normal sözlük - yedikule hayvan barınağı yardım kampanyası
etkinlik çok iyi, düşünen herkesi tebrik ediyorum.
bu soğukta hayvan dostlarımızı unutmamamız lazım.
bu soğukta hayvan dostlarımızı unutmamamız lazım.
devamını gör...
hazall
tanımlarını beğendiğim yazar ve yeni moderatör.görevinde ne kadar başarılı göreceğiz. kimse bir bilen'i geçemez orası ayrı. acaba gerçek adı hazal mı? yoksa hazall mı? diye merak etmiyorum değil doğrusu (!)
devamını gör...
wilbur wants to kill himself
başrolünde yakın zamanda the chernobyl dizisinde de izlediğimiz jamie sives’ın oynadığı lone scherfig filmidir.
film babasının ölümü ile birlikte ondan miras kalan bir sahaf dükkanını onu sürekli koruyup kollayan ve hayatta tutmaya çalışan abisi ile birlikte işletmeye çalışan wilbur’un hikayesini anlatıyor.

wilbur hayattan bıkmış ve intihara meyilli bir adam. aklında sürekli bir intihar isteği ile geçirmekte günlerini. ta ki bir gün sahaf dükkanına küçük kızıyla birlikte gelen alice’e aşık olana kadar.
alice ile konuşması bana tasvir-i şikayet şarkısındaki bir dizeyi hatırlatır her zaman. bir iki tatlı söz çeler başındaki darağacını. sonrasını filmi izlediğiniz zaman göreceksiniz zaten.

filmin benim hayatımda bıraktığı anı ise taşralı bir gencin büyük şehirde yaşamaya başlamasının bir özeti gibi. ben bu filmin afişine rastladığım zaman veronika ölmek istiyor kitabını daha yeni bitirmiştim. filmi görünce biraz bocaladım çünkü filmin oynadığı sinema bana hep korkutucu gelmişti. o sinemada sanki filmler paravan olarak kullanılıyormuş gibi gelirdi bana her zaman.
sanki oraya girince bana eroin vereceklermiş, vücuduma dövmeler yapacak, beni bir tarikata sokacak, elime orak ve çekiç verip beni barikata yollayacak insanlarla karşılaşacakmışım gibi hissederdim.
o an bu filmi izleme isteği ile taşralı şüpheciliğim arasında kalıp büyük bir cesaret göstererek biletimi aldım. meğer o sinema sadece festival filmleri gösteren bir yermiş. içeri girerken insanolunbiraz wants to kill himself diyerek çıkacağımı düşündüğüm salondan müthiş bir film izlemiş olarak çıktım.

bu arada filmin bonus ödülünün de mads mikkelsen olduğunu da belirteyim.
film babasının ölümü ile birlikte ondan miras kalan bir sahaf dükkanını onu sürekli koruyup kollayan ve hayatta tutmaya çalışan abisi ile birlikte işletmeye çalışan wilbur’un hikayesini anlatıyor.

wilbur hayattan bıkmış ve intihara meyilli bir adam. aklında sürekli bir intihar isteği ile geçirmekte günlerini. ta ki bir gün sahaf dükkanına küçük kızıyla birlikte gelen alice’e aşık olana kadar.
alice ile konuşması bana tasvir-i şikayet şarkısındaki bir dizeyi hatırlatır her zaman. bir iki tatlı söz çeler başındaki darağacını. sonrasını filmi izlediğiniz zaman göreceksiniz zaten.

filmin benim hayatımda bıraktığı anı ise taşralı bir gencin büyük şehirde yaşamaya başlamasının bir özeti gibi. ben bu filmin afişine rastladığım zaman veronika ölmek istiyor kitabını daha yeni bitirmiştim. filmi görünce biraz bocaladım çünkü filmin oynadığı sinema bana hep korkutucu gelmişti. o sinemada sanki filmler paravan olarak kullanılıyormuş gibi gelirdi bana her zaman.
sanki oraya girince bana eroin vereceklermiş, vücuduma dövmeler yapacak, beni bir tarikata sokacak, elime orak ve çekiç verip beni barikata yollayacak insanlarla karşılaşacakmışım gibi hissederdim.
o an bu filmi izleme isteği ile taşralı şüpheciliğim arasında kalıp büyük bir cesaret göstererek biletimi aldım. meğer o sinema sadece festival filmleri gösteren bir yermiş. içeri girerken insanolunbiraz wants to kill himself diyerek çıkacağımı düşündüğüm salondan müthiş bir film izlemiş olarak çıktım.

bu arada filmin bonus ödülünün de mads mikkelsen olduğunu da belirteyim.
devamını gör...
sürekli yemek getiren komşu
benim de zaman zaman yaşamıma giren komşudur. hepsini sevgiyle anıyorum efendim.
devamını gör...
sesi güzel olmadığı halde duyduğu her şarkıya eşlik eden insan
benim bu. repertuarım da çok geniştir bu arada. bir sürü şarkıyı derdimi anlatacak kadar bilirim.
devamını gör...
unutulmayan lise anıları
ingilizce öğretmenimiz, sevgilimle öğlen yemeği yerken yanımıza geldi sonra "ne güzel çiftsiniz siz, fotoğrafınızı çekeyim anı kalsın" dedi. içimden diyorum bu neydi şimdi tabi biz bakakaldık birbirimize o anın şaşkınlığıyla. sonra hoca gönderdi bana fotoğrafı "seviyorum sizi öğrencilerim." diye not bırakmış, güzel bir anıydı. sonra ayrıldık ama fotoğraf hala hocadadır.
devamını gör...
güzel sevmelerin giderek azalması
sevmenin dışavurumu da zamanla değişiyor, yapacak bir şey yok. tanzimat dönemi eserleri okuyorum da, bir kadın/erkeği 30 saniye kesip ardından aşık oluyorlar, masumane hayaller kurup evlenmek falan istiyorlar. günümüzde de birinin instagram profiline giriyorsun, aaa çok güzelmiş/yakışıklıymış diyorsun, hayaller kuruyorsun, dm atıyorsun falan fişman. hangisi daha güzel sevmek bilemedim açıkçası. hala masumane seven insanlar var, eskiden de fantezi dünyasında yaşayan insanlar da varmış. sanırım herkes istediği gibi birini bulabilir bu durumda. ya da ben saçmalıyorum şuanda, bilemedim.
devamını gör...
yazarların liseyi bitirdiği sene
2020... tek başıma mezuniyet töreni yapmıştım.
devamını gör...
insan zihninde rüyaların oluşumu
basliga insan zihni diyerek basliyorum cunku, bazi hayvanlar da ruya gorurler. ustelik bu durum onlar icin neredeyse hayati oneme sahiptir bile denilebilir. yapilan bir arastirmaya gore, labaratuvar ortaminda turlu bir takim yontemlerle ruyalardan mahrum birakilan hayvanlarin yemeden kesilip acliktan öldüğü farkedilmis ve henuz bir neden de saptanamamis.
keza insan hayati icinde ruyalarin onemi hayli fazla. bilimsel arastirmalarca nasil olustugu konusunda bulgular elde edilse de, nicin olustugu konusu hala biraz muamma....
bu konuyla alakali freud'un bir kurami da bulunmakta. freud'a gore bilincaltimizda bulunan arzu ve isteklerin gündüz donemi bastirilmasiyla geceleri ortaya ciktigini belirtmistir. "rüyalar, bilincaltimiza giden yollardir" diye de eklemistir. bu calismasi hatta aktivasyon sentez kuramı olarak bilinir.
freud'un kurami disinda yapilan bir diger calismanin sonucu ise şoyledir; zihin tipki bir bilgisayar gibi sinir aglarina sahiptir. bu sinir aglari gün icerisinde disaridan aldigi bilgilerle, belirli bir limit sonrasinda doymus hale gelir. sinir aglari bu bilgileri sindirmeye calisirken, anilar rastgele suruklenip birbirleriyle birlesebilir. bu da ruyalarin olusumuna etken olur. yapilan bilimsel calismalar simdilik bu sonucu bir hayli destekliyor gibi.
ruyalarin olusmasinda hipokampus'ün yeri buyuktur. (beyinde anıların biriktigi bölge) ruya esnasinda anılardan olusmus deposundan ruyalar icin onerilerde bulunur. amigdala (duygu denetimi yapan bölum) olarak bilinen bölge de aktiftir. bu bölgenin de calisiyor olmasi demek, korkularimizin ve diger duygularinda ruyalarin icerisinde yeraldigini gosterir.

ancak beynimizin emir merkezi olarak bilinen dorsolateral prefrontal korteks ve orbitofrontal korteks (sosyal davranislarimizi mantik cercevesinde yoneten bolge), ruyalar esnasinda islevsizdir. bu bolgelerin kapali olmasi demek ruyalarda mantigin kurulamadigini, dolayisiyla gercek disi goruntulerin gorulmesinin olasi oldugunu soylemek mumkun.

ekstra eklemeler
* ruya esnasinda vucut dis dunyadan tamamiyla yalitilir. hatta ruya gorurken vucut yari felcli duruma girer. ıste uyku felci olarak bilinen rahatsizlikta, uyanildigi halde devam etmesiyle meydana gelir.
* yasanilan yogun hisler (amigdala korteks etkeni) ruya gormeyi tetikleyebilir.
* ruyalarimiz bir kac saat oncesinde olmus olaylarla ilgili olabilir. fakat genellikle beynimiz bir kac gunluk anilari birlestirmeyi daha cok tercih eder.
* ruyalarin buyuk cogunlugu uyandiktan bir kac dakika sonrasinda zihin tarafindan silinir, dolayisiyla uyanir uyanmaz unuturuz. bu bir nevi zihnin kendi icerisinde yaptigi temizlik gibi.
* geceleri uyurken zihin iki saatini ruya olusturmak icin harcar.
* olusan ruyalar ortalama 5 ila 20 dakika arasidir.
* yine hesaplanan bir diger veriye gore ortalama bir yasam suresince insanlar hayatinin alti yilini ruya gormeye harcarlar...
keza insan hayati icinde ruyalarin onemi hayli fazla. bilimsel arastirmalarca nasil olustugu konusunda bulgular elde edilse de, nicin olustugu konusu hala biraz muamma....
bu konuyla alakali freud'un bir kurami da bulunmakta. freud'a gore bilincaltimizda bulunan arzu ve isteklerin gündüz donemi bastirilmasiyla geceleri ortaya ciktigini belirtmistir. "rüyalar, bilincaltimiza giden yollardir" diye de eklemistir. bu calismasi hatta aktivasyon sentez kuramı olarak bilinir.
freud'un kurami disinda yapilan bir diger calismanin sonucu ise şoyledir; zihin tipki bir bilgisayar gibi sinir aglarina sahiptir. bu sinir aglari gün icerisinde disaridan aldigi bilgilerle, belirli bir limit sonrasinda doymus hale gelir. sinir aglari bu bilgileri sindirmeye calisirken, anilar rastgele suruklenip birbirleriyle birlesebilir. bu da ruyalarin olusumuna etken olur. yapilan bilimsel calismalar simdilik bu sonucu bir hayli destekliyor gibi.
ruyalarin olusmasinda hipokampus'ün yeri buyuktur. (beyinde anıların biriktigi bölge) ruya esnasinda anılardan olusmus deposundan ruyalar icin onerilerde bulunur. amigdala (duygu denetimi yapan bölum) olarak bilinen bölge de aktiftir. bu bölgenin de calisiyor olmasi demek, korkularimizin ve diger duygularinda ruyalarin icerisinde yeraldigini gosterir.

ancak beynimizin emir merkezi olarak bilinen dorsolateral prefrontal korteks ve orbitofrontal korteks (sosyal davranislarimizi mantik cercevesinde yoneten bolge), ruyalar esnasinda islevsizdir. bu bolgelerin kapali olmasi demek ruyalarda mantigin kurulamadigini, dolayisiyla gercek disi goruntulerin gorulmesinin olasi oldugunu soylemek mumkun.

