1.
genelde haksız insanlara has bir özelliktir.
haksız olup susanın bir efendiliği vardır, ama hep haksız olup hem de bağırıp çağıran, düşman başınadır.
haksız olup susanın bir efendiliği vardır, ama hep haksız olup hem de bağırıp çağıran, düşman başınadır.
devamını gör...
2.
köşeye sıkışınca başvurduğum davranış. bende memnun değilim bunu yapmaktan. ama haksızkende çok üstüme geliyorlar altta kalamıyorum.
devamını gör...
3.
bağırarak ses olarak üste çıkılır, kişilik olarak yerin dinine girilir gözümde.
devamını gör...
4.
bağırıp ta haklı çıkanı görmedim henüz. istediği kadar bağırabilir hepsi tek cümleme bakar
devamını gör...
5.
kocamdır, sesi ne kadar yüksekse o kadar haksızdır. on yılda defalarca tecrübe edilmiştir.
devamını gör...
6.
bağırarak haklı çıkılmaz sadece seviye belirtilir ,"ben insan gibi konuşup tartışmayı blimiyorum." demenin başka bir yoludur.
devamını gör...
7.
valla mis gibi yöntem. kimse kusura bakmasın.
ben mesela çok uzatmam. varsa konuşulması gereken bir şey oturur konuşuruz, aynı fikirde oluruz olmayız mühim değil, sakince dağılırız. bir insanla karşılıklı bağıracak noktaya gelmem sahiden zordur. bu nedenle hep ortamda bi çıkıntının hedefi olmuşumdur. sessizliğim korkaklık olarak algılandı hep ya da uzatmıyorum diye umursamaz zannedildim. çok az insan duygularım olduğunun farkına varmış şekilde davrandı. oysa duygularım var. yüz üstü yatıp ağlıyorum.
ama mesela dikkat ediyorum, böyle çok kolay bağıran, hakaretler eden insanlar her zaman daha çok saygı görüyor. korkunun getirdiği o saygı ile besleniyor ve net güçleniyor. korku imparatorluğu kuruyor ve istediği gibi domine ediyor ortamı. sonra olan benim gibi en ufak saygısızlık gördüğü zaman sabrı taşıp savaş başlatan insanlara oluyor. başka insanların korktuğu için güçlendirdiği insanlar ile savaşmak zorunda kalıyoruz. sadece onunla değil, onu o hale getiren insanlar ile yine savaşıyoruz. ınsanlar sonsuz güç verdiği insanların başarısızlığını kişisel algılıyor. siyasetin cogunluk için bu denli yıkıcı olmasının altında yine bu psikoloji yok mudur?
iş yaşamında bile böyle. bir ortamda 3 yönetici var, ikisi bağırarak, hata kabul etmeden, otoritesini nefret kusarak gösteriyor, personel ve iş yaptığımız herkes onlara çok dikkatli davranıyor ve hata yapmadan çalışmaya özen gösteriyorlar. merhaba adil bey nasılsınız? eğer her şey uygunsa belirttiğim adrese yönlendirme sağlamanızı rica edebilir miyim dediğin o kişi her şeyi baştan savma yerine getiriyor. evet ona nasılsın dediğin için seni çok seviyor ama profesyonel davranmıyor. nasıl olsa hata yaparsak ses çıkarmaz diyor. bağırarak haklılığını göstermez güveni orada çok sabit duruyor.
taksiciye merhaba rica etsem bilmem nereye gidebilir miyiz dedim, resmen yalvarmana gerek yok götürürüm dedi. hizmet satın alıyorum, parası ile götürüyorsun, ben sana yalvarmam. niye gururumu kırıyorsun hayvan? ufacık bir kibarlık sonrası bile böyle orası burası oynayan o kadar çok tip var işte.
bu nedenle işte o bağıran, kaba, nezaketsiz tiplere özeniyorum ben. büyüyünce bunlardan biri olacağım. hatta belki bu tipler bir zamanlar nezaketinin sonucu olarak bu hale gelmiştir. bilebilir miyiz? bence bilemeyiz.
ben mesela çok uzatmam. varsa konuşulması gereken bir şey oturur konuşuruz, aynı fikirde oluruz olmayız mühim değil, sakince dağılırız. bir insanla karşılıklı bağıracak noktaya gelmem sahiden zordur. bu nedenle hep ortamda bi çıkıntının hedefi olmuşumdur. sessizliğim korkaklık olarak algılandı hep ya da uzatmıyorum diye umursamaz zannedildim. çok az insan duygularım olduğunun farkına varmış şekilde davrandı. oysa duygularım var. yüz üstü yatıp ağlıyorum.
ama mesela dikkat ediyorum, böyle çok kolay bağıran, hakaretler eden insanlar her zaman daha çok saygı görüyor. korkunun getirdiği o saygı ile besleniyor ve net güçleniyor. korku imparatorluğu kuruyor ve istediği gibi domine ediyor ortamı. sonra olan benim gibi en ufak saygısızlık gördüğü zaman sabrı taşıp savaş başlatan insanlara oluyor. başka insanların korktuğu için güçlendirdiği insanlar ile savaşmak zorunda kalıyoruz. sadece onunla değil, onu o hale getiren insanlar ile yine savaşıyoruz. ınsanlar sonsuz güç verdiği insanların başarısızlığını kişisel algılıyor. siyasetin cogunluk için bu denli yıkıcı olmasının altında yine bu psikoloji yok mudur?
iş yaşamında bile böyle. bir ortamda 3 yönetici var, ikisi bağırarak, hata kabul etmeden, otoritesini nefret kusarak gösteriyor, personel ve iş yaptığımız herkes onlara çok dikkatli davranıyor ve hata yapmadan çalışmaya özen gösteriyorlar. merhaba adil bey nasılsınız? eğer her şey uygunsa belirttiğim adrese yönlendirme sağlamanızı rica edebilir miyim dediğin o kişi her şeyi baştan savma yerine getiriyor. evet ona nasılsın dediğin için seni çok seviyor ama profesyonel davranmıyor. nasıl olsa hata yaparsak ses çıkarmaz diyor. bağırarak haklılığını göstermez güveni orada çok sabit duruyor.
taksiciye merhaba rica etsem bilmem nereye gidebilir miyiz dedim, resmen yalvarmana gerek yok götürürüm dedi. hizmet satın alıyorum, parası ile götürüyorsun, ben sana yalvarmam. niye gururumu kırıyorsun hayvan? ufacık bir kibarlık sonrası bile böyle orası burası oynayan o kadar çok tip var işte.
bu nedenle işte o bağıran, kaba, nezaketsiz tiplere özeniyorum ben. büyüyünce bunlardan biri olacağım. hatta belki bu tipler bir zamanlar nezaketinin sonucu olarak bu hale gelmiştir. bilebilir miyiz? bence bilemeyiz.
devamını gör...
8.
bu tip insanlara arthur schopenhauer'ın haklı çıkma sanatı adlı kitabını oneriyorum ben okudum ve çok sıradan geldi belki size hitabediyor olabilir
devamını gör...
9.
ülkemizde şöyle bir mantık var ne yazık ki, bu anlayış eğitimli insanlardan tutun eğitimsizine kadar var. hemen açıklayayım.
bir insan haklı olsun olmasın, bir şekilde haklılığını sesini yükselterek, bağırarak kanıtlamaya çalışıyor. sayın bay yahut sayın bayan(kadın yahut hanım demedim diye boş boş takılmayınız) bağıran. bağırman haklı olduğunu göstermiyor. bağırarak eğer haklıysan da çok saçma bir duruma düşüyorsun. lütfen haklı isen de haklılığını diğer normal insanların yaptığı gibi bağırmayarak, standart şekilde konuşarak göster, çünkü bağırmak gerçekten karşı taraftaki insanı rahatsız eden bir eylem şekli. haklı isen de lütfen karşıdaki insanı yahut insanları rahatsız edecek şekilde gösterme.
bir insan haklı olsun olmasın, bir şekilde haklılığını sesini yükselterek, bağırarak kanıtlamaya çalışıyor. sayın bay yahut sayın bayan(kadın yahut hanım demedim diye boş boş takılmayınız) bağıran. bağırman haklı olduğunu göstermiyor. bağırarak eğer haklıysan da çok saçma bir duruma düşüyorsun. lütfen haklı isen de haklılığını diğer normal insanların yaptığı gibi bağırmayarak, standart şekilde konuşarak göster, çünkü bağırmak gerçekten karşı taraftaki insanı rahatsız eden bir eylem şekli. haklı isen de lütfen karşıdaki insanı yahut insanları rahatsız edecek şekilde gösterme.
devamını gör...
10.
ne kadar bağırırsan o kadar haklısındır, sadece sözlere dökemiyorsundur
devamını gör...
11.
pozisyon değişikliği...çıkarken bağırmasa iyiydi...
devamını gör...
12.
onlara anladığı dilden konuşmak gereken anlarda yapılmaktan çekinilmemesi gereken davranış. biri bağırarak üste çıkmaya çalışıyorsa sen de ona bağır hatta anasını s
devamını gör...
13.
cahil ve ahlaksız insanların kullandığı taktik.
devamını gör...
14.
anti tezi "susarak üste çıkmayı çalışanı çileden çıkartmak" olabilir.
ben öyle yapıyorum. hiç de gizlemediğim zevklerimden birisidir. konuşarak anlaşmaya karar verebilecek psikolojiye ulaşmak istemeyen her bir deliye "sen deli görmemişsin" demenin bencesidir.
ben öyle yapıyorum. hiç de gizlemediğim zevklerimden birisidir. konuşarak anlaşmaya karar verebilecek psikolojiye ulaşmak istemeyen her bir deliye "sen deli görmemişsin" demenin bencesidir.
devamını gör...
15.
cahil ve yetersiz insan hareketidir.
devamını gör...