aşk acısı çeken erkek

ya doğuş gibi şeklini ortaya koyup dimdik durur, ya suat suna gibi boynu bükük kalır, ya queens of the stone age'den feel good hit of the summer söyler ya da kader'deki bekir gibi sürünür. ortası yoktur bu işin.

asıl mesele içine atıp ayakta kalabilmekle dışa vurup maymun olmak arasındaki tercihtir. tercih falan değildir hatta kapasite meselesi, olmuşluk meselesidir.

hayatı gerçekleriyle yüzleşen erkektir. önce çok yanar canı. her şeyin kolay elde edilemediğini öğrenir. olgunlaşır. aradan uzun zaman geçtikten sonra veya doğru kişiyi bulunca 'boş yere kendimi paralamışım lan'diye kendi kendine güler.

samimi bir şey söyleyeyim mi? cidden çekmeyin! 3 5 ay sonra karşıdan kendinize bakıp lan gerizekalı diyeceksiniz yüzde yüz!

o aşk acısını ezel gibi çekiyor ise vay haline. afedersin ama kız etti bıraktı adamın hayatının içine hala eyşan hala eyşan.
ayrıca, aşk acısı çeken erkek çekilmez olur.

gerçekten acı çekiyorsa çok mutlu gibi gözükebilir ve hatta bolca espri de yapması muhtemeldir.

kendisini fuck buddy'lik müessesesi' ne çay, kahve içmeye davet ediyorum. gel kardeşim gel, buradaki dostlarımızla güzel arkadaşlıklar kurarak acını unutabilirsin.

2 gündür mensup olduğum erkek türüdür. son derece zararsız olmaları ile birlikte oldukça kırılgandırlar. bağırıp çağırsanız odasına girip pijamalarını giyer yatakta çikolata yer.

yok baba yatakta çikolataymış da pijamalarına giyip yatarmış da. alakası yok be. alır eline çayını açar neşet ustadan türküsünü bir de sarı dipçik sigarası dalar derinlere.

2 yıldır çektiğim acıdır. hani 1 yılda tamamen unutuluyordu bu zıkkım?

boş adamdır. gerçek erkek yarım saat sonra ya yeni aşklar aramaya başlar ya da açar playstation oynar.
ps: uğruna acı çekilen kişi ab vatandaşı ise bu söylediklerim geçerli değil. o zaman kendinizi jiletlesiniz bile haklısınız.

toplum içinde şen şakrak gözükmeye çalışan, yalnız kaldığında da sürekli ağlamaklı olan erkektir.

zulüm amk.. hiç çekilmiyor.. bir iki tamam ama sonrası bozuk plak.. bunu meslek haline getirip cool tiplemeleri var.. hayır hanım kızlarımızda salak.. bile bile lades.. bak ablam dalgana.. artı bide takıntılısı var bunların.. kendi içlerinde türev integral.. hatun evlenmiş 2 çocuk yapmış.. hala ah ulan müzeyyen.. la ***tir git bak hayatına.. ama olmaz.. neden.. çok sevmiş.. vay amk.. mecnunda leylayı sevdi.. ama leyla da yollu idi.. bunu anlat.. sonra hemen kenan komutana bağlar.. olmazzzzzz olamazzzzz diye.. ölenle ölünmüyor evladım.. kabullen artık.. ama anlayana...

saplantı, takıntı hali o aslında genelde aşk acısı dediğimiz şey ama ismini doğru tanımlamak yine hiçbirşeyi değiştirmiyor.

görseli var mı efenim. öyle daha net anlaşılır.

neden erkek? aşk acısı çeken insan vardır, erkeği kadını olmaz bu işin.

psikiyatriste gitmesini tavsiye edeceğim erkektir...
oğlum ekmek aslanın ağzında, böyle acımasız bir hayatta aşka yer mi var?
aşk acısı çekmek ne demek lan? delikanlıya yakışır mı? aç bir dizi keyfine bak.
ne aşkı ne acısı? alo! iyi misiniz oğlum siz?

ben de salakça bir boşluktaydım, hemen kendime tokat attım. oğlum kendine gel lan! dedim.
kalk ayağa, kalk lan diyerek tuttum kazağımın ense kısmından kendimi bir güzel silkeledim.
biraz tekme tokat giriştim.. sonra oh mis... ne aşk ne kız.. şuan çok iyiyim arkadaşlar.

bu arada hanım efendi lütfen beni affetsin. aşk maşk bana göre değilmiş. cidden değilmiş.
iyi ki bir hata yapıp da kıza seni seviyorum demedim. sonra hiç toparlayamazdık.
koca koca adamlarız, yakışmıyor beyler!!! düşmeyin tufaya aman ha!

valla kralını çekiyorum desem yalan olmaz. üstelik platonik gibin puşt gibin bişey. en azından açılıp rahatlamam lazım lakin bu işler çok zor dostlar. geyik yapmıyorum gerçekten çok zor bir durum. sevgilisi olup olmadığını bilmeden açılmak çok riskli gibi görünüyor. napacaz be kamil. bir çaya bir sigaraya bir de sana müptelayım bu sıra bağyan.

öykü olarak anlatmasını önerdiğim ettiğim kişi. gerçi kadınlara da aynı şeyi öneriyorum.
sırasıyla ne olduğunu yazmak...

çok gereksiz, boşuna, bir pozitif getirisi olmayan, olumlu olarak sonuçsuz kalmaya mahkum ve kendi kendini kandırmaya dayalı acı çekme şekli. aynısı kadınlar için de geçerlidir. akıllı insan mutluluğu dış kapı mandallarında değil, sadece kendi içinde arar zaten. ancak, en az bir kez bu acı yaşanmadan da bu acıya bağışıklık kazanmak, bariz hatayı idrak etmek de çok zordur.

bak bak bak, neden erkek diye kategorize ediyorsunuz, erkeği kadını yok bu işin diye ayar vermişim yukarıda.

benim elbette dönemsel aşk acılarım oldu lakin ayşe fatma'ya değildir benim özlemim, kimi özlüyor, hangi sevgiyi arzuluyorum, kiminle olmak istiyorum, bunu ben de bilmiyorum.

lakin herkesin bir leylâ'sı vardır. bu baki.

ben işin temelinde acı çekmeyi seviyorum, bunu da bir köşede tek başıma yaparım, ne kimi beklediğim bellidir ne kime ağladığım.

baktım kimseden hayır yok, o halde yenisine de gerek yok, ben eskilerle yaşarım diye düşündüm.

en azından yâd etmek güzel, dırdırları da yok üstelik, insanların hayali hiç çene yapmıyor ve en güzeli hiçbiri içkime karışmıyor.