aşk acısı çeken birine unut onu diyen tip

tuzu kuru olan tiptir. bi elini yüzünü yıka geçer diyen tipin duygusal moddaki halidir, eksik olmasın.
+unut onu kanka.
-ulan bu benim nasıl da aklıma gelmedi! vay anasını.

dahi arkadaş modeli..
bu zeka genetik mi balım ?
ne içiyorsan söyle unutayım dedirtir.

ilgili kişiye kafasına demir giren kişiyi gösterirseniz eğer hemen unutur aşk acısını. haklı bir tiptir. vpn ile seyredin.
www.livegore.com/131/insane...

montla sıç demesi daha mantıklı olan şeklidir. *

aşık olmamıştır hiç.

herkes kendince yaşar aşkı. benzemez birbirlerine. o yüzden de önyargılı olmamak gerek insanlara. unut onu diyen insan da zaten bilir unutamayacağını. ya lafın gelişi söyler yada söyleyecek başka bir söz bulamamıştır karşısındakinin haleti ruhiyesine uyan. unutanlar da oluyor. unutulanlar da. ve asla unutulmayacaklar. asla unutulmayacak birinin asla unutulmayacak biriyim. nerden baksan ahmakça değil mi.

gel içelim denir. bu fırsat her zaman bulunmaz içmeye bahane aranmaz.

vardı çevremde böyle tipler. çok bir şey biliyorlarmış gibi her şey konusunda nasihat verirler ama aslında tek bildikleri kendi düşünceleridir.

ne desin unut desin. ben şey diyorum.
o değilde şimdi o kızın biri elini tutacak. dudaklarını öpecek. yatağa atacak senin kıyamadığın kıza neler yapacak vs ahaha. geçen çok yakın bir arkadaşıma dedim. abi yapma valla küfür ederim diyor.
saçmalama oğlum diyorum ilerde unutacaksın çok saçma bir şey olarak gelecek bugünler.
şimdi bunu düşününce ağır ne kötü ha. ama ilerde hiçbir şey hissetmeyeceksin.

siz yinede benim yaptığımı yapmayın. aşk meşk acısı ağırdır sıkıntı olur falan.

yok unutma sürekli düşün ve sürekli acı çekiyor mi diyelim. al tatlı tatlı nutellanı ye ve unut işte.

ardından "çivi çiviyi söker" diyen tiptir.
bazı zamanlar vardır değme psikologlardan daha etkili gelen insanlara denk gelirsin. bu da öyle bir tip olabilir. bence hor görmemek lazım.

nihayetinde olması gereken şeyi söylemiştir. o da biliyordur unut demeyle unutulmayacağını ama mevzunun don lastiği gibi uzatılmasının sadece kendine zarar olduğunu yaşayarak öğrendiği için acı reçete bu abicim demiştir.

23. defa aynı teraneyi baştan dinlesem de unut onu diyemiyorum ben. bir şekilde kendini hala ona ait hissetmesine imreniyorum hatta. bende hissedebilsem keşke diyorum, keşke birine bu denli bağlanabilsem.

tabi o kadar çok anlatınca sevdiği kadını artık onun kadar tanıyorum ben de. içten içe onun kadar olmasa da bi sempati beslemeye başlıyorum. bi yerden sonra da "sevgili yapmış" diye içlenip ağladığında benim de gözlerim doluyor. onunla birlikte "kezbansu bunu nasıl yapar bana" diyesim geliyor.

empati iyi de fazlası gereksiz keder yüklüyor insana. iyisi mi çok dert dinlememek.

"5 yıl sonra senin için hiçbir kıymeti olmayacak bir insan. istemesen de unutacaksın. şu an çok üzgün olduğunun farkındayım ama bu geçecek. ismini bile hatırlamakta zorlanacaksın" demiştim. kızmıştı bana.

birkaç ay önce o kişi benim üzerimden iletişim kurmaya çalışınca "kimdi bu" diye düşündü bir iki dakika. o gün tam 5 yıl olmuştu. kendisi unutmuştu ama bende izi kaldı.

duyan taraf olmak ilk dönemde pek hoş hissettirmiyor. fakat kronos, eros'un kanatlarını kırpar.

incelikten yoksun bir davranıştır. tabii ki umutsuz bir aşk acısı çeken kişinin, en nihayetinde yapması gereken şeydir unutmak. ama unut denilince unutuluyor mu? hayır. üstelik ''unut onu'' telkini geldiğinde insan elindeki bardağı onu söyleyenin kafasına geçirmek istiyor. empati sevgili dostlar, toplum olarak yoksunluğunu çektiğimiz çok kıymetli bir meziyettir. aşk acısı çeken insanları ya kendi hallerine bırakın ya da hassasiyetlerini göz önüne alarak yardımcı olmaya çalışın.

herkes bana bunu diyo. unut onu diyo. delirdin diyo. bu adam delirtti seni diyo. sen bu değilsin diyo. ama onlar bilmiyor ki.
bilmiyor ki.