düşmek
dengeyi kaybetmek, takılmak suretiyle gerçekleşen eylem. eh tabi bizim millette düşene gülünür efendim, sevgili özözünedanışır bol bol gülsün, buyursun.*
üniversitedeyim, toplama merkezi diye bir zıkkım var, şehrin her yerine giden otobüslerden buradan kalkar, maalesef her yere de 2 otobüsle gidilir. ekürim ile yağmurlu bir günde akşam saatleri okuldan çıktık, kampüsten bindik otobüse vardık toplama merkezine. gök yırtılıyor anacım. bende boyumdan büyük bir postal giymişim, bileğim bükülüp duruyor* ekürim ise 1.72 boylarında biraz kilolu bir arkadaş. ben ise ufak tefek, koluna girmişim yürüyorum.
tam otobüse bineceğiz kartımda tek binişlik bakiye kaldığını hatırlıyorum, işte öyle bir lanet ki yüklemeyi de toplama merkezinden yapmak zorundasın, 2 otobüs daha değiştirip gezmelere akacağız ekürim ile çünkü. el mecbur söylene söylene sıraya girdik, cehennem kalabalığı var ama halimden memnunum. neticede ünili oğlanlar var sırada, kimisi uzun kimisi beyaz tenli, yakışıklı mı yakışıklı beylerin önünde arkasında sıraya girmişim salya akıta akıta oğlanları kesiyorum. * soğuk elimi feci kilitlemiş, daha önümde sıra var ama olsun kartı da parayı da hazır edeyim diye o zaman bedenim kadar olan çantanın içine dalıp cüzdanı arıyorum. ıh pıs derken cüzdanı bulup parayı çıkarayım diyorum, soğuktan kilitlenmiş ellerim diyorum ya, öyle beceriksiz bir hareketle cüzdanı ve bir miktar da bozukluk paramı döküyorum ki, tüm gözler bir anda bana dönüyor. ekürim gülüyor, bende telaşla parayı toplayayım derken atik hareketler sergiliyorum.
tam olarak şöyle gerçekleşiyor, hayır diz çöksene dimi yarasa ama yok, öğrenciyiz ya hani bozukluk bile mühim bizim için.* ani bir hareketle eğiliyorum, arkamdaki adama totom tosluyor, önümdeki adamın totosuna da kafam giriyor. beyefendiler noluyo filan demeye kalmadan, önümdeki adamın totosuna ani dönüş yaptığı için iyice tosluyorum kafam sekiyor bu sefer.* ayağa kalkayım derken ağır postaldan ötürü de bir güzel bileğim bükülüyor. ağız üstü yere yapışıyorum. canım feci yanıyor ve çamur yalıyorum resmen. ekürim sağolsun gülerek geliyor kaldırmaya, canım yandığı için kendisine asılıyorum bu sefer o da dengeyi kaybedip toto üstü yapışıyor.* önden arkadan tosladığım adamlar bir yandan iyi misiniz diyor, bazı yakışıklılar hengameye gülüyor, dökülen çantamı toplayan da var, ekürim bela okuyor. * ne yapacağımı bilmediğimden ve feci utandığımdan bileğiiimmm diye ağlamaya başlıyorum ama can acım da geçmişti aslında. az biraz ağlıyorum, tekrardan kaldırmaya çalışırlarken yine dengem sarsılıyor insanların kucağına atılıyorum.(u: :(() güç bela beni ayaklandırıyorlar, parayı atıyorum cüzdana, çantayı topluyorum, sağolsunlar peçete de veriyorlar çamurumu filan siliyorum.
ekürim bela okumalardayken yürü kanka diyorum, bu gün gezmeyek, eve yürüyek. sallana sallana evimize yürüyoruz. yolda bir defa daha düşüyorum ama neyse boşverin artık.
