kırılmasını amaçlamıştık. yani bir anlamda toplum tarafından mezhebi, cinsel kimliği, etnik kökeni, inancı sebebiyle ötekileştirilen - alevi, ermeni, kürt, lezbiyen, başörtülü, hristiyan, ateist... - insanlara mikrofon uzatıyor, ötekileştirmeye odun atan insanları da onların gerçekliğiyle buluşturarak zihinlerindeki duvarları yıkıyorduk. çok insan merakıyla katılıp ufkunu allahuekber dağlarına ulaştırarak oradan uzaklaşıyordu. çünkü toplumdaki ön yargılarımızın çoğu zihnimize yerleştirilmiş bir vaziyette, yıkmak da değişmek öğrenmek demek. insanlık ise doğru bildiğinden vazgeçme, değişme, gelişme konusunda pek hevesli değildir bildiğiniz üzere. ancak birebir o insanlarla konuşma imkanı bulduklarından çoktan değişimi, dönüşümü başlatmış oluyorlardı.
2 gün boyunca insanları gözlemlemek muazzam bir deneyimdi. kendim de ötekileştirilen bir kesimden geldiğim için böyle bir projede yer almak çok ayrı bir tatmin duygusu da yaratmıştı. hatırladıkça içinde bulunduğum için iyi ki dediğim projelerden biridir.
hala yapılıyor mu, yapılmasına izin verilir mi bilmiyorum. ancak hem gençlerin kendi düzenlemeleri, sorumluluk almaları hem de toplum için faydasının tartışılamaz boyutta olmasından dolayı keşke devam ettirilse dediğimdir.
devamını gör...
annesinin yakışıklı oğlum dediği çocuğun tipsiz olması
kirpi yavrusunu pamuk helvam diye severmiş veya kuzguna yavrusu kartal görünürmüş durumu. sonuçta canından can, kanından kan vermiştir nasıl çirkin görebilir.
devamını gör...
40 gün aç ve susuz kalmayı deneyen rus youtuber'ın ölmesi
doğal seleksiyon.
devamını gör...
hiç swh kullanmayan yazar
benimdir. ironi yaptığımı belli etmeyi sevmem anlayan anlar zaten.
devamını gör...
normal sözlük'te doğru düzgün tespit yapan yazar olmaması
bu başlığa yazmayı düşünmüyordum çünkü bu başlık "hayır bak ben de güzel yazıyorum, yoo yanılıyorsun bak güzel yazan başka yazarlar da var" şeklinde bir savunma yapma gereksinimi hissettiriyor insanda.
peki neden şimdi yazıyorum?
çünkü az önce okurken inanılmaz keyif aldığım; bilgi, kültür, gündem, edebiyat, sanat alanlarında fikri olan, bütün tanımlarını severek okuyup oyladığım bir yazardan çok tatlı bir mesaj aldım; kendi tanımlarım için bana güzel düşüncelerini söyleyen. ki kendisi de konuşmasak bile saygı duyduğum, kendisinden bildirim gelince kendime çeki düzen verme isteğimi uyandıran bir yazardır.
sözlükte bilgi içerikli, sanat ve edebiyat temalı, siyasi ve toplumsal konularda ciddi ciddi mükemmel tanım giren, tespitlerine hayran kaldığım çok yazar var.
bunun yanında görsellerden yararlanan, kaynak göstererek alıntı yapan, tek cümlelik tespitleri olan yazarlarımız da kendilerini çok tatlı şekilde ifade ediyorlar.
hepimizin ortak özelliği ise "kendimizi ifade etme şeklimiz konusundaki tercihimizin farklı olması". hiç kimse tespitini, düşüncesini tdk'yı baz alarak, onlarca kelime kullanarak yapmıyor diye "doğru düzgün tanım tespit yapmayan yazar" kategorisine girmez.
bir şekilde başlıklarda fikri olup tanım giren herkesin tanımı bana göre "doğru ve düzgündür". herhangi bir yazar tarafından aksi bir kategoride yer alıyorsam gönül rahatlığı ile engelleme butonuna basabilirsiniz. tüm samimiyetim ve içten ricam ile söylüyorum bunu da.*
peki neden şimdi yazıyorum?
çünkü az önce okurken inanılmaz keyif aldığım; bilgi, kültür, gündem, edebiyat, sanat alanlarında fikri olan, bütün tanımlarını severek okuyup oyladığım bir yazardan çok tatlı bir mesaj aldım; kendi tanımlarım için bana güzel düşüncelerini söyleyen. ki kendisi de konuşmasak bile saygı duyduğum, kendisinden bildirim gelince kendime çeki düzen verme isteğimi uyandıran bir yazardır.
sözlükte bilgi içerikli, sanat ve edebiyat temalı, siyasi ve toplumsal konularda ciddi ciddi mükemmel tanım giren, tespitlerine hayran kaldığım çok yazar var.
bunun yanında görsellerden yararlanan, kaynak göstererek alıntı yapan, tek cümlelik tespitleri olan yazarlarımız da kendilerini çok tatlı şekilde ifade ediyorlar.
hepimizin ortak özelliği ise "kendimizi ifade etme şeklimiz konusundaki tercihimizin farklı olması". hiç kimse tespitini, düşüncesini tdk'yı baz alarak, onlarca kelime kullanarak yapmıyor diye "doğru düzgün tanım tespit yapmayan yazar" kategorisine girmez.
bir şekilde başlıklarda fikri olup tanım giren herkesin tanımı bana göre "doğru ve düzgündür". herhangi bir yazar tarafından aksi bir kategoride yer alıyorsam gönül rahatlığı ile engelleme butonuna basabilirsiniz. tüm samimiyetim ve içten ricam ile söylüyorum bunu da.*
devamını gör...
lizeta kalimeri
an itibariyle internette canlı bir konseri yayınlanan rüya sesli sanatçı. orfeas peridis ve sokratis malamas'ın yakın arkadaşıdır aynı zamanda.
edit: aynı linkten konserin tamamı izlenebilir.
edit: aynı linkten konserin tamamı izlenebilir.
devamını gör...
la isla bonita
çocukluğumdan beri en sevdiğim şarkıdır, hatta yakın arkadaşlarımda bilir ve bir yerde duydukları zaman beni ararlar, senin şarkın çalıyor diye, moralim bozuk olduğunda açar dinlerim arada, klibini izlerim, çocukluğumda yabancı şarkı programlarında çıkacak da dinleyeceğiz diye ne beklerdik, yada radyoda çıkacak diye, ne kadar sevindirdik sevdiğimiz şarkı çıkınca, denk gelirde bir gün bir kıyafet balosuna gidersem, madonnanın o klibindeki kıyafetini saçını birebir yapmayı düşünüyorum, evet o kadar severim bu şarkıyı.
devamını gör...
aşk-ı memnu
bihter'in adnan'a mektup yazdığı bir sahne vardı, kendi adını yazarken r harfini büyük haliyle yazmış ama küçük r boyunda. o zaman izlerken bu saçma bir biçimde çok hoşuma gittiği için r harflerini büyük boyundaki haliyle yazıyorum yıllardır. bu dizinin bana kattığı tek şey bu.
devamını gör...
islami feminizm
erkeklerin erilliğinden başka derdi olmamasına kızan islamcı kadınların icadı olan feminizm.
bir dönemdir, bir akımdır.
ihtiyacı olana göredir.
ihtiyacı olmayan kullanmasın.
ihtiyacı olana versin.
bir dönemdir, bir akımdır.
ihtiyacı olana göredir.
ihtiyacı olmayan kullanmasın.
ihtiyacı olana versin.
devamını gör...
küçük şeylerle mutlu olmak
sanıldığının aksine çok da faydalı olmayan bir insan özelliği.
