1.
yunan mitolojisine göre, aşk tanrıçası afrodit'in aşık olduğu bir insandır. suriye kralının kızı, afrodit'e gerektiği kadar tapınmaz. ve afrodit kızı cezalandırır. ona bir baba isteği verir. kız bakıcısının yardımıyla babasıyla birkaç gün beraber olur. babası birlikte olduğu kişinin kızı oldğunu anlar ve onu öldürmeye kalkışır. tanrılar kıza acır ve kızı ağaca dönüştürür. daha sonra ağacın gövdesinden canlıların en güzeli olan adonis dünyaya gelir. afrodit ilk bakışta ona aşık olur ve saklaması adına zeus ile demeter'in kızı olan tanrıça persephone'ye verir. persephone de adonis'e aşık olur. ve iki tanrıça kavga eder. zeus onları sakinleştirmek için araya girer ve adonis'in 6 ay afrodit'in diğer 6 ay da persephone'nin yanında kalmasına karar verir. adonis dünyaya güzellik getirir. bir gün, adonis, av yaparken bir yaban domuzu saldırısı sonucu ölür. afrodit onun ölümünden kendisini sorumlu tutar ve zeus'tan onu geri getirmesini ister. afrodit adonis'in ölümüne çok üzülür ve güzelliğini kaybetmeye başlar. tanrılar olimpos dağının zirvesinde toplanır ve adonis'e tekrar can verirler.
devamını gör...
2.
asıl adı ali ahmet said eşber olan 1930 suriye doğumlu şair.
suriye ve lübnan da edebiyat ve felsefe okumuş, baudelaire ve rilke şiirlerinden etkilenerek çıkardığı şiir dergisiyle geleneksel ortadoğu ve arap şiirini de derinden etkilemiştir. günümüzde halen paris'te yaşayan şair, mistisizm ve sufizm ile ilgilenmektedir.
nedir yol?
toprak adındaki kağıda yazılı
gezginlik manifestosu.
nedir ağaç?
dalgaları hava olan yeşil göl.
nedir hava?
bir ruh
bir bedene yerleşmeyi istemeyen.
nedir ayna?
ikinci bir yüz
ve üçüncü göz.
nedir mukaddes?
bir maske
eğlenebilmek için müdennesle.
nedir ölüm?
kadının rahmiyle
yerin rahmi arasında
nakliye arabası.
nedir gökkuşağı?
bulutun bedeniyle
güneşin bedeni
bir eğimle kucaklaşmış
yerin bedeni üzerinde.
nedir dalga?
denizin ekranında
çizgi film.
nedir kıyı?
dalgaların yorgunluğu için yastık.
nedir yıldız?
en güzel tarafı kapağı olan bir kitap.
nedir yaşlılık?
iki yöne büyüyen bir bitki:
çocukluğun şafağı
ve ölümün gecesine.
nedir siyah?
güneşe gebe bir rahim.
nedir akan yıldız?
fırlamış bir ok ki tek hedefi var gerçekleştireceği:
kırılıp ölmek.
nedir günbatımı?
güneşin bedeninden dökülen ter.
nedir kasîde?
bir kız çocuk
bitmeyen
bir süt emmek
ile
yaşayan.
nedir düş?
hayale lâyık olabilmek için
gerçekliğin yükselişi.
nedir mutluluk?
dilin kıyısındaki bir mezarlıkta
mezar taşı.
nedir umut?
betimlemek ölümü
hayatın diliyle.
nedir toprak?
bedenin geleceği.
nedir önkaranlık?
vedâ hutbesi.
nedir gözyaşı?
bedenin kaybettiği savaş.
nedir umutsuzluk?
hayatı ölümün diliyle betimlemek.
nedir yankı?
yol alışın yıktığı beden-
tükeniyor
tükendi.
nedir toz?
rüzgârın dengi ve en büyük rakibi.
nedir yatak?
gece içinde
gece.
nedir doğa?
görüyü yazmak için
sağgörüdeki dil.
nedir ufuk?
sınırsızca devingen uzay.
nedir rastlantı?
farkında olmadan
ellerine düşen
rüzgârın ağacındaki meyve.
nedir gül?
koparılmak için yetiştirilen baş.
nedir gerçek?
resmetmek suyun endâmını
ya da ışığın yüzünü.
nedir gayb?
görmeyi arzuladığımız bir ev
ve nefret ettiğimiz
içinde oturmaktan.
nedir gök?
daha çıkmadan
kırılan merdiven.
nedir gece?
bir peçe
güneşin yüzüne taktığı.
nedir güzellik?
bir biçim ki, onu gördüğünde görürsün
ardındaki sırrı
bazen de ardındaki allahı görürsün.
nedir anlamsızlık?
hastalık
en yaygın olanı.
nedir varlık?
daima yeniden
gözden geçirilmeyi gereksinen.
nedir gerçeklik?
çökeltiler
dilin
ırmağı içre.
nedir yoksulluk?
yeryüzü üzerinde hareket eden mezar.
nedir dostluk?
ikinci bir güneş.
nedir sanı?
muğlaklığın bedenini yoklayan el.
nedir gece?
yıldızların kitaplarını satan sahaf.
nedir dua?
sözün suyundan buharlaşan
göksel bulut.
nedir gözyaşı?
en saf ayna.
nedir ay?
güneşin sadık hizmetkârı.
nedir mutlak?
kafadaki hayız.
nedir çıplaklık?
bedenin fatihası.
nedir iz?
yürümeyi kesen ayak.
nedir bellek?
bir ev ki yalnızca
ikameti içindir
kayıp eşyaların.
nedir şiir?
seferde gemiler ve yoktur limanları.
nedir yastık?
gecenin merdivenindeki ilk basamak.
nedir başarısızlık?
ömür gölünde yüzen yosun.
nedir ömür?
karanlığa doğru
hiç durmayan yolculuk.
nedir kargaşa?
bir başka düzen gecenin bedeni için.
nedir hayâl?
gerçekliğin ıtırı.
nedir tarih?
kör bir davulcu.
nedir yağmur?
son yolcu
bulut treninden inen.
nedir yüz?
gözyaşının göçü için en yakın liman.
nedir gündüz?
güneş ışınlarının en geniş kafesi.
nedir çöl?
kum falı
okumaktan
bıkmayan
falcı kadın.
nedir kum?
sürekli okuru tek bir romanın:
rüzgârın.
nedir sır?
bir kapalı kap
açtığında kırılan.
nedir bağırış?
sesteki pas.
nedir toz?
soluk
yerin ciğerinden yükselen.
nedir parmaklar?
beden okyanuslarının ilk kıyıları.
nedir kanat?
uzayın kulağında fısıltı.
nedir kafes?
içi boş doluluk
nedir keder?
bedenin uzayındaki
önkaranlık.
nedir şans?
vaktin elindeki zar.
nedir düş?
bıkmayan bir aç
gerçekliğin kapısını çalmaktan.
nedir hüzün?
neşe sözlüğünün
yanlışlıkla attığı kelime.
nedir sürpriz?
bir kuş
kurtulmuş
elinden gerçekliğin.
nedir vatan?
dilin koltuklarına
uzanan cisim.
nedir dil?
bir trendir ki
aynı zamanda
yol, yolculuk ve varıştır.
nedir ırmak?
bir yatak ki, yeryüzü
memelerinin arasına
ya da göbeğinin altına yayar onu.
nedir bahçe?
bir kadın şair
şiirlerini uyuyarak yazan
ve susarak okuyan.
nedir merkez?
tüm uçların ucu.
nedir yakın?
bilgiyi gereksinmeyen
istikrar.
nedir zaman?
bir giysi
giyip çıkarmadığımız.
nedir düz çizgi?
görülmeyen
eğik
çizgiler toplamı.
nedir serap?
bir güneş
kumu giyip
suya benzemeye çalışan.
nedir su?
ateşin cehennemi.
nedir göbek?
yolun yarısı
iki cennet
arasında.
nedir öpücük?
görülen koparılışı
görünmeyen bir meyvenin.
nedir kaygı?
buruşukluklar
ve kırışıklıklar
damarların ipeğinde.
nedir mecaz?
kelimelerin göğüslerinde
çırpan kanatlar.
nedir yaratı?
rastlantının elinde yüzük.
nedir kucaklaşma?
ikinin üçüncüsü.
nedir anlam?
anlamsızlığın başı
ve sonu.
(bkz: anlam ormanlarında gezi için rehber)
suriye ve lübnan da edebiyat ve felsefe okumuş, baudelaire ve rilke şiirlerinden etkilenerek çıkardığı şiir dergisiyle geleneksel ortadoğu ve arap şiirini de derinden etkilemiştir. günümüzde halen paris'te yaşayan şair, mistisizm ve sufizm ile ilgilenmektedir.
nedir yol?
toprak adındaki kağıda yazılı
gezginlik manifestosu.
nedir ağaç?
dalgaları hava olan yeşil göl.
nedir hava?
bir ruh
bir bedene yerleşmeyi istemeyen.
nedir ayna?
ikinci bir yüz
ve üçüncü göz.
nedir mukaddes?
bir maske
eğlenebilmek için müdennesle.
nedir ölüm?
kadının rahmiyle
yerin rahmi arasında
nakliye arabası.
nedir gökkuşağı?
bulutun bedeniyle
güneşin bedeni
bir eğimle kucaklaşmış
yerin bedeni üzerinde.
nedir dalga?
denizin ekranında
çizgi film.
nedir kıyı?
dalgaların yorgunluğu için yastık.
nedir yıldız?
en güzel tarafı kapağı olan bir kitap.
nedir yaşlılık?
iki yöne büyüyen bir bitki:
çocukluğun şafağı
ve ölümün gecesine.
nedir siyah?
güneşe gebe bir rahim.
nedir akan yıldız?
fırlamış bir ok ki tek hedefi var gerçekleştireceği:
kırılıp ölmek.
nedir günbatımı?
güneşin bedeninden dökülen ter.
nedir kasîde?
bir kız çocuk
bitmeyen
bir süt emmek
ile
yaşayan.
nedir düş?
hayale lâyık olabilmek için
gerçekliğin yükselişi.
nedir mutluluk?
dilin kıyısındaki bir mezarlıkta
mezar taşı.
nedir umut?
betimlemek ölümü
hayatın diliyle.
nedir toprak?
bedenin geleceği.
nedir önkaranlık?
vedâ hutbesi.
nedir gözyaşı?
bedenin kaybettiği savaş.
nedir umutsuzluk?
hayatı ölümün diliyle betimlemek.
nedir yankı?
yol alışın yıktığı beden-
tükeniyor
tükendi.
nedir toz?
rüzgârın dengi ve en büyük rakibi.
nedir yatak?
gece içinde
gece.
nedir doğa?
görüyü yazmak için
sağgörüdeki dil.
nedir ufuk?
sınırsızca devingen uzay.
nedir rastlantı?
farkında olmadan
ellerine düşen
rüzgârın ağacındaki meyve.
nedir gül?
koparılmak için yetiştirilen baş.
nedir gerçek?
resmetmek suyun endâmını
ya da ışığın yüzünü.
nedir gayb?
görmeyi arzuladığımız bir ev
ve nefret ettiğimiz
içinde oturmaktan.
nedir gök?
daha çıkmadan
kırılan merdiven.
nedir gece?
bir peçe
güneşin yüzüne taktığı.
nedir güzellik?
bir biçim ki, onu gördüğünde görürsün
ardındaki sırrı
bazen de ardındaki allahı görürsün.
nedir anlamsızlık?
hastalık
en yaygın olanı.
nedir varlık?
daima yeniden
gözden geçirilmeyi gereksinen.
nedir gerçeklik?