ekstra eklemeler
* ruya esnasinda vucut dis dunyadan tamamiyla yalitilir. hatta ruya gorurken vucut yari felcli duruma girer. ıste uyku felci olarak bilinen rahatsizlikta, uyanildigi halde devam etmesiyle meydana gelir.
* yasanilan yogun hisler (amigdala korteks etkeni) ruya gormeyi tetikleyebilir.
* ruyalarimiz bir kac saat oncesinde olmus olaylarla ilgili olabilir. fakat genellikle beynimiz bir kac gunluk anilari birlestirmeyi daha cok tercih eder.
* ruyalarin buyuk cogunlugu uyandiktan bir kac dakika sonrasinda zihin tarafindan silinir, dolayisiyla uyanir uyanmaz unuturuz. bu bir nevi zihnin kendi icerisinde yaptigi temizlik gibi.
* geceleri uyurken zihin iki saatini ruya olusturmak icin harcar.
* olusan ruyalar ortalama 5 ila 20 dakika arasidir.
* yine hesaplanan bir diger veriye gore ortalama bir yasam suresince insanlar hayatinin alti yilini ruya gormeye harcarlar...
devamını gör...
sözlük kütüphanesi için ne dediler
kitaplarımı düzenler düzenlemez destek vereceğim harika fikir/oluşum.
kitaplıklar kitap mezarlığı olmasın arkadaşlar, eski fakat hasar almamış kitaplarınızı yollamanız kimseye zarar vermez.
miko'ya teşekkürler.
kitaplıklar kitap mezarlığı olmasın arkadaşlar, eski fakat hasar almamış kitaplarınızı yollamanız kimseye zarar vermez.
miko'ya teşekkürler.
devamını gör...
kedi vs köpek
sevimli haycanlarımızın rekabetidir.
özetle;
köpek: sahibim beni seviyor, barındırıyor ve besliyor. ona yardım etmeliyim.
kedi: rızkımı veren hüdadır, kula minnet eylemem.
özetle;
köpek: sahibim beni seviyor, barındırıyor ve besliyor. ona yardım etmeliyim.
kedi: rızkımı veren hüdadır, kula minnet eylemem.
devamını gör...
fleurette
(bkz: kızı çevrimdışı yapıp güvenli bir yere götürün)
(bkz: bari bunu kurtaralım)
(bkz: lucifer'a ince külotlu siyah çorap atıp dikkatini dağıtın)
(bkz: bari bunu kurtaralım)
(bkz: lucifer'a ince külotlu siyah çorap atıp dikkatini dağıtın)
devamını gör...
uyku sadece ölümün utangaçlık yapmasıdır
az önce izlediğim yabancı bir videoda denk geldiğim ve çok hoşuma giden laf ( sleep is just death being shy ). bizdeki karşılığı genelde “uyku hafif ölüm, ölüm ağır uykudur” şeklindedir.
devamını gör...
üstteki soruyu cevaplayıp bir soru sor
köfte-patates.
yurtdışı için tek tatil hakkın var,nereyi seçerdin?
yurtdışı için tek tatil hakkın var,nereyi seçerdin?
devamını gör...
mark eliyahu
cem adrian ile olan kül şarkısı çok güzel.
buyurun.
buyurun.
devamını gör...
en sevilen yalın şarkısı
her şey sensin.
devamını gör...
leyla ile mecnun
ilk sezonunu severek izlediğim dizi. daha sonra birden fazla leyla karakteri üzerinden gitmeleri biraz canımı sıkmıştı. oysa sadece bir mecnun ve onun sadece bir leylası vardı. neden tekrar leylalar oldu ki, illa uğraştılar sanki bunun için, anlam vermemiştim. dizinin adı yüzünden de olabilir. oysa ki tek ve ilk leyla'ya ufak bir saygı olabilirdi.
edit: en sevdiğim sahnelerden birisini eklemeden olmaz. bu şarkının da tek sahibi vardır.
edit: en sevdiğim sahnelerden birisini eklemeden olmaz. bu şarkının da tek sahibi vardır.
devamını gör...
geceye bir intihar notu bırak
bir uçurum gibi düşerim gözlerinden, gözlerin beni tutamaz.
devamını gör...
54 kilonun üstündeki kadın
kadın, kadın, kadın.. aklınıza başka bir şey gelmiyor mu? bu ne arkadaş ya.
devamını gör...
