2 broke girls

gün itibariyle kendimi üç sezonunu yuttuğum dizi.

birinci sezonu tebessüm ettiren ve alıştırmalık geçmiş olmasına karşın ikinci sezonunun özellikle ikinci yarısında bir ara gülmekten can vereceğim sandım.

diziyi 2 broke kızımızdan da öte götüren iki isim var onlar da kesinlikle han ve sophie. tabii yaramaz dirty oleg ile baba earl'ün de katkıları inkar edilemez. max black karakterine gelecek olursak, sanırım senarist beni bir yerden tanıyor.

hayatımda bitirdiğim nadir dizilerden biridir. dizide el altı konuşmalar bolca bulunsa da nedensizce gülüyor ve seviyorum.özellikle deekli bölümler favorimdi. şimdi ise kafama estikçe, gülmek istedikçe özellikşe 2. sezondan bölümler açıp açıp izliyorum.

çok sevdiğim dizilerden..
o başroldeki esmer kızın soğukluğu, zengin kızın hem saflığı, hem herşeyi analiz edip rapor çıkarır gibi, hemde pragmatik oluşu filan, evleri, kafedeki kasiyer amca da favorimdi.. ama o kekleri görmek her bölümde, sürekli diyetteyseniz, o biraz zorluyor insanı,
girl boss diye bir dizi var oda benzer bir dizi, fena değil

gideri kişiden kişiye değişebilecek dizidir.

şahsen ne zaman hiçbir şey düşünmeden ve sorgulamadan deli gibi gülmek istesem gönül rahatlığıyla izlediğim bir dizidir. max'in ev arkadaşına, patronuna, metroda sokakta kendisine asılan tiplere, sosyetik newyorkerlara, neden ekranda olduğunu bile anlayamadığımız halde ünlü olanlara, abd'ye (sağlık sisteminden tutun geçmişte siyahi insanlara yaptığı eziyetlere kadar), hatta ve hatta tüm dünyaya soktuğu laflar beni hem çok güldürmekte hem de içimi soğutmaktadır.

3-4 günde bitirdiğim dizi. -ki dizi izlemekten nefret ederim.- çerez niyetine başladım. "20 dk ne olacak ki ya?" dedim. sonra bir baktım ki birinci sezon bitivermiş. herkes "iyi ya, gideri var." derken ilk sezona bayılmam dolayısıyla ikinci ve üçüncü sezonu yardırmam da zor olmadı tabii.öyle öyle yaladım yuttum ne varsa.

bolumleri 20 dklik amerikan sit-com dizisi.
garson max’in; zenginligini kaybedip bununla basa cikmaya calisan caroline ile imtihani desek daha dogru sanki*. arka arkaya en az 3 bolum izlettirir, hap niyetine yutulmasi tavsiye edilir.

evin ufak arka bahçesinde chestnut isminde bir adet at barındıran ikilinin garsonluk hikayelerini anlatan dizi. kat dennings başlarsa sert, duygusuz bir kadın olarak gösterilse de ilerleyen sezonlarda baya caroline gibi sevecen duygusal biri olmaya başlamıştır. bir tek o canımı sıktığından izlemeyi bıraktım.

caroline ve max adlarındaki iki genç kadının cupcake işi kurmak için verdikleri mücadeleyi ve bu esnada ne kadar zıt karakterler olsalar da birbirlerine en yakın arkadaş oluşlarını anlatan hayata karşı pozitiflik kazandıran amerikan sitcomu

baştan sona keyifle izlediğim dizidir. kızların tezatlığını güzel işleyip arkadaşlıklarını da güzel anlatan, aynı zamanda finali de olmayan dizidir. finali olsaydı daha geniş kitlelere ulaşabilirdi.

ne yazık ki final yapamadan iptal edilen, michael patrick king ve whitney cummings tarafından yaratılmış bir sit-com dizisidir. 6 sezon, 138 bölümden oluşur. bölümleri yaklaşık 20 dakikadır, yemek yerken bir şeyler izlemek isterseniz çok güzel gidecek dizidir.
aynı zamanda arada bir geri dönüp tekrar tekrar izlediğim dizidir. max'in o umutsuz ama aynı zamanda eğlenceli halleri ve caroline ile aralarındaki kimya diziyi hiç sıkmadan izlettirir.

eskiden tv'de denk gelirdi sadece max in göğüslerini görmek için az bir süre bakardım. onun haricinde beş para etmez dizilerden biri. diziye bakışım bu denli sığ.

en sevdiğim dizidir. belki 50 defa tekrar tekrar izledim tüm bölümlerini. yapılan ince espiriler ve göndermeler diziye büyük bir keyif katmıştır. finali olmasa da bana göre max ve randy, caroline ile de bobby evlendi ve mutlu son.

cok guluyordum bu diziye.
biri fasfakir ama acayip kisilikli bir guzel.
biri iflas etmis bir milyoner guzel.
bir cafede garsonlar ve en iyi arkadaslar.
o kadar seker, o kadar tatlılar ki..