andaç yazmanın paralı olmasındaki emrivaki dolandırıcılık

özellikle 12. sınıftayken çokça dikkatimi çeken ve beni öfkelendiren itici gerçek. bilirsiniz bu andaç yazma işini, lisenin son sınıfının son dönemlerine yaklaşınca sınıftaki bütün arkadaşlar birbirine andaç yazar, andaçta anılar, güzellikler, yerine göre burukluklar, efendime söyleyeyim gelecek hakkında iyi niyetli dilekler yazılır. bunlar güzeldir, hoşluklar barındırır içinde evet. sonra sınıfça fotoğraf çekilir ve sınıftaki birlik beraberlik resmi bir belge kazanmış olur artık. çok gerekli görülmese de kimilerince, olmasa da olur hissiyatı verse de büyük sorun teşkil etmemektedir. kabul edilir bu da bünye tarafından, olsun da bitsin denir. fakat tahammül sınırlarını viyana kapıları zannedip delice zorlayan bir gerçek var. o da bu andaç yazma ve fotoğraf çekme işinin ücretli olması. yahu aklım almıyor, böyle bir şeyden neden paramız eksilsin? nedir bunun bedeli? birbirimize sevgimiz saygımız var, bu saygı sevgiyi de söz ve davranışlardan çıkarıp yazıya aktarıyoruz. ha bir de, fotoğraf çektiriyoruz.

bunlar için neden andaç yazma siteleri var ve neden paralı çalışıyor bunlar? andaç dediğin şey mesajlaşmadan farksız şekilde arkadaşına bir şeyler yazdığın, samimi bir format. fotoğraf çekme desen o ayrı bir komedi, gün içinde 75234498 kere bireysel olarak yaptığımız işi şimdi sınıfça yapıyoruz ve para ödüyoruz. yani düşün, birlik ve beraberliğin bir göstergesi olarak bir araya geliyor ve bütün sınıfın görüntüsünü bir makineye aktarıyorsunuz ve paranızın bir kısmı eksiliyor. çok garip. yahu instagram'da whatsapp'ta birbirimize attığımız her mesajda, sosyal medyada çekip yayınladığımız her bireysel veya toplu fotoğrafta paramız mı gidiyor? e konu andaç olunca niye para alıyorsunuz be garipler?

benim anlamadığım bunu biz niye kabul ediyoruz? hem de bu denli kolayca. ulan bu düpedüz dolandırıcılık. gündelik, basit iki eylem icra ediyoruz ve dünya kadar para gidiyor elimizden. bir de itiraz edince diyorlar ki ''hayatınızda nelere para veriyorsunuz, bir zahmet buna da verin.'' ulan sen benim zevkimin sınır polisi misin? evet hepimiz saçma şeylere para verdik zamanında, hâlâ da veriyoruz. ama bir saçmalığı yapıyoruz diye bir başka saçmalığı da kesin yapacağız diye bir şey mi var? ben kendi saçmalığımı kendim seçmek istiyorum arkadaş. özgür iradem bana diyor ki biz bu andaç yayınlama ve fotoğraf çekme işini bedava da yapabiliriz. hem de acayip basit yöntemlerle. bak benim kızdığım konu zaten para vermemiz de değil. para elinin kiri, veririm versem. benim esas kızdığım bedavaya çok rahatça yapılacakken para verecek olmamız. boşu boşuna kaynak israfı yani.

ya kardeşim açarız instagram'ı whatsapp'ı, yazarız birbirimize istediğimiz cümleleri, sonda da güzel temennilerde bulunuruz, e al sana andaç işi bitti. fotoğraf çektirmek de kolay. sınıftaki birinin telefonundan topluca fotoğraf çektiririz, whatsapp sınıf grubunun profiline koyarız o resmi düzenleyip. ha, whatsapp sınıf grubu yoksa da kurarız, zor değil. bak 1 kuruş bile harcamadan bitti gitti andaç olayı. yahu ne gerek var andaç yazmak için para vermeye? daha doğrusu içinden gelmiyorsa niye para veresin? yani zamanında doritos wasabi acılı cipse de para vermişsindir, cumali ceber 2'ye de. elif şafak'ın sana yeni hiçbir öğreti sunmayacak kitabına dünyaları da bayılmışsındır, kişi başı 30'ar lirayı da basmışsındır yeri gelince menemen futbol kulübü - çorum futbol kulübü maçına. yapmışsındır bunları. kabul edersin rahat tavırlarla. ama içinden gelmiyorsa andaç ve fotoğraf çekimine para verme emrivakisine kapılıp göz göre göre dolandırılmak, kabul etmezsin kardeşim. anlamıyorum, garip geliyor bu bağıra bağıra gelen süreci sadece izlemekle yetinmemiz. garip... tuhaf...

canım yazar arkadaşım, 1990larda yazmayıp da ne yapacaktık?
internet ortamına taşı tabii, buna kimse engel olmaz ama sayfaları çevirme duygusunu seven biri olarak ben hâlen sayfaları olan bir andaç(biz yıllık diyorduk) sahibi olmayı önemsiyorum.
içinden gelmiyorsa yapma, yaptırma elbette ama aradan 30 yıl geçince ağzında kalan güzel tat inan paha biçilmez olacak.