çökeltiler
dilin
ırmağı içre.
nedir yoksulluk?
yeryüzü üzerinde hareket eden mezar.
nedir dostluk?
ikinci bir güneş.
nedir sanı?
muğlaklığın bedenini yoklayan el.
nedir gece?
yıldızların kitaplarını satan sahaf.
nedir dua?
sözün suyundan buharlaşan
göksel bulut.
nedir gözyaşı?
en saf ayna.
nedir ay?
güneşin sadık hizmetkârı.
nedir mutlak?
kafadaki hayız.
nedir çıplaklık?
bedenin fatihası.
nedir iz?
yürümeyi kesen ayak.
nedir bellek?
bir ev ki yalnızca
ikameti içindir
kayıp eşyaların.
nedir şiir?
seferde gemiler ve yoktur limanları.
nedir yastık?
gecenin merdivenindeki ilk basamak.
nedir başarısızlık?
ömür gölünde yüzen yosun.
nedir ömür?
karanlığa doğru
hiç durmayan yolculuk.
nedir kargaşa?
bir başka düzen gecenin bedeni için.
nedir hayâl?
gerçekliğin ıtırı.
nedir tarih?
kör bir davulcu.
nedir yağmur?
son yolcu
bulut treninden inen.
nedir yüz?
gözyaşının göçü için en yakın liman.
nedir gündüz?
güneş ışınlarının en geniş kafesi.
nedir çöl?
kum falı
okumaktan
bıkmayan
falcı kadın.
nedir kum?
sürekli okuru tek bir romanın:
rüzgârın.
nedir sır?
bir kapalı kap
açtığında kırılan.
nedir bağırış?
sesteki pas.
nedir toz?
soluk
yerin ciğerinden yükselen.
nedir parmaklar?
beden okyanuslarının ilk kıyıları.
nedir kanat?
uzayın kulağında fısıltı.
nedir kafes?
içi boş doluluk
nedir keder?
bedenin uzayındaki
önkaranlık.
nedir şans?
vaktin elindeki zar.
nedir düş?
bıkmayan bir aç
gerçekliğin kapısını çalmaktan.
nedir hüzün?
neşe sözlüğünün
yanlışlıkla attığı kelime.
nedir sürpriz?
bir kuş
kurtulmuş
elinden gerçekliğin.
nedir vatan?
dilin koltuklarına
uzanan cisim.
nedir dil?
bir trendir ki
aynı zamanda
yol, yolculuk ve varıştır.
nedir ırmak?
bir yatak ki, yeryüzü
memelerinin arasına
ya da göbeğinin altına yayar onu.
nedir bahçe?
bir kadın şair
şiirlerini uyuyarak yazan
ve susarak okuyan.
nedir merkez?
tüm uçların ucu.
nedir yakın?
bilgiyi gereksinmeyen
istikrar.
nedir zaman?
bir giysi
giyip çıkarmadığımız.
nedir düz çizgi?
görülmeyen
eğik
çizgiler toplamı.
nedir serap?
bir güneş
kumu giyip
suya benzemeye çalışan.
nedir su?
ateşin cehennemi.
nedir göbek?
yolun yarısı
iki cennet
arasında.
nedir öpücük?
görülen koparılışı
görünmeyen bir meyvenin.
nedir kaygı?
buruşukluklar
ve kırışıklıklar
damarların ipeğinde.
nedir mecaz?
kelimelerin göğüslerinde
çırpan kanatlar.
nedir yaratı?
rastlantının elinde yüzük.
nedir kucaklaşma?
ikinin üçüncüsü.
nedir anlam?
anlamsızlığın başı
ve sonu.
(bkz: anlam ormanlarında gezi için rehber)
devamını gör...
3.
adonis, aphrodite ile persephone gibi tanrıçalarla aşk yaşamış olağanüstü yakışıklı bir genç olup öldükten sonra yeniden doğmuştur. erkeksi güzelliğin kişileştirilmiş formu olan tanrıya doğu akdeniz bölgesinde tahıl tanrısı olarak tapınılmıştır.
adonis, yunan panteonuna fenike’den, bitkilerin filizlenmesi mevsim ve hayat-ölüm döngülerinden sorumlu bereket tanrısından ödünçlenerek girmiş olup, sami dillerindeki adonai (‘efendi, tanrı’) kelimesiyle alakalı olmalıdır. ortadoğu kökenli olmasına karşın etrüsk aynalarında bile tasvirlerine rastlanan tanrının kültü tüm akdeniz dünyasına yayılmıştır. adonis’in sami panteonundaki karşılığı dumuzi veya akadca adıyla tammuz’dur. adonis efsanesinin başlangıcı konusunda farklı görüşler vardır.
hesiod, zümrüd-ü anka (phoenix) ile aephesiboea’nın, apollodorus, kıbrıs kralı kinyras ile metharme’nin oğlu olduğunu ileri sürmüşse de suriye kralı theias ile kızı myrrha’nın (ya da smyrna) ensest ilişkisi sonucu dünyaya geldiği daha yaygın kanaattir. myrrha’nın annesi kenkhreis kızının aphrodite’den daha güzel olduğunu uluorta söyleyerek tanrıçaya gerekli saygıyı göstermeyince kızı tanrıça tarafından babasına cinsel arzu duyması sağlanarak cezalandırılmıştır. kız önce duygularından dolayı kendini asmak istemişse de dadısının kendisini ikna etmesiyle canına kıymak yerine arzularını tatmin etmeye karar vermiştir.
dadısının yardımıyla kral ile kızı yedi gün yedi gece (bazı kaynaklarda oniki veya kırk gün kırk gece) birlikte olmuş, yaşlı adam ancak son gece birlikte olduğu kişinin kızı olduğunu anlamıştır. kız son gece gebe kalmış, işlediği korkunç günah yüzünden umutsuzluğa kapılan baba kılıcıyla kızının üstüne yürüyüp kızı öldürmek istemişse de tanrılar acıdıkları kızın kaçıp ormana saklanmasına yardım etmiş ardından myrrha’yı mersin ağacına dönüştürmüşlerdir. (cevat şakir kabaağaçlı zeus'un çevirdiğini söyler)
10 ay sonra ağacın kabuğu çatlayarak içinden karşı koyulmaz baştan çıkarıcılıkla donanmış çok güzel bir bebek olan adonis çıkmıştır. ağacın kabuğunu kızın babasının kılıcı yardımıyla açtığı veya bir yaban domuzunun dişleriyle sıyırarak açtığı söylenmektedir. aphrodite’in görür görmez âşık olduğu çocuğu yetiştirmesi için persephone’a vermesinin ardından çocuk büyüdükçe iki tanrıça arasında gittikçe büyüyüp güzelleşen delikanlının paylaşımı için kavga çıkmıştır. kavgayı bitirmek isteyen zeus sorunu çözmek için aracılık ederek adonis’in yıllın 4 ayını aphrodite, 4 ayını persephone, kalan 4 ayı ise istediği yerde geçirmesine karar vermiştir. (benim bildiğim serbest kaldığı 4 ayı afrodit'le geçirmeyi seçer. bu metinde böyle bir bilgi yok) böylece adonis kışın bitimi ile yer altından çıkarak bahar tanrıçasıyla çiftleşmek gün ışığına çıkmaya başlamıştır. bu dönemin hıristiyanların isa’nın öldükten sonra dirilişinin kutladığı paskalya ile aynı tarihe denk gelmesi dikkat çekicidir. adonis ile aphrodite söylencesinin mevsimlerin değişimi ile güzelliğin geçici bir süre için kaybedilmesi temasını sembolize ettiği dahası yakındoğu’da tammuz ile astarte, mısır’da isis ile osiris söylenceleri ile benzerlik taşıdığı görülmektedir.
adonis’in tanrıçalarla ilişkisini kıskanan artemis veya daha muhtemel aphrodite’in kocası hephaestus veya aphrodite’in aşığı ares, bir av sırasında adonis’in üzerine bir yaban domuzu salarak kasığından yaralanıp, kan kaybından ölümüne sebep olmuştur. (başka bir kaynakta hera'nın yaban domuzunu gönderdiği yazar) adonis onuruna düzenlenen bahar festivalinde rahipler kadın kılığına girmekte ve kendilerini bıçakla yaralamaktaydılar. adonis çoğunlukla çıplak nadiren elinde lir adlı telli çalgı ile tasvir edilmekteydi.
(kaynak: özhan öztürk. dünya mitolojisi. nika yayınları. ankara, 2016)
ekleme ve edit:
domuz saldırısında kasığına yediği darbeyle kanları fışkıran, bu kanların toprağa düşmesiyle "anemon" lalelerinin çıkmasına vesile olan adonis'e cevat şakir kabaağaçlı, anadolu tanrıları adlı eserinde sahip çıkar. çünkü anemonun vatanı manisa'dır. o yüzden adonis de bir anadolulu olmalıdır.
devamını gör...
4.
domuz saldırısında kasığına yediği darbeyle kanları fışkıran, bu kanların toprağa düşmesiyle "anemon" lalelerinin çıkmasına vesile olan genç adam.
cevat şakir kabaağaçlı, anadolu tanrıları adlı eserinde adonis'e sahip çıkar. çünkü anemonun vatanı manisa'dır. o yüzden adonis de bir anadolulu olmalıdır.
cevat şakir kabaağaçlı, anadolu tanrıları adlı eserinde adonis'e sahip çıkar. çünkü anemonun vatanı manisa'dır. o yüzden adonis de bir anadolulu olmalıdır.
devamını gör...
5.
yunanlıların albaylar cuntası devrildikten sonra sokaklarda söyledikleri yunan devrim marşı, insanın tüylerini diken diken eder.
mikis teodorakis & farantouri ve bol bol kırmızı kazaklarla bezeli hali bu şarkının en güzel icrasıdır.
mikis teodorakis & farantouri ve bol bol kırmızı kazaklarla bezeli hali bu şarkının en güzel icrasıdır.
devamını gör...
6.
avlamak istediği yaban domuzu tarafından öldürülen genç fenike tanrısı.
devamını gör...
7.
lübnan'da ibrahim nehri.
devamını gör...
8.
yunan mitolojisi'nde afrodit tarafından aşık olunan bir gençtir.bir av sırasında öldürülmüştür.ancak aşağı dünyadan her yıl altı ay süresince afrodit ile buluşmak üzere geri gelmesine izin verilmiştir.
devamını gör...
9.
ayrıca -
adonis kası (oblik kas)
kalça kemiğinden, pelvik bölgesinden çapraz uzanan v şeklindeki kas.
çekici mi itici mi hala karar veremediğim kas grubu.
adonis kası (oblik kas)
kalça kemiğinden, pelvik bölgesinden çapraz uzanan v şeklindeki kas.
çekici mi itici mi hala karar veremediğim kas grubu.
devamını gör...
10.
