bağımsız türk ortodoks patrikhanesi'nden tarihi gerçekliğe sahiplenme çağrısı olarak duyurulan çağrıdır.
önemlidir, anlamlıdır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
kaleme alanın da, yayınlayanın da ellerinden öpülmesi gereken açıklama.

mağdurun katil, katilin ise mazlum gösterilmesine asla sessiz kalamayacağız.


bu açıklama çok değerli çok.
devamını gör...
ruhban tayfasının her hangi bir konuda, her hangi bir açıklamasının güvenilirliği tartışılır. çünkü sadece günübirlik kendi çıkarları doğrultusunda açıklamada bulunabilir, ilk fırsatta da tam aksini söyleyip savunabilirler..
(ne sanıyorsunuz yani, "takiyye" sadece bizimkilere özgü mü..)
devamını gör...
ortodoks hristiyan değilim. ama tamamen arkasında olduğum türk ortodoks patrikhanesi'nin basın açıklaması.

sözde ermeni soykırımı, ermeni lobisinin ve türk düşmanı diğer toplulukların türkleri politik olarak sıkıştırmak için tarihi gerçekleri çarpıtmalarından başka bir şey değil. yani patrikhaneye kesinlikle katılıyorum ve türk vatandaşlarının yabancılarla bu konuda tartışmaları sırasında yabancıların uyguladığı manipülasyon tekniklerini iyi analiz etmeleri için eğitilmeleri gerektiğini düşünüyorum. çünkü karşımızda emperyalistlerin ayaklandırıp türklerin üzerine saldığı örgütlü bir kötülük var. sistematik ve nesiller boyu telkin yoluyla büyütülmüş bir türk nefreti var. bir türk'ün müslüman, hristiyan, budist yada ateist olması onlar için hiç önemli değil. 1915'te bütün türkleri balkanlarda yapılan gibi katledip bu topraklardan silmek için organize olmuşlardı. aradan onlarca yıl geçtikten sonra da bu eylemlerini aslında suçlu olmalarının üstünü örtmek amacıyla organize olmuş durumdalar. maalesef dini sebeplerle her hristiyan devlet vatandaşı da gerçekleri önemsemeyip propagandayı destekleyerek tarihi düşmanları türklerin karşısında durmaktalar. tıpkı kendi menfaatleri için siyonistlerin filistin'de yaptığı soykırımı görmezden gelmeleri ve hatta açıkça desteklemeleri gibi. bu açıklamaya karşılık diğer milletlerdeki ortodoks hristiyanlar nasıl bir tavır alacaklar çok merak ediyorum.

türk yurdunda türklerin kendi milletinin yanında dimdik durduğunu görmek çok sevindirici. darısı arap kültür emperyalizmi adına yapmadığını bırakmayan arapçı müslüman ve türk karşıtı olan türk vatandaşlarına... ayrıca sosyal demokratlık, liberalizm yada insan hakları bahanesiyle türk milletinin değil, küreselcilerin menfaatleri için onların fonladığı fikirleri savunan türkleri görmek de çok üzücü. türk ortodoks patrikhanesinin bu değerli açıklaması sonrası utanmaları gerek ama hayasızca türk milletine ihanet edenlerden fazla bir şey beklememek gerek. umarım türk milletinin dini inancı ne olursa olsun türk olduğunu ve birlik olması gerektiğini anladığı günleri de görebilirim. zira millet olmak bu gibi önemli konularda, örgütlü düşmanlık karşısında, ülkü ve fikir birliği gerektirir.
devamını gör...
ermeni soykırımı diye kafa silkenlere boruyu döşemiştir.
devamını gör...
siyaseten devletler istediğini söylesin. hukuken "soykırım" tespitinin mümkünatı yoktur ve her şey siyasidir.

uluslararası kamu hukukçusuyum. uluslararası ceza hukuku, inter alia, uzmanlaştığım alanlardan bir tanesi. soykırım suçu üzerine halen çalışma yapıyorum. teknik hukuka girmenin yeri midir burası, emin değilim. uluslararası içtihadı da yazmamın yeri değil diye düşünüyorum.

çok çok kısaca söyleyelim. -iddiaları hiçbir şekilde kabul etmemek şerhiyle-

soykırım kelimesini 1944 yılında raphael lemkin "axis rule in occupied europe: laws of occupation, analysis of government, proposals for redress" kitabında tanımlıyor. yakın; ama daha gelişmiş versiyonu önce bm genel kurul kararında 1946'da ve daha sonra 9/12/1948 tarihli meşhur önleme ve cezalandırma konvansiyonuyla kabul ediliyor.

ruanda uluslararası ceza mahkemesi 1994 yılında bm güvenlik konseyi m.41'deki yetkilerin kullanılması ile 1 ocak-31 aralık 1994 tarihi arasında ruanda vatandaşları tarafından ruanda içerisinde ve çevre devletlerde işledikleri suçları yargılamak üzere kuruluyor. soykırım suçu'ndan uluslararası ceza hukuku minvalinde ilk hüküm 1998'de jean-paul akayesu için işte bu mahkemede veriliyor.

uluslararası ceza mahkemesi'nin kuran roma statüsü'nün 6. maddesi de bu suçu verbatim tanımlıyor.

1- geriye yürümezlik ilkesi
2- nullum crimen sine lege - kanunsuz suç olmaz ilkesi
suçun tanımlandığı zaman ile olduğu iddia edilen fiilin gerçekleştiği zaman yürürlükte bulunmayan bir suçtan yargılama yapılamamaktadır. sonradan yapılan kanun ile, ceteris paribus, geçmişe yürüyen yargılama mümkün olmamakta.

1948 soykırım sözleşmesi 'devletlerin' önleme ve cezalandırma sorumluluğu içindir. uluslararası ceza mahkemesi'nin kuran roma statüsü ise bireysel cezai sorumluluk içindir ve 1/7/2002 sonrası için yargı yetkisi kabul edilen bir kurumdur. türkiye roma statüsü'ne taraf değildir.

farz edelim ki bütün ilkeler yok edildi, sembolik yargılama yapalım vs. dendi -nasıl olacaksa-.

"(...) “soykırım”, ulusal, etnik, ırki ya da dini bir grubu kısmen veya tamamen yok etmek amacıyla gerçekleştirilen (...)"

3- madde hükmü okunduğunda "yok etme kastı"ndan bahsedilir. biz buna hukukta dolus specialis deriz, özel kast. bu özel kast ise doktrinimizde "soykırım kastı" olarak adlandırılır. bu kastın varlığı suçun oluşmasının belkemiğidir. bu suç öyle bir suçtur ki "suçların suçu" olarak tanımlanır. ben çalışmamda ise bu kasta "kastların kastı" diyorum. çünkü bu kast, kastların en yoğunu ve en yüksek dereceli olanıdır. bu makalede kast derecelenmeleri güzel bir şekilde işleniyor.

ilgili suçun işlenebilmesi için işbu yok etme kastın varlığının ispatı gerekiyor.

soykırım suçunun işlenmesinde, soykırım kastına dair uluslararası içtihatta ve doktrinde ‘amaç temelli’(purpose-based) ve ‘bilgi temelli’(knowledge-based) olmak üzere iki yaklaşım vardır.

amaç temelli yaklaşım uluslararası mahkemelerin ve uluslararası ceza hukuku dotrininin baskın görüşüdür. der ki: varsayalım ki ortada bir soykırım işlenme durumu var ve siz buna katıldınız. böyle olsa bile ve ben bu duruma bu bilgiyi bilerek katılsam bile benim bireysel olarak böyle bir kastı taşıdığımı ayrıca ispatlamalısın ki beni cezalandırabilesin. yani kasıt şu: her bir bireyin tek tek kastının ispatlanması gerekiyor. bizim durumumuzda ispatlanamaması da delil yetersizliğinden değil böyle bir şeyin var olmamasından kaynaklı :)

bilgi temelli görüş ise soykırım durumunu bilip katılmayı yeterli gören, mahkemeler tarafından kabul görmeyen görüş. doktrin bünyesinde birkaç yazar destekliyor.

bu görüşlerin tamamı 1998 ve sonrasında literatürümüze girdi.

özet: hukuken böyle bir tespitin mümkünatı yoktur. olay tamamen siyasidir. herhangi bir delil sunulamamaktadır. tarihi çarpıtmalar temelinde pozisyon alınmaktadır.

-----

konuyu birleşmiş milletler'de uluslararası hukukçu akademisyenler nezdinde bizzat gündeme getirdim. şu kişiyle de bizzat tartıştım. "bir şeyler yaşandı diyor sizin yetkilileriniz" dedi. ben de "ne mesela?" dedim. "some incidents" dedi. "spesifik örnek veriniz" dedim. "açıklamalarınız var" dedi. "delilleri görmek istiyorum" dedim. bu şekilde devam etti bir mühlet. sonra konu başka bir yere gitti.

-----

hukuken çok kısaca durum böyledir. hadi başarılar.

not: hatalar ve eksikler şahsıma aittir.
edit: imla + ekleme.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"24 nisan 2025 türk ortodoks patrikhanesi basın açıklaması" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim