ölüm var arkadaş, ölüm,
şu köşkün sahibi de ölecek, şu horozda. **
sait faik abasıyanık
devamını gör...

bazı başlıklarda ironi yapılıp yapılmadığını anlayamayacak insanların da var olduğunu da göz önünde bulundurarak kullanılmasını tavsiye ettiğim bir bkz. güle güle kullanın.
devamını gör...

kötü olduğumu kabul etmişsem gerçekten kötüyüm demektir. genelde dilime "iyiyim"ler yamalayıp kandırırım herkesi, hatta kendimi bile. eğer iyi olduğuma kendimi bile ikna edemiyorsam ilk tercihim kimseyi aramamaktır. ama son zamanlarda bana iyi gelen tek kişi olan dostuma mesaj atmak da fena fikir değil. *
devamını gör...

çok üzgünüm.. sağlık, sıhhat, mutlulukla dönüşünü bekleyeceğim..
devamını gör...

buradan moderatörlere adminlere
sesleniyorum.bence kafa sözlük olarak ingilizce öğrenmek üzerine discord kanalı kuralım bu kanalı da a1/a2/a3-b1/b2-c1 gibi sınıflara ayıralım kapasiteleride 10 ar kişi olsun.böylece herkes seviyesine göre birbiriyle diyalog kurarak konuşma kısmını ücretsiz halledebilir hemde toefl ıelts gibi sınavlar için birbirimizle bilgi alışverişinde bulunabiliriz.bu uygulama faaliyete geçerse çok hayır duası alırsınız . (bu kanalı kendim açma fikrindeydim fakat reklam yapıyor ya da dolandırıcı bu gibi düşüncelerle yanlış anlaşılacağımı düşündüğümden ve ban yememek için maderatörlerden ve adminlerden medet ummaya karar verdim umarım hayata geçer)
devamını gör...

görenlerin aklını kaçıracak gibi olmasıdır.

herkesin aklından “ya bu adam nasıl senelerce siyaset yaptı, ankara’yı yönetti” diye düşünmüşlerdir.
devamını gör...

bağımlılık yapıyor namussuz.

olur da birkaç gün giremezsem olur olmadık zamanlarda ya da yerlerde aklıma düşmeye başlıyor. sigara gibi ya. bildiğin yoksunluk sendromu. durup dururken akış'ı yenilemek, takip kısmını açıp o muhteşem yazarlar sayesinde mürekkep yalamak, online'da milletin takıldığı başlıklara bakmak falan çekiyor canım. ve olabildiğince refleksvari bir istek bu. nasıl anlatsam bilemedim, dudak tiryakiliği gibi.

ulan demek ki bir hafta falan girmesem rüyamda yoldaş'ı üniformasıyla* beni zorla sözlüğe alırken falan göreceğim. ne garip.
devamını gör...

bu hususu her yerde söylüyorum. her ortamda her fırsatta. bir insanı derdine çözüm bulamayabilirsiniz ama onu dinleyerek onu rahatlatabilirsiniz. nasıl mı? sadece empati yaparak onu aktif dinleyerek. sadece yapmanız gereken kişinin anlattığı dertleri özet babında kendinizi onun yerine koyarak ilave düşünceler ile geri paylaşmak. insanın uzerinden yük kalkacak. rahatlayacak.yalnız hissetmeyecek. o yüzden çok onem verdiğim soru cumlesidir nasılsın? bu basit ama akabinde gelişecek konuşmalar * insanı iyi hissettirir. bu nasılsının üzerine düşelim. rahatlayalım.
merhaba saygideger yazar nasılsın? bu sorunu şöyle çözelim mi?
devamını gör...

felsefeye boş diyenlere acıyarak bakacak kadar konuşabiliyorum.
insan etten kemikten var olduğunu zanneder ama bilmez ki insan düşünerek var olur.
bizi bir tavuktan ayıran budur düşünüp felsefe yapabilmek.
devamını gör...

o yazarı var ya o yazarı böyle ıslak odunla döveceksin azizim sonra basacaksın engeli anasını satıyım. o değil de gece gece yine bi gerildim ben, çay olsa da içsek ya. en iyisi oralet yapayım kendime ne yapayım başka….
devamını gör...

monteigne 'in denemeleri lise sonda zorunlu tutulmuştu. zorunlu olduğu için istemeye istemeye okuyup hayran kaldığım sayılı eserlerdendir kendileri.

hoca, arkadaşlarınıza bu kitabın bir kaç yaprağını okutun anlamayanla arkadaşlığınızı bitirin demişti.