üniversitedeyim, toplama merkezi diye bir zıkkım var, şehrin her yerine giden otobüslerden buradan kalkar, maalesef her yere de 2 otobüsle gidilir. ekürim ile yağmurlu bir günde akşam saatleri okuldan çıktık, kampüsten bindik otobüse vardık toplama merkezine. gök yırtılıyor anacım. bende boyumdan büyük bir postal giymişim, bileğim bükülüp duruyor* ekürim ise 1.72 boylarında biraz kilolu bir arkadaş. ben ise ufak tefek, koluna girmişim yürüyorum.
tam otobüse bineceğiz kartımda tek binişlik bakiye kaldığını hatırlıyorum, işte öyle bir lanet ki yüklemeyi de toplama merkezinden yapmak zorundasın, 2 otobüs daha değiştirip gezmelere akacağız ekürim ile çünkü. el mecbur söylene söylene sıraya girdik, cehennem kalabalığı var ama halimden memnunum. neticede ünili oğlanlar var sırada, kimisi uzun kimisi beyaz tenli, yakışıklı mı yakışıklı beylerin önünde arkasında sıraya girmişim salya akıta akıta oğlanları kesiyorum. * soğuk elimi feci kilitlemiş, daha önümde sıra var ama olsun kartı da parayı da hazır edeyim diye o zaman bedenim kadar olan çantanın içine dalıp cüzdanı arıyorum. ıh pıs derken cüzdanı bulup parayı çıkarayım diyorum, soğuktan kilitlenmiş ellerim diyorum ya, öyle beceriksiz bir hareketle cüzdanı ve bir miktar da bozukluk paramı döküyorum ki, tüm gözler bir anda bana dönüyor. ekürim gülüyor, bende telaşla parayı toplayayım derken atik hareketler sergiliyorum.
tam olarak şöyle gerçekleşiyor, hayır diz çöksene dimi yarasa ama yok, öğrenciyiz ya hani bozukluk bile mühim bizim için.* ani bir hareketle eğiliyorum, arkamdaki adama totom tosluyor, önümdeki adamın totosuna da kafam giriyor. beyefendiler noluyo filan demeye kalmadan, önümdeki adamın totosuna ani dönüş yaptığı için iyice tosluyorum kafam sekiyor bu sefer.* ayağa kalkayım derken ağır postaldan ötürü de bir güzel bileğim bükülüyor. ağız üstü yere yapışıyorum. canım feci yanıyor ve çamur yalıyorum resmen. ekürim sağolsun gülerek geliyor kaldırmaya, canım yandığı için kendisine asılıyorum bu sefer o da dengeyi kaybedip toto üstü yapışıyor.* önden arkadan tosladığım adamlar bir yandan iyi misiniz diyor, bazı yakışıklılar hengameye gülüyor, dökülen çantamı toplayan da var, ekürim bela okuyor. * ne yapacağımı bilmediğimden ve feci utandığımdan bileğiiimmm diye ağlamaya başlıyorum ama can acım da geçmişti aslında. az biraz ağlıyorum, tekrardan kaldırmaya çalışırlarken yine dengem sarsılıyor insanların kucağına atılıyorum.(u: :(() güç bela beni ayaklandırıyorlar, parayı atıyorum cüzdana, çantayı topluyorum, sağolsunlar peçete de veriyorlar çamurumu filan siliyorum.
ekürim bela okumalardayken yürü kanka diyorum, bu gün gezmeyek, eve yürüyek. sallana sallana evimize yürüyoruz. yolda bir defa daha düşüyorum ama neyse boşverin artık.
devamını gör...
kovalent bağ
iki atom arasında bir veya iki elektronun paylaşılması olup insanlarin bir kısmının yapamadığı bir eylemin gerçekleştirilmesidir. kimyada meydana gelen sosyolojik bir olaydır.
devamını gör...
banshee
2013-2016 yılları arasında yayınlanmış, aksiyon, suç ve dram tarzı dizidir. bence bunların tamamını hissettirebilen nadir dizilerdendir. tabii biraz yetişkin dizisidir, aile ortamında izlemek çok uygun olmayacaktır. bana göre underrated bir dizidir, pek insan da bilmiyor diziyi şaşırtıcı bi şekilde.
dizide çirkin bir tane kadın yok, bütün kadınlar o kadar güzel ki ağlayarak izletiyor kendini. ve bütün kadınlar o kadar yetenekli ki... cinsellikten huzuru kaçan, ben kan görmeye, vahşete gelemem diyen kişiler izlemeden önce bir kez düşünsün diye uyarı yapmak lazım.
