yazar: yalçın tosun
yayım yılı: 2009
yalçın tosun'un 16 farklı öyküden oluşan eseri köşede kalmış, ötekileştirilmiş bireylerin hayatlarına bizi ortak ediyor.
yayım yılı: 2009
yalçın tosun'un 16 farklı öyküden oluşan eseri köşede kalmış, ötekileştirilmiş bireylerin hayatlarına bizi ortak ediyor.
- notre dame de sion edebiyat ödülü (2011)
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "ivan dimitriç" tarafından 11.05.2021 21:15 tarihinde açılmıştır.
1.
yalçın tosun'un 2009 yılında yayınlanan öykü kitabıdır. yazarın ilk kitabı olan bu öykü kitabı 2011 yılında notre dame de sion edebiyat ödülü'nü kazanmıştır.
kitabın tamamına hüzün sinmiş, bir tane öykü yok ki okurken gülümsetsin. insan okurken düşünmeden edemiyor, yahu çocukluğumuzda, ailelerimizin kısa tarihlerinde hiç mi güzel bir şey yoktu. bu kadar hüznün göze batırılması benim hoşuma gitmedi. bunun yanında öykülerin akışı gayet güzel.
"senin için kendi ailen kadar, kendi odan kadar, kendi geçmişin kadar tehlikeli bir şey yoktur."
kitabın tamamına hüzün sinmiş, bir tane öykü yok ki okurken gülümsetsin. insan okurken düşünmeden edemiyor, yahu çocukluğumuzda, ailelerimizin kısa tarihlerinde hiç mi güzel bir şey yoktu. bu kadar hüznün göze batırılması benim hoşuma gitmedi. bunun yanında öykülerin akışı gayet güzel.
"senin için kendi ailen kadar, kendi odan kadar, kendi geçmişin kadar tehlikeli bir şey yoktur."
devamını gör...
2.
içinde 16 adet kısa öykü barındıran, yalçın tosun 'a ait bir öykü kitabı.
kitap yazar ile ilk tanışmamızdı. zaten daha önce bahsedildiği gibi yazarın da yayınlanmış ilk kitabı. yazarın öyküleri aktarımı akıcı, dil yönünden gayet tatminkar bu yüzden zevkle okunabiliyor yalnız kitaptaki öyküler o kadar iç karartıcı ki 5. hikayeden sonra dayanamadım, bıraktım.öyküler, toplum içinde gizli kalmış, eskiden insanların söylemekten çekineceği çarpıcı konulara değiniyor. isminin hakkını veren bir öykü kitabı diyebilirim.
detaylı bilgi için
kitap yazar ile ilk tanışmamızdı. zaten daha önce bahsedildiği gibi yazarın da yayınlanmış ilk kitabı. yazarın öyküleri aktarımı akıcı, dil yönünden gayet tatminkar bu yüzden zevkle okunabiliyor yalnız kitaptaki öyküler o kadar iç karartıcı ki 5. hikayeden sonra dayanamadım, bıraktım.öyküler, toplum içinde gizli kalmış, eskiden insanların söylemekten çekineceği çarpıcı konulara değiniyor. isminin hakkını veren bir öykü kitabı diyebilirim.
detaylı bilgi için
devamını gör...
3.
bir yalçın tosun kitabıdır.
kitabı okurken göğsüme oturan öküz yerinden çok memnun olacak ki hala kalkmadı, enikonu yerleşti oraya, hiç de yadırgamadı yerini.
kitabın içindeki tüm öykülerde hüzün var. ama öyle romantik anlamda bir hüzün değil. buğulu bakışlarla camdan dışarı bakıp arabesk sezen aksu şarkıları dinlerken salınmaya benzeyen bir hüzün hiç değil. daha can yakan bir hüzün. daha gerçek. daha gerçekçi.
böyle evde oturup bir filme gözünüz dalmışken aniden bir sahnenin geçmişten bir anıyı canlandırıp gözlerinizi doldurması gibi bir hüzün, yıllar önce kurduğunuz ya da duyduğunuz bir cümleyi birden hatırlayıp içinize saplanmış olan bıçağın hala orada olduğunu hissetmeniz gibi bir hüzün, sizin için ağlayan bir insanın gözyaşlarının üzerinize asit yağmuru gibi yağmasına benzer bir hüzün.
çok beğendim kitabı. kısacık öykülerle franz kafka’nın olmasını istediği gibi bir kitap çıkarmış ortaya yalçın tosun. kitap içimdeki donmuş denize bir balta gibi indi. ve ister inanın ister inanmayın canım çok yandı. bazı kitapların açtığı yaralar uzun süre sızlar durur, tıpkı bu hacimsiz kitabın açtıkları gibi.
kitabı okurken göğsüme oturan öküz yerinden çok memnun olacak ki hala kalkmadı, enikonu yerleşti oraya, hiç de yadırgamadı yerini.
kitabın içindeki tüm öykülerde hüzün var. ama öyle romantik anlamda bir hüzün değil. buğulu bakışlarla camdan dışarı bakıp arabesk sezen aksu şarkıları dinlerken salınmaya benzeyen bir hüzün hiç değil. daha can yakan bir hüzün. daha gerçek. daha gerçekçi.
böyle evde oturup bir filme gözünüz dalmışken aniden bir sahnenin geçmişten bir anıyı canlandırıp gözlerinizi doldurması gibi bir hüzün, yıllar önce kurduğunuz ya da duyduğunuz bir cümleyi birden hatırlayıp içinize saplanmış olan bıçağın hala orada olduğunu hissetmeniz gibi bir hüzün, sizin için ağlayan bir insanın gözyaşlarının üzerinize asit yağmuru gibi yağmasına benzer bir hüzün.
çok beğendim kitabı. kısacık öykülerle franz kafka’nın olmasını istediği gibi bir kitap çıkarmış ortaya yalçın tosun. kitap içimdeki donmuş denize bir balta gibi indi. ve ister inanın ister inanmayın canım çok yandı. bazı kitapların açtığı yaralar uzun süre sızlar durur, tıpkı bu hacimsiz kitabın açtıkları gibi.
devamını gör...