o zaman çok saçma gelmişti. şimdi de saçma geliyor. ama eser çok iyi.
devamını gör...

gönlü kadar meydanı olmayan şehir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

tamamen realist bir görüşle söylüyorum ki, biri hakkında izlenim sahibi olmak için ilk 30 saniye derler. bunun yüzde 93’ü hal ve tavırları, %7’sini ise ne söylediği oluşturur.

yani herkes ilk etapta görünüşe dikkat eder. görünüşünü beğendiği birine ilk etapta daha çok şans verir. ama dediğim gibi bu ilk etap için geçerlidir.

sonrasında ne söylediği, ne düşündüğü, hayat görüşü, alışkanlıkları, huyu, kültürü gibi faktörler devreye girer. yani artık görünüş daha az önemli görünmeye başlar.

bazıları , dış görünüşünü beğenmedikleri kişiye ikinci şansı bile vermez. böyle düşünen kişiler için, yanlarındaki kişi de bir gösteriş malzemesidir. marka bir pantolon, pahalı bir çanta gibi.

ama bir kısım insan ise karşıdakine o şansı verir. tanımaya çalışır. huyuna bakar, davranışlarına bakar. o zaman dış görünüş önemsizleşir, araya artık sevgi girmiştir.
devamını gör...

arkadaşlar ben aykırı bir insanım.
ışim gücüm genel doğrulara uymayan yanlışları bulup çıkarıp bunlar üzerine yorum yapmak , yanlışa milletin dikkatini çekerek toplumsal bir tepki oluşmasına katkı sağlamak.
'işimbu' nickinin doğuşu da bu sebepledir zaten . yanlışı bulur, onu cımbızlar gözler önüne sererim.
ama şimdiye dek kimse önüme çıkıp da sen şunu yanlış yaptın demedi .
diyemez çünkü işi usulüne uygun biçimde yapıyorum.

kimseye küfür etmiyorum ,
bel altı vuruşu asla sevmem ve yapmıyorum,
direkt bir kişiyi hedef almıyorum,
dayatmıyorum , fikrimi söylüyor, kenara çekiliyorum, insanlara siz de gelin şöyle yapın böyle yapın demiyorum .
eğer birisi çıkar da benim hata yaptığımı söyler, beni buna ikna ederse , onu kabul eder , özür de dilerim .
eğer sadece burada değil, hayatın her alanında bu yolu izleyen her kim ise , inanın yarı yolda kalmayacak, çok fazla üzülmeyecektir.

edit : keşke bahse konu mesele örneklenseydi..

edit 2 : ben bu konuyu bilmiyorum ki aydınlatayım ( # 37449 ) , ayrıca amacım bu konu üzerinden giderek , kişilerin genel davranış biçimleri üzerine gönderme yapmaktı.
yazdıklarım başlık sahibi tarafından sanırım pek anlaşılmamış.
devamını gör...

harika bir eylemdir. özellikle karşınızda saygılı bilgili donanımlı bir insan varsa acayip keyif verir. entelektüel tartışması diye bir kavram vardır ve çok güzeldir. tartışmak kelime olarak insanlara olumsuz gelse de öyle bir durum değildir.
devamını gör...

öğretmenlik-varis ve boğazla ilgili hastalıklar,
polis, asker ve jandarma- psikolojik rahatsızlıklar,
psikolog, psikiyatrist- psikolojik rahatsızlıklar,
gardiyanlık- psikolojik rahatsızlıklar,
devlet memurları- boyun fıtığı vb.
devamını gör...

"kimi ölüler bize ne kadar yakın
yaşayanların bir çoğu da ne kadar ölü..."


bu sözleri ilk olarak um:ag'ın, uğur mumcu'nun ölümünden sonra yayınlamış olduğu tanıtım metninde okumuştum. ferhan abinin ölümü işte öyle bir ölüm. bu sözleri doğrulatırcasına gitti şu kavanoz dipli dünyadan. ferhan abi gibi insanlar böyledir. terki diyar eyledikten sonra dahi insanların yaşamlarına dokunmaya devam ederler. ilk olarak ''kahraman bakkal süpermarkete karşı'' adlı oyununu izlemiştim. yeniden sahnelemişti. annem ve babamla birlikte gitmiştik. yani iradi bir seçim değildi. kendisi ile o oyunda tanıştım ve yıllar boyu en sıkı takipçilerinden birisi haline geldim. bir çocuğun gözleri ve aklı ile izlediğim o oyun bile meğer bana ne çok şey katmış diye düşünüyorum. o tarihten bugüne değin gerek oyunları, gerek kitapları gerekse filmleri ile heybemin bu kadar hınca hınç dolu olmasının müsebbiplerinden birisi olmuş. işte en mühim nokta burası. kimi ölülerin bize ne kadar yakın olduğunu ferhan abinin vefatı ile birlikte yine ve yeniden idrak etmiş bulunuyorum.

