madem tufandan bahsedilmiş onunla ilgili birkaç kelam edeyim; * verbitsky'nin tufan aktarımı, nuh tufanına daha yakındır diyebiliriz. orada gılgamış destanı ile tevrat karışımı bir hikâye çıkar karşımıza. zaten tufan hikâyelerinde bildiğiniz üzere gemi olmazsa olmazımız. o olmazsa hikâye baştan sakat doğar. sonrasında ailemiz ile birlikte, hayvanları mutlaka çifter çifter gemimize almamız gerekiyor. ülgen'den haber gelince nama'da bu şekilde davranarak doğrusunu yapmış ve başarılı olmuştur. oyunu kurallarına göre oynamıştır.

bir de kuş olayı var tabi. sağlıklı bir tufan hikâyesi için elinizde üç dört adet kuş olması lazım. peki ne yapacağız bu kuşları? bunları sırayla göndermeniz gerekecek. burası mühim. evvela kuzgun gönderilir. sonra karga salınır. onu takiben saksağanı uçuracaksınız. en nihayetinde güvercini gönderdiğinizde, o size müjdeli haberi getirecek ve görev tamamlanmış olacak. bu sıralamayı güvercin lehine bozmaya kalkarsanız ve hile yaparsanız bu hoş bir durum olmaz. görevi tamamlamış olursunuz ama kimse size inanmaz. çünkü kuşlarla ilgili sembolizmi bozmuş olursunuz ve bu cidden fahiş bir hata. mesaj kaygılarının içine eden kahramanları ben de sevmiyorum. hikâyelerin derli toplu olmasında fayda var.

peki görev tamamlanınca ödülümüz ne oluyor? ebedi hayat. bu ödülde bazen farklılıklar olur ama ebedi hayat ödülü bu parkurun sonunda verilen en ideal ödüldür. ülgen'de bu ödül şartını yerine getirmiş ve nama'ya ebedi hayatı bahşetmiştir. türk'ün tanrısında alavere dalavere olmaz arkadaş! söz verdi mi yapar * * nama bu sayede insanlar arasında yayık han ya da yayaçı han olarak bilinen tanrısal bir figüre dönüşmüştür. mitolojinin en güzel yönü bu hikâye geçişkenlikleridir. mevcut hikâyeleri, kendi kültürünüzden ve mitolojinizden ögelerle desteklediğinizde farklı versiyonlar oluşturabiliyorsunuz ki bu da bence değerlidir.

bir de @lan bırak'ın bahsettiği demir boynuzlu gök teke mevzuna ufak bir ekleme yapayım; yukarıda bahsedilen yedi günlük seyri seferinin sonunda demir boynuzlu gök teke dile gelir ve şöyle bağırır;

yedi gün zelzele oldu,
yedi gün dağlar ateş püskürdü.
yedi gün yağmur yağdı
yedi gün fırtına oldu ve dolu yağdı
yedi gün kar yağdı.


bundan sonra etraf buz keser, yedi ulular tufanı tahmin etmiştir. bu uluların içerisinde erlik de vardır ülgen'de. bu aktarım verbitsky aktarımına göre daha özgündür. daha bize yakındır. en azından gemiyi kardeşler birlikte yapar. kuş şartında daha esnek davranılmıştır. horoz vardır, kaz vardır. abdülkadir inan'ın, ''makaleler ve incelemeler'' adlı çalışmasının birinci cildinde, görece daha özgün olan bu hikâyeyi okuyabilirsiniz. türk tarih kurumu yayınlarında var. eğer bu konulara ilginiz varsa ve kitabı almayı düşünüyorsanız, almışken iki cildini birden alın derim. daha iyi olur.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"aygul" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim