bir yaratıcı yazarlık kursunda edindiğim pratik. bir kelime beliliyorsun. saatini kuruyorsun ve altı dakika boyunca bilinç akışıyla yazıyorsun. mesela şu an deniyorum. kelime belirlemedim ama konu belli. bana çok faydası dokundu. yazmaya meraklı kişilere ciddi anlamda tavsiye edebileceğim bir pratik. *
devamını gör...
parası neyse vereyim de benim için de deneyin şu oyunu.
devamını gör...
akvaryum ve yazmam 4 dk sürdü 6 dk olmadı tıkandım! güzel bir yazma pratiği *)


biz hangi evin herhangi bir köşesinde duran akvaryumda yaşıyoruz? peki nasıl bir akvaryum onu da söyle lütfen? kaç farklı türüz, kaç farklı çeşit? şimdiye kadar kaç poşette gezindik?
bazen dokunuyorum sanıyorum,bazen benziyoruz sanıyorum, içinde boğulmadığım şu yüke hayret ediyorum bazen.
yediğim yemek, içtiğim su, aldığım nefes hatta yaşadığım ev, hatta ve hatta mutlu olduğum nadir anların çoğu "hadi bugün bununla idare et" der gibi biri tarafından önüme atılıyor.
bu yüzden merak ediyorum biz nerenin akvaryumunda yaşıyoruz?
devamını gör...
aynı başlığa bir tanım daha.
içinizi dökmenizi ve rahatlamanızı sağlayan deneyim.
devamını gör...
uçuş

gökyüzünden geçen yolcu uçağının bir savaş uçağı olmasını istedim. bombalarını gecenin bir vakti lanet televizyonunun sesini açıp dünyanın bilmem neresindeki karıncaları bana dinleten komşunun odasına atmasını istedim.
olmadı tabii böyle bir şey. ama bir an ateşlenen bombayı hayal ettim. ne de güzel güdümlenmişti oysa. lacivert göğün içinden ateşlenme sesi, filmlerden hatırlarsınız o sesi ve sahneyi, çıkararak komşunun penceresinden içeri dalıyordu.

o kadar kötü kalpli değilim ama ben. yani kalbimde berbat, lanet olasıca, bencil böyle nasıl desem pislik duygular* barındırırım ama o kadar da kötü kalpli değilim yani.*
o savaş uçağının bombası özel bir bomba. öyle yıkım getiren cinsten değil. kimse ölmüyor yani. manyetik bir bomba muhtemelen. içindeki egzantirik sinyaller vasıtasıyla televizyonu bozacaktı sadece. ama olmadı.
o bomba o odaya düşmedi. ben de çaresiz sesimi duyurmaya çalıştım. yüksek bir sesle rica ettim önce. cık, işe yaramadı. sonra daha yüksek ve daha sert ses tonlarını avam kelimelerle devreye soktum. güzel güzel bağırdım. yok arkadaş tık yok. sesimi duymama ihtimali de yok komşunun. bari pencereye çıksaydı da tatlı tatlı atışsaydık. haftaya artık, yapacak bir şey yok.*

o değil de bağırınca ne kadar da babama benziyormuşum. sanki ben değil de babam bağırıyor. çok garip.
geçenlerde de tipimi benzetmiştim.

uçuş diye başladık baba diye bitti. 6 dakika da bir kandırmaca galiba. hele bir yaz sen, gerisi gelir hesabı.

#969594 bilinç akışına pek uymadı bu yazı sanırım. bir dahakine artık.
bilinç akışı başlığına ilgililer bakabilir. doyurucu bilgiler var.

bu arada sevgili normal sözlük yazarlarının karalama defteri tanıştırayım altı dakika yazma pratiği başlığı.*
devamını gör...
bende klavyeyle yazarken 6 dakika pratiği işlemez, illaki bir yavaşlama hissi geliyor, bilincim akışa geçemez* ama kalemi kağıttan hiç kaldırmadan dakikalarca yazdığım zamanlar oluyor ama işin kötüsü, o kadar hızlı ve çirkin yazıyorum ki* sonra yazdıklarımı ben bile okuyamıyorum. *
devamını gör...
bana evlilik yıldönümümüzde kabakulak otu getirmiş. insan bir gül alır, bir demet papatya getirir. nereden buldu bu saçma sapan açık ağızlı çiçeği gerçekten bilmiyorum. defalarca söyledim. bana sırf bir şey alabilmek için saçma sapan şeyler getirme dedim.
geçenlerde de iki tane tükenmez kalem almış neymiş ucunda püskül varmış ve benim saçlarım da püskül gibi diye getirmiş.
özrü kabahatinden büyük gerçekten.
ben onun için iki ay para biriktirip en sevdiği markanın gömleğini aldım. karşılığı kabakulak otu.
bir de salak. kabulak otu diyor. daha ne aldığından haberi yok. bulmakta da zorlandım aslında adını. gerçekten sabrımı zorluyor ve bazen beni bu kadar saçma sapan düşünmesi beni deli ediyor.
iki akşamda bir elinde garip bir eşyayla geliyor ve benim sevinmemi bekliyor. getirip dışarıda böcek yakalamış kedi gibi masanın üstüne bırakıyor ve sırıtıp "bak sana ne aldım" diyor.
ne aldın adam. yine ne aldın. ne olur alma artık.
sen de herkes gibi çiçek al, gelirken meyve getir.
hiç olmadı köşedeki çiğköfteciden dürüm al. neden bana kabakulak otu getiriyorsun.
tipe de bak. rengi güzel aslında ama sarmaşık gibi bir şey bu.
he adını da sen söylemesen bilmezdim. sen nereden biliyorsun bu çiçeği ?
gerçekten mi? adet sancılarına iyi mi geliyormuş.
bu çok ilginç, dün çok ağrım vardı.
bilerek mi aldı acaba?


vikipedia da kelime listesi aradım. bir tanesine tıkladım. kabakulak otu çıktı. böyle kelime bulup o kelime üzerine yazılıyormuş sanırım. biraz eğlendim. ama saçma oldu.
*
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"altı dakika yazma pratiği" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim