ilkokul çağımdayken türlü vandallıklar yapan illegal bir tiptim. bir gün arkadaşlarla bizim evin oradalardaki boş tarlaların birine atılmış eski püskü bi somya bulduk süngerli neli. üzerinde iyice oturup tepindikten sonra yakmaya karar verdik. süngeri aleve verdikten sonra süngerin hızla tutuşması karşısında büyülenmiştim. ilk defa böyle bir şeyle karşılaştım. aklıma hemen yanan bir parça süngeri elime alıp kendimi ateş tanrısı ilan etme fikri geldi. paramparça ettiğimiz süngerden enine ince boyuna uzun bir parça alıp alttan aleve verdim. deliler gibi sallıyor önüme gelen herkesi tehdit ediyordum ama bir sorun vardı. sünger yanarken damlıyordu ve parmağımın ucunda bir acı hissediyordum. evet ayağımda sandalet vardı ve sünger ayak baş parmağıma damladığı için yanıyordum. işin kötüsü çevredeki kuru otlara da sünger sıçratmış idim. her yer yanıyordu. yıllar sonra dumanın beni yak kendini yak şarkısına aslında o gün klip çektiğimi anlamıştım. annem balkondan bana bağırıyordu ama ben acımı gizlemek için renk vermemeye çalışıyordum lâkin çok canım yanıyordu. ortalığı iyi kötü söndürüp yarısı yanmış çorapla annemin karşısına çıktım. yüzleşme anıydı ve annem sinirliydi. dışarı kaçamazdım bende kendimi banyoya kilitlemeyi düşündüm. annemi aşmaya çalıştım, malesef aşamadım. o gün annem beni öyle bir dövdü ki ne zaman yanan bir somya süngeri görsem o yediğim dayak aklıma gelir.
devamını gör...
hatırladığım tek dayak anısı; babaannem bizdeyken dolapları karıştırtıyor bana diye, anacağzım rahmetliye kızıp beni tahta elbise askısıyla dövmüştü.* ilk ve son da odur zaten.
devamını gör...
yaramazlık denilince en önce koşan ben olduğum için valide'den de dayak yeme rekorunu elimde tutuyorum.

ilk aklıma gelen bir vakayı hemen anlatayım.
ilkokula gittiğim sıralardı. aynı sınıfta beraber okuduğumuz mahalleden arkadaşımla hem çok oynardık hem de çok kavga ederdik. birgün arkadaşımla oyun oynarken mızıkçılık çıkınca kavgaya tutuştuk. arkadaşım eline geçen bir sopayla bana vurup kaçtı, çok canım yandığı için ağlayarak eve gittim. valide n'oldu niye alıyorsun deyince zırlamayı kesip anlattım. sonra valide; senin elin armut mu? topluyordu, alemin çocuğundan dayak yiyip geliyorsun, bi tane de sen vuramadın mı? deyip daldı bana.
dayak üstü dayak, oh suyundan da koy.

neyse efendim o günkü dayak nasibimi duble porsiyon yemiş olmanın rahatlığı ile gece güzel uyudum.
ertesi gün sokağa çıkınca baktım ekip oyun oynuyor, benim elemanda orada ben gelince biraz tedirgin oldu yani, bir gün önce sopayla vurup kaçtığı için benim ne zaman saldıracağımdan tırsıyor haliyle ben sanki birşey olmamış gibi ucundan kıyısından oyuna dahil oldum.
biraz oynadıktan sonra gene bir hır çıktı, daldık birbirimize diğer arkadaşlar önce ayırmaya falan çalışsa da havada savrulan tekme ve yumruklardan nasiplenmemek için bıraktılar bizi.
biz birbirimizin boğazına sarılıp yenişmeye çalışırken arkadaş bana çelme taktı yere düştüm o esnada üstüme atladı bende elime geçirdiğim mandalina büyüklüğünde bir taşla kafasına vurdum. vurmamla birlikte kafası kanamaya başladı kan aktığını görünce tırstım tabi.
arkadaşta hem canı yandığı için hemde kan aktığı için ağlamaya kafasını tutup evine doğru koşmaya başladı.
ben de bu kez korkuyla evime koştum. valide açtı kapıyı ne bu hal yine kavga mı ettin derken ben elinden sıyrılıp banyoya attım kapağı. önce elimi yüzümü yıkadım sonra üstümü başımı sildim biraz kendime geldim. bu arada valide banyo kapısının önünde tehditler savuruyor.
-bak sen ordan çıkınca ben ne yapıcam sana.
-çıkma sen bu gece orda yat.
- baban gelsin görürsün sen.
vs. vs.
tabi ben bu tür durumlara karşı rocky balboa gibi antremanlıyım.
babam gelince okşayacak onunda farkındayım ama banyo da daha ne kadar kalacağım/kalabileceğim konusunda şüphelerim var.

