murat şeker tarafından yönetilen ve 2008 yılında izleyici ile buluşan yerli romantik komedi filmidir. azılı fenerbahçe taraftarı olan uğur, bir gün pınar ile karşılaşır ve aşık olur ve olaylar böylelikle gelişir.
imdb: 5.5
imdb: 5.5
yönetmen:
murat şeker
oyuncular:
fahriye evcen
tolgahan sayışman
rahşan gülşen
tim seyfi
ali erkazan
yasemin öztürk
suzan aksoy
murat şeker
oyuncular:
fahriye evcen
tolgahan sayışman
rahşan gülşen
tim seyfi
ali erkazan
yasemin öztürk
suzan aksoy
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "karadereli panda" tarafından 12.12.2020 16:11 tarihinde açılmıştır.
1.
tolgahan sayışman ve fahriye evcenin başrollerde olduğu 2008 çıkışlı bir murat şeker filmi.#137784şurada bahsettiğim duyguları bende uyandıran filmdir.
ilaç mümessili uğur ve sigortacı pınarın aşk hikayesini anlatır.uğur :fanatik fenerli,totemci,ailesinin yükünü taşıyan standardın biraz üstünde anormalin biraz altında tipik bir gençtir.30 yaşlarındadır.
pınar:eski bir askerin ve onu evlendirmek isteyen bir annenin kızıdır.modern görünümlüdür.ancak biraz önyargılıdır.ayrıca astım hastasıdır.
uğur ve pınar tesadüf eseri kaza yaparlar ve ilk karşılaşmaları o anda olur.uğur kızdan etkilenir ancak kızımızın burnu biraz havadadır.sonraki tesadüfleri ise eczanede olur.burada biraz hoş sohbete yakın muhabbet olur ancak bir etkileşim olmaz.uğur ve pınarın bilmediği şey ise anneleri yeni tanışmıştır ve gün arkadaşıdırlar.ikisi de biricik evlatlarının evlenmeyişlerinden yakınırken bu iki genci baş göz etme fikri ortaya çıkar ve olaylar buradan sonra gelişir.tipik bir türk aşk filmidir.filmi diğerlerinden ayıran nokta;olaylar aile ekseninde de ilerler,ayrıca takım fanatikliği ile kadın sevgisi arasında bir rekabet vardır.
ilaç mümessili uğur ve sigortacı pınarın aşk hikayesini anlatır.uğur :fanatik fenerli,totemci,ailesinin yükünü taşıyan standardın biraz üstünde anormalin biraz altında tipik bir gençtir.30 yaşlarındadır.
pınar:eski bir askerin ve onu evlendirmek isteyen bir annenin kızıdır.modern görünümlüdür.ancak biraz önyargılıdır.ayrıca astım hastasıdır.
uğur ve pınar tesadüf eseri kaza yaparlar ve ilk karşılaşmaları o anda olur.uğur kızdan etkilenir ancak kızımızın burnu biraz havadadır.sonraki tesadüfleri ise eczanede olur.burada biraz hoş sohbete yakın muhabbet olur ancak bir etkileşim olmaz.uğur ve pınarın bilmediği şey ise anneleri yeni tanışmıştır ve gün arkadaşıdırlar.ikisi de biricik evlatlarının evlenmeyişlerinden yakınırken bu iki genci baş göz etme fikri ortaya çıkar ve olaylar buradan sonra gelişir.tipik bir türk aşk filmidir.filmi diğerlerinden ayıran nokta;olaylar aile ekseninde de ilerler,ayrıca takım fanatikliği ile kadın sevgisi arasında bir rekabet vardır.
devamını gör...
