babanın sinir bozucu davranışları
başlık "dünyanıneniyibeşbininciyazarı" tarafından 06.07.2022 20:05 tarihinde açılmıştır.
1.
adam yerine koymamasi, gürültücü olması , demokrat olmaması.
devamını gör...
2.
yemekten sonra mutfağı toplayıp temizledim ve odama çekildim. ben manikürümü yaptım sonra onlara çay doldurmaya gittim. çayları servis ettim ve anneme "kulaklığım nerede?" dedim. o cevap vermeden babam "tüm gün boyunca telefondasın, ben eve gelince telefon elinde olmayacak ve odaya geçmeyeceksin." dedi.
ben de babamın sözlerine çok sinirlendim. akşam üstü veya gece elimde telefonum o da hep değil. "evde değilken tüm gün telefonda olduğumu nereden gördün?" dedim bozulmuş ve sert bir şekilde. tabi o sırada kulaklığa bakınıyorum. kendisi de "ben anlamam, salonda oturacaksın bizimle." dedi. bu saatlerde hep haber kanallarını izliyorlar ben ise telefondan gündemi takip ediyorum zaten. o kadar süre boyunca gereksiz iç karartan ve zaman kaybı programları izlemeyi sevmiyorum. ve öncelerde de bunu demişim o yüzden cevap verme zahmetine girmedim. anneme soruyu yeniledikten sonra abimin sanıp odasındaki masasına koyduğunu söyledi. buna sinirlendim çünkü daha dün ve ilk kez bıraktığım eşyaya dağınıklık muamelesi yapılmış ve onca saçma şeye rağmen elden o çıkarılmıştı. abime sordum nereye koyduğunu bilmiyor. daha çok sinirlendim. uzun aradan sonra ilk kez canım pubg oynamak istemişti. ve her şeyiyle içine etmişlerdi. yine salona geçmedim sebebi de emrivakilerden hoşlanmam bu kim olursa olsun gider aksini yaparım. ve ben çocuk yaşını çoktan geçtim böyle her şeyime karışılmaması lazım neyse. odama geçtim ikinci kulaklığımı aldım bir süre takıldım. sonra babam beni salonda tutmak için balkona çıkarken kahve istedi. yapıp verdim ama hâlâ yüz ifadem sinirli ve bozuk. gülüp uğraşmaya çalıştı ama karşılık vermedim. bozduktan sonra hiçbir şey olmamış gibi davranamazsın kaç kere demişim neyse. hava soğuk ama wifi için balkona çıktım. bugün artık hayatta salonda oturmam. odamda çekse hayatta çıkmazdım ama çekmiyor. sebepte wifi balkonda. (:
bir de ben ona cevap verseydim işler daha çok kızışacaktı. ve "telefon sana yasak, getir telefonu." diyecekti ben de "kendi paramla aldığım eşyada ceza verme sahibi olamazsın." deyip reddecektim. "telefonu getir hemen!" diye yükselecekti. "telefonun yanında/cebinde." diyecektim. ayağa kalkacaktı ve önümde belirecekti. "dilini keserim asra, telefonunu getir çabuk!" diyecekti.
"hayır, çocuk yerine birey gibi davranmayı öğren. ceza verme ya da yasaklamaya girme olaylarında bulunacağın yaşları çoktan geçtim. hoşuna gitse de gitmese de rahatsızlık vermediğim sürece saygı duymayı bilmelisin. mesela ben öyle yapıyorum. sevmediğim haber kanallarını her gün izliyorsun diye odamda oluyorum. demiyorum sana "her gün izliyorsun sen git bugün odanda takıl ben kendime internetten film açacağım." değil mi?" o da cevap veremeyeceği için önceki laflarından birini diretecek. sonra telefonumu alacak ve duvara çarpacak. ben de telefonunu alıp duvara çarpacağım. sonra o bana vurma raddesine gelecek ama abilerim izin vermeyecek. sanıyor ki gün boyunca tek yaptığım telefonda olmak. hani telefonu alsa ben salonda oturacağım falan. telefonumu kırınca ben o varken odamdan 1.5-2 ay çıkmamıştım. radyodan şarkı açıyorum oynuyorum, kitaplarımı okuyorum, akrilik ve karakalem çalışmalar yapıyorum. anı/günlük defterimi dolduruyorum vs.
ailede sınırları bu kadar keskin, inatçı veya dik kafalı olan kişi benim. kim olursa olsun gereksiz veya saçma sebeplerle sınırlarımın ihlal edilmesinden nefret ederim. çocukken zar zor tahammül etmişim, bu ben birey hâline gelmişken sürsün diye değildi. cezayla veya yasakla akıllanan biri de hiç olmadım. canım isterse uygunluk gösteririm istemezse göstermem. ebeveyn olmayı, bireyken bu tarz üstünlüğe çevirme olaylarından nefret ediyorum. bu telefon olsun, yatma saati olsun vs. ben doğru da olsam yanlışta olsam sen bir yere kadarsın. ve doğru düzgün söylese arada gelip otururdum ama bu tarz üslupla bana o şeyi yaptıramazsın. ve bu ebeveynde olsa bu davranışlarıyla bilenirim ona. çünkü bu tarz sınıflandırma olaylarına tahammül edemiyorum. git kendi hayatında ne yaparsan yap bana karışma.
keyfince sinirlenişler, sınırlama ve yasaklamalar yapıyor. keyfin benim keyfimle uygunluk göstermiyor. bu tarz laflar edince apartmanı yıkacak hiddetim oluyor. ve bize konuşuyor ama kendisinin uygulamalarına bakınca tutarlılık yok. ben bundan da nefret ediyorum. kendisi telefonu daha çok elinden düşürmüyor. bunu tv açıkken de yapmıyor. sohbet ortamında yapıyor ama kendi yaptığı için ona batmaz. onun yaptığını yapınca yani "sohbetin harika, kaç kere ortam varken telefona bu kadar girmeyin diyorum? ver telefonu." deyip elimi uzatınca bana ters ters bakardı. "ne ters ters bakıyorsun, bunları bize hep kendin diyorsun. ve versen de almayacaktım. sonuçta bireysin, bu olaylar seni ilgilendirir beni değil." deyince telefonu bozulmuş bir şekilde elinden bırakıyor. "ee konuş asra, sohbetini görelim." der ben de "ben konuşuyordum, tabi sen telefonda olduğun için duyamadın ama olsun. sonuçta telefondayken konuşmayı kaçıracağını bilecek yaştasın." deyip kaldığım yerden devam ederdim. bu kadar gıcıklık yaparken özet geçme torpili yapacağımı sanmıyorum...
öyle birinin sınırları çabuk zorlanır ve ben zorluyorum evet. çünkü saygı anlayışım duyulmasından çok kazanılmasın da. ve kendi de zorluyor. zorlamak nedir bir tatsın, çünkü doğru düzgün tattıran yok. herkes "ne derse o." gözüyle bakıyor. ben ise "doğru ne derse o." demişim. bazen düşman bazen de dost oluyoruz. ona o kadar karşı gelen tek kişiyim ve ona rağmen onda yeri ayrı olan tek kişiyim. bu niye öyle bilmiyorum. ve saçma sapan tavırlar içinde olanlarda olduğum konumu normalde zerre umursamam. o kişiyi çöpe koyar orada bırakırım. "ben seni düzeltmek için doğmamışım sonuçta. o yüzden def ol git." olayına girerim ama aile olunca daha farklı oluyor. bazen cidden öyle uzağa atasım var yok değil ama bazen de seviyorum. çünkü hem yanlış hem de doğruları var. yanlış çoğunluk olsa ailemden biri de olsa çöpe atmaktan çekinecek bir insan değilim. yüzüne de söylerim umrumda olmaz. (ki neler neler söylemişim hepsine. tabi küfür değil ya da hakaret ama eminim onlar bunlardan söylememi isterdi. çünkü daha hafif kalırdı.) velhasıl zihniyeti geri ya da kirli insanlara gelemiyorum. konumunun hakkını verememiş ama senden tam bir performans bekleyenler vs. siz nesiniz ya? sizin etrafınızda dönecek dünyayı kül ederim. sizin en fazla başınızın üzerinde yıldızlar dönebilir. (:
ben de babamın sözlerine çok sinirlendim. akşam üstü veya gece elimde telefonum o da hep değil. "evde değilken tüm gün telefonda olduğumu nereden gördün?" dedim bozulmuş ve sert bir şekilde. tabi o sırada kulaklığa bakınıyorum. kendisi de "ben anlamam, salonda oturacaksın bizimle." dedi. bu saatlerde hep haber kanallarını izliyorlar ben ise telefondan gündemi takip ediyorum zaten. o kadar süre boyunca gereksiz iç karartan ve zaman kaybı programları izlemeyi sevmiyorum. ve öncelerde de bunu demişim o yüzden cevap verme zahmetine girmedim. anneme soruyu yeniledikten sonra abimin sanıp odasındaki masasına koyduğunu söyledi. buna sinirlendim çünkü daha dün ve ilk kez bıraktığım eşyaya dağınıklık muamelesi yapılmış ve onca saçma şeye rağmen elden o çıkarılmıştı. abime sordum nereye koyduğunu bilmiyor. daha çok sinirlendim. uzun aradan sonra ilk kez canım pubg oynamak istemişti. ve her şeyiyle içine etmişlerdi. yine salona geçmedim sebebi de emrivakilerden hoşlanmam bu kim olursa olsun gider aksini yaparım. ve ben çocuk yaşını çoktan geçtim böyle her şeyime karışılmaması lazım neyse. odama geçtim ikinci kulaklığımı aldım bir süre takıldım. sonra babam beni salonda tutmak için balkona çıkarken kahve istedi. yapıp verdim ama hâlâ yüz ifadem sinirli ve bozuk. gülüp uğraşmaya çalıştı ama karşılık vermedim. bozduktan sonra hiçbir şey olmamış gibi davranamazsın kaç kere demişim neyse. hava soğuk ama wifi için balkona çıktım. bugün artık hayatta salonda oturmam. odamda çekse hayatta çıkmazdım ama çekmiyor. sebepte wifi balkonda. (:
bir de ben ona cevap verseydim işler daha çok kızışacaktı. ve "telefon sana yasak, getir telefonu." diyecekti ben de "kendi paramla aldığım eşyada ceza verme sahibi olamazsın." deyip reddecektim. "telefonu getir hemen!" diye yükselecekti. "telefonun yanında/cebinde." diyecektim. ayağa kalkacaktı ve önümde belirecekti. "dilini keserim asra, telefonunu getir çabuk!" diyecekti.
"hayır, çocuk yerine birey gibi davranmayı öğren. ceza verme ya da yasaklamaya girme olaylarında bulunacağın yaşları çoktan geçtim. hoşuna gitse de gitmese de rahatsızlık vermediğim sürece saygı duymayı bilmelisin. mesela ben öyle yapıyorum. sevmediğim haber kanallarını her gün izliyorsun diye odamda oluyorum. demiyorum sana "her gün izliyorsun sen git bugün odanda takıl ben kendime internetten film açacağım." değil mi?" o da cevap veremeyeceği için önceki laflarından birini diretecek. sonra telefonumu alacak ve duvara çarpacak. ben de telefonunu alıp duvara çarpacağım. sonra o bana vurma raddesine gelecek ama abilerim izin vermeyecek. sanıyor ki gün boyunca tek yaptığım telefonda olmak. hani telefonu alsa ben salonda oturacağım falan. telefonumu kırınca ben o varken odamdan 1.5-2 ay çıkmamıştım. radyodan şarkı açıyorum oynuyorum, kitaplarımı okuyorum, akrilik ve karakalem çalışmalar yapıyorum. anı/günlük defterimi dolduruyorum vs.
ailede sınırları bu kadar keskin, inatçı veya dik kafalı olan kişi benim. kim olursa olsun gereksiz veya saçma sebeplerle sınırlarımın ihlal edilmesinden nefret ederim. çocukken zar zor tahammül etmişim, bu ben birey hâline gelmişken sürsün diye değildi. cezayla veya yasakla akıllanan biri de hiç olmadım. canım isterse uygunluk gösteririm istemezse göstermem. ebeveyn olmayı, bireyken bu tarz üstünlüğe çevirme olaylarından nefret ediyorum. bu telefon olsun, yatma saati olsun vs. ben doğru da olsam yanlışta olsam sen bir yere kadarsın. ve doğru düzgün söylese arada gelip otururdum ama bu tarz üslupla bana o şeyi yaptıramazsın. ve bu ebeveynde olsa bu davranışlarıyla bilenirim ona. çünkü bu tarz sınıflandırma olaylarına tahammül edemiyorum. git kendi hayatında ne yaparsan yap bana karışma.
keyfince sinirlenişler, sınırlama ve yasaklamalar yapıyor. keyfin benim keyfimle uygunluk göstermiyor. bu tarz laflar edince apartmanı yıkacak hiddetim oluyor. ve bize konuşuyor ama kendisinin uygulamalarına bakınca tutarlılık yok. ben bundan da nefret ediyorum. kendisi telefonu daha çok elinden düşürmüyor. bunu tv açıkken de yapmıyor. sohbet ortamında yapıyor ama kendi yaptığı için ona batmaz. onun yaptığını yapınca yani "sohbetin harika, kaç kere ortam varken telefona bu kadar girmeyin diyorum? ver telefonu." deyip elimi uzatınca bana ters ters bakardı. "ne ters ters bakıyorsun, bunları bize hep kendin diyorsun. ve versen de almayacaktım. sonuçta bireysin, bu olaylar seni ilgilendirir beni değil." deyince telefonu bozulmuş bir şekilde elinden bırakıyor. "ee konuş asra, sohbetini görelim." der ben de "ben konuşuyordum, tabi sen telefonda olduğun için duyamadın ama olsun. sonuçta telefondayken konuşmayı kaçıracağını bilecek yaştasın." deyip kaldığım yerden devam ederdim. bu kadar gıcıklık yaparken özet geçme torpili yapacağımı sanmıyorum...
öyle birinin sınırları çabuk zorlanır ve ben zorluyorum evet. çünkü saygı anlayışım duyulmasından çok kazanılmasın da. ve kendi de zorluyor. zorlamak nedir bir tatsın, çünkü doğru düzgün tattıran yok. herkes "ne derse o." gözüyle bakıyor. ben ise "doğru ne derse o." demişim. bazen düşman bazen de dost oluyoruz. ona o kadar karşı gelen tek kişiyim ve ona rağmen onda yeri ayrı olan tek kişiyim. bu niye öyle bilmiyorum. ve saçma sapan tavırlar içinde olanlarda olduğum konumu normalde zerre umursamam. o kişiyi çöpe koyar orada bırakırım. "ben seni düzeltmek için doğmamışım sonuçta. o yüzden def ol git." olayına girerim ama aile olunca daha farklı oluyor. bazen cidden öyle uzağa atasım var yok değil ama bazen de seviyorum. çünkü hem yanlış hem de doğruları var. yanlış çoğunluk olsa ailemden biri de olsa çöpe atmaktan çekinecek bir insan değilim. yüzüne de söylerim umrumda olmaz. (ki neler neler söylemişim hepsine. tabi küfür değil ya da hakaret ama eminim onlar bunlardan söylememi isterdi. çünkü daha hafif kalırdı.) velhasıl zihniyeti geri ya da kirli insanlara gelemiyorum. konumunun hakkını verememiş ama senden tam bir performans bekleyenler vs. siz nesiniz ya? sizin etrafınızda dönecek dünyayı kül ederim. sizin en fazla başınızın üzerinde yıldızlar dönebilir. (:
devamını gör...
3.
daddy issues avı. sözlük kıslarımıs ve amerika dikkat etsin.
devamını gör...
4.
mutsuz bir evlilikten doğan bir insan kendisi. hayatında istediği çoğu şeyi de yapamamış. buradan sonrasını yazmaya gerek duymuyorum.
devamını gör...