ağzının tadını bilmeyen insan

mastor ukdesidir.

"ağzının tadını bilsen burnunun bokunu yerdin" deyişini akla getiren insandır ki niye böyle bir şey demişler onu da anlamış değilim. bir tahmin olarak, bu deyişin "ağzının tadını bilsen, burnunun bokunu yemezdin" olduğu ve zamanla değişime uğrayarak böyle mantıksız bir hal aldığı.

her ne ise, bu yakıştırma, birbirine uymayan yiyecekleri birlikte yiyenlere, yemeğin servisini, tuz-baharat oranını vs umursamayanlara, her önüne koyulanı yiyen ve asla ayırt etmeyenlere ya da tersine çok lezzetli denilen yiyecekleri "yemem-sevmem" diyerek öteleyenlere kullanılabilir.

daha subjektif hale getirerek mini bir linç yoklaması çekecek olursak:
bence midye dolma yiyen insanlar ağzının tadını bilmiyor ve sindirim sistemlerine en büyük hakareti yapıyor.
ayrıca bol sirkeli kelle paça çorbasını bayıla bayıla içenlerin de kendilerine saygıları olduğunu düşünmüyorum, kesinlikle ağızlarında tat yok bunların.
yemeğe acı basanlar, her şeyin içine acı katıp duranların da herhangi bir damak zevkine sahip olduklarını düşünmüyorum ve arttırıyorum, bence bunlar tat alamıyorlar da.
sonracığıma başka kimler kaldı, hah çiğ balıkçılar, suşiciler. ıy diyorum sadece, ıy. insan entel görüneceğim diye bunu kendine yapar da yer mi arkadaşlar? bırakın uzak doğulular yesin, siz eksik kalıverin.
kokoreç mesela...

ya kokorece yapamadım bunu ahshs

neyse işte herkesin kendi damak zevki var kendince, zevkler ve renkler efenim, tartışsan ne, tartışmasan ne, ne gerek var?

yemekteyiz yarışmasına vaktinde katılmış olsaydım masamdaki nimeti elinin tersiyle iterek "gurmeyim ben" diyen ilk dayıya şamarı patlatırdım mesela. ne gerek var bu artizliklere yani işte nimettir ye yani, doyur aç karnını, daha nesini sorguluyorsun? gerçi yarışma formatında vardı böyle kavga ettirmece, naapsınlar efenim işte tv alemi de eppeğine bakıyor, alacağı reytingi hesaplıyor.

vedat bey'e de selamlarımı iletiyorum buradan.

yemeği yapan sen isen delirtebilir, ağzına kürekle vurasın gelir.

deniz urunlerini sevmeyen insandır.

sevmez sevmeyendir.

herkes kendi sevdiği yemekleri sevmeyen biri için "ağzının tadını bilmiyor" diye düşünür zaten.

bu sadece somut olarak kullanılan bir kavram değildir. ağzının tadını bilseydin o sevgiliyi bırakmazdın gibi bir amiyane tabiri de vardır bunun. zamanla mecazlaşıp farklı bir anlama dönüşen deyimimizdeki insan.

dilinin tadını bilebilir.

bunu okuyunca aklıma iskender geldi. harika bir şey değil mi?

babamdır.
ztn aynı yere gidecek diyip 3 4 birbirinden alakasız yemeği aynı tabağa toplar. yüzüne bakmayacağınız hale getirir öyle yer.