ülkemizde 2019 yılında vahşice öldürülen emine bulut'un ve tüm annelerin anısına çekilen kısa film, annesini kaybetmiş iki çocuğu ve anne sevgisini konu almaktadır.
yönetmen:
ismail kurt
oyuncular:
deniz yapış
nisa akay
şirvan budancamanak
ömer akay
burak gökçe
şahin kankaya
emre kurt
ahmet kurt
ibrahim çelik
ismail kurt
oyuncular:
deniz yapış
nisa akay
şirvan budancamanak
ömer akay
burak gökçe
şahin kankaya
emre kurt
ahmet kurt
ibrahim çelik
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "zamansız kelebek" tarafından 13.03.2025 12:45 tarihinde açılmıştır.
1.
ismail kurt tarafından çekilmiş 7 dakikalık kısa film; 2019 yılında yayınlanmıştır.

annesiz kalan iki küçük çocuğun her gün ellerinde bir poşet ve bir şişe su ile bir yere gitmelerinden rahatsız olan diğer çocuklar bir gün onları takip etmeye karar verir.
onların hırsızlık yaptığını düşünürler, ellerindeki siyah poşete de para veya eşya koyduklarını sanırlar.
takip sonucu yaş tahtaya bastıklarını anlarlar,
çocukların hırsızlıkla alâkaları yoktur, tek yaptıkları şişedeki suyla annelerinin mezarını sulamak, poşetteki çiçeği ise mezara bırakmak olur...
yanılan çocuklar onlardan özür dilemeye karar verir.
küçük çocuk ve kız kardeşi annelerine içlerini dökerler, seninle yaşıyoruz derler.
küçük kız annesinin hayalini görür ve ona sarılır, gerçekten oradadır kadın,
ama sarıldığı şey aslında bir ağaçmış...
annesizliği konu edindiği kadar düşündürdüğü birkaç şey daha olan duygusal bir kısa film oldu.
insanlarla yollarımız ayrılabilir, bir daha görmemek mümkün, her şey bir anda bitebilir, toprak aldığı tohum değilse aldığını geri vermiyor, sevdiklerimizin kıymetini yaşarken bilmeli ve onları ne kadar sevdiğimizi hissettirmeliyiz.
yaşarken söyleyebilmeliyiz seni seviyorum diye, çünkü mezar taşları ses duymuyor...
küçük kızın annesine sarıldığı sahne oldukça etkileyici ve hüzünlüydü.
kısa filmi görsel açıdan da iyi buldum, özellikle de mezarlık sahnesindeki çekim teknikleri ve renkler, ışık, oldukça iyiydi.
dilerim kimse evladından ve anne babasından ayrı kalmaz diyerek tanımımı burada bitiriyorum..

annesiz kalan iki küçük çocuğun her gün ellerinde bir poşet ve bir şişe su ile bir yere gitmelerinden rahatsız olan diğer çocuklar bir gün onları takip etmeye karar verir.
onların hırsızlık yaptığını düşünürler, ellerindeki siyah poşete de para veya eşya koyduklarını sanırlar.
takip sonucu yaş tahtaya bastıklarını anlarlar,
çocukların hırsızlıkla alâkaları yoktur, tek yaptıkları şişedeki suyla annelerinin mezarını sulamak, poşetteki çiçeği ise mezara bırakmak olur...
yanılan çocuklar onlardan özür dilemeye karar verir.
küçük çocuk ve kız kardeşi annelerine içlerini dökerler, seninle yaşıyoruz derler.
küçük kız annesinin hayalini görür ve ona sarılır, gerçekten oradadır kadın,
ama sarıldığı şey aslında bir ağaçmış...
annesizliği konu edindiği kadar düşündürdüğü birkaç şey daha olan duygusal bir kısa film oldu.
insanlarla yollarımız ayrılabilir, bir daha görmemek mümkün, her şey bir anda bitebilir, toprak aldığı tohum değilse aldığını geri vermiyor, sevdiklerimizin kıymetini yaşarken bilmeli ve onları ne kadar sevdiğimizi hissettirmeliyiz.
yaşarken söyleyebilmeliyiz seni seviyorum diye, çünkü mezar taşları ses duymuyor...
küçük kızın annesine sarıldığı sahne oldukça etkileyici ve hüzünlüydü.
kısa filmi görsel açıdan da iyi buldum, özellikle de mezarlık sahnesindeki çekim teknikleri ve renkler, ışık, oldukça iyiydi.
dilerim kimse evladından ve anne babasından ayrı kalmaz diyerek tanımımı burada bitiriyorum..

devamını gör...