atatürk'ün erken öldüğü düşüncesi

hep erken öldüğünü* düşünürken geçen aklıma ne geldi:
ikinci dünya savaşı öncesi yükselen faşist rejimler, diktatör muktedirler falan, ardından ikinci dünya savaşı,kıtlık, açlık vs...
o kadar uzun yaşasaydı, bu siyasi mecrada halkın gözünde* kötü anılacağı kararlara imza atabilirdi belki de. bu gün güzellikle hayırla andığımız adı kirlenebilirdi. bugünkü gibi büyük kitlesel sevgi ve saygı görmeye bilirdi*.
'ismi hatırası kirlenmesin diye melekler almış erkence' diye düşünür oldum

kadınların zencilerle evlenmesi vs derken artık allah'ın işine, kadere falan da karıştık.
tam bugun aklıma gelmişti benzer bir konu.
2. dünya savaşına girer miydi girse yalta konferansında o da olup churcill'in prosunu yanar vaziyette yine churchill'in makatına sokup, stalin'e "altın versene tırrek" deyip, sovyetlerden 500 bin altın daha alır mıydı yoksa yukaridaki yazarın dediği gibi yalta'ya gidecek hal kalmayacak sekilde dagitir miydi bizi?

alnımızda ne yazdıysa o be ne bir nefes az, ne bir nefes fazla.
allah büyüksün yarabbi (esnerken)
neyse içimdeki yaşlı ortaya çıktı kalın selametle.

öldürüldü.

doğru düşüncedir, vakitsiz ölmüştür*. bayar 103'ünü görmüştü mesela*, gazi paşa da hiç olmazsa bir 80-85'ini görseydi keşke.

yaşıtları uzun seneler yaşadığı halde, atatürk neden bir anda (10 aylık süreç) kötüleşip vefat etti?
a) gazi, siroza yakalanmıştı.
b) ilk zamanlar doktorları doğru teşhis edemediler. alkole ara verip 1 hafta dinlenince hasta normale dönüyor gibiydi (sirozun yanıltıcı etkisi).
bu yüzden devamlı paşam dinlensin geçer masalını okudular ama hastalık hızla ilerliyordu.
c) durumu ağırlaşınca yeni yöntemler denendi. siroz olmuş hastaya, sıtma tedavisinde kullanılan kinin verilmeye başlandı.
d) aylarca kinin yüklemesi yapılan atatürk'ün karaciğeri iflas etti. her gün şişen karnından litrelerce su boşaltılıyordu. yüzü bembeyazdı. odasına giren ağlayarak çıkıyordu.
e) son çare, avrupa'dan siroz uzmanı profesör çağırıldı. muayene ve yapılan tedaviyi gören profesör; atatürk siroz olmuş ama geç kalınmış, hastalık son safhadadır dedi. bu hastalara kinin verilmez. sıtma için önerilen dozun 10 katı verilmiş ve bu da zehirlenmeye yol açmıştır. bu teşhis uzun yıllar halktan gizlenmiş ve böylece atatürk eceliyle öldü zannedilmiştir.
sonuç: bu bir suikasttir.

ben masonlar tarafından öldürüldüğünü düşünen amatör teorisyenlerdenim.

ülkenin kurucu babasını sirozdan kaybetmek gerçekten bir travma.
hatta bazen sitem bile ederim. bu kadar bencil olmaya hakkın yoktu, öksüz bıraktın bizi daha 57'nde diye.
hele de bugün 77 doktor, 7 ambulansla ömrü uzatılanları düşününce.

ama şu da var ki...
15 yılda öyle bir temel attı ki, 115 yıldır hala yıkılmıyor.

siroza yakalanmasının en büyük nedeni cephede kaptığı hastalıkları tam atlatamaması.
fakat siyasal islamcı cemaat alkolden öldüğüne sevinir.

tutku yayınevi baskılı kitabı okumanızı öneririm.

ne yazık doğru. türk'ün atası bir 15 yıl daha yaşasaydı keşke. bu gün deve sidiğinden, peygamberin sümüğünden, fethullah'ın donundan, cübbeli'nin kefeninden, menzil şeyhi'nin balgamından medet umanlar, tillahlarıyla paralel evrende çöl maymunu olarak gezerlerdi

atatürk'ün ölmesi tabii ki hızlandırıldı. ama onun en büyük düşmanı alkol değil, hızlı çalışan ve sürekli üreten doymak bilmez beyniydi. susturmak veya en azından yavaşlatmak için alkol ve esrar tüketiyordu. ölümüne herhangi bir müdahale olmasaydı bile ekstra 5 sene daha yaşardı. çok tartışılacak veya üstüne kafa yorulacak bir mevzu değil. üstün zekalı ve farkındalığı yüksek insanlar fazla yaşamaz.

1930'da samsun'a gittiğinde samsun'un yerli ahalisi nerede ise paşaya savaş açacaktı ,yerli dediğimiz samsun'un iç tarafında ki türkler ve kıyılarda ki dönme devşirme gerici ahali ..
onlarca bölük ile ancak asayiş sağlandı. başka yerlerde de aynı olaylar ufak çapta oluyordu...
anadolu eşrafı yani köy ağaları, beyler ,şeyhler ,hocalar, kendini imam ilan edenler , ticaret erbabı kasabalı, kasaba zenginleri ve türk değiliz ümmetiz diyen millet.
eğer 12-13 sene daha yaşasa idi demokrat parti iktidarını görür mecliste hakarete uğrar , iç anadolu ve iç kadadeniz'de arkasından tef çalarlardı batı karadeniz'i de özel olarakl yazalım,bolu-düzce-sakarya ..
aynısı i,nönü'ye yapıldı.
ege'yi unutmayın anadolu'da ki en katı feodal yerdir ,hiç düşündünüz mü bu nkadar efe-zeybek niye dağa çıkardı osmanlı'da ,ege toprak ağaları acımasız feodalerdi.
en sonuncusu dev-sol tarafından öldürülen gün sazak'tı. gün sazak ege'de ki (aslında batı anadolu) feodalizmi yaşatan son derebeyi idi. gün sazak sonrası 4-5 yıl içinde ege'de feodalizm tasfiye oldu(darbeye ragmen.). (rahşan ecevit'in ege bölgesi çalışmalarını okumak gerekir .)
ben şunu söyleyeyim 1950'de seçime girse idi örneğin afyon'da taşlanırdı tabi ordu ve jandarma altta kalmaz ,5-6 yerde yeni dersim-1938'ler yaşanırdı.
ban ise en basit ve popüler örnek vereyim, yozgat örneği ...
osmanlı'nın çivi çakmadığı , en az 300-350 yıl sömürdüğü, iliğini emdiği kafasını kaldıranın kafasının ezildiği ,1918 sonrası ilk isyan edenlerden çapanoğulları hala yozgat'ta itibarlı aile .
mustafa kemal ise en sevilmeyen insan ,ismet inönü ile ..
zamanında ölmüş rezil edilmeden.
en büyük hata chp'nin kapatılıp yerine halkçı-sola yakın bir parti kurulmaması oldu kurulsa idi ne olurdu bilinmez ama abd -george washington ve devrim olayı var okusanız anlarsız,anlamak isterseniz tabi.
5-6 kere yzdım 2100 yoldır anadolu'dan hayır gelmemiş yunan sonrası,bizans kontantibapol odaklı bir şeyler yapmış o kadar . düşünün ns.500'dwe 31 kürsülü 33 ana ders verilen üniversite var bizans 'ta .
bir anadolulu'da merak edip okumamış ,çocuğunu ,yeğenini kardeşini o okulda

açıkça yazayım 1920/23-1938 ,ne yapıldı ise yapılmış sonrası 1938-2024 sağ iktidarların ülkenin içine etmesi. dersim-1938' dede ihsan sabri çağlayangil'in anılarında esas oyuncuların sonradan sağ milliyetçi-dinci siyasette yer alanlar olduğunu unutmayalım.
+ türkçüler ,en başta dr. rıza nur ,cumhuriyetin düşmanları.

işte böyle.

(bkz: hırka-i şerif)