akp neden kazanıyor sorunsalı

çünkü seçmeni soğan sevmiyor ..

bence asıl soru chp neden inatla kaybetmek için uğraşıyor olmalıydı.

din. baska neden yok.

bakın bunu sokrates çok güzel anlatmış...

din, sıradan insanları sessiz tutmak için mükemmel bir alet... demiş birileri...

çünkü kemal koltuktan kalkmıyor,kalkamıyor.

küresel güçler desteklediği için. suriyelilerin türkiyede kalması batının dayatmasıdır. hem suriyeli göçmenlerin batıya geçmesi engellenecek hem de ülkenin nüfusunun değişip kalifiye türklerin türkiyeden çıkması ve yerine cahil arapların doldurulması ile tc bitirilecek. bu plana sadık kalan tek parti akp, ve bir kaç şahıs daha. hani plana sadığız dediler ya, işte onlar...

muhalefetin nefret dolu söylemleri sayesinde.

kılıçdaroğlunun koltuk sevdası akp yi hiç çabalamadan yıllardır kazandırıyor. bir hareketle muhalefet kazanabilir. acaba nedir.

milletin okumadığı, araştırmadığı ve bir oy'un bile ne kadar önemli olduğunu bilmediği için kazanıyor. bilse ki verdiği oyla yapılan iyilikte de kötülükte de kendisine pay var, iyice düşünür, taşınır ona göre oy verirdi.

bir çok sebebi var.

muhtarlarla toplantı yaptığında dalga geçen chpliler babala'da, halk tv'de, yılmaz özdil köşe yazılarında birbirine gaz verip durdu onlarca yıl.

en az 3 çocuk yapın denildiğinde, solcular kariyer, yurtdışı kafasındaydı. tek çocuk yeterdi. z kuşağı sandığı patlatacak dediler. akpli z kuşağı ezdi geçti. solcu diye sınıflandırılan kafası bi milyon çocuklar, yataklarından kalkıp oy vermeye bile gitmedi. cüneyt'in bugünkü yayınında çok kısa da olsa bu konunun lafı geçti.

akpli vitrin kadın millet vekilleri, mahalle teşkilatlarında o güne kadar yok sayılan, hor görülen, milyonlarca ev hanımının idolü oldu. çocuklarını da akpli yetiştirdiler. çatır çatır organize olup oy verdiler. organizelerdi her zaman, birbirlerinden başka tutunacak dalları yoktu çünkü.

böylece o güne kadar vasıfsız iş kolu olarak görülen kesime, bir anda sınıf atladıklarına inandırıldılar. solcular hala kk'yla goygoy peşindeydi. beyaz türkler zaten dünya yansın, bana kimse dokunmasın kafasında. hepsi göktürk gibi ilçelerde fino köpekleriyle, starbaksta kahve içip, tatil programı yapıyorlar.

solculara bakıyorsun geçen yıllarca, bedelli askerlik, erken emeklilik vb her konuda binlerce twit atarak oy alışverişi yaptılar. omurgasız solcular diyince bozuluyorlar.

akplilere bakıyorsun yardım kolileri dağıtıp, kuran'a el bastırıyorlar ilçe ilçe ,chp hala babala'da, goygoyda, dışlanmış akplilerle aynı masada, akplilerin bile s. ettiği adamlarla masa kurdular ya lan. alayını toplasan yüzde 1 etmiyor.

milyonlar dağıtıldı ilçelere. bizzat gözümle gördüm olup biteni.

sabaha kadar yazsak en fayda.

solcusundan da akplisinden de midem bulanıyor.

din sömürüsü, tüm dünya türkleri kıskanıyor ve türkleri devirmek istiyor saçmalıkları, cahil kesim ve solculardan nefret eden kesim sayesinde kazanıyorlar.

eğitimli kesimin siyasette olmamasından. sonra da niye cahiller tarafından yönetiliyorum diye düşünüyoruz. eğitimli bireyin siyasette olmamak gibi bir lüksü yok.

bunun dışında başlıkta bir kaç varsayımda bulunulmuş;
din denmiş ama akp tabanı dinini çok da bilen önemseyen bir kesim değil. kutlamalardaki alkol vs oranına, medyada röportajlarda görüyoruz, tanıdık akplilerden vs biliyoruz. hatta muhafazakar kesimi ellerinden kaybedeli çok oluyor. akpli escort hesaplarıyla erkek seçmeni elinde tutmaya çalışıyor.
muhalefetin nefret dolu söylemleri sayesinde denmiş, muhalefetin sevgi dili yanında akpnin nefret dili ona oy vermeyen herkesi terörist ilan edecek kadar keskin.
akp öncesi dönemi chp zannedenler eskiden yaşadıkları olumsuzlukları görmek istemediği için deseniz şu an beteri yaşanıyor, adam aç geziyorum ama inadına reis diyor. başörtüsü mevzu ise başörtülü kadınlar tarafından değil erkekler tarafından köpürtülüyor.
muhalefetin terör ile ilişkisi olduğunu düşünüyor deseniz aynı seçmen pkkyı davulla zurnayla karşıladı. fetö ise hala kendi içlerinde ama hiç rahatsızlık duyulmuyor.
sinanoğlan linç kültürü yüzünden demiş, ama o zaman daha dün akp cenahının merve dizdara yaptığı linç nedir?

yani din hassasiyeti, terör, nefret dili, linç,  ekonomi gibi konuların akp tabanında karşılığı yok. sadece manipülasyonla erdoğan sevdası bilinçaltlarına işlenmiş, onun seçim kazanması hem mazlumun zaferi, hem de ezen tarafı temsil etmek olarak algılanıp seçmene haz verebiliyor. tek dil tek bayrak diyip suriye afgan bayraklarına sarılmaları, ara ara arapçayı ana dil zannetmelerinden milliyetçilik konusunda da seçmende bir karşılığı olmadığını görüyoruz. erdoğanın savunamayacakları icraatlarını kendilerince akpnin üstüne atıp reisciliğe toz kondurmuyorlar. manipülatif etmenler kesildiğinde aynı seçmen tıpkı fetö olaylarında olduğu gibi, erdoğana da sırt dönüp muhalifleri erdoğancılıkla suçlayacak.

20 yıldır galibiyetlerin hep kk mağlubiyetleri üzerine kurulmasından dolayı. kabul etseniz de etmeseniz de halkı yoklamayı çok iyi başardılar ve nabza göre şerbet verebildiler. bu sırada kk'nin ve taraftarlarının yaptığı şey sosyal medyayı manipüle etmekten ve insanları galeyana getirmekten öteye geçemedi. bu kadar depreme, ekonomik krize, yolsuzluğa, haksızlığa karşı sosyal medyayla, z kuşağıyla, kararsız seçmenle, dahili-harici örgütlerin ve birkaç partinin desteğiyle, yurt dışı propagandalarına rağmen yine de kaybediliyorsa bir seçim, sorun baştaki insanın ne yaparak kaldığı değil başa geçemeyen insanın ne yapamadığını yeterince sorgulamıyor oluşumuzdur.

sosyal yardım alan aile sayısı pandemi döneminde 3.5 milyonmuş. bu sayı bugün 7 milyonu aşmış. tüik verilerine göre türk ailesi 3.3 kişi, 4 kişi desek 25-28 milyon kişiden bahsediyoruz.

bu sayının yarısı bile seçmen olsa 14 milyon kişi yapar ki 12 milyona yakın kayıtlı akp üyesi var.

sosyal yardımlar da partiye üye olmak koşuluyla veriliyor zaten. ayrıca seçimde oyunun fotoğrafını il-ilçe teşkilatına atmayan taşeronda çalışan işçilerin sözleşmesinin feshedilmesi söz konusu.

özetle asgari ücretin altında çalışan ve çoluk çocuk sahibi insanların bu sistemden sorumlu olduğunu düşünmek bana kolaycılık gibi geliyor.

bütün sistemi kuranları bu sistemi kurarken durdurmaya çalışmayan ya da çalışsa da gücü yetmeyenleri sorgulamak gerekiyor.

esas sorun sistemin hem iktidara hem de muhalefete yarıyor olması. seçim sonuçları sonrası yapılan konuşmaları izledim. sanki seçimi kazanmış gibi konuşan adayın tavrı bence durumu özetliyor.

sırf şov amaçlı bile olsa çıkıp her türlü olumsuzluğa rağmen seçimi kaybetmiş bir genel başkan olarak olağanüstü genel kurulu topluyorum deseydi hiç değilse insanların aklı ile alay edilmezdi.

babalada bir soru gelmişti. tek aday olarak kongreden genel başkan olarak çıkmanız tuhaf değil mi diye.

oğuzhan da istifa eder misiniz dediğinde pişkin pişkin biz kazanacağız demişti. istifa etse de zaten olağanüstü kongrede delegeleri onu seçecekken buna bile zahmet edilmiyorsa, 38 milletvekilini hediye ettikleri için sorulan soruya ben millet ittifakının temsiliyetini önemsiyorum cevabını verenlerin duruma üzülmediğini görüyoruz.

özetin özeti : sistemi değiştirmeden girilecek seçimlerin sonucu değişmeyecek. tabi seçim yapılırsa artık o da bilinmez bir durumda .

ekonomi çok kötü bir durumda olduğu için erken seçime gidilse ve çok düşük bir oy alınsa ben sandıktan çıkana kadar seçimi yenilerim kim ne yapabilir ki .

a kod p'ne oy veren insanlar, ellerinde güç olsa kendileri de reis ve küçük reisler gibi davranacağı için. a kod p'nde kendilerini buluyorlar. a kod p kendilerinin aynası. eğer reisi oradan indirerek cezalandırırlarsa kendilerinin de bir gün reis gibi olma umutları kaybolur. bunu istemiyorlar.
örnek: reisin antalya havaalanı ihalesinden 1 milyar dolar indirdiğini, reisin en yakınından birinin, bendesinin kardeşi söyledi. haydi savcılar böyle bir iddiayı araştıracak büzüğe sahip değil, vatandaş neden hesabını sormadı? çünkü elinde olanak olsa o vatandaş da aynı şeyi yapar. karakteri, ahlakı, terbiyesi gelişmemiş. arkadaş, komşusunun tarlasına çökmek için kendi öz kızına tecavüz eden ve suçu da komşusuna atan bir adamı yetiştiren toplumdan ne beklersiniz?
çocuk asker, güneydoğuda çatışmada ölmüş, annesi "oğlum iyi ki şehit oldu. devlet bir şehit parası verdi bu evi aldık, maaş bağladı bize, küçük kardeşini de memur ettiler, hayatımız kurtuldu" diyordu. ben kulağımla duydum. bir anne kendi oğlu için söylüyor.
istisna mı?
babaları ölmüş, cenazeyi eve getirmişler, iç odada yatıyor. çocukları, taziyeye gitmiş bizim, komşuların yanında miras için kavgaya başladılar. utancımızdan kaçtık.
bu halkla bu kadar. fazlasını beklemek iyimserlik, hatta safdillik olur. şimdi oturup akodpnin ülkeyi ekonomik krizden nasıl çıkartacağını izleyeceğiz. izleyin, komik bir film olacak.

din tek başına bir neden olamaz. öncelikle muhalefetin kendisini sorgulaması gerekiyor. bu adamlar bu kadar güçsüzken bile nasıl kazanamıyoruz diye. partizanca tutumdan, karşıt görüşleri aşağılamaktan vazgeçilmeli. ingilteredeki sistem gibi muhalefet de kendi kabinesini oluşturmalı ve iyi ya da kötü her şeye muhalefet olmaktansa yapıcı bir muhalefet olmayı kendine görev edinmeli. bu kabine sistemiyle iktidarı devralıp yürütme potansiyeli gösterebilirler. kısacası iktidara geldiğinde yönetebilecek bir muhalefet olmalı. türkiyede bu güveni gösteren bir muhalefet maalesef yok. o yüzden de insanlar yönetebileceğine inandığı karizmatik lidere oy vermeye devam ediyor.

cahilliğin hat safhada olduğu bi ülkede bu soru sorulmaya gerek bile duyulmamalı. gerçekten çok şey söylemek istiyorum ama susmak zorundayım. allah da böyle adaletin belasını versin.

bu başlıkta yazan aktrollerin yorumlarına dikkat çekerim. taze taze bu kadar önemli bir seçim kazanılmışken bile, rehavete kapılmadan, burada, fazla katılımı olmayan bir platformda bile eşek gibi çalışıyorlar ve dediklerinden bir anlam çıkartın artık, yani ne diyorlarsa tersini düşünme zamanı.

ciddi ciddi kılıçdaroğlu değil başkası olsa falan farklı olurdu mu sanıyorsunuz. kimi de muhalefetin konuşma üslubu falan demiş. kıymetli dostlarım bunların belli bir kitlesi var ve bunların oyu de ğiş mez. tayyip ne dese alkışlayan, sözünün üstüne söz tanımayan tipler akpliler. o adam karşı taraf feto pkk falan dedikçe senin adayının kim olduğunun ve vaatlerinin önemi yok.
ağzında ampulle gezen, allah bir tayyip bir diyen, zamları allah yapıyor diyen, kendini mabad kılı ilan eden kesimi ikna edebilir misiniz? görmediniz mi sosyal medyada abuk sabuk hareketler yapanları. hiç mi karşılaşmadınız bunların röportajlarıyla. bir tane normal aklı selim konuşanı çıkıyor mu ya da şöyle diyim bu izlerken sizin bile onun adına utandığınız kişiler neden hep bunların kitlesi?

reisleri veya destekçisi yaşlı kesim ölmedikçe, kimlik verdikleri mültecilerden kurtulamadıkça bunlar kazanır. sayı olarak zaten ülkenin yarısılar. en kötü yüzde 50'ye yakın oyları zaten var. az biraz kalan açığı da stepneleri tamamlıyor. onların da bunlardan farkı yok zaten. sinan ogancı muharrem inceci kadro da onlar millet ittifakına destek verse bile tayyip'e oy verirdi. aday mansur yavaş olsa bile sonuç değişmezdi. çünkü bunlar sadece erdoğan'a bağlı seçmen.