arno penzias 1978 nobel fizik ödülü konuşması

arno penzias'ın nobel ödülünü alırken yaptığı konuşma, 10 aralık 1978

"stockholm öğrencileri,

son birkaç gün içinde hayatımda ilk kez hem büyük hem de küçük birçok şey başıma geldi. bu “ilklerden” birinden, trompet sesiyle konuşmaya başlaması ve iki dakikadan kısa bir sürede bitirmesi istenecektir. yapmaya çalışacağım.

kendim ve meslektaşlarım için iyi dilekleriniz için teşekkür ederek başlayayım. sizinle paylaşmak istediğim adresinizin metnini okurken aklıma bir şey geldi.

yunanlılar ölümsüz şiir yazabiliyor, geometri icat edebiliyor, felsefenin temellerini atabiliyorlardı, vb. otomobiller, televizyonlar veya devasa enerji santralleri olmadan. vatandaşların ihtiyaçları ve istekleri bunun yerine bol miktarda insan kölesi tarafından sağlanıyordu. teknolojiden çok az şey talep edildi. gerçekten de, o zamanlar akla gelebilecek tüm insan icatlarının zaten yapılmış olduğu tartışılıyordu. buluşları teşvik edebilecek bu görevlere katılım, beyler için uygun olmayan bir faaliyet olarak görülüyordu. insan merakı, insan koşullarının iyileştirilmesi için kullanılmadı ve yunanistan'ın görkemi olan kısa, parlak alev kısa sürede söndü.

merak, bize o kadar doğal gelen değerli bir hediyedir ki bazen bunun kıymetini bilemeyiz. çocuklar zor sorular sorar. geceleri neden karanlık? neden sigara içiyorsun? bu adam neden kaldırımda yatıyor? araba soğukken neden sigara içiyor? biz ebeveynler, çocuklarımız nihayet okula gidecek ve bu kadar çok soru sormayı bırakacak yaşa geldiklerinde bir rahatlama duygusu yaşarız.

umarım bu dersi okul hayatında çok iyi öğrenmemişsindir. bunun yerine, kendinizde, çevrenizdeki insanlarda ve kurumlarınızda özgür araştırma ruhunu teşvik edeceğinizi umuyorum. böylece bilimin tüm biçimleriyle insanlığın hizmetinde gelişebileceği bir toplum inşa etmeye ve sürdürmeye yardımcı olabilirsiniz.

stockholm öğrencileri, yardımınız olmadan yakında damarlarınızı ve tutumlarınızı sertleştirmeye başlayacaklar. süreci hızlandırmak zorunda değilsiniz. en önemlisi, bu gecenin ödüllü yazarlarından kronolojik olarak en yaşlı olanların aynı zamanda ruhen de en genç olmaları, bu sürecin kaçınılmaz olmadığını gösteriyor."