1.
kul hakkı yeme .
devamını gör...
2.
muhamme'din evine kafanıza göre gitmeyin, rahatsız oluyor ve söyleyemiyor, bana söyletiyor....
devamını gör...
3.
yooo, ben o yukarda yazan gibi şeyler söylediğimi hatırlamıyorum.
devamını gör...
4.
ahzap 53
ey inananlar! peygamber'in evlerine, yemeğe çağırılmaksızın vakitli vakitsiz girmeyin; fakat davet edilseniz girin ve yemeği yiyince, dağılın. sohbet etmek için de girip oturmayın. bu haliniz peygamber'i üzüyor, o da size bir şey söylemeye çekiniyordu. allah gerçeği söylemekten çekinmez. peygamber'in eşlerinden bir şey isteyeceğinizde onu perde arkasından isteyin. bu sayede sizin gönülleriniz de, onların gönülleri de daha temiz kalır. bundan sonra ne allah'ın peygamber'ini üzmeniz ve ne de o'nuneşlerini nikahlamanız asla caiz değildir. doğrusu bu, allah katında büyük şeydir.
ey inananlar! peygamber'in evlerine, yemeğe çağırılmaksızın vakitli vakitsiz girmeyin; fakat davet edilseniz girin ve yemeği yiyince, dağılın. sohbet etmek için de girip oturmayın. bu haliniz peygamber'i üzüyor, o da size bir şey söylemeye çekiniyordu. allah gerçeği söylemekten çekinmez. peygamber'in eşlerinden bir şey isteyeceğinizde onu perde arkasından isteyin. bu sayede sizin gönülleriniz de, onların gönülleri de daha temiz kalır. bundan sonra ne allah'ın peygamber'ini üzmeniz ve ne de o'nuneşlerini nikahlamanız asla caiz değildir. doğrusu bu, allah katında büyük şeydir.
devamını gör...
5.
şimdi, kelendersitin evine tüm sözlük olarak gece- gündüz dalacağız. ne var ne yok yiyeceğiz. çocukları uyuyacak yer bulamayacak. kelendersit yengeyle başbaşa bile kalamayacak. niye, çünkü kelenderist bizi doğruya çağıran biri ve kapısı bize her an açık. iş bu haldeyken diyeceksin " kelenderist, bu ayeti şimdi ağnadığ mı?"
şimdi kemal paşa'nın eşini ya da annesini birisi nikahlamak istese, kemalistler ne yapar? kemalistleri bırak, ben bile karşı çıkarım. çünkü bu milletin bir kısmk onu lider kabul ediyor. git syktir başkasıyla evlen derim. bir insan öğretmeninin, komutanınım, liderinin karısını nikahlayamaz. o kadın o kişiye anne gibi gelir. olay bu..
allah; fayizsiz, tekelsiz ve kölesiz bir ekonomi istiyor. fey'i de patronlara değil; yoksullara, yetimlere ve evsizlere verilmesini istiyor. her bekarın evlendirilmesini ve yemek için emek istiyor. insana elinin emeğini helal görüyor.
şimdi kemal paşa'nın eşini ya da annesini birisi nikahlamak istese, kemalistler ne yapar? kemalistleri bırak, ben bile karşı çıkarım. çünkü bu milletin bir kısmk onu lider kabul ediyor. git syktir başkasıyla evlen derim. bir insan öğretmeninin, komutanınım, liderinin karısını nikahlayamaz. o kadın o kişiye anne gibi gelir. olay bu..
allah; fayizsiz, tekelsiz ve kölesiz bir ekonomi istiyor. fey'i de patronlara değil; yoksullara, yetimlere ve evsizlere verilmesini istiyor. her bekarın evlendirilmesini ve yemek için emek istiyor. insana elinin emeğini helal görüyor.
devamını gör...
6.
"dinde zorlama yoktur. çünkü doğruluk, sapıklıktan ayırd edilmiştir. artık her kim tâğutu inkar edip, allah'a inanırsa, sağlam bir kulpa yapışmıştır ki, o hiçbir zaman kopmaz. allah, her şeyi işitir ve bilir." bakara-286
devamını gör...
7.
emin misiniz..!
devamını gör...
8.
emin değiliz, inanıyoruz.
devamını gör...
9.
mığrıbbı hocam burada konumuz bir görgü kuralının hatırlatılması değil...kozmozları, samanyollarını, kara delikleri , uzayı, evreni yaratmış allah'ın, muhammedin konforu ile uğraşması, ondan tebligat alması, gücümüze giden...çok komik, bu kitabın resmen onun tarafından yazıldığının kanıtı...bunu anlamak çok mu zor?
devamını gör...
10.
boşver salla boşver salla
devamını gör...
11.
"gök üstünüze düşmesin diye biz onu havada tutuyoruz."
"ey muhammed, oğluna karısını boşamasını emrediyorum. boşandıktan sonra o kadınla senin evlenmeni emrediyorum."
"köleliği yasaklıyorum."
birini ben uydurdum. sence hangisi?
"ey muhammed, oğluna karısını boşamasını emrediyorum. boşandıktan sonra o kadınla senin evlenmeni emrediyorum."
"köleliği yasaklıyorum."
birini ben uydurdum. sence hangisi?
devamını gör...
12.
#3450298
bu ayetin birey üzerinde okunması yanlış bence, salt islam'da değil hemen hemen her dinde hayatı o dine inananların tamamına örnek gösterilen bir figür* vardır; bunların başından geçen her şeyden o topluma* bir sonuç çıkarılır. bu ayetten basit bir nezaket kuralı çıkar; davet edilmediğiniz yere gitmeyin, gittiniz mi demir atmayın bir süre sonra kalkın gidin. bu ayetin birey odaklı okunması gene iyi, eyüp peygamberin kıssasını birey üzerinden okuyunca çok daha saçma görünüyor. dinlerin, özellikle de semavi dinlerin hepsi toplum odaklıdır; toplumu sorunsuz devam ettirmek için birey görmezden gelinir, muhattap bir kişi değil tüm inananlardır.
bu dediklerime de "cımbızlıyorsunuz, işinize geldiği gibi okuyorsunuz." denebilir. ben bunu işine geldiği gibi okumaktan ziyade yorumlama/çıkarım yapma olarak görürüm ve konu bir din/ideolojinin nasıl uygulanacağı ise bundan kaçınmak imkansızdır. bunların hepsi belli zamanlarda ve mekanlarda ortaya konmuş şeylerdir, başka bir zamanda ve mekanda sıfır çıkarımla/aklı kullanmadan aynen yürütülemezler. bunu deneyenler var elbette, islam'da selefi denir bunlara: telefon bile kullanmaz bunlar, peygamber sonrası ortaya çıkan her şey bidattır. domates bile yiyemeyiz bu mantığa göre*. dinin genelinin mantığı ise önce doğrudan kitaptan bir hükümle hareket etmektir, diyelim ki mümkün değil o zaman hadislere başvurulur. diyelim yine sorunu çözen bir emir bulunamadı, geçmiş yıllarda fıkıhla vb uğraşmış kişilerin yazıp çizdiklerine bakılır. buradan da bir şey çıkmazsa şimdiye kadar bu konuda kafa patlatmış adamlar* bir araya gelir* ve bir karara varırlar*. bu ideolojilerde de yaşanır*, modern hukukta da. beyin fırtınası, sorgulama, yanlışlama yapıp yapmama tartışmasıdır bu; yapmayanlar genellikle tarihte başarısız olanlardır: yüzyıllarca medeniyetin/zenginliğin kalbi olan çin yine yüzyıllarca cehaletle/fakirlikle boğuşmuş avrupalılar tarafından adam akıllı tokatlandı çünkü bürokrasiye kabul sınavlarında adaylardan beklenen tek şey 2500 sene önce konfüçyüs'ün dediklerinin ne kadarını ezberlemiş olduklarıydı. avrupa ise tam tersi bir yolu izledi* ve kazandı.
bu ayetin birey üzerinde okunması yanlış bence, salt islam'da değil hemen hemen her dinde hayatı o dine inananların tamamına örnek gösterilen bir figür* vardır; bunların başından geçen her şeyden o topluma* bir sonuç çıkarılır. bu ayetten basit bir nezaket kuralı çıkar; davet edilmediğiniz yere gitmeyin, gittiniz mi demir atmayın bir süre sonra kalkın gidin. bu ayetin birey odaklı okunması gene iyi, eyüp peygamberin kıssasını birey üzerinden okuyunca çok daha saçma görünüyor. dinlerin, özellikle de semavi dinlerin hepsi toplum odaklıdır; toplumu sorunsuz devam ettirmek için birey görmezden gelinir, muhattap bir kişi değil tüm inananlardır.
bu dediklerime de "cımbızlıyorsunuz, işinize geldiği gibi okuyorsunuz." denebilir. ben bunu işine geldiği gibi okumaktan ziyade yorumlama/çıkarım yapma olarak görürüm ve konu bir din/ideolojinin nasıl uygulanacağı ise bundan kaçınmak imkansızdır. bunların hepsi belli zamanlarda ve mekanlarda ortaya konmuş şeylerdir, başka bir zamanda ve mekanda sıfır çıkarımla/aklı kullanmadan aynen yürütülemezler. bunu deneyenler var elbette, islam'da selefi denir bunlara: telefon bile kullanmaz bunlar, peygamber sonrası ortaya çıkan her şey bidattır. domates bile yiyemeyiz bu mantığa göre*. dinin genelinin mantığı ise önce doğrudan kitaptan bir hükümle hareket etmektir, diyelim ki mümkün değil o zaman hadislere başvurulur. diyelim yine sorunu çözen bir emir bulunamadı, geçmiş yıllarda fıkıhla vb uğraşmış kişilerin yazıp çizdiklerine bakılır. buradan da bir şey çıkmazsa şimdiye kadar bu konuda kafa patlatmış adamlar* bir araya gelir* ve bir karara varırlar*. bu ideolojilerde de yaşanır*, modern hukukta da. beyin fırtınası, sorgulama, yanlışlama yapıp yapmama tartışmasıdır bu; yapmayanlar genellikle tarihte başarısız olanlardır: yüzyıllarca medeniyetin/zenginliğin kalbi olan çin yine yüzyıllarca cehaletle/fakirlikle boğuşmuş avrupalılar tarafından adam akıllı tokatlandı çünkü bürokrasiye kabul sınavlarında adaylardan beklenen tek şey 2500 sene önce konfüçyüs'ün dediklerinin ne kadarını ezberlemiş olduklarıydı. avrupa ise tam tersi bir yolu izledi* ve kazandı.
devamını gör...
"allah diyor ki" ile benzer başlıklar
allah allah
17