birde meselenin diğer tarafı var. onun vefatından sonra bazı kendini bilmezlerin arkasından yaptığı yorumları görünce, yaşayanların bir çoğunun da aslında ne kadar ölü olduğunu net bir şekilde yeniden görmüş olduk. iyiye ve güzele dair ne varsa düşmansınız be kardeşim! gülmeye ve güldürene düşmansınız. düşünene ve düşündürtene düşmansınız. toplumcu ve eleştirel sanata düşmansınız. ferhan abi bu dünyadan göçtü gitti diye bir yerlerinize kına yakıyorsunuz ya! yakmayın! o insanlara dokunmaya devam edecek. kalplerine, zihinlerine, düşünsel dünyalarına katkı sunmaya devam edecek! siz neye dokunuyorsunuz peki? kirli ellerinizin nerelere dokunduğunu çok iyi biliyoruz. ah bir çekseniz şu kirli ellerinizi çocukların/insanların bedenlerinden. ah bir çekseniz şu kirli fikriyatınızı insanlığın üzerinden, dünya çok daha yaşanabilir bir hale gelecek.

neyse eni topu üç günlük dünyada bu nefret ve kinle yaşamak da sizin cezanız olsa gerek. sanırım ferhan abi şu esnada ferhangi bir yerde, ferhangi bir şekilde, rakısını yudumlarken, bu lavuklar ne diyor yahu diyerek gülüp, arkasından basmıştır size küfrü. yüzbinlerce lavuk, bir kavuk etmezsiniz. belki de öfkenizin ve nefretinizin sebebi bunu içten içe biliyor olmanız. ferhan abi bu dünyadan göçüp gidiyorsa ve sizin gibi oksijen israfı zevat halen nefes alıyorsa, onun da söylediği gibi; ''adalet dediğiniz, o kadar da adil bir şey değil demek ki!''

devri daim olsun! uğurlar olsun!
devamını gör...

ıki kişiye yaptığımdır.
evet gaddar ve yobazlardı... birini levent gültekin başlığında yazdığı kana susamış tanımı ile, diğerini atatürk'e karşı hadsiz tutumu yüzünden engelledim. ellerime sağlık.
devamını gör...

muhalefet etmeyi adeta suç olarak gören zihniyetin saçmalığı başlıktır.

yani bunlar herkes a haber olsun gibi istiyor. herkes biat etsin, herkes akp'yi yalasın, yıkasın istiyor. herkes muhalefete nefret kusun istiyor.

bunlar öyle rezil ki, herkesin ekonomi güzel demesini, ekonomi kötü ise ağzını açmamalarını, vakaları saklayan bakana tek kelam etmemelerini istiyor.

bunları yapmayıp, gerçekleri söyleyince de, sanki çok büyük bir ve kabahat gibi "cehapenin arka böhhhçessii yööööö" diyorlar.

lan bir bitmediniz diyeceğim de, azalarak bitiyorsunuz. gidicisiniz. delirmeniz bundan. zira insanlar eskiye göre daha çok ses çıkardıkça, çıldırıyorunuz.
devamını gör...

dinlerken tatlı gelir ama o insanlar açısından düşünüldüğünde sıkıntılı olabilecek bir durumdur. mesela belge hazırlayan müdür bey emin olmak için adım ve soyadımı söyledi, başta evet hocam doğru dedim. sonra soyadımı farklı telaffuz etmiş gibi geldi bende iki emek olmasın diye soyadımı tekrar ettim "x olacak hocam" diye. sonra bastıra bastıra tekrar söyledi, tamam hocam doğru dedim bende. suratıma baktı bir süre, "ben r leri söyleyemiyorum belki ondan öyle anlamışsındır" dedi. soyadını düzeltmemdeki sebep r harfi değildi halbuki başka bir harfti.* "yok hocam siz düzgün telaffuz ettiniz, ben başka harfi yanlış anladım" falan dedim ama nafile, iyi tatiller ve sağ olun demelerime cevap bile vermedi adam. çok kırgınım sana r harfi, her şey senin yüzünden.*
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim