ankara kalesi

ankara, tarihi boyunca kalesinden ötürü önemli bir üs bölgesi olmuş. kalenin günümüze kadar ulaşmasının nedeni savunma yanında yerleşim bölgesi olarak da kullanılması.

kale güzel de çevresi kötü. tamam

zaman zaman çıkıp şehri seyre daldığım mekândı. boğaz gibi bir manzara beklemeyin tabii. ancak ankara'nın betonlarını izlemek de kişiye keyif verebiliyor.

günbatımında enfes manzarası olan kale. buraya gidip de gramofon kafeyi ziyaret etmeyeni dövüyorlar.

tarihi ve kentsel olarak ankara'nın sit alanı demek doğrudur. ulus gerek ankara kalesi gerek augustus tapınağı ve roma hamamı ile bir sit alanıdır.
ankara kalesi, ilk yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. mö ıı. yüzyılda galatlar zamanında var olduğu bilinen kale, romalılar döneminde onarım görmüştür. iç ve dış kale olmak üzere iki kısımdan oluşan kalenin iç surları büyük bir olasılıkla vıı. yüzyılda bizanslılartarafından inşa edilmiştir. arap saldırıları sırasında çok tahrip olan kalenin surları ıx. yüzyılda bizanslılar tarafından yeniden onarılmıştır. dış surların ne zaman eklendiği kesin olarak saptanamamıştır. 1073 yılında selçukluların eline geçmiş, osmanlılar döneminde çeşitli onarımlar görmüş, son yıllarda yapılan yenileme çalışmalarıyla
sağlamlaştırılmıştır. dış kalede dörtgen şeklinde 20 kule, batıda “ dış kale kapısı” ve güneyde “hisar kapısı” olmak üzere iki kapısı vardır. hisar kapısı’nın üzerinde ilhanlılar dönemine ait 1330 tarihli farsça bir yazıt bulunmaktadır. şekil olarak dikdörgeni andıran içi kale, kısmen ankara taşı, kısmen de karışık malzemeden yapılmıştır. iç kale, yükseklikleri 14–16 metre arasında değişen beşgen şeklinde 42 kuleden oluşmaktadır. kale içindeki xvıı. yüzyıl osmanlı döneminden kalan ankara evleri ve alâeddin camisi halen ayaktadır.
ne yazık ki günümüzde yakınlarında bulunan çoğu bina restorasyon çalışmaları adı altında mahvediliyor. sözde estetik doku adı altında hem kalenin hem de kale ve çevresindeki evlerin tarihi bütünlüğünü bozup değerini düşürüyorlar.

çok güzel ve çok önemli bir tarihi eserdir. sahip çıkılması gerekir.

1927-1937 yılları arasında kullanılan 10 liralık banknotun arka yüzünde fotoğrafı bulunan tarihi kale.

ankara'ya gittiğimde mutlaka uğradığım, çok sevdiğim bir mekan. oldukça büyüleyici. ankara'yı tepeden görür.

ankaralı olmasam da her gördüğümde yerini yadırgadığım kale. sanki orada olmaması gerekiyormuş gibi, böyle bir mahcup handiyse ayaklanıp gidecek sanki. yok yok sana demedim, ooo bir de alıngan.

ilk gittiğimde mevsim kıştı ve hava inanılmaz soğuktu. ankara ayazını bilen bilir, okul forması ile birleşince iyice insanın içine işler o soğuk. içinize ne giyerseniz giyim, o ayaz yenir. çünkü... o okul formaları asla bulunulan şehrin iklim koşullarına göre üretilmez. bir de ne hikmetse kız öğrencilere etek giyme zorunluluğu vardı. *

velhasıl kelam, ankara kalesini düşünmek bile o günkü ayazı hissettirir bana. ya bir yer yazın ortasında bile soğuk olur mu ya? yemin ederim kale buz gibi. ağustosun ortasında bile soğuk taşlar.

20 sene önce falandı... bizim mahallede rıdvan diye bir arkadaş vardı. ülkücü görüşlü, aslen rizeli, biraz kafa kırık ama iyi bir insandı. fenerbahçeliydi ama ankaragücü'nü de severdi. neyse işte benim yaş 16 onun 18 falan. internet kafede counter oynuyorduk. derken bu başladı konuşmaya:

-ali la ankara kalesi'ne gidek mi senle bir akşam?
+olur ya, iyi olur. gezeriz oraları neticede tarih var, kültür var.
-onu demiyorum lan, kadın kız falan takılırız diyorum.
+kadın kız mı var oralarda?
-bir sürü lan!
+olur bakarız bir müsait zaman o zaman. adam önünde olm indirsene layn!
-hay allam ya. bak gidelim ama ha kaleye.
+ya tamam gideriz kaçmıyor nasıl olsa la!

güzel günlerdi ya

o bebeyi surlardan atıp öldürmelerinden evvel çok daha güzel keyifli bir yerdi. sonra korkuluklar geldi sonra en üst yere çıkış yasaklandı ve artık efso kalabalık. tur falan düzenliyorlar şimdi.