küçük şeylerle mutlu olabilen insan hayata diğer insanlardan daha büyük bir mercekle bakar. kıyıda köşede kalmış, kimsenin önemsemediği, alelade şeyleri fark edebilir. peki bu yalnızca mutluluk mu getirir? elbette hayır.
farkındalık her zaman hüsrana daha yakındır. önemsiz kabul edilen ama sizin apaçık ortada olduğunu düşündüğünüz her şey belirli bir zaman sonra sizi diğer insanlardan ayrıştırır. örneğin; hakkında saatlerce konuşabileceğiniz bir konunun "hmm doğru, aynen" gibi susturucu özelliği taşıyan tepkilerle geçiştirilmesi. çok yorucu. çünkü insan her şeyi eşit önemde gördüğünde nelerin anlatmaya değer olduğunu ayırt etmekte zorlanıyor.
benim bununla baş etmek için uyguladığım bir yöntem var. hiç istemesem de insanları beynimde filtreliyorum. kimin neleri konuşmayı sevdiğini/sevmediğini az çok anlayıp onlarla konuşmalarımı belirli bir çerçevenin içinde tutmaya çalışıyorum. "peki senin ne anlatmak istediğinin bir önemi yok mu?" diye soracak olursanız; bunu en çok ben önemsiyorum. kendimle geçirdiğim zamanın kıymetini biliyorum. yazarak, resim yaparak, düşünerek bir şekilde kendimi dinliyor aynı zamanda kendime anlatıyorum. insan ne olursa olsun, hangi şartlarda yaşarsa yaşasın daima yalnızdır ve kendisiyle iyi bir dost olmaktan başka şansı yoktur. bu daha çok küçükken farkına vardığım bir şey.
küçük şeylerle mutlu olabilen insan hayata diğer insanlardan daha büyük bir mercekle bakar. kıyıda köşede kalmış, kimsenin önemsemediği, alelade şeyleri fark edebilir. peki bu yalnızca mutluluk mu getirir? elbette hayır.
farkındalık her zaman hüsrana daha yakındır. önemsiz kabul edilen ama sizin apaçık ortada olduğunu düşündüğünüz her şey belirli bir zaman sonra sizi diğer insanlardan ayrıştırır. örneğin; hakkında saatlerce konuşabileceğiniz bir konunun "hmm doğru, aynen" gibi susturucu özelliği taşıyan tepkilerle geçiştirilmesi. çok yorucu. çünkü insan her şeyi eşit önemde gördüğünde nelerin anlatmaya değer olduğunu ayırt etmekte zorlanıyor.
benim bununla baş etmek için uyguladığım bir yöntem var. hiç istemesem de insanları beynimde filtreliyorum. kimin neleri konuşmayı sevdiğini/sevmediğini az çok anlayıp onlarla konuşmalarımı belirli bir çerçevenin içinde tutmaya çalışıyorum. "peki senin ne anlatmak istediğinin bir önemi yok mu?" diye soracak olursanız; bunu en çok ben önemsiyorum. kendimle geçirdiğim zamanın kıymetini biliyorum. yazarak, resim yaparak, düşünerek bir şekilde kendimi dinliyor aynı zamanda kendime anlatıyorum. insan ne olursa olsun, hangi şartlarda yaşarsa yaşasın daima yalnızdır ve kendisiyle iyi bir dost olmaktan başka şansı yoktur. bu daha çok küçükken farkına vardığım bir şey.
devamını gör...
interaktif sözlük
başlıkları sorunsal diye bitirme zorunluluğu olmayan platform.
her tanım -dır -dir diye de bitmeyebilir.
cem yılmaz'ın da dediği gibi "öyle bir şey yok, çıkar onu aklından.."
her tanım -dır -dir diye de bitmeyebilir.
cem yılmaz'ın da dediği gibi "öyle bir şey yok, çıkar onu aklından.."
devamını gör...
türkiye’de gelir eşitsizliği ve yoksulluk raporu
disk genel-iş sendikası, ocak 2021 tarihli “covid-19 sürecinde türkiye’de gelir eşitsizliği ve yoksulluk” raporu hazırladı. rapora göre;
avrupa ülkeleri içinde gelir eşitsizliğinin en çok olduğu ülke türkiye.
halk bir yılda 1500 dolar fakirleşti.
yoksul sayısı son 2 yılda yüzde 8.4 arttı.
en zengin ile en yoksul arasındaki eşitsizlik 8.3 kata yükseldi.
salgın döneminde çalışan yoksul sayısı 7,7 milyonu geçti.
her 10 kişiden 7’si borçlu, halk temel ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldi.
pdf formatındaki rapor
avrupa ülkeleri içinde gelir eşitsizliğinin en çok olduğu ülke türkiye.
halk bir yılda 1500 dolar fakirleşti.
yoksul sayısı son 2 yılda yüzde 8.4 arttı.
en zengin ile en yoksul arasındaki eşitsizlik 8.3 kata yükseldi.
salgın döneminde çalışan yoksul sayısı 7,7 milyonu geçti.
her 10 kişiden 7’si borçlu, halk temel ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldi.
pdf formatındaki rapor
devamını gör...
fyodor mihayloviç dostoyevski
kumar borcunu kitapla ödeyen adam gibi adamdır. kendisinin türkçe konuşup rusça alt yazı geçilen versiyonunu leyla ile mecnun adlı dizide görebilirsiniz.
devamını gör...
ülke bölünsün istiyorum
ülke bölünsün istiyorum,
yandaş, yalaka, ve yavşaklar bir tarafa...onurlu, şerefli, emekçi ve vatansever insanlar bir tarafa..
diye çok güzel bir tanımdır.
edit: sevgili yazarlarımızın uyarısı üzerine söylemin sevgili can yücel'e ait olmadığını öğrendim. uyarıda bulunan yazar arkadaşlarıma teşekkür ederim. hata affola..
yandaş, yalaka, ve yavşaklar bir tarafa...onurlu, şerefli, emekçi ve vatansever insanlar bir tarafa..
diye çok güzel bir tanımdır.
edit: sevgili yazarlarımızın uyarısı üzerine söylemin sevgili can yücel'e ait olmadığını öğrendim. uyarıda bulunan yazar arkadaşlarıma teşekkür ederim. hata affola..
devamını gör...
yanlış anlaşılan şarkı sözleri
o mahur beste çalar müjganla ben ağlaşırız. ahmet kaya.
müjgan hep kadın olarak biliniyor, halbuki müjgan eski dilde kirpik anlamına geliyor.
müjgan hep kadın olarak biliniyor, halbuki müjgan eski dilde kirpik anlamına geliyor.
devamını gör...
fight club
kafa store'da armasını almak için varımı yoğumu verdiğim filmdir. neyse ki az evvel tüm puanımı kendisine gömdüm.
devamını gör...
alt yazılı film vs dublaj film
altyazı diye cevap vermek istediğim başlıktır. film dizi izlerken oyuncuların kendi sesini duymaktan keyif alıyorum. ayrıca ingilizceme yardımcı oluyor. ama bazı şeyler dublajla izlenince büyük keyif verir . (bkz: buz devri)
devamını gör...
tam kapanmanın bir hafta daha uzama ihtimali
aklımızla eğleniliyor resmen.
devamını gör...
brothers düğüm salonu radyo yayını
er başıma benim bile sapığım vardı be. 6-7 yıl hayatıma giren, girmek üzere olan ve girmesini istediğim her kadını uyardım sürekli arıyor mesaj atıyor diye. attığı mesaj da "aşkım napıyosun" öşlöadsödlş lan 5 sene olmuş ayrılalı ne aşkısı.
en sonunda telefonları sevgililerime verip konuşturtuyodum "ne arıyon ablacım" diye.
en sonunda telefonları sevgililerime verip konuşturtuyodum "ne arıyon ablacım" diye.
devamını gör...
