arkadaki ürünü almaya çalışırken öndeki ürünü düşürmek

rafta zincirleme bir kazaya sebebiyet vermediği sürece, hızlıca yerden alınıp yerine konur.

panda bizden.
sensin panda, sensin. swh

sığır gibi alışveriş arabası almamışsındır. kucaklayıp geçecek kadar bir şey alırım diye hesap edip, totalde 10 dakikada çıkar giderim planın vardır.

bu da iyiymiş, dur alayım diye diye taşkınlık çıkaracak kadar yükün olmuştur artık. saçma saçma terlemeye başlamışsındır birden. kasaya göz ucuyla bakarsın. önünde min 3 kişi sıradadır.

10 kilo patates, 4234 kilo zeytinyağı, 3423 file soğan, puding, kabartma tozu alakalı alakasız her şeyi almakla görevlendirilen ailenin mutfak işlerinden sorumlu teyzesi hala götüm götüm hareket ediyordur. acelesi yoktur. hemen arkasındasındır. her şeye küfrediyorsun o an. her şeyden tiksinmeye başlıyorsun. abla hala, bilmem kaç kıçlık tuvalet kağıdının indirimde olup olmadığını soruyor olur.

ellerin terden kayganlaşır, tuttuğun jelatin poşet parmaklarından düştü düşecek, ayağına kadar iner bir ağrı. cinnet geçireceksindir önündekilerin hareketlerinden, kasiyerin ağzındaki sakızdan gıcık olmuşsundur. sigarada mı alsam diye düşünürsün birden, çok acı manzaralar.

her şeye lanet ettiğin o an.. o ara gözünün bir teki 200 tl alışveriş yapana indirim rafında. çok manyak markalı jelibonlar var etrafta, bakış atılmayacak gibi değil , işte 'haliljelibon' bu kesin kanser dersin, bilinçli bir tüketici olarak. rezillik gelir gözüne, aşağılarsın o alican jelibonu. çakma kinder sürprize seni de almam dersin. ıyy dersin.

alışveriş kafası çok farklı, anlatılmaz yaşanır.