orijinal adı: the ptolemy's gate
yazar: jonathan stroud
yayım yılı: 2005
bartimaeus üçlemesinin son kitabıdır. nathaniel, bartimaeus ve kitty'nin diğer kitaplarda olduğu gibi büyük ve tehlikeli sırlarla dolu mücadeleleri anlatılmaktadır.
yazar: jonathan stroud
yayım yılı: 2005
bartimaeus üçlemesinin son kitabıdır. nathaniel, bartimaeus ve kitty'nin diğer kitaplarda olduğu gibi büyük ve tehlikeli sırlarla dolu mücadeleleri anlatılmaktadır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "terazi" tarafından 25.04.2023 12:27 tarihinde açılmıştır.
1.
jonathan stroud'un yazmış olduğu bartimaeus üçlemesinin üçüncü ve son kitabıdır. john mandrake (nathaniel), cin bartimaeus ve kitty jones'un son dansı desek sanırım final kitabına tam uyar diye düşünüyorum. yazar, ilk iki kitapta kurguladığı olayları son kitabında hem daha da genişletirken hem de her şeyi birbirine büyük bir ustalıkla bağlayıp, muhteşem bir sahne selamı vererek öyküsüne son veriyor. üçüncü kitapta bir yandan düğümler çözülürken ve merak edilenler bir bir ortaya çıkarken bir yandan da bizi yukarıda saydığım üç ana karaktere daha çok bağlıyor. kitap bittiğinde insan ''nasıl ya?'' diye sormadan edemiyor. çünkü jonathan stroud bize en sonunda her üçünün de aslında tam olarak nasıl biri kişiliğe sahip olduklarını gösteriyor. işte bu yüzden bir kitap daha olsa, macera devam etse diye düşünmeden edemiyor insan.
son kitabın bende bıraktığı izi size şu şekilde tarif etsem sanırım daha anlaşılır olur: misafirliğe gidip sofraya oturduğunuzda çok lezzetli ara sıcaklarla yemeğe başladığınızı hayal edin. ister istemez ana yemek konusunda beklentiye girersiniz. ana yemeğe başladığınızda bir yandan keyifle yerken bir yandan da beklentinizin ne kadar haklı olduğu konusunda tatminkar bir haz duyarsınız. her ne kadar güzel olacağına şüphe duymasanız da tatlıyı yiyip yememe konusunda kararsızlığa düşersiniz. sonuçta ana yemek epey doyurucu olmuştur. önünüze konan tatlı tabağını gördüğünüzde ise onun da çok lezzetli olabileceğine karar verip az önceki çelişkiyi bir kenara bıkarsınız. gecenin sonunda ev sahipleriyle vedalaşıp dışarı çıktığınızda ise yüzünüzde gülümseme, aklınızda sadece ''bir tane daha olsa hayır demem'' diye düşündürten tatlının o lezzetli ve efsanevi tadı kalmıştır en çok damağınızda.
işte batlamyus'un kapısı okuyucuda tam olarak böyle bir izlenim bırakıyor.
son kitabın bende bıraktığı izi size şu şekilde tarif etsem sanırım daha anlaşılır olur: misafirliğe gidip sofraya oturduğunuzda çok lezzetli ara sıcaklarla yemeğe başladığınızı hayal edin. ister istemez ana yemek konusunda beklentiye girersiniz. ana yemeğe başladığınızda bir yandan keyifle yerken bir yandan da beklentinizin ne kadar haklı olduğu konusunda tatminkar bir haz duyarsınız. her ne kadar güzel olacağına şüphe duymasanız da tatlıyı yiyip yememe konusunda kararsızlığa düşersiniz. sonuçta ana yemek epey doyurucu olmuştur. önünüze konan tatlı tabağını gördüğünüzde ise onun da çok lezzetli olabileceğine karar verip az önceki çelişkiyi bir kenara bıkarsınız. gecenin sonunda ev sahipleriyle vedalaşıp dışarı çıktığınızda ise yüzünüzde gülümseme, aklınızda sadece ''bir tane daha olsa hayır demem'' diye düşündürten tatlının o lezzetli ve efsanevi tadı kalmıştır en çok damağınızda.
işte batlamyus'un kapısı okuyucuda tam olarak böyle bir izlenim bırakıyor.
devamını gör...