kontakt lens
çok uzun yıllardır renklilerini kullandığım kozmetik ürün. severim. özellikle gri ve turkuaz olanları...
yalnız, lasik göz ameliyatı olmadan önce, kornea kalınlığımın tam sınırda olduğunu söylemişti doktor. neden o kadar ince olduğunu sorduğumda, uzun süreli lens kullanımının da neden olabileceğini söylemişti. yani eğer ileride ameliyat olurum diyeniniz varsa, bunu bir düşünsün ve araştırsın derim. sonra geç kalmış olmayın.
"doğal durmuyor" diyenlere de bir çift lafım var efendim. siz hiç doğal duran kolye gördünüz mü mesela? işte bu da doğal durmak zorunda değil. sonuçta sadece bir aksesuar...
yalnız, lasik göz ameliyatı olmadan önce, kornea kalınlığımın tam sınırda olduğunu söylemişti doktor. neden o kadar ince olduğunu sorduğumda, uzun süreli lens kullanımının da neden olabileceğini söylemişti. yani eğer ileride ameliyat olurum diyeniniz varsa, bunu bir düşünsün ve araştırsın derim. sonra geç kalmış olmayın.
"doğal durmuyor" diyenlere de bir çift lafım var efendim. siz hiç doğal duran kolye gördünüz mü mesela? işte bu da doğal durmak zorunda değil. sonuçta sadece bir aksesuar...
devamını gör...
samsun’da sokak ortasında eşi tarafından şiddete uğrayan kadın
çocuğun yıllarca unutamayacağı bir dehşet. bu tür yaratıklar, küçük beyinleri ve küçük çüklerinin vermiş olduğu eziklikle, kendinden güçsüzlere şiddet uygulayarak olmayan egolarını tatmin ediyor sanırım. kadın veya erkek fark etmez, bu tür ruh hastalarını bir adaya bırakıp ne haliniz varsa görün, kemirin birbiriniz demek lazım. topluma ne faydası olur bunun gibi adamın!
devamını gör...
üniversitede yaşanmış en büyük pişmanlık
edindiğim arkadaşlılar. siz siz olun kimseye güvenmeyin.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
anonim olsaydım belki yazardım da tanıyan eden var :/
devamını gör...
intihar girişiminde bulunan sözlük yazarı
yazdıklarım bazen çok depresif olduğu için mesaj atıp hal hatır soranlar oluyor, sağ olsunlar. bu yazıyı hem bir insanın intihara olan bakış açısını yansıtmak için hem de arada sırada bu konuyu soran insanlara cevap olsun diye yazıyorum.
obsesif kompulsif bozukluğum var. bu zımbırtıyı yaşayanların beni bir konuda çok iyi anlayacağını düşünüyorum; bir iş yaparken zihnin arkasında ısrarla bizi didikleyen o şey var ya hani, benim için intihar öyle bir kavram. mesela bir şey izlerken ya da bir şey dinlerken gözümüze bir şey batar düzeltmek isteriz, düzeltene kadar sürekli arkadan düzelt düzelt düzelt diyen bir ses olur sanki. onu düzeltene kadar yapılan iş tam olarak keyif vermez. işte intihar kavramı benim için öyle, yaşıyorken hep arkadan kışkırtıcı bir şekilde mırıldanan bir ses.
bu şekilde yazınca çok karanlık bir şey gibi geliyor fakat bu yalnızca bir benzetme, yani intihar kavramı sürekli olarak aklımda olduğu için vermedim bu örneği, yalnızca hayatım boyunca benimle kalacak olan bir "sorun" olduğu için kullandım. ama şunu kesin olarak söyleyeyim: intihar etmeyeceğim, hiçbir zaman. peki neden?
çünkü gerek yok.
eskiden çok depresifken böyle başlıkları açıp okuduğum bile olurdu, okuyan varsa kendi deneyimimi açıklayayım. çok depresifken, depresyondayken, insan sahiden ölmek istiyor bazen. ben de çok düşündüm fakat şu depresyon meredi bir şekilde geçiyor. yani en azından benim için dönemsel bir süreç. birkaç kere epey uzun süren depresyon yaşadım ve o süreçlerde intiharı çok düşündüm. fakat üzerinden zaman geçip depresyonum geçince nasıl o kadar depresif olduğuma bile şaşırdım. bazen eski yazdıklarımı okuyorum da ekşiden ya da notlarımın arasından, çok şaşırıyorum. o kadar mutsuz muydum sahiden o dönemler yahu? dönüp o zamanlara bakıyorum, aşırı mutsuzdum ve yazıyordum bir şeyler. şimdi dönüp bakınca tuhaf geliyor. çünkü gelip geçiyor. zaman her şeyi sürüklüyor. geçmiyor belki ama bir şekilde alışıyor insan. o yüzden depresif hissettiğimde bana şöyle oluyor artık, ulan tamam şimdi depresifsin ama geçecek bir şekilde. mutsuzun tamam ama hemen intiharı düşünme, zaman geçiyor, hayat sana aklının ucunda olmayan şeyler sunuyor, belli olmaz bu iş. sonra bu depresyonda çıkacaksın ve intihar fikri rafa kalkacak bir dahaki depresyona kadar. o zaman hep düşündüğün fakat hiçbir zaman yapmayağın bir fikir olarak seni kemirsin, boşver.
bu bana iyi geliyor, yani her şeyin zamansallık içerisinde eriyip gittiğini bilmek iyi geliyor. mesela 200 yıl sonra dünyada şu an yaşıyor olan kimse yaşıyor olmayacak, hepimiz yok olacağız. hatta öyle bir yok olacağız ki adımızı bile bilmeyecek kimse. biraz zaman geçir işte, hayat sonsuz varsayımlardan yalnızca birinin gerçekleştiği bir olgular toplamı. yarın ne olacağını bilmek imkansız.
bu sahiden inanılmaz rahatlatıcı değil mi? en zengininden en fakirine en entelektüelinde en yüzeyseline en çok çalışanından en tembeline herkes yok olacak. şeylere verilen anlamlar değişecek, bağlamlar kopuklaşacak ve bizler onlara çok tuhaf görüneceğiz. ileride biz ölmüş olacağız, biliyoruz değil mi? soruyorum çünkü biliyor gibi yaşamıyoruz. bunu bilmek beni rahatlatıyor.
obsesif kompulsif bozukluğum var. bu zımbırtıyı yaşayanların beni bir konuda çok iyi anlayacağını düşünüyorum; bir iş yaparken zihnin arkasında ısrarla bizi didikleyen o şey var ya hani, benim için intihar öyle bir kavram. mesela bir şey izlerken ya da bir şey dinlerken gözümüze bir şey batar düzeltmek isteriz, düzeltene kadar sürekli arkadan düzelt düzelt düzelt diyen bir ses olur sanki. onu düzeltene kadar yapılan iş tam olarak keyif vermez. işte intihar kavramı benim için öyle, yaşıyorken hep arkadan kışkırtıcı bir şekilde mırıldanan bir ses.
bu şekilde yazınca çok karanlık bir şey gibi geliyor fakat bu yalnızca bir benzetme, yani intihar kavramı sürekli olarak aklımda olduğu için vermedim bu örneği, yalnızca hayatım boyunca benimle kalacak olan bir "sorun" olduğu için kullandım. ama şunu kesin olarak söyleyeyim: intihar etmeyeceğim, hiçbir zaman. peki neden?
çünkü gerek yok.
eskiden çok depresifken böyle başlıkları açıp okuduğum bile olurdu, okuyan varsa kendi deneyimimi açıklayayım. çok depresifken, depresyondayken, insan sahiden ölmek istiyor bazen. ben de çok düşündüm fakat şu depresyon meredi bir şekilde geçiyor. yani en azından benim için dönemsel bir süreç. birkaç kere epey uzun süren depresyon yaşadım ve o süreçlerde intiharı çok düşündüm. fakat üzerinden zaman geçip depresyonum geçince nasıl o kadar depresif olduğuma bile şaşırdım. bazen eski yazdıklarımı okuyorum da ekşiden ya da notlarımın arasından, çok şaşırıyorum. o kadar mutsuz muydum sahiden o dönemler yahu? dönüp o zamanlara bakıyorum, aşırı mutsuzdum ve yazıyordum bir şeyler. şimdi dönüp bakınca tuhaf geliyor. çünkü gelip geçiyor. zaman her şeyi sürüklüyor. geçmiyor belki ama bir şekilde alışıyor insan. o yüzden depresif hissettiğimde bana şöyle oluyor artık, ulan tamam şimdi depresifsin ama geçecek bir şekilde. mutsuzun tamam ama hemen intiharı düşünme, zaman geçiyor, hayat sana aklının ucunda olmayan şeyler sunuyor, belli olmaz bu iş. sonra bu depresyonda çıkacaksın ve intihar fikri rafa kalkacak bir dahaki depresyona kadar. o zaman hep düşündüğün fakat hiçbir zaman yapmayağın bir fikir olarak seni kemirsin, boşver.
bu bana iyi geliyor, yani her şeyin zamansallık içerisinde eriyip gittiğini bilmek iyi geliyor. mesela 200 yıl sonra dünyada şu an yaşıyor olan kimse yaşıyor olmayacak, hepimiz yok olacağız. hatta öyle bir yok olacağız ki adımızı bile bilmeyecek kimse. biraz zaman geçir işte, hayat sonsuz varsayımlardan yalnızca birinin gerçekleştiği bir olgular toplamı. yarın ne olacağını bilmek imkansız.
bu sahiden inanılmaz rahatlatıcı değil mi? en zengininden en fakirine en entelektüelinde en yüzeyseline en çok çalışanından en tembeline herkes yok olacak. şeylere verilen anlamlar değişecek, bağlamlar kopuklaşacak ve bizler onlara çok tuhaf görüneceğiz. ileride biz ölmüş olacağız, biliyoruz değil mi? soruyorum çünkü biliyor gibi yaşamıyoruz. bunu bilmek beni rahatlatıyor.
devamını gör...
dünyanın en değerli şeyi
sevgi.insan ne kadar kötü bi durumda olursa olsun yanında sevdiği ya da onlar tarafından sevildiğini bildiği insanlar olursa hayata daha çok tutunur,onlar için çabalar.aileden,arkadaştan,sevgiliden hatta belki de tanımadığınız birinden gelen iyi niyet ya da sevgi gibi hisler herkese kendini iyi hissettirir, mutlu eder . sevgi yaşamın her anında , bi insana, bi çiçeğe, bi hayvana karşı duyulması gereken en gerekli ve değerli duygulardandır bence.
devamını gör...
bebeğim
hitabini en cok sevdigim kelime.
soylemekten ziyade, ozel kisiden duyulmasindan bahsediyorum elbette.
bir annenin evladini bebegim diyerek sevmesi degil konu.*
duygularini -kim oldugu veya konumu onemsiz- hic kimseye belirtemeyen ve bana belirtilen duygulara karsi adeta duvar bir insan olarak; hicbir zaman alisilageldik hitap sekillerini kaniksayip kullanmadim. her zaman durumu kotaracak ya da yapmaciklasmadan samimiyeti hissettirecek, kendi urettigim kulaga sacma bir o kadar da sevimli gelen kelimelerim oldu, isimlere/sifatlara eklenen -cim ekine bile yeni yeni alisiyorum.
bu cinsligime ragmen belirtmeliyim ki; icten gelerek soylenen bir bebegim, diger tum sevgi sozcuklerini donunda sallar. pamuk eder insani pamuk.
ve bu yuzdendir ki; duymak istedigim kisi haricinde birisinden duydugumda tuylerim urperir, yerimi yadirgarim.
ve bu yuzdendir ki;
cok da ele ayaga dusmemesi gerekiyor, bence.
soylemekten ziyade, ozel kisiden duyulmasindan bahsediyorum elbette.
bir annenin evladini bebegim diyerek sevmesi degil konu.*
duygularini -kim oldugu veya konumu onemsiz- hic kimseye belirtemeyen ve bana belirtilen duygulara karsi adeta duvar bir insan olarak; hicbir zaman alisilageldik hitap sekillerini kaniksayip kullanmadim. her zaman durumu kotaracak ya da yapmaciklasmadan samimiyeti hissettirecek, kendi urettigim kulaga sacma bir o kadar da sevimli gelen kelimelerim oldu, isimlere/sifatlara eklenen -cim ekine bile yeni yeni alisiyorum.
bu cinsligime ragmen belirtmeliyim ki; icten gelerek soylenen bir bebegim, diger tum sevgi sozcuklerini donunda sallar. pamuk eder insani pamuk.
ve bu yuzdendir ki; duymak istedigim kisi haricinde birisinden duydugumda tuylerim urperir, yerimi yadirgarim.
ve bu yuzdendir ki;
cok da ele ayaga dusmemesi gerekiyor, bence.
devamını gör...
misc radyo yayını
selamlar sözlük ahalisi. bu akşamdan başlayarak önümüzdeki haftaların pazartesi akşamları sizlerle bu yeni isim ve bu yeni konsept, hmm şey yeni radyo programıyla buluşacağım. her hafta farklı bir konuk alarak, konukların gitmek istedikleri rotalara seyredeceğimiz programda yolda rastladığımız otostopçuları da kısa mesafeye götürebiliriz.
yayındaki sohbete anlık katılmak isteyen dostlarımız discord.gg/T93JbmN4Sg adresinden discord'a gelebilirler. haftanın konuğu olmak için sözlükten yahut discord üzerinden bana ulaşabilirsiniz.
veee. tabii ki bu hafta kim var yanımda? sevgili robnaja. radyoda ilk yolculuğuma onunla çıktım, bu yeni isimde de ön koltuğa elbette ilk olarak o oturacak. bakalım bu akşam ne konuşacağız?
türkiye saatiyle 21:00'da yayındayız, şimdiden hoşgeldiniz.
yayındaki sohbete anlık katılmak isteyen dostlarımız discord.gg/T93JbmN4Sg adresinden discord'a gelebilirler. haftanın konuğu olmak için sözlükten yahut discord üzerinden bana ulaşabilirsiniz.
veee. tabii ki bu hafta kim var yanımda? sevgili robnaja. radyoda ilk yolculuğuma onunla çıktım, bu yeni isimde de ön koltuğa elbette ilk olarak o oturacak. bakalım bu akşam ne konuşacağız?
türkiye saatiyle 21:00'da yayındayız, şimdiden hoşgeldiniz.
devamını gör...
üniversitedeki kadınların yüzde 70’i başörtülü değilse orada özgürlük yoktur
yine bir yerlerde benim türbanlı bacım mağdur olmuş dedirten olay. el alem güne kahvaltıyla başlar, biz türbanlı demogojisiyle. hiç bitmiyor mk.
üç üstteki yazar benden önce davranmış. bu ülkede kız çocuklarını okutmayanlar genellikle dindar denilen kesimdi. okuyacak da ne olacak, üniversiteye gitsin de komünist mi olsun, kötü kadın(küfür yasak anladınız siz) mı olsun fikirleriyle kızları okula göndermediler. tabi bir de nasılsa evlenip ele gidecek, yapılan masraf boşa yatırım fikri de vardı.
ayrıca hanımefendiye karşı tez olarak diyorum ki; bir ülkedeki kadınların yüzde 70'i başörtülü ise orada özgürlük yoktur.
üç üstteki yazar benden önce davranmış. bu ülkede kız çocuklarını okutmayanlar genellikle dindar denilen kesimdi. okuyacak da ne olacak, üniversiteye gitsin de komünist mi olsun, kötü kadın(küfür yasak anladınız siz) mı olsun fikirleriyle kızları okula göndermediler. tabi bir de nasılsa evlenip ele gidecek, yapılan masraf boşa yatırım fikri de vardı.
ayrıca hanımefendiye karşı tez olarak diyorum ki; bir ülkedeki kadınların yüzde 70'i başörtülü ise orada özgürlük yoktur.
devamını gör...
tost perileri
gece 12'de usulca gelip tost yapmanızı fısıldayan perilerdir.
devamını gör...
yazarların normal sözlük’te yazma nedenleri
çünkü yeni bir kan, yeni bir heyecandır.
devamını gör...
tanrı var mı sorunsalı
dünyada yaşam nasıldır?
üst sınıf yaşar, orta sınıf şikayet eder, alt sınıf ise şükreder.
dünyada inanç nasıldır?
üst sınıf paraya, orta sınıf lidere, alt sınıf ise tanrıya tapar.
üst sınıf yaşar, orta sınıf şikayet eder, alt sınıf ise şükreder.
dünyada inanç nasıldır?
üst sınıf paraya, orta sınıf lidere, alt sınıf ise tanrıya tapar.
devamını gör...
üstteki yazarın dileğini gerçekleştirmeye çalış
okay.*
yaşadığınız yerde sorun çıkaran birileri yoksa kapınızın önüne mama koyar mısınız?
yaşadığınız yerde sorun çıkaran birileri yoksa kapınızın önüne mama koyar mısınız?
devamını gör...
saniyelik salaklıklar
''napıyorsun?'' sorusuna muhatap olmak. sana ne?
devamını gör...
üzerlik tohumu
çok eski zamanlardan beri kullanılan bir bitkidir. şifa kaynağıdır. tıp bilimsel olarak gelişmediği dönemlerde insanlar kullanıp ruhsal ve fiziksel huzura eriyorlarmış. ayrıca köylerde falan nazardan korunmak için evlere asılmaktadır. ayrıca kişi kullanırken kafa buluyormuş mevlana abimiz sık sık takılmış kendisiyle ve trans haline geçmiş. (zaten mesnevi gibi bir eseri ayık kafayla yazmak pek mümkün değil gibi)
ne diyor mevlana üzerlik tohumu karanlığı örttü ve gerçek göründü
benim kadehimi öyle doldurdular ki içine tek bir üzerlik tohumu bile sığmaz. bir bak hele buraya bir zerre bile sığar mı?
gerçekten ilginç bir bitki ilginç bir konu.
ceg adlı rapçinin dmt albümü hakkında dmt araştırması yaparken nerelere savruldum gece daha uzun.
ne diyor mevlana üzerlik tohumu karanlığı örttü ve gerçek göründü
benim kadehimi öyle doldurdular ki içine tek bir üzerlik tohumu bile sığmaz. bir bak hele buraya bir zerre bile sığar mı?
gerçekten ilginç bir bitki ilginç bir konu.
ceg adlı rapçinin dmt albümü hakkında dmt araştırması yaparken nerelere savruldum gece daha uzun.
devamını gör...
yalnız yaşamak
bir dönem gerçekleştirdiğim ve halen bana çekici gelen bir yaşam tarzı. bazı konularda zorlanabiliyor olsanız da genel olarak karışan eden olmaması, kendi düzeninize kendinizin karar veriyor olması en olumlu yönleri.
devamını gör...
okuyana ilaç olacak sözler
üzülme, her kalp kendi hüznünü kavrar. (farabi)
devamını gör...
lord of the portakals miğfer dibi
devamını gör...
duygusal şiddet
birçok insanın maruz kaldığı ve belki fark etmeden başkasına uyguladığı şiddettir. duygusal şiddete maruz kalan insan kendini suçlayarak aslında istismar edildiğini fark edemez. ailemiz, sevgilimiz, arkadaşlarımız bize duygusal şiddet uyguluyor olabilir. hatta genelde en çok yakınlarımız tarafından uygulanır.
t: aşırı biçimde eleştirmek, tehdit etmek, aşağılamak, hakaret etmek, utandırmak, hiç iletişime geçmemek, duygusal olarak ihmal etmek, yalan söylemek, küçümsemek, görmezden gelmek şeklinde ortaya çıkıyor.
beyhan budak'ın açıklayıcı videosu:
t: aşırı biçimde eleştirmek, tehdit etmek, aşağılamak, hakaret etmek, utandırmak, hiç iletişime geçmemek, duygusal olarak ihmal etmek, yalan söylemek, küçümsemek, görmezden gelmek şeklinde ortaya çıkıyor.
beyhan budak'ın açıklayıcı videosu:
devamını gör...
tin tin tini mini hanım
başlığı düz okuma şansınız yok. ister istemez melodisiyle okunuyor.
devamını gör...