4 aşamalı yeniden kuruluş anayasası

ülkeyi yönetmekte olan akp’nin son icraatıdır.
konu ile ilgili açıklama şöyle yapılmış : “inisiyatif bir irade ortaya çıktıktan sonra, öncelikle bilim kurulu kurulacak. ardından siyasi olarak ak parti ve cumhur ittifakı hukukçu kurmayları bu çalışmanın içeriğiyle bir araya gelecek. taslak metin kamuoyuna ve diğer siyasi partilere teklif edilecek. son olarak parlamento süreci işletilecek”
bir de işe gazi mustafa kemal atatürk karıştırılmış : “bu anayasanın ismi ‘yeniden kuruluş anayasası’ olacak. çünkü gazi mustafa kemal, izmir iktisat kongresi’nde yaptığı bir konuşmada, ‘arkadaşlar ülkemizi düşman işgalinden kurtardık, topraklarımızdaki işgali sonlandırdık. ancak aynı istiklal mücadelesini ekonomide, diplomaside, hukukta, sağlıkta, havacılıkta, üretimde ve ihracatta her alanda gerçekleştirmeliyiz’ diyor.” anlayan beri gelsin.
gerçekten bu zihniyeti anlamak mümkün değil. ülke birileri tarafından işgal altında mı? neyi kimden kurutacaklar bunlar? zaten körler sağırlar misali kendi oluşturacakları bir bilim kurulu bütün çalışmayı yapacak olan. kamuoyuna ve siyasi partilere de biz bunu yaptık alın bakın diyecekler .
ülke gerçekten emsali görülmemiş bir hıyanet içinde arkadaşlar.
www.demokrathaber.org/siyas...

kimden kurtaracak? bizden tabii ki. ülkenin aydınlık ve laik gençlerinden, sorgulayanlardan, hesap soranlardan kurtaracak. adına da cihat diyecek, kurtuluş savaşı diyecek, yeni anayasa diyecek, reform diyecek. kime nasıl yutturabilirse o yalanı söyleyecek zira biliyorsunuz siyasal islamcı olmak böyle riyakar olmayı gerektirir.

hiçbir şekilde iyi niyet içermeyen bir anayasa ismidir. anayasanın adı ne? yeniden kuruluş. yeniden kurulan ne peki? devlet. peki yeniden kurulan bu devletin kurucusu kim?
hadi oradan, bu ülkenin kurucusu gazi mustafa kemal atatürk'tür.

isimde geçen "yeniden" ibaresi nedense bana "laçka" olmuş kelimesini anımsattı. çok kurcalarsan laçka olur. önce mevcut olana uymak gerekmez mi?

seçimlerin normal zamanda yapılması durumunda iyi partinin bir süre daha iktidar olamayacağı açık. iyi parti içinde mustafa kemal'e bazı chp'lilerden bile daha fazla sempati ile bakan bir damar var. akp'nin mhp yerine iyi parti ile yola devam etmek istemesinden de doğal bir şey olamaz zira hem muhalefet bloğunu bölecek hem de bir şekilde tek başına yola devam etme imkanı bulacak. mhp iktidar olmasa da iktidar gibi davrandığı için yıprandı.

kurtuluş savaşı gibi cümleler biraz tekalif-i milliyeye atıf yaparak bu vergilere ses etmeyin , söz konusu bağımsızlıksa gerisi teferruat demek olabilir. yakın zamanda abd ile ekonomik harp çıkkması da son derece olası. içine f-35 lerin parasını verip alamadığımızı da eklersek almanya yanında savaşa giren ittihat ve terakkinin ,osmanlı'nın ingilizlere sipariş verip alamadığı 2 gemi yerine 2 alman zırhlısına neden türk bayrağı çektiğine de bağlayabiliriz.

4 aşamalı gündem değiştirme şeysi.

nedir bu ortalığı karıştırma cumhuriyet düşmanlığı anlamak çok zor.

en önemli amaçlardan biri ilk dört madde değil. ilk dört maddenin sembolik anlamı var. bu maddeler yorum yoluyla her yöne çekilebilir. kanımca en önemli değişiklik 90. maddenin 5. fıkrasında görülebilir. böylelikle aihs ve dolayısıyla aihm yargılamalarını önemsiz hale getirilmesi hedeflenebilir.

diktatör saltanatını ilan edecek işte.

artık ölene kadar durur ülkenin başında.

eski türkiye-yeni türkiye-şeriatla yönetilen yeni bir türkiye. tam olarak doğru şema bu sanırım.

"yeniden kuruluş" derken? nereyi yıkıyorlar da yenisini kuruyorlar?
şeriat geliyor hayırlı olsun.

daha ne kadar ileri gidebilirlerki.. dedikçe, daha da ileri gidiyorlar bir şekilde, yok reform, yok yeniden kuruluş filan..
sürekli anlatacak bir şeyleri de var yani...
hem kaç yıldır zaten her yerde biz vardık her şeyi biz yaptık diyip, hem de şu sorunlar var bu sorunlar var, bunları çözmek lazım demek nasıl bir kafadır...
sorun varsa sizin yüzünüzden, adalet yoksa sizin yüzünüzden, gelir dağılımında uçurum varsa sizin yüzünüzden, çözümlerin hepsini siz yaptınız da, sorunları kim yaptı acaba...
koyunlara anlatsalar anlardı..
bunların seçmeni tın tınn.. bomboş kafalar bomboş ya gerçekten, korona da kaybedilen yaşlı nüfustan bile medet umuyorum gerçekten..
üzgünüm ama o bile kar yani...

son yıllarda fazla kurulduk bir salalım dediğim. kuruluş selçuklu izleyip gaza mı geliyorsunuz anlamadım.

yoruldum bu ülkenin bitmek tükenmek bilmeyen gereksiz aksiyonlarından ya. yeter be.

"uyuyan milletler ya ölür, yada köle olarak uyanırlar"
- mustafa kemal atatürk.

c. başkanlığında ki yıldız sayısı az gelmiş 1 tane daha eklemek lazım diye düşünmüşler çok da şey etmeyin dağılın.

yorumların büyük çoğunluğu meseleyi olmuş gibi kabul etmiş bile.
yapılmak istenen tam da buydu,
halkı 'ben yaptım oldu'ya 'alıştırmak .

gayet güzel alışmışız çoğumuz.

kolay mı arkadaşlar bu işler,
ılk dört maddeyle oynamak, her babayiğitin harcı değil.
bilmeyen varsa tekrar okusun o maddeleri.

seçim yasasını bile değiştiremeyen , şimdi sıkıştığı için, direkt seçim yasası demeyip, meseleyi anasaya değişikliği adı altında kamuoyuna yutturmaya çalışmanın yolu bu.
bu kadar basit.

seçimle ilgili kaygıları giderecek düzenlemeler esas olacaktır, anayasanın da yine kendi menfaatlerine olacak bir kaç yerine küçük dokunuşlar yapılacak ve mevzu kapanacaktır.

türkiye cumhuriyet'i yıkıldı mı ki, yeniden kuruluş anayasası gibi saçma bir gündem yaratılıyor?

haa, bu tamamen bir algı yönetiminin eseri, bilerek yapılıyor tüm bunlar, kamuoyunun nabzı ölçülüyor, buna göre de bir yol izleniyor. bunun örneklerini daha önce de çok gördük.

%35 oy oranı, siyasi bir ideolojiye ancak mecliste koltuk sayısı avantajı sağlar, kökten anayasa yapma yetkisi de , cesareti de vermez.

trt dizilerinin etkisidir. hayırdır neyi kuruyoruz yenidenmiş ne oldu yetmez ama evetçiler sanat dünyası futbolcular başkanlık sistemi ile uçuyorduk. bırakın allah aşkına ya.

failed state olduğumuz için yap-boz fantezisinin tezahürüdür. işin sonundaki referandum da heyecan unsuru olsa gerek. sırf "şahsım" bu anayasayı iki defa referandumla değiştirdi. bir çok madde defalarca değişti. aslı ile alakası olmayan anayasayı hala "darbe anayasası" diye kötüleyerek değiştirmek ancak eblehlerin çoğunlukta olduğu bir ülkede eğlence unsuru olarak yapılan bir zırvadır.

sekülerliğin sadece adının kaldığı bu ülke öleli çok oluyor. bundan sonra yapılması gereken cenazeyi kaldırıp katilleri yok etmektir. ama o da normal şartlarda olacak iş değil.

hani çakma markaların önüne hakiki, en hakiki vs gibi ibareler konarak gayet alakasız da olsa benzeri, taklidi, alt versiyonları tarzı bir imajla empoze edilir ya, işte yeniden kuruluş da bunu sağlayacak. yeni türkiye, hakiki türkiye, en hakiki türkiye hangisi kulağınıza hoş gelirse artık. ben artık türkiye kelimesinin kullanılmamasından yanayım. bambaşka bir şey bulun bari.

kuruluş anayasası, aya gidiyoruz, kanal istanbul, yerli uçak, yerli uçak gemisi, yerli otomobil. hepsinin bir ortak yönü var. gerçekleşme olasılığı çeşitli nedenlerle yok ya da çok çok az.
ama kendi tabanında yarattığı coşku çok yüksek.
goebbels'in iletişim stratejisilerinden biridir. ne demiş goebbels bakalım: " söylediğin yalan ne kadar büyük olursa, inanacak kişi sayısı da o kadar çok olur".

tanım: iktidarın uçurduğu son balon