1.
politik ve sanatsal ilericilik anlamı taşıyan söz; 1848 öncesinde, romantizmin isyanıyla peydahlanmış akım.
1848 bu anlamda neden önemlidir? o yılların fransa'sında sanat, sanatçılardan çok ondan yararlanmayı uman siyasetçiler tarafından öylesine yüceltilmiştir ki adeta seküler bir kült havasına bürünmüştür. bunu doğrulayan en yerinde ifadeyi ilerleyen yıllarda felix pyatt vermiştir: “sanat neredeyse bir kült halini aldı; tam da tanrıların ve kralların ortalıktan kayboldukları bir zamanda zuhur eden yeni bir din ...”
ancak tam bu dönemde şubat devrimi'nin yaşanması ve olağan üstü haziran ayaklanmasının yarattığı kaos sanatın politik anlamda 'maşa'laştırılmasına darbe olmuştur. baştan beri sanatçılar arasında pek taraftar toplayamayan ‘sosyal sanat’ siyasetleri, bir sonraki devrime, 1871 paris komünü’ne kadar ilgi uyandırmamıştır. paris komünü sırasında arthur rimbaud'un şairin sosyal bir işlev üstlenmesi fikri yeniden gündeme gelmiştir. sanatın avangard rolünü reddettiği ara dönemde bu isim, daha çok liberter ve anarşistlerin benimsediği politik anlamıyla kullanılmıştır. daha sonra bakunin de, 1878’de isviçre’de çıkardığı dergiye l’avant-garde adını vermiştir.
tüm bu kaos, düş kırıklığı ve durgunluk yılları ardından baudelaire'in özerkleşme tutkusu ile yeni bir hareketlenme dönemine girilmiştir. sanat, sadece geleneğinden değil, çağdaş ahlak, bilim ve siyaset söylemlerinden, davalarından ve popüler kültürden kendini yalıtmaya başlamış; yalıtmakla da kalmamış, hepsine ve dile getirdikleri burjuva zihniyetine düşman olmuştur. (bu anlamda yararlanabilecek eser için: baudelaire’de sanatın özerkleşmesi ve modernizm) bu noktadan sonra akım, son sürat gelişmeye gitmiştir. iyi, doğru, güzel artık onun sorunu değildir; tersine, metropolun kötü, sahte, çirkin temsilleri üzerinden bir karşı estetik inşa eder. ilerlemenin öncülüğü gibisinden avant misyonlara itiraz etmekle kalmaz, egemen ilerleme dogmasıyla alay eder; vahşi olanı yüceltir. bu dogmanın dayattığı modernleşmenin karşısında kendi modernizmini kurar. sanat artık herhangi bir hakikati, değeri veya savı, doğayı veya tanrıyı temsil etmez; hatta sanatçısını bile temsil etmez, sadece kendisini temsil eder.
avangardın içerdiği, sanatın tözünü, nedenini, gereğini sorgulama yolundaki süreçler, birinci dünya savaşının vahşetinin ardından, sanatı inkar etmeye, yok etmeye, sanatın altını oymaya, sanata karşı bir saldırı dönüşümüştür; bu bağlamda birinci dünya savaşının etkisiyle ortaya çıkan iki avangard dadaizm ve sürrealizm'dir. bunlara diğer bir deyişle ''tarihsel avangard''da denilmektedir. ikinci dünya savaşı sonrasında ortaya çıkan avangard'lar ise; sitüasyonizm ve fluxus gibi sanata karşı sanatsallaşmışlardır.
bu anlamda okunması gereken en açık ve sağlam eser peter bürger'in avangard kuramı adlı kitaptır. iletişim yayınlarından çıkmıştır ve stoklarda bulunmaktadır
1848 bu anlamda neden önemlidir? o yılların fransa'sında sanat, sanatçılardan çok ondan yararlanmayı uman siyasetçiler tarafından öylesine yüceltilmiştir ki adeta seküler bir kült havasına bürünmüştür. bunu doğrulayan en yerinde ifadeyi ilerleyen yıllarda felix pyatt vermiştir: “sanat neredeyse bir kült halini aldı; tam da tanrıların ve kralların ortalıktan kayboldukları bir zamanda zuhur eden yeni bir din ...”
ancak tam bu dönemde şubat devrimi'nin yaşanması ve olağan üstü haziran ayaklanmasının yarattığı kaos sanatın politik anlamda 'maşa'laştırılmasına darbe olmuştur. baştan beri sanatçılar arasında pek taraftar toplayamayan ‘sosyal sanat’ siyasetleri, bir sonraki devrime, 1871 paris komünü’ne kadar ilgi uyandırmamıştır. paris komünü sırasında arthur rimbaud'un şairin sosyal bir işlev üstlenmesi fikri yeniden gündeme gelmiştir. sanatın avangard rolünü reddettiği ara dönemde bu isim, daha çok liberter ve anarşistlerin benimsediği politik anlamıyla kullanılmıştır. daha sonra bakunin de, 1878’de isviçre’de çıkardığı dergiye l’avant-garde adını vermiştir.
tüm bu kaos, düş kırıklığı ve durgunluk yılları ardından baudelaire'in özerkleşme tutkusu ile yeni bir hareketlenme dönemine girilmiştir. sanat, sadece geleneğinden değil, çağdaş ahlak, bilim ve siyaset söylemlerinden, davalarından ve popüler kültürden kendini yalıtmaya başlamış; yalıtmakla da kalmamış, hepsine ve dile getirdikleri burjuva zihniyetine düşman olmuştur. (bu anlamda yararlanabilecek eser için: baudelaire’de sanatın özerkleşmesi ve modernizm) bu noktadan sonra akım, son sürat gelişmeye gitmiştir. iyi, doğru, güzel artık onun sorunu değildir; tersine, metropolun kötü, sahte, çirkin temsilleri üzerinden bir karşı estetik inşa eder. ilerlemenin öncülüğü gibisinden avant misyonlara itiraz etmekle kalmaz, egemen ilerleme dogmasıyla alay eder; vahşi olanı yüceltir. bu dogmanın dayattığı modernleşmenin karşısında kendi modernizmini kurar. sanat artık herhangi bir hakikati, değeri veya savı, doğayı veya tanrıyı temsil etmez; hatta sanatçısını bile temsil etmez, sadece kendisini temsil eder.
avangardın içerdiği, sanatın tözünü, nedenini, gereğini sorgulama yolundaki süreçler, birinci dünya savaşının vahşetinin ardından, sanatı inkar etmeye, yok etmeye, sanatın altını oymaya, sanata karşı bir saldırı dönüşümüştür; bu bağlamda birinci dünya savaşının etkisiyle ortaya çıkan iki avangard dadaizm ve sürrealizm'dir. bunlara diğer bir deyişle ''tarihsel avangard''da denilmektedir. ikinci dünya savaşı sonrasında ortaya çıkan avangard'lar ise; sitüasyonizm ve fluxus gibi sanata karşı sanatsallaşmışlardır.
bu anlamda okunması gereken en açık ve sağlam eser peter bürger'in avangard kuramı adlı kitaptır. iletişim yayınlarından çıkmıştır ve stoklarda bulunmaktadır
devamını gör...
2.
bunun müzik olanında deneysellik ile arasında çok ince bir çizgi vardır, hatta bazen bu çizgi görmezden bile gelinebilir. bu ilericiliğin yeni şeyler denemeden sağlanamayacağından ötürü gelişen bir durumdur bana göre.
akla kraftwerk'i getirir.
akla kraftwerk'i getirir.
devamını gör...
3.
pek çok sanat dalına yansımış bir akım. sinemada maya deren'in işleri çok güzel örnekler.
devamını gör...
4.
mercedes'in en üst paket ismi.
devamını gör...
5.
türkiyede yaşanamayacak olan sanat akımı...
devamını gör...
6.
avangard müzikteki en başarılı isimler.(bkz: george antheil) (bkz: toshiro mayuzumi) mayuzumi'nin samsara eseri çok ilginçdir. yeniliklere açık biriyseniz tavsiye ederim bu iki ismi.
devamını gör...
7.
fransızca kökenli bir sözdür ve avant-garde kelimesinden gelmektedir. öncü anlamına gelmektedir.
özellikle müzikte, 1950'ler de bestecilerin değişiklilik arayışlarını ifade eden bir kavramdır.
özellikle müzikte, 1950'ler de bestecilerin değişiklilik arayışlarını ifade eden bir kavramdır.
devamını gör...
8.
9.
kuzey mitolojisinde tanrı ismi gibidir.
devamını gör...
10.
saraydan gelmiş gibi görünen mobilyalar için de kullanılır.
devamını gör...
11.
öncü, kılavuz, önder demektir.
devamını gör...
12.
mutsuz olmanın garantisi...yaşadığınız, hissettiğiniz, duygulandığınız, heyecanlandığınız şeyleri, güruhun yıllar sonra hissedip hak vermesi. konu her şey olabilir ama her şey... öngörüye yakın bir şey avangartlık... bıktım ama...yıldım... nergis...
devamını gör...