#araştırma-inceleme
orijinal adı: western republicanism and the oriental prince
yazar: patricia springborg
yayım yılı: 1992
yazarın antik yunan döneminden rönesans'a kadar işlediği bu güzide eserin ana teması, doğu ve batı'nın anlam olarak birbirinden kopuşu ve nasıl kodlandığına yönelik. özelikle bu ayrımın rönesans sonrası oluştuğuna dikkat çeken yazar, tarihsel olarak bu kurgunun kökenini açıklamaya çalışıyor.
yazar: patricia springborg
yayım yılı: 1992
yazarın antik yunan döneminden rönesans'a kadar işlediği bu güzide eserin ana teması, doğu ve batı'nın anlam olarak birbirinden kopuşu ve nasıl kodlandığına yönelik. özelikle bu ayrımın rönesans sonrası oluştuğuna dikkat çeken yazar, tarihsel olarak bu kurgunun kökenini açıklamaya çalışıyor.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "eseno" tarafından 09.06.2022 17:27 tarihinde açılmıştır.
1.
patricia springborg tarafından yazılmış, ferit burak aydar çevirisiyle koç üniversitesi yayınlarından çıkan kitap.
patricia springborg, the humboldt-universität zu berlin'in, disiplinlerarası alanda araştırmalar yapan enstitüsü centre for british studies'de siyaset kuramı profesörü.
kitabın “la serenissima ve babıâli” başlıklı bölümünde şu tespite yer vermiş yazar;
“osmanlı'nın gerileyişini anlatırken kullanılan dil çoğunlukla cinsel içerikliydi ve antikçağdan bu yana yakındoğu'yu anlatmak için kullanılan, modern dönemin başında da epeyce kullanılacak olan ve gibbon, flaubert ve renan'la tepe noktasına ulaşan dişil ilkeye başvuruyordu. elçiler -kadınların sultanlığı-na ya da tahtın arkasındaki kadınların iktidarına; sultanların hareme kapanmalarına ve hane halkından saraydaki iktidarlarına meydan okuyabilecek erkek üyelere karşı gösterilen acımasızlığa epeyce vurgu yapmışlardı. fakat aristoteles'ten itibaren tiranlık tasvirlerinde aşırı bir cinsel istek, ahlaksızlık ve yozlaşma vurgusu her zaman yer almıştır, ama söylenenlerin doğruluğu ya da yanlışlığının somut kanıtlarla belgelendiği nadirdir.”
ders kitabı boyutlarında büyük bir baskıya ve 45 sayfadan oluşan geniş bir kaynakçaya sahip kitabın tanıtım bültenini buraya bırakıyorum;
“batı kavramı nasıl oluştu? şarkiyatçılığın kökenleri nereye dayanır? doğu ile batı arasındaki bir zamanlar belli belirsiz olan siyasi sınır ne zaman ve neden belirgin hale geldi? demokrasi batı'ya, despotluksa şark'a ait olgular olarak nasıl kodlandı? batı, siyasal ve kültürel kimliği, nasıl oldu da siyasal özgürlük, vatandaşlık ve demokrasi ile eşanlamlı hale geldi?
antik yunan'dan rönesans'a kadar uzanan döneme odaklanarak siyasal düşündeki batılı temel metinlere yeni bir bakış açısıyla yaklaşan springborg, geleneksel siyaset kuramı yöntemlerini batı kimliğinin temellerini sorgulamadan benimsemeyi reddediyor ve tarihin çarpıtılması olarak gördüğü pratikleri ters yüz ediyor.
tarihi revizyonist bir bakışla sorgulayarak bizi yunan polis'ini batı'nın beşiği olarak değil, doğu'nun bir mahsulü olarak düşünmeye davet ediyor. savını desteklemek üzere farklı akademik disiplinlerden yararlanan springborg, batı siyaset tarihinin merkezine şehir devletlerini değil, krallığı; antik yunan ve roma'yı değil, mısır ve mezopotamya'yı koyuyor.
kitap, bugünkü türkiye siyasetine de biçim veren kültürel savaş alanının tarihsel koordinatlarını kusursuz biçimde gözler önüne seriyor. içerideki ve dışarıdaki tartışmalar ülkeyi ya batı siyasal ve kültürel cumhuriyetçiliğinin ya da şarki despotluk geleneğinin mirasçısı olarak konumlandırıyor. springborg, okuru bu seslerden ayrılmaya, söz konusu ayrımı yüzeysel olarak ele almamaya ve bu ayrımın dolambaçlı tarihsel yapılanmasını anlamaya çağırıyor.”
patricia springborg, the humboldt-universität zu berlin'in, disiplinlerarası alanda araştırmalar yapan enstitüsü centre for british studies'de siyaset kuramı profesörü.
kitabın “la serenissima ve babıâli” başlıklı bölümünde şu tespite yer vermiş yazar;
“osmanlı'nın gerileyişini anlatırken kullanılan dil çoğunlukla cinsel içerikliydi ve antikçağdan bu yana yakındoğu'yu anlatmak için kullanılan, modern dönemin başında da epeyce kullanılacak olan ve gibbon, flaubert ve renan'la tepe noktasına ulaşan dişil ilkeye başvuruyordu. elçiler -kadınların sultanlığı-na ya da tahtın arkasındaki kadınların iktidarına; sultanların hareme kapanmalarına ve hane halkından saraydaki iktidarlarına meydan okuyabilecek erkek üyelere karşı gösterilen acımasızlığa epeyce vurgu yapmışlardı. fakat aristoteles'ten itibaren tiranlık tasvirlerinde aşırı bir cinsel istek, ahlaksızlık ve yozlaşma vurgusu her zaman yer almıştır, ama söylenenlerin doğruluğu ya da yanlışlığının somut kanıtlarla belgelendiği nadirdir.”
ders kitabı boyutlarında büyük bir baskıya ve 45 sayfadan oluşan geniş bir kaynakçaya sahip kitabın tanıtım bültenini buraya bırakıyorum;
“batı kavramı nasıl oluştu? şarkiyatçılığın kökenleri nereye dayanır? doğu ile batı arasındaki bir zamanlar belli belirsiz olan siyasi sınır ne zaman ve neden belirgin hale geldi? demokrasi batı'ya, despotluksa şark'a ait olgular olarak nasıl kodlandı? batı, siyasal ve kültürel kimliği, nasıl oldu da siyasal özgürlük, vatandaşlık ve demokrasi ile eşanlamlı hale geldi?
antik yunan'dan rönesans'a kadar uzanan döneme odaklanarak siyasal düşündeki batılı temel metinlere yeni bir bakış açısıyla yaklaşan springborg, geleneksel siyaset kuramı yöntemlerini batı kimliğinin temellerini sorgulamadan benimsemeyi reddediyor ve tarihin çarpıtılması olarak gördüğü pratikleri ters yüz ediyor.
tarihi revizyonist bir bakışla sorgulayarak bizi yunan polis'ini batı'nın beşiği olarak değil, doğu'nun bir mahsulü olarak düşünmeye davet ediyor. savını desteklemek üzere farklı akademik disiplinlerden yararlanan springborg, batı siyaset tarihinin merkezine şehir devletlerini değil, krallığı; antik yunan ve roma'yı değil, mısır ve mezopotamya'yı koyuyor.
kitap, bugünkü türkiye siyasetine de biçim veren kültürel savaş alanının tarihsel koordinatlarını kusursuz biçimde gözler önüne seriyor. içerideki ve dışarıdaki tartışmalar ülkeyi ya batı siyasal ve kültürel cumhuriyetçiliğinin ya da şarki despotluk geleneğinin mirasçısı olarak konumlandırıyor. springborg, okuru bu seslerden ayrılmaya, söz konusu ayrımı yüzeysel olarak ele almamaya ve bu ayrımın dolambaçlı tarihsel yapılanmasını anlamaya çağırıyor.”
devamını gör...
"batı cumhuriyetçiliği ve şark hükümdarı" ile benzer başlıklar
şark
3