at yarışı

iki canlının beraberce icra ettiği bir spor türü. bana göre ise dünya üzerindeki en güzel spor türü. ingiltere, fransa gibi ülkelerin tarihine bakacak olursanız at yarışının asillerin sporu olduğunu görürsünüz. yine amerika da tıpkı bu iki ülkedeki gibi çok geniş ve köklü bir tarihe sahiptir at yarışı sporunda.

bizde ise "ulu önder mustafa kemal atatürk" tarafından temeli atılmıştır. bu konuda tjk'nın çok güzel belgeselleri vardır, gazi koşusu döneminde olsun, büyük yarışlar döneminde olsun sık sık ekranlara taşıdıkları.

dünya üzerindeki yarışçılıktan farklı olarak bizde bir de çok köklü bir geçmişi olan arap atçılığı yetiştiriciliği ve yarışçılığı da mevcuttur. dünya genelinde bizde ingiliz atı olarak geçen "thoroughbred" yarış atları ile düzenlenir at yarışları.

bana göre at yarışını hiç izlememiş ve hiçbir bilgisi olmayan bir insan bile, at yarışı izlemesi halinde atlar son metrelere girdiğinde o benzersiz heyecanı yaşayacaktır. bu öyle bir duygu ki asla ama asla bir benzeri yoktur.

at koşar baht kazanır sözüyle ülkemizde icra edilen yarış.

kim ne derse desin izlemesi en zevkli aktivite ah ulan yasaklar bitse de hipodroma gitsek.

söyle eskilerden bir kapışma bırakalım,
ribella & sabırlı kapışması.

severiz.

dünyada iki ayrı tür canlının koordinasyonuyla yapılan tek müsabakadır. öncelikle atlara bakacak olursak;

atlar insanlarla en iyi iletişim kurabilen ve insanlarla olan ilişkileri derin tarihe kadar dayanan canlılardan birisidir. kıvrak zekası, analitik çözüm yeteneği ile atlar birçok konuda insanlara asistanlık yapmıştır. bazı otoriteler atları hayvan olarak görmemekte, insan hayvan arası bir canlı olarak değerlendirmektedir.

kas gücü, dayanıklılıkları, 90-100 km.'ye varan hızları ile atlar yarışlarda da boy göstermeye başlamıştır. anadolu'daki bilinen ilk at yarışı ise orhan bey döneminde düzenlenmiştir. kaynak.

yarış atları özel olarak yetiştirilen ve yine özel bir ırktan gelmiş olmasına dikkat edilen sporcu atlardır. düzenli olarak antrenmanlara çıkarılır, beslenmelerine dikkat edilir, düzenli ve özel bir şekilde veteriner kontrolüne alınırlar.

yarış atları içerisinde en meşhur ırklar ingiliz ve arap ırklarıdır. bir de türk ırkı vardır ki o ırk ayrıca incelenmesi gereken bir ırktır. bu ırk türkmenistan kökenli ahal teke ırkıdır.

ingiliz atları gösterişli, seri hareket eden, asaletini hissettiren ve biraz da ürkek/huysuz atlar iken, arap atları biraz daha bodur denebilecek boylara sahip, dayanıklılık konusunda daha iyi ve daha sakin atlardır. özetle kısa mesafeli yüksek hızlarda ingilizler, uzun mesafeli orta hızlarda ise araplar etkilidir. bu özellikleri itibarıyla ingiliz ve arap safkanlar için müşterek bir organizasyon programlanmaz. her ırk kendine münhasır kategoride yarışır.

dıgıdık dıgıdıklar hakkında bu kadar ahkam kesip sıkılmanıza sebep olacak paragraflardan sonra esas meseleye; at yarışı bahis meselesine geleyim.

kimilerine göre kumar, kimilerine göre ise hobidir at yarışları. gerçekte ise her ikisidir. fakat hangisi olduğuna bahisçi karar verecektir.

bahisçinin amacı sadece oyun oynamak, heyecana katılmaksa ve para kazanmak onun için promosyondan ibaretse at yarışı bir hobidir. fakat amaç gerçekten para kazanmaksa ve bunun için ayrılan bütçe büyük bir değerse at yarışı o zaman kumara dönüşür. bir laf vardır;

"hipodroma range rover ile gider atlet ve don ile dönersin" diye. bu cümle para kazanmak için hırs yapan iştirakçiler için kullanılır. bu tarz iştirakçi para kazanmak için bu işe girişirken ortaya koyduğu sermaye riske girerse amacı para kazanmak olmaktan çıkar ve sermayeyi korumaya dönüşür. bu bildiğimiz tipik bir kumarbaz hareketidir ve yüksek ihtimalle sonuç hüsran olacaktır.

çünkü at yarışlarına hazırlanan iştirakçi hazırlanma aşamasındayken zihninde bir gerçeklik oluşturur. merkür'ün birinci geleceğine dair bir inanç oluşturmuşsa rakibi venüs asla birinci gelemeyecektir iştirakçi için. bu durumda sermaye kurtarma/koruma kuponunda da merkür yine favorisi olacaktır. halbuki venüs bu yarışa çok iyi hazırlanmıştır ve iştirakçi bunu göz ardı etmiştir. yarış sonunda ise venüs birinci, merkür ise altıncı gelir. iş biter!

fakat bu organizasyonu bir hobi olarak gören iştirakçi merkür'ü seçip kaybettiği zaman kaderine razı gelir. razı gelir gelmesine ama merkür neden birinci gelememiş ve venüs birinci gelmiştir? venüs'ü birinci yapan özelliği nedir? hobi iştirakçi bunu dikkate alır ve venüs'ü de merkür'ü de anlamaya çalışır. çünkü sonuç çok fazla parametre ihtiva eder. bu işin ilmini öğrenmek isteyen kişi bu parametrelere odaklanır. yapması gereken ilk iş ise organizasyonun yıllık yönergesini tamamen anlayacak şekilde okumak, analiz etmektir. birçok ipucu aslında o yönergededir.

at yarışlarına hazırlanmak tamamen değil ama biraz, bir tık; fizik, matematik, istatistik, meteoroloji, coğrafya, psikoloji ve sosyoloji bilgisi gerektirir. bu bilim dallarından birer tutam at yarışı iştiraklerine ilave edildiğinde kazanmamak için hiçbir sebep yoktur. bir örnekle bunu açıklayayım;

2000 metre bir koşuda jupiter 2.19,00 derece ile birinci gelmiştir. gerçekte koştuğu mesafe ise 1986 metredir. çünkü virajlarda iç kulvarı kullanmıştır. rakibi saturn ise 2.19,65 derece ile jupiter'den 65 salise daha geç kalmış ve ikinci gelmiştir. saturn virajlarda orta kulvarı kullanmış, hatta son düzlüğe girerken yol bulmak için kendisini açığa savurmuş ve 2014 metre yol almıştır. sonuç olarak saturn jupiter'den 28 metre daha fazla yol katetmesine rağmen rakibinden sadece 65 salise sonra finish'e gelmiştir. yarışın gerçekte kazananı saturn olsa da finish'e ilk giren jupiter birinci sayılır. saturn not edilir ve bir sonraki yarışında değerlendirmeye alınır.

at yarışının bu açıdan bakıldığında iyi tarafı zihni diri tutmasıdır. çalışan zihin sürekli taze kalır. kendisini yeniler ve farkındalığın artırılmasına yardımcı olur. iştirakçi bunları bilerek iştirak ederse at yarışı kumar olmaktan çıkar ve bir hobiye dönüşür; hatta bir terapi bile olabilir.

batının iyi yanlarını almak lazım!

önemli olan oraya buraya savurduğunuz bir bütçe var ise onu bu şekilde savurmaktır. savurabileceğiniz bir bütçeniz yok ise de uzak durmanız kuvvetle önerilir. çünkü iradeniz zayıfsa bu işin hiç ama hiç şakası yoktur. ateşi ateş olarak kullanmak idealdir. yangına dönüşmesine izin verilmemelidir.

"at yarışlarında en büyük kazanç kendini kaybetmemektir"franklin d. roosevelt haziran 1944 tampa bay downs u.s.a.

egitim sisteminin, ortaokul-lise cagindaki cocuklari icine attigi durum.

hziç oynamadım. yarışan atları kırbaçlamaları hiç hoşuma gitmiyor. hayvanlara yazık.

gelişmiş ülkelerde sadece bir sezon o da 3 ay boyunca yapılan aktiviteyken bizde atları günde üç hipodromda 365 gün gece gündüz koşturuyorlar. ne insana aciyorlar ne hayvana aciyorlar. öğlen ankara'da akşam izmir'de yaristirdilar şu an da diyarbakır hipodrumunda atları yaristiriyorlar milleti sovüşlemek için. memlekete bunlar kadar rezil bir hükümet gelmedi vallahi. yatacak yerleri yok.

kumardir.