validenin ilk adrenalini geçip sesi sakinleşince daha normal tonda sordu.
-n'oldu anlat bakiyim, çık dışarı da anlat.
ben dün beni döven arkadaşı dövdüm diye kapı ardında mırıldanırken. valide çık dışarı anlat diye diretmeye başladı.

ben kapının ardından çıkmıycam falan derken dış kapı sert şekilde çalmaya başladı bir yandan da validenin adını seslenerek x hanıımm x hanımmm kapı yıkılmaya başladı. valide gitti dış kapıyı açtı. bende banyo kapısını aralayıp yavaşça kafayı uzattım dışarı.

kapıya gelen arkadaşımın annesi y hanım burnundan soluyan dana gibi böğüre böğüre;
-senin oğlun benim oğlumun kafasını yarmış diye elinde kolundan tuttuğu oğlunun kafasını göstererek hönkürmeye devam etti.
valide önce şaşkın bir ifade sonrasında kanı görünce panik haliyle aaaa vaaa nidalarıyla tepki verirken, y hanım tüm edepsizliğiyle içeri hamle yapınca valide onu tutup kapının önünde kalmasını sağladı sonra polise gidicem karakola gidicem tehditleri ile süren bir tartışmadan sonra taarruzu bertaraf etti. kapıyı kapadıktan sonra arkasını dönünce banyo kapısının aralığından kafayı uzatan benle göz teması kurduğu anda ben kafamı içeri çekip kilidi bastım kapıya.
tabi tam sakinleşmişken y hanım taarruzu ile valide yeniden lav saçan yanardağ moduna geri döndü. dayandı banyo kapısına lavlar banyo kapını eritmeye başlarken,
-aç kapıyı, aç geberticem seni.
- sen katil mi? olacaksın. deyip lavları püskürtmeye devam etti.
15-20 dakikalık bir söylevden sonra gitti içeri. ben bir süre daha banyoda kaldıktan sonra daha fazla dayanamayım çıktım dışarı. ayak ucunda salona geldim. baktım valide oturuyor. benim geldiğimi farkedince gel buraya dövmiycem kızmıycam demeye başladı.
ben 8 yaşında çocuğum daha bir tarafım inanmasa da inandım gittim yanına.
anlat dedi n'oldu? bi de sen anlat?

durumu anlattım böyleyken böyle oldu diye. sonra valide plan b 'yi devreye sokup ayağından terliği kaptığı gibi terlikle patakladı beni.

bir yandan dur vurma diyorum, bir yandan da e sen dün böyle demedin mi? senin elin armut mu? topluyordu? bi tane de sen vuramadın mı ? dayak yiyip geliyorsun eve demedin mi? diye söylendim.

valide de ben sana vur dedim se kafasını taşla yar mı dedim? diye terlik faslına devam etti.

neyse bugünde karnımız doydu allah bereket versin deyip dayağımızı da yedik oturduk.
içlerinde unutamadığım dayak hadisesi budur.
bir gün sokakta dayak yiyip geldiğin için dayak yemişsindir. ertesi gün sokakta dayak atıp geldiğin için dayak yemişsindir.

yani şimdi geri dönüp baktığım zaman sebepsiz bir dayak yediğim durum yok haketmişimdir hepsini.
yaramazdım biraz.

sonuçta annemdir hem sever hem döver.
devamını gör...
popomda kırılan tahta kaşıkların haddi hesabı yoktur.
baş edemiyordu demek ki zavallı kadın. ama canım çok yanıyordu..

en sonunda metal kaşık bıçakları toplayıp evin kapısına fırlatmıştım. ben de onları kırmıştım. intikamımı böyle almıştım.
devamını gör...
o zaman trend öyle olduğu için içine dahil olduğum başlık.
kaybolanı, dayak yiyeni bile döverdi anneler.
bir tür sevgi gösteri idi.
devamını gör...
bende bu yazarlardan birisiyim.
devamını gör...
hiç dayak yemedim. gayet mantıklı, olgun, aklı başında bir çocuktum.
bir de ailede öyle bir eğitim alıyordum ki saftiriğin de önde gideniydim.
mahallede bir anlaşmazlık olunca şahit olduysam bana soruyorlardı, bir gün biri “neden ona soruyoruz”* dedi ve “o hiç yalan söylemiyor” dedi diğer çocuklar, yalnız ben bunun hiç farkında değildim çünkü yalan ne bilmiyordum. bu nedenle çok kandırılırdım. çocukluk fotoğraflarım var görünce direk kandırma isteği uyanıyor*.
devamını gör...
yanımda olaydı şöyle evire çevire döveydi, yorulduğunda tutsaydın ellerinden ölseydim, bi daha yapmam söz diyip kocaman bi ir öpücük alsaydım yanaklarından. günde 5 öğün dayak yemeğe razıyım eğer bir kerecik daha görebileceksem
devamını gör...
normaldir. anneden dayak yemeyen nesil bence bir nebze eksil kalmıştır. **

evvet daha evvel anlattıysam affola,
lisede ailemden sigara içtiğimi gizlerdim tabiki. bir gün okul çıkışı sitenin bahçesinde bir güzel tüttürdüm. * sonra serin serin binamıza yürüdüm ve zili çalıyorum. pat! babam beyefendi geldi. işte o an dışkıladım mavisini gördüm. sarılıp öptü, napıyorsun kızım vs dedi. nefesimi tuttum o an. sanki sigara kokum gitmeyecek nefesimi tutunca. ** neyse eve çıktık biz.

eve çıkınca babam beyefendi anneme demiş ki, "yarasaya dikkat et, demin öptüm ağzı yüzü sigara kokuyordu." annem hanımefendi odaya giriş yaptı. "baban öpmüş demin seni?" a-ha! "hıhı niyeki?"
terliğini eline alır. "ağzın yüzün sigara kokuyormuş?" sıştım.."yo-"
saçımı başımı yoldu.
çok güzel dövdü beni.
devamını gör...
benimki dayak ile işkence arasında bir şeydi. maksimum 8 yaşındayım. bakin 8 yaşındayım diyorum çünkü o günden sonra bir daha hiç dayak yemedim ama dayağında âlâsını yedik.
bizim eve misafir gelmişti. misafirin oğluyla da oyun oynuyorduk. neyse bunlar birkaç saat oturduktan sonra kalkalim dediler.tabi ben gitmelerini istemiyorum. gittim ayakkabılıktan çocuğun ayakkabısını alip sakladım. annem hemen durumu fark etti tabii.
- "getir ayakkabıyı whis!!!"
+"hayır anne".
-"getirrrr whis!!".
+" hayırrr anneee" derken,
-"sen dur ben sana yapacağımı biliyorum"dedi. karşılık verdim ben de neyime güveniyorsam "hiçbir şey yapamazsın!" dedim. bak sen şu cesarete bak. neyse annemler aradılar taradilar buldular çocuğun ayakkabısını. misafir gitti.

annem kapiyi kapattı. beni koridordan oturma odasına fırlattı. harbi diyorum size uçtum yani. "bekle burda geliyorum"dedi. oturdum olacakları önceden sezmiş gibi ağlamaya başladım. mutfaktan pulbiberi getirdi. "aç ağzını" dedi.ilk başta açmadım. iki tane indirdi yüzüme. sıkıyorsa açma o tokattan sonra . ağzımı mecburen açtım,koca bir kaşık dolusu pul biberi ağzıma döktü. içli içli ağlıyorum tabi. arada pul biber boğazıma kaçıyor. insafsız acımıyor da. "demek bir şey yapamam hee!" deyip eliyle ağzımı kapatıyor.

ağlama krizi, pul biberin boğazımı yakması falan derken ben gittikçe kızarmaya başladım. durmuyor tabi annem gitti bu seferde kapiyi üstüme kitledi. hemen ağzımdaki pul biberi tükürdüm yere ama canım nasıl yanıyor. o sırada dilimi ağzımı elimle siliyorum. çocukluk aklı nerden bileyim pul biberin gözümü yakacağımı. gözyaşlarımı silmek için elimi gözüme sürünce gözlerim de yandı. "annneee ben körrr oldum" "annnee ben kör oldummm !!" diye bağırmaya başlıyorum ama yok açmıyor vicdansız anam. deli danalar gibi bi oraya bi buraya koşmaya başladım ben. nasıl ağlıyorsam canım yanıyorsa alt komşumuz çıktı geldi bize.

yazık o da hep bir kız çocuğu istemiş (keşke beni evlatlık edinseydi) ama 1 tane oğlu olmuştu. çok iyi biriydi. yazık kadin benim ağlama sesimi duyar duymaz gelmiş. açtırdı anneme kapiyi. beni o halde görünce o da ağladı. "yemin ettirdi anneme,bir daha bu çocuğu dövmeyeceksin" diye. o gündür bu gündür annem beni hiç dövmedi. ama o günü de asla unutamıyorum.
devamını gör...
terliklerinden nasibimi almıştım.
devamını gör...
belirli bir yaşın üstündeki tüm yazarlardır. dayak olmasa da uzak mesafeden terlik yemiştir herkes 1 kez de olsa.
devamını gör...
falsolu terlik yemişliğim var.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"annesinden dayak yemiş sözlük yazarları" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim