bakkaldan alışveriş yapmayan insan

etrafta bakkal kalmamasından dolayıdır.

her yer bim, a101 dolduğundan dolayıdır. bakkaldan da ucuzdur bu yerler.

bakkallar pahalı satıyor ve sigarayı nakitle satıyor sadece.

benimdir. mecbur kalmadıkça tercih etmiyorum.

cebimi düşünmek zorunda olduğum için alışveriş için marketleri tercih ediyorum, ufak tefek şeyler alınacaksa ancak bakkala gidiyorum.

kart kabul etmez, fiş vermez, selam verirsin bön bön bakar.

bim, şok gibi marketleri tercih eder. hatta yazın gidilmesi daha keyifli olur.

ben elden geldiğince yapıyorum. (aram iyi olan esnafa, selam verir - selam alırım)

zincir marketler daha resmi olduğu için onları tercih ediyorum ben. bakkala gidiyoruz adam küpeme laf ediyor, yok annenler ne yapıyor. sanane kardeşim, al paranı sus. aaa

para üstünü hiç sakız olarak almamıştır.

bim, a101 gibi marketlerden alışveriş yapıp, poşetnernen sallana sallana bakkalın önünden geçer. "bak neler aldım neler" der gibi, poşetleri belli eder.

bakkal üzgün, bakkal çaresiz, bakkal pert...

bakkal çok pahalı olduğu için olabilir mi sayın sözlük ahalisi...

bakkalcı bey ile girilen siyasi münasebetten yoksun kalan ve kahvaltıyı bundan dolayı yarım saat geç yapmayan insandır. hiçbir gün kaçırmam bu seansı.

kliması yok, lüzumsuz geyik yapar, işine gelmezse selam verirsin almaz. bu yüzden gitmiyorum bakkala. markette ise resmi bir şekilde al gülüm ver gülüm.

marketler yeni yeni palazlandığında market poşetleriyle bakkalın önünden geçemezdik. utanır yol değiştirirdik. yakalansak sanki bakkalın karısıyla cima eylemişiz de yakalanmışız gibi utanırdık. şimdi market poşetleriyle bakkala da giriyoruz. markette daha ucuz burada niye böyle diye tartışma da yapıyoruz . hey gidi.

sabah 9 ve akşam 9'a kadar mümkünse üç harfli ve tarım kredi market kullanıyorum. çok acil işim varsa mecburluktan bakkala giderim. boşuna domalmaya ve duygusal olmaya gerek yok.

ben çelişkilerin insanıyım.
bireyselliği çok sevmeme ve insanlara tahammül edemememe rağmen sıkı bir small talk uzmanıyım.

sabahları bindiğim otobüs durağındaki insanlarla selamlaşmalarım mutlaka ilerler ve artık birlikte oturmak zorunda hissettiğim bir göreve evrilir.

mahallenin bakkalıyla da tam olarak öyle bir noktaya vardığımız ama benim muhabbet etmeye hiç gönlüm olmadığı için gitmiyorum.

kulaklığımı takıp dolaştığım, expres kasadan kendi işimi kimseyle yüz göz olmadan hallettiğim, özetle yalnızlığımın dibini sıyırdığım marketler benim en büyük dostum.

ulan ya.

ümit abiim.

senden sadece sigara alıyom.

hakkını helal et.

hayırlı işler.

eyi de bakkal kaldı mı ki..

millet kıt kanaat geçiniyor. sebzeyi, meyveyi bile adetle anca alıyor. küçük esnafa sahip çıkayım diye gidip pahalı pahalı mı alsın, nere ucuzsa oraya gidiyor. üstelik bu küçük esnaf edebiyatı yapılanların 2 evi olur, sen kiracısındır. veresiye yazdırdığın adama destek olmaya çalışıyorsun tezatlığı var. zaten onlarda deftere 1'e 2 ekler. gerçi şimdi kredi kartı çıktı, veresiye defteri kalmamıştır.

mevzu 3-5 lira olmasa da fiyatını bildiğin birşeyi sana daha pahalıya itelemeleri bazen insanı rahatsız ediyor. marketten 8 liraya alacağın suyu yandaki bakkaldan neden 20 liraya alasın. bunlar hesap yaparken de arada geçirmeye çalışır. matematiğim kötü ya da kafam karıştı ayağıyla örtbas etmeye çalışır. bozuk para arıyorum rolü yapan taksici gibi sektöre has hareketler.
bir de bakkallar hiç temizlik yapmıyor. tamam üstünde ambalaj var da bir parmak toz oluyor çoğu ürününün üstünde. dolapları açmazlar yaz günü hoşaf gibi kola alırsın falan.
yok ya gidilmez bakkala falan. herif kredi kartıyla sigara vermiyor, verse fark koyuyor. aynı fiyata veren market varken aynı ürünü neden daha pahalı alasın ki mantıklı bir yanı var mı.