(bkz: venüs)ün yetiştirdiği güzel hizmetçisi. domuz tarafından öldürüldü ve venüs tarafından (bkz: denizşakayığı)na dönüştürülmüş. (bkz: shakespeare)
mor renkli yüze sahip güneş gibi, ağlayan sabahın son izini bırakmıştı. gül yanaklı adonis onu kovalamayacaya koydu; avlanmayı sevdi, ama aşkı palavraya güldü.
ayrıca balıkesir'in erdek ilçesinin çuğra mevkinde bulunan güzel bir mekandır.
mor renkli yüze sahip güneş gibi, ağlayan sabahın son izini bırakmıştı. gül yanaklı adonis onu kovalamayacaya koydu; avlanmayı sevdi, ama aşkı palavraya güldü.
ayrıca balıkesir'in erdek ilçesinin çuğra mevkinde bulunan güzel bir mekandır.
devamını gör...
11.
12.
mitolojide iki farklı (aslında aynı) adonis vardır. biri fenike mitolojisinde aşk, güzellik ve yeniden doğuş tanrısı adonis. diğeri yunan mitolojisinde aşk ve güzellik tanrıçası afrodit'in sevgilisi olan ölümlü adonis. ikisinin de kökeni sümer mitolojisindeki tammuz/dumuzi'ye dayanır.
önce fenikelilerde aşk, güzellik ve yeniden doğuş tanrısı olan adonis'ten başlayalım. lübnan dağlarında bugünkü adıyla ibrahim nehri'nin* o zamanki adıyla adonis nehri'nin aktığı yerde astarte tapınağı vardır. astarte ve adonis ilk defa bu tapınakta karşılaşır ve adonis bu tapınağın bahçesinde ölür. ilkbahar geldiğinde nahr ibrahim kırmızımsı bir renkte akar. mitolojide bu kırmızı rengin sebebi olarak adonis'in ölmesi ve nehrin adonis'in kanıyla birlikte akması gösterilir. adonis bir av sırasında astarte tapınağı'nın bahçesinde bir yaban domuzunun saldırısına uğrar ve ölür. astarte adonis'i kurtarmak için güllerin arasında koşar, güllerin dikenleri astarte'nin ellerini ayaklarını kanatır, astarte'nin kanıyla bütün güller kırmızıya boyanır.
yunan mitolojisindeki adonis ise ölümlüdür. kıbrıs kralı cinyras ve kızı myrrha'nın ensest ilişkisinden doğmuştur. myrrha babasına aşıktır. annesi festivale gittiğinde babasının odasına karanlıkta girerek babasıyla cinsel ilişkiye girer. cinyras cinsel ilişkiye girdiği kişinin kızı olduğunu öğrenince kızını öldürmek için eline kılıcını alır ve kızının peşine düşer. myrrha kaçar, kral kovalar, myrrha tanrılara kendisini babasından kurtarmaları için yalvarır. en sonunda tanrılar myrrha'ya acıyarak myrrha'yı mür ağacına dönüştürür. fakat myrrha babasından hamile kalmıştı. myrrha mür ağacına dönüştükten sonra mür ağacının kabuğu çatlamış ve içinden adonis çıkmıştır. bebeğin güzelliğinden etkilenen afrodit adonis'i alıp yeraltına götürür ve yetiştirmesi için persephone'ye verir. fakat persephone de adonis'in güzelliğinden etkilenip aşık olur ve adonis'i afrodit'e geri vermek istemez. iki tanrıça adonis için kavga etmeye başlar. kavgaya zeus hakemlik yapar ve adonis'in yılın üçte birini afrodit ile, üçte birini persephone ile, üçte birini ise istediği yerde geçirmesine hükmeder. adonis afrodit'i tercih ederek yılın üçte ikisini afrodit ile birlikte geçirmeye başlar.
yunan mitolojisindeki adonis'in ölümü de aynı fenike mitolojisindeki adonis'in ölümü gibi olur. adonis bir av sırasında bir yaban domuzunun saldırısına uğrar ve afrodit'in kollarında can verir. yaban domuzunu adonis'in başına hangi tanrının sardığı ile ilgili çeşitli anlatılar vardır. bir anlatıda afrodit'e sinirlenen artemis, başka bir anlatıda afrodit'in adonis'le vakit geçirmesini kıskanan ares, diğer bir anlatıda ise oğlu afrodit'in oğlu erymanthus'u kör etmesinin intikamını almak isteyen apollo yaban domuzunu adonis'in başına bela etmiştir.
önce fenikelilerde aşk, güzellik ve yeniden doğuş tanrısı olan adonis'ten başlayalım. lübnan dağlarında bugünkü adıyla ibrahim nehri'nin* o zamanki adıyla adonis nehri'nin aktığı yerde astarte tapınağı vardır. astarte ve adonis ilk defa bu tapınakta karşılaşır ve adonis bu tapınağın bahçesinde ölür. ilkbahar geldiğinde nahr ibrahim kırmızımsı bir renkte akar. mitolojide bu kırmızı rengin sebebi olarak adonis'in ölmesi ve nehrin adonis'in kanıyla birlikte akması gösterilir. adonis bir av sırasında astarte tapınağı'nın bahçesinde bir yaban domuzunun saldırısına uğrar ve ölür. astarte adonis'i kurtarmak için güllerin arasında koşar, güllerin dikenleri astarte'nin ellerini ayaklarını kanatır, astarte'nin kanıyla bütün güller kırmızıya boyanır.
yunan mitolojisindeki adonis ise ölümlüdür. kıbrıs kralı cinyras ve kızı myrrha'nın ensest ilişkisinden doğmuştur. myrrha babasına aşıktır. annesi festivale gittiğinde babasının odasına karanlıkta girerek babasıyla cinsel ilişkiye girer. cinyras cinsel ilişkiye girdiği kişinin kızı olduğunu öğrenince kızını öldürmek için eline kılıcını alır ve kızının peşine düşer. myrrha kaçar, kral kovalar, myrrha tanrılara kendisini babasından kurtarmaları için yalvarır. en sonunda tanrılar myrrha'ya acıyarak myrrha'yı mür ağacına dönüştürür. fakat myrrha babasından hamile kalmıştı. myrrha mür ağacına dönüştükten sonra mür ağacının kabuğu çatlamış ve içinden adonis çıkmıştır. bebeğin güzelliğinden etkilenen afrodit adonis'i alıp yeraltına götürür ve yetiştirmesi için persephone'ye verir. fakat persephone de adonis'in güzelliğinden etkilenip aşık olur ve adonis'i afrodit'e geri vermek istemez. iki tanrıça adonis için kavga etmeye başlar. kavgaya zeus hakemlik yapar ve adonis'in yılın üçte birini afrodit ile, üçte birini persephone ile, üçte birini ise istediği yerde geçirmesine hükmeder. adonis afrodit'i tercih ederek yılın üçte ikisini afrodit ile birlikte geçirmeye başlar.
yunan mitolojisindeki adonis'in ölümü de aynı fenike mitolojisindeki adonis'in ölümü gibi olur. adonis bir av sırasında bir yaban domuzunun saldırısına uğrar ve afrodit'in kollarında can verir. yaban domuzunu adonis'in başına hangi tanrının sardığı ile ilgili çeşitli anlatılar vardır. bir anlatıda afrodit'e sinirlenen artemis, başka bir anlatıda afrodit'in adonis'le vakit geçirmesini kıskanan ares, diğer bir anlatıda ise oğlu afrodit'in oğlu erymanthus'u kör etmesinin intikamını almak isteyen apollo yaban domuzunu adonis'in başına bela etmiştir.
devamını gör...
13.
14.
1930 doğumlu suriyeli şair olup asıl adının ali ahmet sait eşber olduğu bilinmektedir.
şair fransa'da yaşamına devam etmektedir.
sen, ey şiir sevmeyen!
güzel olmayacak ölümün.
şair fransa'da yaşamına devam etmektedir.
sen, ey şiir sevmeyen!
güzel olmayacak ölümün.
devamını gör...