1.
" bana ölümsüzlüğü düşündürdü... "
1914/ 1988 yılları arasında yaşayan türk şair ve yazar oktay rifat imzalı eser; şiir türünde yer alır iken 1958 yılında yayınlanmıştır.
oktay rifat şiirler adlı eserinden sonra kendisinden okuduğum son kitap bu oldu, yakın bir zaman içinde diğer eserlerini de peyderpey okumayı düşünüyorum.
hayatın iniş ve çıkışlarını yansıtan şiirlerdi benim için, düşünmeye sevk eden, etkileyen dize sayısının azımsanamayacak ölçüde olması kitabın en sevdiğim özelliklerindendi.
yalnızlıktan bunalmış ve birinin yokluğunda beter olmayı, çaresiz ve sonu gelmeyen bekleyişleri, insanların arasından sessizce geçivermeyi, tek tabanca olmanın burukluğunu, gidenlerin ardından duyulan şaşkınlığı ve de hüznü hissettiren şiirlerdi.
merdivenleri çıkmanın yorgunluğunu hissettirmeyi amaçlayan şiirlerdi bana kalırsa, kitabın adı bir metafor olabileceği gibi, ben de merdivenleri çıkmanın yorgunluğu derken aslında yaşamı kast ediyorum, başka bir metaforla karşısına çıkıyor, yılları devirme eylemini, ya da durumunu, merdiven çıkmakla eşdeğer tutuyor ve etkileyici bulduğum bazı dizeleri bırakarak burada bir son veriyorum.

bütün karanlığı versem size
giden geceyi durduramazsınız.
ışır odamızın havası
kaçar çeşmelerinizden
durduramazsınız
ben denize bakarım sandalca uzaktan
siz yüzersiniz
bir kuş uçar, bir gemi geçer
durduramazsınız.
unutmadım unutamam beyazlığını.
öylesine çoktunuz ki bunaldım yalnızlıktan.
öylesine yoktunuz ki
ağladım deliye döndüm.
sayısız gitmiştiniz ne yazık
evvel zaman içinde gibiydiniz
uzandım yerden
usulca aldım gökyüzünü
siz atmıştınız.
başka ölüm bilmeyiz.
avunmak değil bekleyişti bu...
soluk almadan yaşayan
insanlar görürdüm bahçelerde.
ne var ki el mavisinde ölümlü
bana ölümsüzlüğü düşündürdü..
1914/ 1988 yılları arasında yaşayan türk şair ve yazar oktay rifat imzalı eser; şiir türünde yer alır iken 1958 yılında yayınlanmıştır.
oktay rifat şiirler adlı eserinden sonra kendisinden okuduğum son kitap bu oldu, yakın bir zaman içinde diğer eserlerini de peyderpey okumayı düşünüyorum.
hayatın iniş ve çıkışlarını yansıtan şiirlerdi benim için, düşünmeye sevk eden, etkileyen dize sayısının azımsanamayacak ölçüde olması kitabın en sevdiğim özelliklerindendi.
yalnızlıktan bunalmış ve birinin yokluğunda beter olmayı, çaresiz ve sonu gelmeyen bekleyişleri, insanların arasından sessizce geçivermeyi, tek tabanca olmanın burukluğunu, gidenlerin ardından duyulan şaşkınlığı ve de hüznü hissettiren şiirlerdi.
merdivenleri çıkmanın yorgunluğunu hissettirmeyi amaçlayan şiirlerdi bana kalırsa, kitabın adı bir metafor olabileceği gibi, ben de merdivenleri çıkmanın yorgunluğu derken aslında yaşamı kast ediyorum, başka bir metaforla karşısına çıkıyor, yılları devirme eylemini, ya da durumunu, merdiven çıkmakla eşdeğer tutuyor ve etkileyici bulduğum bazı dizeleri bırakarak burada bir son veriyorum.

bütün karanlığı versem size
giden geceyi durduramazsınız.
ışır odamızın havası
kaçar çeşmelerinizden
durduramazsınız
ben denize bakarım sandalca uzaktan
siz yüzersiniz
bir kuş uçar, bir gemi geçer
durduramazsınız.
unutmadım unutamam beyazlığını.
öylesine çoktunuz ki bunaldım yalnızlıktan.
öylesine yoktunuz ki
ağladım deliye döndüm.
sayısız gitmiştiniz ne yazık
evvel zaman içinde gibiydiniz
uzandım yerden
usulca aldım gökyüzünü
siz atmıştınız.
başka ölüm bilmeyiz.
avunmak değil bekleyişti bu...
soluk almadan yaşayan
insanlar görürdüm bahçelerde.
ne var ki el mavisinde ölümlü
bana ölümsüzlüğü düşündürdü..
devamını gör...