sahne geçişleri harika, karakterlerin hikayeleri üzücü ve oyuncuların yetenekleri müthiş. tabii ben çok sevdiğim için biraz abartarak anlatıyor olabilirim, bu yazıyı okuyup izlemeye karar verenler olursa beklentilerini o kadar da yüksek tutmasınlar yine de.
dizide soyunmayan kimse yok sanırım, herkesi o halde en az bir kez gördük gibi.* senaryo çok başarılı, insanı çok heyecanlandırıyor. ha her sezonu aynı düzeyde başarılı mıydı, bence hayır. özellikle son sezonu bir tık zorlama gibi gelse de bir şeylerin bir yerlere bağlanabilmesi adına gerekli olan bir final sezonuydu.
tabii ki favori karakterim job, bayılıyorum kendisine. kadınlarda da çok çok beğendiğim iki tane hanımefendi vardı, biri nola diğeri de siobhan... sırf bu kadınlar için bile izlenir bu dizi.*
dizinin yapımcılarından senaristlerine kadar sövmeme neden olan olayı yazmadan geçemeyeceğim. yahu o güzelim kadını, boncuk gözlü siobhan'ımızı ne diye öldürdünüz? hiç mi canınız yanmadı, bu güzelliğe nasıl kıyarız biz diye bir an olsun düşünmediniz mi?
bir de nola... hadi öldürdünüz, bari böyle berbat bi ölümü layık görmeseydiniz kadına, yazık günah. gerçi sonuna kadar savaştı, çok güzel direndi amma ve lakin karşısındaki de çok çok güçlü bir rakipti, hakkını yememek lazım.
"banshee, pennsylvania. suck my tit!" eh, bu tanımı da bu şekilde sonlandırmak en doğrusu olurdu.
dizide çirkin bir tane kadın yok, bütün kadınlar o kadar güzel ki ağlayarak izletiyor kendini. ve bütün kadınlar o kadar yetenekli ki... cinsellikten huzuru kaçan, ben kan görmeye, vahşete gelemem diyen kişiler izlemeden önce bir kez düşünsün diye uyarı yapmak lazım.
sahne geçişleri harika, karakterlerin hikayeleri üzücü ve oyuncuların yetenekleri müthiş. tabii ben çok sevdiğim için biraz abartarak anlatıyor olabilirim, bu yazıyı okuyup izlemeye karar verenler olursa beklentilerini o kadar da yüksek tutmasınlar yine de.
dizide soyunmayan kimse yok sanırım, herkesi o halde en az bir kez gördük gibi.* senaryo çok başarılı, insanı çok heyecanlandırıyor. ha her sezonu aynı düzeyde başarılı mıydı, bence hayır. özellikle son sezonu bir tık zorlama gibi gelse de bir şeylerin bir yerlere bağlanabilmesi adına gerekli olan bir final sezonuydu.
tabii ki favori karakterim job, bayılıyorum kendisine. kadınlarda da çok çok beğendiğim iki tane hanımefendi vardı, biri nola diğeri de siobhan... sırf bu kadınlar için bile izlenir bu dizi.*
dizinin yapımcılarından senaristlerine kadar sövmeme neden olan olayı yazmadan geçemeyeceğim. yahu o güzelim kadını, boncuk gözlü siobhan'ımızı ne diye öldürdünüz? hiç mi canınız yanmadı, bu güzelliğe nasıl kıyarız biz diye bir an olsun düşünmediniz mi?
bir de nola... hadi öldürdünüz, bari böyle berbat bi ölümü layık görmeseydiniz kadına, yazık günah. gerçi sonuna kadar savaştı, çok güzel direndi amma ve lakin karşısındaki de çok çok güçlü bir rakipti, hakkını yememek lazım.
"banshee, pennsylvania. suck my tit!" eh, bu tanımı da bu şekilde sonlandırmak en doğrusu olurdu.
devamını gör...
abdurrahim karakoç
türk edebiyatı bir hastane olsa, kardiyoloğu abdurrahim karakoç olurdu.
çünkü kendisi kalemini bir cerrah titizliğinde kullanarak, o güzel şiirleri ile hasta kalplerimizi tedavi eder...
