1.
şu anda da yaptığımdır ve ev sahiplerini memnun bırakıp ayrılırım diye düşünüyorum.
düzenli bir insanım, annem de düzenlidir ve kendi düzeninin takip edilmesi konusunda her zaman çok titizdir. rutinini nasıl yapıyorsa kendine yardım edecek insanın aynı basamakları takip ederek yardım etmesini isterdi, her zaman. bu yüzden başkasının çöplüğünde onun ne yaptığını önce güzelce izlerim, yılların alışkanlığı. en başta kendi arkamı toplamak üzere, ortak alanları da düzenli olarak ve ev sahibinin rutinine mümkün olduğunca uyarak toplarım. emin olmadığım konularda aşırı girişken davranmaz, nasıl yapacağımı evdeki patrona sorarım. evi en az girdiğim zamanki kadar güzel bırakıp ayrılırım.
sadece ev ziyaretinde değil otelde de kalırken odanın durumuna dikkat ederim. etrafta dağınıklık ve çöp bırakmam. gelen yatakları toplayıp yeri süpürüp çıkar.
evet böyle de bir kontrol manyağıyım. 34 yaşındayım daha bir kere bile sarhoş olmadım mesela. iyi mi kötü mü ben de bilmiyorum.
düzenli bir insanım, annem de düzenlidir ve kendi düzeninin takip edilmesi konusunda her zaman çok titizdir. rutinini nasıl yapıyorsa kendine yardım edecek insanın aynı basamakları takip ederek yardım etmesini isterdi, her zaman. bu yüzden başkasının çöplüğünde onun ne yaptığını önce güzelce izlerim, yılların alışkanlığı. en başta kendi arkamı toplamak üzere, ortak alanları da düzenli olarak ve ev sahibinin rutinine mümkün olduğunca uyarak toplarım. emin olmadığım konularda aşırı girişken davranmaz, nasıl yapacağımı evdeki patrona sorarım. evi en az girdiğim zamanki kadar güzel bırakıp ayrılırım.
sadece ev ziyaretinde değil otelde de kalırken odanın durumuna dikkat ederim. etrafta dağınıklık ve çöp bırakmam. gelen yatakları toplayıp yeri süpürüp çıkar.
evet böyle de bir kontrol manyağıyım. 34 yaşındayım daha bir kere bile sarhoş olmadım mesela. iyi mi kötü mü ben de bilmiyorum.
devamını gör...
2.
en fazla 2 gece katlanabileceğim durum. insan kendi evinin rahatını hiç bir yerde bulamıyor.
devamını gör...
3.
sofrada ikinci tabağı isteyebildiğim her yer benim evimdir. öz be öz ev sahibi bu durumu kabul eylemek zorunda değil elbet.
lakin his benim duygu benim. hislere kurşun işlemez. imza: doktor jivago.
lakin his benim duygu benim. hislere kurşun işlemez. imza: doktor jivago.
devamını gör...
4.
uyuyabildiğim her yer bir nevi evim olur.huzurlu hissetmediğim bı yerde dinlenmek için sadece gözümü kapatırım.
devamını gör...
5.
en yakın arkadaşım bile acayip rahatsız olurum,hayatımda dikkat etmediğim her şeye bin kat daha dikkat ederim.
devamını gör...
6.
başkasının evinde kalmak değil de şöyle biraz çocukluğuma inip siz değerli yazarlara geçmişimden bir kaç anı anlatmak istedim sohbet havasında.
eskiden anneannemleri çok severdim. yazın okullar tatil olunca önce babaannemlerden izin koparıp sonra anneannemleri arardım. derdim gelin beni alın. dayım gelirdi genelde almaya da.
e okullar yazın kapanıyor. hep yaz anısı var. gündüz evin önündeki ırmağa bakar derin derin düşünürdüm. kazlarla ne alıp veremediğim vardı bilmiyorum beni hep kovalarlardı. ben de elime ucunda siyah poşet bağlı olan 3 metrelik çubuğu alır onları kovalardım. anneannemlerin avlusu büyüktü. evin tam karşısında hasan usta un fabrikası vardı. eve gelen yolun sağında ırmak vardı. solunda ev zaten. evden hemen önce yola ahırları bakardı. avlu büyüktü kedileri vardı, avlunun içinde yazın oturmak için yapılmış bir alan da vardı kocaman. yazın kahvaltılar orada yapılırdı.
oraya gidince gündüz kedileri sever, ırmağa giderdim. bahçede elma yerdim.
ama gündüzün rehavetindense gecenin sükuneti beni mest ederdi. gece olunca köy havası daha sakin olurdu sanki. sanki bir şeyler anlatmak isterdi bana. perdeleri çekmeye gerek yoktu çünkü köydeydik. kapının önünde çatlı isimli bir köpek vardı. o havlardı gelen olursa. gece camdan açık net görünen aya ve bulutlara, üzerinde oba yazan çanak antene bakardım. cırcır böceğinin seslerini dinlerdim. köyden gelen diğer köpek seslerini dinlerdim. yer yatağında yattığım için güzeldi belki de. havadaki bulutlar ve ay, gece ve seslerin bir kokusu vardı sanki.
sabah erken saatte uyanırdım evin diğer çocukları yani kuzenlerim uyanmadan. giderdim avluya bakardım anneannem patates kızartmış. oralarda işkeve* fakat aslen adı yufka olan ekmeğe sarıp yemem için patates kızartırdı. çinko siyah renkli üzerinde beyaz benekleri olan tencerede hep kızartma yağı vardı. sanki bana özeldi o kızartma öyle hissederdim.
o zamanlar güzeldi, ben güzeldim, ırmak güzeldi, anneannemlerin evi güzeldi.
şimdi ne ben güzelim, ne ırmak güzel, ne anneannemlerin evi güzel.
yıllardan sonra tekrar gittim ve gördüm ki o yerler tamamen hatıralarımda yaşayacak birer görüntü artık. artık yoklar çünkü. ben öldüğümde benimle birlikte ölecek hepsi. çok üzücü.
eskiden anneannemleri çok severdim. yazın okullar tatil olunca önce babaannemlerden izin koparıp sonra anneannemleri arardım. derdim gelin beni alın. dayım gelirdi genelde almaya da.
e okullar yazın kapanıyor. hep yaz anısı var. gündüz evin önündeki ırmağa bakar derin derin düşünürdüm. kazlarla ne alıp veremediğim vardı bilmiyorum beni hep kovalarlardı. ben de elime ucunda siyah poşet bağlı olan 3 metrelik çubuğu alır onları kovalardım. anneannemlerin avlusu büyüktü. evin tam karşısında hasan usta un fabrikası vardı. eve gelen yolun sağında ırmak vardı. solunda ev zaten. evden hemen önce yola ahırları bakardı. avlu büyüktü kedileri vardı, avlunun içinde yazın oturmak için yapılmış bir alan da vardı kocaman. yazın kahvaltılar orada yapılırdı.
oraya gidince gündüz kedileri sever, ırmağa giderdim. bahçede elma yerdim.
ama gündüzün rehavetindense gecenin sükuneti beni mest ederdi. gece olunca köy havası daha sakin olurdu sanki. sanki bir şeyler anlatmak isterdi bana. perdeleri çekmeye gerek yoktu çünkü köydeydik. kapının önünde çatlı isimli bir köpek vardı. o havlardı gelen olursa. gece camdan açık net görünen aya ve bulutlara, üzerinde oba yazan çanak antene bakardım. cırcır böceğinin seslerini dinlerdim. köyden gelen diğer köpek seslerini dinlerdim. yer yatağında yattığım için güzeldi belki de. havadaki bulutlar ve ay, gece ve seslerin bir kokusu vardı sanki.
sabah erken saatte uyanırdım evin diğer çocukları yani kuzenlerim uyanmadan. giderdim avluya bakardım anneannem patates kızartmış. oralarda işkeve* fakat aslen adı yufka olan ekmeğe sarıp yemem için patates kızartırdı. çinko siyah renkli üzerinde beyaz benekleri olan tencerede hep kızartma yağı vardı. sanki bana özeldi o kızartma öyle hissederdim.
o zamanlar güzeldi, ben güzeldim, ırmak güzeldi, anneannemlerin evi güzeldi.
şimdi ne ben güzelim, ne ırmak güzel, ne anneannemlerin evi güzel.
yıllardan sonra tekrar gittim ve gördüm ki o yerler tamamen hatıralarımda yaşayacak birer görüntü artık. artık yoklar çünkü. ben öldüğümde benimle birlikte ölecek hepsi. çok üzücü.
devamını gör...
7.
dünyanın en güzel uyku ortamı olsa yine uykusuz kalkarım. kendi yatağım olmayınca zor hayat.
devamını gör...
8.
benim hiç haz etmediğim olaydır çünkü ben ne kadar rahat olsam da başkasının evinde kalınca dinlenemiyorum ve ertesi gün evime döndüğümde enkaz halde oluyorum
devamını gör...
9.
kimi zaman huzur kimi zaman huzursuzluk veren seydir.
devamını gör...
10.
diken üstünde olmaktır. evime döndüğümde duvarlara sarıldığım olur
devamını gör...
11.
kardeşimin evi bile olsa, asla rahat edemem. geceleri de uyuyamam. insanın kendi evi, kendi odası, kendi yatağı gibisi yok. başka hiçbir şeye değişmem.
devamını gör...