1.
ulan bir zamanlar kral meslekti. şimdi olduğu gibi o zamanlar eskidi mi kaldır at yoktu. pençe attırılırdı, topuk değiştirilirdi, taban, koca bir makine ile gövdeye dikilirdi, bally kokusu, bally sürüp beklemeye bırakmalar falan, vuran ayakkabıları kalıba sokup yumuşatmak. önlerinde ahşap bir masa olurdu, yanlarından asılı garip el aletleri, tamircide önlük, her yeri bally kalıntısı. genelde ağır abiler olurlardı, sayılır sevilirlerdi. bizim mahalledeki abinin adı ejder di, ejder abi... vay be koskoca bir meslek tarihe karıştı.
devamını gör...
2.
yoktu öyle yılda iki defa yada her yıl yeni ayakkabı alayım. abilerimin ayakkabılarını giydiğimde oldu. zaten ayakkabı da pazardan alınırdı. illa yırtılır önce babadan güzel bir azar işitilir sonra da ayakkabı tamircisine gidilirdi. o bali kokulu küçük dükkan, o dikiş makinasının sesi ve hareketi. ne ara büyüdüm lan ben.
devamını gör...
3.
geleneksel yöntemlerle tamir edilebilir ayakkabılar yerine çoğunlukla tekstil ürünü ayakkabıların kullanımının yaygınlaşması ile tarihin tozlu sayfalarında yerini almaya başlamış bir meslek.
gerçi şimdi lostralar türedi bu tekstil ürünü ayakkabıların tamiri için.
not: yazarların deneyimleri doğrultusunda önerebilecekleri güvenilir lostralar varsa öneriler için mesaj atabilirler beni de mutlu ederler.
gerçi şimdi lostralar türedi bu tekstil ürünü ayakkabıların tamiri için.
not: yazarların deneyimleri doğrultusunda önerebilecekleri güvenilir lostralar varsa öneriler için mesaj atabilirler beni de mutlu ederler.
devamını gör...
4.
ayakkabı fiyatlarının anasının şeyine ulaşmasından sonra yeniden canlanmış meslektir. benim mahalledeki tamirci ayakkabı, bot, çanta, mont fermuarı, hatta pantolon kemeri, aklınıza ne gelirse tamir ediyor.
bıçak, makas, robot bıçağı, kıyma makinesi bıçağı, her tür kesici aleti biletliyor da.
ve çok işi var. yoksa o dükkanın kirasını nasıl çıkaracak?
bıçak, makas, robot bıçağı, kıyma makinesi bıçağı, her tür kesici aleti biletliyor da.
ve çok işi var. yoksa o dükkanın kirasını nasıl çıkaracak?
devamını gör...