2.
hayatımda izlediğim en saçma filmler sıralamasında ilk 3'e yerleştirebilirim. tam bi zaman kaybı. klasik yeşilçam filmlerinden bir demet. hatta birkaç demet.
zaten tolgahan sayışman sevmem. oturup annemle niye izledim ki? sırf iki kuple kahvenin 40 yıllık hatrına...
ayy hadi aksiyon olsun, ay hadi, nerede bitecek? şimdi ne olacak?.. diye diye sonuna geldik.
neyse ki sinemada para verip izlemedim. çünkü değmez. güldürüyor mu? güldürürken düşündürüyor mu? bi anlamı, bi şeyi yok yani. sırf film olsun. eski yeşilçam filmlerini anımsatsın yeter. filmi, sade bu gaye için yapmışlar sanırım. * eh, anneme eşlik olsun benimkisi de. onun yerine açıp iki kemal sunal filmi izleseydim, en azından gülerdim. ama mutlu haber şu ki kızımızın yani fahriye evcen'in ne var baba deyip astım krizi geçirdiği sahnede ağladım. cidden ağladım. astımı olan insanlara dayanamıyorum. film de olsa dayanamıyorum. ben de böyle ponçik bir insanım.*
bu arada filmin ana kahramanı, fenerbahçe. onu da belirteyim. tanımın sonunda buna değinmek de biraz saçmalık ama filmi bununla hatırlayın en azından, serzenişlerimle değil. ta semih'in, alex'in forma giydiği zamandan, nuh u nebi'den kalma bi film işte. filmde geçen en güzel replikse şu: *
... maçı 4-3 kazandık. işte bu yüzden fenerbahçe'yi ve futbolu çok seviyorum. eğer o gün, kaybetmiş olsaydık bile gene de severdim.
sonra sana da, fenerbahçe'ye aşık olduğum gibi aşık oldum. sonunu düşünmeden, karşılıksız ve ölesiye...
izlemediyseniz izlemeyin. bence yani.
vakit kaybı. ama ben duygusal değilsem ve astım ve fenerbahçe dışında odaklanamıyorsam tabi orasını da bilemem. ah şu ali koç olmayacaktı ki. **
zaten tolgahan sayışman sevmem. oturup annemle niye izledim ki? sırf iki kuple kahvenin 40 yıllık hatrına...
ayy hadi aksiyon olsun, ay hadi, nerede bitecek? şimdi ne olacak?.. diye diye sonuna geldik.
neyse ki sinemada para verip izlemedim. çünkü değmez. güldürüyor mu? güldürürken düşündürüyor mu? bi anlamı, bi şeyi yok yani. sırf film olsun. eski yeşilçam filmlerini anımsatsın yeter. filmi, sade bu gaye için yapmışlar sanırım. * eh, anneme eşlik olsun benimkisi de. onun yerine açıp iki kemal sunal filmi izleseydim, en azından gülerdim. ama mutlu haber şu ki kızımızın yani fahriye evcen'in ne var baba deyip astım krizi geçirdiği sahnede ağladım. cidden ağladım. astımı olan insanlara dayanamıyorum. film de olsa dayanamıyorum. ben de böyle ponçik bir insanım.*
bu arada filmin ana kahramanı, fenerbahçe. onu da belirteyim. tanımın sonunda buna değinmek de biraz saçmalık ama filmi bununla hatırlayın en azından, serzenişlerimle değil. ta semih'in, alex'in forma giydiği zamandan, nuh u nebi'den kalma bi film işte. filmde geçen en güzel replikse şu: *
... maçı 4-3 kazandık. işte bu yüzden fenerbahçe'yi ve futbolu çok seviyorum. eğer o gün, kaybetmiş olsaydık bile gene de severdim.
sonra sana da, fenerbahçe'ye aşık olduğum gibi aşık oldum. sonunu düşünmeden, karşılıksız ve ölesiye...
izlemediyseniz izlemeyin. bence yani.
vakit kaybı. ama ben duygusal değilsem ve astım ve fenerbahçe dışında odaklanamıyorsam tabi orasını da bilemem. ah şu ali koç olmayacaktı ki. **
devamını gör...