çünkü kendisi kalemini bir cerrah titizliğinde kullanarak, o güzel şiirleri ile hasta kalplerimizi tedavi eder...
devamını gör...
regl anıları
hiç olmadı çünkü ağrısından tüm günümü evde geçiriyorum
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
bundan 10 yıl kadar önceydi. kuzenim doğdu. biz de teyzemi ziyarete hastaneye gittik. ismini ne koyacaksınız diye sorduk. dedesinin ismi olacak dedi teyzem. çocuğun dedesinin adı da ebubekir sıddık'tan hallice bir isim. ben de böyle bir isim olmasın istedim. iki-üç gün sonra anneme dedim ki"anne rüyamda gördüm. kuzenimin adını berk koymuşlar." bunu annem laf arasında teyzeme anlattı. ve sonuç olarak teyzemlerde güya benim rüyamda gördüğüm ismi beğenip kuzenime berk ismini verdiler. evet sözlük rüya müya görmemiştim. sadece çocuğa acıyıp böyle bir yalan uydurdum. zamanı gelince kuzenime yediğim bu haltı anlatırım ama çocuk daha küçük. evet hayatımda söylediğim en büyük yalan da budur işte.
devamını gör...
sevgilisi olmayan kişi
devamını gör...
sözlük yazarlarının şu ana kadar ağladığı en saçma şey
lisedeyken bir çocuk en yakın arkadaşıma aşık olmuştu arkadaşım ona yüz vermemiş diye ağlamıştım. hem de 2 buçuk saat aralıksız. çocuğu da sevmezdim ne alaka bilmiyorum çok saçmaydı işte..
devamını gör...
dideral (yazar)
1 reddedilemeyen teklif
2dideral
nicaltında kendinden bahsedilmeyen yazarlar.ben de bahsetmedim ya neyse. *
2dideral
nicaltında kendinden bahsedilmeyen yazarlar.ben de bahsetmedim ya neyse. *
devamını gör...
yabancı filmlere türkçe ad uydurmak
türk dizilerindeki dramatizeyi çevirilerde de gördüğümüz gerçeğini ortaya çıkaran başlıktır.
leon ya leon... leon: the professional nasıl sevginin gücü olarak çevrilebilir? illa acıklı bir isim mi katmanız gerek.
leon ya leon... leon: the professional nasıl sevginin gücü olarak çevrilebilir? illa acıklı bir isim mi katmanız gerek.
devamını gör...
bildirim ve mesaj butonları çalışmayanlar için alternatif
mesajlar linkine basınca tinder açılıyor.
devamını gör...
normal sözlük aşık atışması
bazılarının kabuslarına sızmışım
dillerinden düşmüyor nizanim
çok kaşınmayın bence
sonunuz geliyor adım adım
dillerinden düşmüyor nizanim
çok kaşınmayın bence
sonunuz geliyor adım adım
devamını gör...
bir insanı tanımak
tüm ilişkilerde güven vericidir.
bakışından ne hissettiğini, aslında o cümleyi neden kurduğunu, neye güldüğünü, neye sinirlendiğini bilmek tanıdık bir evde, herşey yerli yerindeymiş gibi hissettiriyor bana.
bakışından ne hissettiğini, aslında o cümleyi neden kurduğunu, neye güldüğünü, neye sinirlendiğini bilmek tanıdık bir evde, herşey yerli yerindeymiş gibi hissettiriyor bana.
devamını gör...
19 mayıs 2021 süleyman soylu açıklamaları
içişleri bakanına yakışmayan üslupla yine asma kesme raconu. içişleri bakanı değil de bir siyasi parti lideri gibi konuşuyor.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının gittiği en iyi konser
nisan 2018 lp ankara konseri.
devamını gör...
bir yazara mesaj at
(bkz: seni seçtim pikaçu)
devamını gör...
geceye bir bilgi bırak
victoria döneminde anti sevgililer günü denilen bir gün vardı ve birbirlerinden hoşlanmayan insanlar birbirlerine içinde kaba şiirlerin olduğu olduğu mektuplar ve karpostallar yolluyordu.
devamını gör...
yapma abuzer
alfabeyi rahat bırak abuzer.
devamını gör...
veda ederken söylenecek en güzel söz
devamını gör...
