amazon

teslim tarihine hiç bakmadan ve pazar günü teslim edileceğini hiç düşünmeden gece saat 23:00 sularında bir sipariş verdim.

az önce siparişimin hazır olduğunu ve yarın (pazar günü) teslim olacağına ilişkin bir e-mail aldım. şaşkınım. bu hıza gerçekten şaşkınım.

federal bir yargıç, amazon'un üçüncü taraf satıcılara şişirilmiş ücretler dayattığı ve bu ücretlerin tüketicilere yansıtıldığı iddiasıyla e-ticaret devinin toplu dava ile karşı karşıya kalması gerektiğine karar verdi .
amerikalıların yaklaşık %85'i amazon'a dava açacak..buradan

amazon , 2033’e kadar abd’deki 600.000 çalışanını robotlarla değiştirmeyi planlıyor.

şirket operasyonlarının %75’ini otomasyona geçirmek istiyor ve bu süreçte yalnızca 2027’ye kadar 160.000 işin ortadan kalkabileceği tahmin ediliyor.

bu dönüşümle 2025–2027 arasında 12,6 milyar dolar tasarruf ve ürün başına yaklaşık 0,30 dolar maliyet düşüşü hedefleniyor.

dünya değişim içinde. gün geçtikçe mavi yaka yok oluyor. bu değişimi yakalayamayanlar hala " ucuz iş gücü " peşinde...

amazon fabrikalarında güncel olarak 1 milyondan fazla robot çalışıyor.

amazon'dan alışveriş yapmayın, prime üyeliğinizi iptal edin. (filmi diziyi malum ortamlardan izleyin, bir şey olmaz. film endüstrisi siyonistlerin elinde zaten.) mahallenizdeki esnafa kızıp bezos şeytanını dünyanın en zengini yapmak çok aptalca. ekonominin yerelleşmesi kapitalizmin yarattığı ekonomik adaletsizliğe ve hatta zenginlerin siyaseti yönlendirmesine en önemli çözümlerden biri. devletin küçük işletme açmayı kolaylaştırmasını sağlayacak kişilere oy verin, milletvekillerinizden talep edin, elinizden bir iş geliyorsa küçük işletmenizi açın, gelmiyorsa küçük bağımsız işletmesi olan kişilerden alışveriş yapın. bu siteler ilk çıktığında hepimiz sağladığı kolaylıklara kanıp onları nasıl zengin ettiğimizi ve alt-orta tabakadan yukarıya nasıl kolayca para taşıdığımızı anlayamadık. hepsiburada, yemeksepeti ve trendyol gibi yerli firmalar bile piyasanın içinden geçti, ülke içi servet aktarımında çok ciddi araçlar haline geldiler.

mesela kütahya'da oturan adamın parasını mahalledeki esnafa kazandırmasını ve o esnafın parayı yine kütahya içindeki yerel bir işletmede harcamasını sağlamalıyız. eskiden istisna durumlar hariç çoğunluk için paranın akışı böyleymiş. ama şimdi amazon'dan alışveriş yapıldığında kütahya'da oturan adam, fıldır fıldır özel jetiyle gezen bir amerikan şeytanına para kazandırıyor. para en alt tabakadan aradaki tüm ekonomik sınıfları atlayarak taaa dünyanın en zengin insanına akmış oluyor.

benzer şekilde google arama motoru yerine duckduckgo yada ecosia'ya geçin. yazılım işindeyseniz mümkünse yerli sosyal medya çıkarmayı amaçlayabilirsiniz. instagram yerine onu kullanırız. biliyorum şirket kurmak, yatırım almak vs. türkiye'de abd'ye göre kolay değil. ama yine de denemek hem bireysel açıdan hem ülke ekonomisi açısından hayati önem taşıyor bence. ve mümkünse yandaşlardan bağımsız olun.

yıllarca abd'nin köpeği olmuş avrupalılar bile özellikle trump ukrayna'yı satıp avrupa'dan askerlerini çekeceğini söylediğinde olabildiğince abd merkezli olmayan yazılımlara yöneldiler. bazı koca koca kurumlar microsoft office yerine (bkz: libreoffice)'e geçti. windows yerine linux kullanılmaya başlandı. abd'nin en büyük ekonomik gelir kaynaklarından biri internet üzerinden sağladığı bu hizmet ve yazılımlar işte. abd çin'le boşuna atışmıyor, huawei'yi boşuna engellemiyor, (bkz: tiktok)'u siyonistler boşuna satın almadı. işin ucunda hem para hem de verinin kontrolü var. küresel olarak baktığımızda internet sebebiyle popüler hizmet sağlayıcıları çıktıkları ülkeye ciddi paralar kazandırıyorlar. biz de burada üç kuruş para kazancaz diye avrupalı orta doğulu görgüsüz turistlere kıyılarımızı peşkeş çekelim, en lezzetli zehirsiz meyvelerimizi yurt dışına satalım.

bizde ekonomik anlamda bilinç kazanıp bilginin ve verinin güç olduğu şu dönemde elimizden geleni yapmalıyız. amerikan ürünleri yerine yerli yada dünyanın herhangi başka bir yerinden gelen siyonist olmayan alternatifler aramalıyız. biliyorum, mevcut global ekonomide çok çok zor, zira süpermarketlerde bile satılan ürünlerin pek çoğu sadece 10-12 tane abd merkezli küresel firmaya ait. ama bir yerden başlayıp ekonomimizi yerelleştirmemiz gerek. ekrem imamoğlu'nu hapse attıklarında başlatılan (bkz: boykot)ta da bu durumdan bahsedip farkındalık kazandırmaya çalışmıştım. ama maalesef insanlarımız avrupalılar kadar birlik içinde hareket edemiyorlar. konformist bir toplum olduğumuz için bizi bu hale düşüren etkenlere karşı disiplinle tepki koyamıyoruz. biraz dişimizi sıkıp ekonomiye ve dolayısıyla siyasi kararlara kendi bireysel katkımızı küçümsememeliyiz. toplumun %3'ü her gün çatır çatır eylem yapsa, boykota katılsa, tıpkı (bkz: taksim topçu kışlası) inşaatını engellediğimiz gibi en islamofaşist yolsuz siyasetçilere veya en acımasız zenginlere bile istediğimiz her şeyi ama her şeyi yaptırabiliriz aslında.