atatürk'ün romantik bir aşk adamı olmadığı gerçeği

ulu önderimizin de bir insan olması sebebiyle elbette ki gönlünün bir yerinde yanan, zaman zaman yoklayan, kim bilir belki de gizli gizli ağlatan bir ateşi, vatan aşkıyla, vatan meseleleriyle söndürmek durumunda kalması yüzündendir.

gazi bir gün kız kardeşi makbule hanımla dertleşirken şunları söylemiş,
beni iki kadın çok sevdi; biri beni, yani mustafa kemal'i, ötekisiyse mevkiimi.

bugün bir canlı yayında yine bu hikayeyi dinleme şansına sahip oldum. ağlayacaktım az kalsın..
tabii latife hanıma da haksızlık etmemek gerekiyor. latife hanım bütün bir tahsiline, yetiştiği aileye rağmen evlendiklerinde henüz 24 yaşındadır. genç bir kadın olduğu için atatürk'ün eşi olmanın ağırlığını kaldırabilmesi de pek mümkün olamamıştır.
salih bozok'un aktardıklarına göre fikriye hanım'ın mezar yeri ankara kuğulu parkta bulunmaktadır. fakat bu yeri işaretlenmemiş olan bir mezardır.. paşa hazretleri bir gün nefes almak istediklerini söyleyerek aracı durdurur ve fikriye hanımın mezarının bulunduğu yöne doğru yürümeye koyulur.
hava çok sıcaktır, aylardan temmuzdur. paşa hazretleri mendiliyle yüzünün terini siler.
salih bozok'a dönerek mendillerin kalitesizliğinden dert yanar. oysa durum başkadır. salih bozok paşa hazretlerine bir mendil uzatır. paşa'yı rahatsız etmemek için bir kaç adım geriye çekilir...
bozok'un anlattıklarına göre gazi paşa gözlerinin yaşını sildiği mendilini fikriye hanım'ın mezarına doğru savurur. savurduğu mendilin fikriye hanımın mezarının üzerinde süzülüşünü ve toprağın üzerini örtü gibi örtüşünü izler. bozok, mendille beraber gazi'nin ruhunun da orada süzülmekte olduğundan bahseder. atanın yüzü solmuş, yüreğindeki derin keder gözlerinden okunur olmuştur.

başlık onun romantik bir adam olmadığı yönünde olsa da, atatürk'ün fikriye hanım konusunda nasıl kahrettiğini bir kendisi bir allah bilir.

öbür dünya diye bir yer varsa buluşmayı en çok onlar hak ediyor.

çocukluğumdan itibaren ömrünün neredeyse tamamı ordu'da savaş meydanlarında geçmiş bir insanın aşırı duygusal olması zordur diye düşünüyorum, kendini vatana ve ulusuna adamış bir ömür

eee ne olmuş dedirten türden başlık... hangi aşk adamı kadının elini öpüyor? hangi aşk adamı kadına öncelik veriyor? hangi aşk adamı dans ediyor? ya geçin saçma sapan işleri. adam her erkekten daha erkek, her erkekten daha üstün, her erkekten daha romantik, her erkekten daha savaşçı... adam ülke kuruyor sana soy adını veriyor, binlerce kitap okuyup geometri kitabı yazıyor bizler oturmuş binde bir kitap okumamış halimizle adamın bir yönünü eleştiriyoruz...
(bkz: kime göre neye göre)

karşısına kendi tarzında aşkı yaşayacağı biri çıkmadığı içindir. böylesine vizyon sahibi, öngörü ve disiplinli ve de çok yönlü bir insanın o şartlarda bunu yaşaması zordur diye düşünüyorum. bazı düşüncelerin aksine bu durumun duygusal zekasının olmamasından değil ona yetecek duygusal zekaya sahip birinin karşısına çıkmamasındandır bence. ulu önder aşk'ı da yaşasaydı dillere destan herkesin kıskandığı bir aşk olurdu büyük ihtimalle. aşk konusunda eksik kaldığı iyi olmuş, yoksa her konuda kendisini kıskanmış olacaktık.

böyle makamlı karizmalı insanlarla eşleşen her kadın eninde sonunda ar çatlaması yoluyla 'pakize'leşir. taşıyamaz bu gibi adamları. makamdam kovulunca da hatasının utancıyla başına geleni için kimselere dert yanamaz. 'onlar yanlış biliyor ben biliyorum nedenini' diye mırıldanarak mevta olur gider

aşk sadece karşı cinse hissedilen bir duygu değildir.
romantik miydi bilemem ama bence en büyük aşk adamı ta kendisidir. vatanına, milletine olan aşkı ona en imkansızı başartmıştır.
hakkında yakalama kararları, din düşmanı yaftalamaları vb. bir yığın zorluklarla baş etmiş ama yine de en büyük aşkından vazgeçmemiştir.

sen de cepheden cepheye koş, binlercd askerin şehit düşsün ve mücadeleden yılma, devam et. bakalım romantizme dair bir şey kalıyor mu. sizin gibi ılıkların işidir romantizm. yazarken iki kere düşünün!

(bkz: derdini seveyim butonu)

hayati asker olarak gecer dersinki 40dan sonra bi duygusallasma olur.
hayati askerlikle gecmis.
cihan harbinde ordular yonetmis.
bir bagimsizlik mucadelesi vermis,yonetmis ve bir ulke kurtarmis adamdan romantiklik beklenmez.
ulke kurudukdab sonra bile adam memleket meselesi,derdinden geceleri uyuyamayan birisi.
ask,romantizm pek dusundugunu zannetmiyorum.