içerisinde çokca kollu oyun makinesinin olduğu eğlence salonu jeton alınarak oynanır ,bölümü geçiyim mi abi gibi jargonları herkes tarafındn saygıyla karşılanır. ayrı bir kültürü vardır vesselam
devamını gör...
nice çocukların ve gençlerin zamanını ve parasını yedi o salonlar. günümüzde playstation salonlarına evrildi.
devamını gör...
ebeveynler tarafından mitolojideki tartarus, dışarıdan bakıldığında her yanından katman katman şer akıyor gibi görünen mekanlardır.

ilk katman; o zamanlar sigara yasağı olmaması sebebiyle kesif bir duman duvarına çarpmak.

ikinci katman; ekranlarda yansıma yapmasın diye loş aydınlatma, karanlığa yakın köşeler.

üçüncü katman; jetonun yoksa çık dışarı diye etrafta dolaşan goblinler (salonun sahibine yancılık yapan mahalle kopilleri)

dördüncü katman; efendi efendi oyun oynayan iyi aile çocuğunu gözüne kestirip "bir round oynıyım mı...." diye taciz eden minik gulyabaniler (çingen çocukları, ipsiz sapsız dolanan piçler)

beşinci katman; kol bozuk olduğu için (muhtemelen daha önce beceriksiz bir oyuncunun tekmelemesi sonucu bozulmuştur) aduket ooorryukettt çekemeyen usta oyuncunun isyanına "noluyo layyynnn" diye gelen cyclop (salon sahibi ya da kardeşi/akrabası)

altıncı katman; aniden yapılan baskınla ortadan kaybolan goblinler, gulyabaniler yüzünden ortada salak salak kalakalıp kaçamayan iyi aile çocuklarına çıkışan medusa (polis)

yedinci katman; bakkala ekmek almaya çıkıyorum diyip de 3 saat sonra gelen çocuğu nerede arayacağını bilen hades (ebeveyn.. genelde baba olur bu, insaflıysa eve kadar girişmez sabreder..)
devamını gör...
yazlık yerlerde olanlarının ayrı bir havası vardı. denize girer çıkarsın biraz kuruyup gider paran yettiği kadar atari oynarsın para bitince tekrar denize. rüya gibi zamanlardı.
devamını gör...
(bkz: street fighter).
devamını gör...
aslında gerçek ismi "arcade salonu" olan, çocukluklarını 90'ların başında yaşamış neslin aşina olduğu, ailelerin nedense kerhaneye gidiyor muamelesi yaptığı oyun mekanı.

pc'lerin yaygınlaşmasıyla birlikte %99'u yerini internet kafelere bırakmış, internet kafeler ise artık böyle modernimsi gibi havası olan playstation kafelere evrilmiştir.
devamını gör...
oynayamayan bir sübyanın yanına gidip, ' bak nasıl oynayacağını göstereyim.' diyerekten tecrübesizin jetonuna ortak olduğumuz mekan. tekken oynayan bünyeler butonları hunharca kullandığından sağlam makine sayısı azdır. ne günlerdi be...
devamını gör...
özellikle 70'ler*, 80'ler ve 90'larda çocuk ve gençlerce çok takılınan mekan(lar). henüz ölmese de, atari salonu kültürü artık can çekişiyor. bildiğim kadarıyla türkiye'de geriye kalan tek sağlam atari salonu ankara'daki fantasyland.*

ben 80'ler ortasından beri atari salonlarına gider(d)im. üzerine eğildiğim tüm dövüş oyunlarında grand master* olarak adlandırıldım. en son 3 sene kadar önce fantasyland'de, "biz buranın ustalarıyız," diyen bi elemanın eline vermiştim. kapıştığımız oyun da street fighter ıı' (champion edition) idi.

yine de en sevdiğim "arcade" oyunu, dungeons & dragons: shadow over mystara olmuştur. sayısız dövüş oyununu saymayayım da, diğer türlerden favorilerim: (bkz: blue's journey), (bkz: river raid), (bkz: captain commando), (bkz: super sidekicks 3 - the next glory), (bkz: street hoop), (bkz: three wonders: midnight wanderers), (bkz: cadillacs and dinosaurs), vesaire...

atari salonlarında oyun oynamak ve evde konsollarla oynamak arasında ciddi farklar vardır. atari salonlarında bir tansiyon, bir "dış heyecan faktörü" vardır. oyun makineleriyle, tanımadığınız veya az tanıdığınız birileriyle omuz omuza oynamakla, evde, yalnız başına veya bir tanıdıkla, koltuğa yayılarak oyun oynamak asla denk tecrübeler olamaz. ayrıca atari salonlarında parayla jeton alındığı için, işi daha fazla ciddiye alırsınız.

çok zaman ve paraya mal olsa da atari salonlarında oyun oynamak, muadili olmayan bir aktivite olduğundan, o haz tüm bunlara değer. ayrıca atari salonlarında kazanılan kimi beceriler kalıcı olur. hayat boyunca işinize yarayabilir.

bir de şöyle bir şiir bırakayım: (bu arada şiirde kronolojik hata var. eleman benden bile yaşlı. street fighter'ın o versiyonu çıktığında, chun-li kendisinin çocukluk aşkı olamaz.)

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
halbuki ne olurdu okuldan kaçıp gizli gizli gideceğimize anamızın babamızın elini tutup gitseydik?! tan gazetesi manşetlerine çıkan baskın hikayelerinden farkı yoktu atari baskınlarının.

şimdi maalesef atari kültürü yok artık. oysaki çocukken hep "büyüyünce çocuklarımı ellerinden tutup götüreceğim atari ve bilardoya" diye hayal kurardım.

(bkz: hi score girl) sana da merhaba!
devamını gör...
ucundan yakalamış nesildenim efenim bu salon tecrübesini; erkek çocukların daha rağbet gösterdiği bir mekan olduğundan "aaa kız gelmiş" lafını da bol bol duyardım.* müdavimlerinden sayılmam ancak mortal kombat için bol bol fatality denemeleri yapmışlığım mevcuttur vaktinde bu salonlarda.

"bak kaçırırlar çocum seni, kimler girip çıkıyor oralara belli değil!" diyerek annemlerin tepki gösterdiği ve yasaklamaya giriştiği bu mahalle arası salonların hoş bir aktivite ve sosyalleşme alanı olabilecek potansiyelini, sigarası elinde küfür ede ede oyun oynayan abiler, kavgaya tutuşanlar vb öldürürdü elbette. ilginç ve ufuk açıcı küfürler öğrenirdik kendilerinden.

her ne ise, ben uzun uzadıya anlatmayayım; meraklıları blutv - oyun adlı mini belgeseli izleyebilir. ikinci bölümünde arcade salonları, atari kültürü, ankara fantasyland oyun merkezi fikrinin doğuşu, iki, dört ve altı butonlu makinalara doğru oyun makinalarının evrimi vs. hepsi samimi röportajlarla derlenmiş. tavsiye ederim izlemenizi.
devamını gör...
hic oyle tek jetonla sunu bunu yapardik diye sallamayi sirf herkes oynuyor diye oynamaya kalkardim herhangi bir oyunda 2dk ileri gittigimi hatirlamam.
guzel ortamdi ama ben daha cok ps1 oynamak icin kactigim lise yillarini daha cok ozluyorum.
devamını gör...
gürültüden insanın kafasını silken, karanlık amma ve lakin süper eğlenceli mekanlardır.

şu an popüleritsini yitirmiş ve tahtını play station salonlarına kaptırdıysa da her zaman müdavimleri bulunur.

şimdi ki çocukları görüyorum da çok merak ediyorum çocukluklarından bir şey anlıyorlar mı veya ileride pişman olacaklar mı?

bir mortal kombat, bir street fighter hele ki bir karı soymaca oynamıyor çocuklar artık.

minicik avuçları atari jetonuylarıyla dolmadıkça, çocuklarımız mutlu diyebilir miyiz?

soğuk, o nemli, o seslerin birbirine karıştığı yerleri özlemiyor değilim.

neyse efenim nerde o eski atari salonları diye iç çekeyim entry'nin sonunda da olsun.
devamını gör...
aslında arcade salonu denir ama malum atari 2600 ile her elektronik oyun cihazına ateri denmeye başlanmıştı ülkemizde. bizim yakınlarda planet ve magnum diye iki salon vardı ve annem tabii pek gitmemi istemezdi oralara en azından babamın başımda durmasını isterdi birçok sebepten * * zaten oyunların başındaki fbi'ın yaptığı winners don't use drugs uyarısı oyun salonlarında uyuşturucu işlerinin döndüğünden dolayıdır bunu gerçi robocop 2 filminden iyi biliriz. insana keyifli geliyordur belki atari yani arcade salonuna gitmek ancak orada çalışanları düşününce kimbilir kulakları nasıl felç oluyordur tabii bizim için davulun sesi uzaktan hoş gelir.


istiklal caddesinde fun city vardı cuma günleri okul çıkışı önce yemeğimizi yer sonra inci pastanesine gider ardından belki fitaş sinemasına giderdik sonra da oyun salonuna dalardık her ne kadar o dönem emülatörle oynama mevcut olsa bile yine de sosyalleşmek adına keyifli gelirdi. zaten 2004 civarlarında da kapanmıştı malum herkesin evinde pc/ps olmasından. hatta zikaçu'daki atari salonunda çalışan zikaçu'nun arkadaşı da kapanmasından dolayı işsiz kalıyordu falan öyle zamanın değiştiğini güzel şekilde anlatılmıştı.

kanımca bu salonları en çok popüler eden yani herkesin gözdesi iki oyun ninja kaplumbağalar street fighter 2 ve mortal kombat olmuştur. zaten hepsi sonra çıkan oyunlara ilham kaynağı olmuştur ki ninja kaplumbağalar'da dört kişi oynamak oyundaki objelerin etkileşimli olması grafik animasyon beni benden almıştır. beat them up olarak da double dragon ve final fight herkesin favorileriydi. fatal fury'de çok sevilen bir dövüş oyunuydu ancak sf'nin gölgesinde kalmıştır.

herhalde hiçbir oyunu bitirememişizdir malum kaybettirmek(biraz da hileli) ve jeton harcattırma üzerine yapılmış oyunlardan dolayıdır ki zamanla mame emülatörüyle sonsuz jeton hakkıyla bilgisayarımızda bitirip oyunların sonlarını o şekilde görmüşüzdür. gerçekten de oyunlarda özellikle oyuncuya yapılmış hileler vardı ki mesela street fighter 2 oynarken aynı hareketi yani adukettir alekspudur(bizim telaffuz etmemizle) sürekli yaptırtmazdı oyun ve bazı tekme yumrukları sanki can götürmemiş olarak varsayardı. açıkçası öyle oyunlar vardı ki kesinlikle arcade salonunda oynayıp bitirmeye yönelik değildi yani magic sword heroic fantasy gibi bir oyun hem uzun hem çok çok baş döndürücü olup shinobi'nin son bölümüne gelince ve hakların bitince jeton kullanmana bile izin vermiyodu oyunun en başına atıyodu ki bu gerçekten çok insanfsızcaydı hani insan o makina başında o kadar gürültüde nasıl bunu yapar bitirir hiç aklım almazdı ama vardı öyle manyaklar tek jeton bitiren falan..

arcade makinaları yani en azından jetonlu makineler(genellikle hareketli içine girilen cihazlı yani evde bulundurması pek mümkün olmayan) genellikle avm köşelerinde falan ya da retroseverler için barlarda/pizza hamburger yenen yerlerde oluyor. izmir'de gittiğimiz bir pub vardı rakkas diye orda bütün oyunların olduğu bir arcade makinası vardı ama sarhoş davarın biri yere düşmüş ve control sticki de tutarak makinayı yere düşürüp kırmış nasıl becerdiyse.. neden kaldırılmış olduğunu sonra böyle öğrendik.

zamanında facebook'ta insert coin diye bir oyun sayfamız vardı özellikle arcade oyunlarındaki habire yanıp sönen jeton atın yazısına göndermeydi.
devamını gör...
bayram harçlığımı az harcamadığım mekanlardır. tek kuruşuna bile değdi. şimdilerde bu zevki ve eğlenceyi bu kadar yoğun başka bir şeyden alamıyoruz.
devamını gör...
yaşı tutup da hatırlayanlar daha iyi bilir, geçtiğimiz yüzyılın en rüküş dönemiydi seksenli yıllar. henüz bilgisayar ve sanal dünyanın esareti altına girmemiş, çocukluğunu sokakta yaşayabilen son neslin mavi beyaz kadife kısa pantolonlu veletleri; iki taş arasını kale yapıp saatlerce top peşinde koşturanlar ve diğerleri gibi futbolla fazla alakası olmayıp, kitaplardan başını kaldırabildiği anlarda vaktini atari salonlarında heba edenler... atari salonları ile haşır neşir olan akranlarım bilir, dönemin yegane eğlence unsurlarından olan bu mekanların en gözde oyunlarından biriydi street fighter. iki elin parmakları sayısını geçmeyen karakterlerden birini seçer, oyunun sonuna kadar hepsini tek tek dövüp şampiyon olmaya çalışırdık. geleceğin büyüklerinin şiddete olan tutkusu çocukluk yaşlarından itibaren beslenmiş olurdu böylece. dünyanın dört bir yanından seçmece dövüş karakterlerinin toplandığı bu oyunu oynarken her round bitiminde kazanmış olmak yetmezdi bazıları için. işte bu delişmen oyun tutkunlarının gerçekleştirdiği zaman büyük bir kumandan edasıyla böbürlenerek etrafını saran diğer çocuklara caka sattıkları olaylardan en mühimi de hiçbir hamle yemeden enerji çubuğunu başladığı gibi sonlandırarak karşı tarafı yenebilmekti. hele ki rakip makinenin başında yenilginin verdiği öfkeyle dişlerini sıkarken seçtiği karakteri renkli pikseller dünyasında acı içerisinde kıvranarak yere düştüğünde duyulan söz yok muydu; perfect! o yaşlarda bir çocuk için yaşanabilecek en muhteşem hazlardan biri bu anlar olsa gerek.
devamını gör...
21. yuzyilin azizligine ugramistir. evet.
devamını gör...
(bkz: oldların gözü yaşlı)

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
#3273852

mustapha mısır kafa, benim adamım.
devamını gör...
2 jetona 3'lü aduketi öğretirim beyler.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"atari salonu" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim