bay evet

film önce sürekli her şeye hayır diyen ve bankada çalışan bir personelin eski zamandan tanıdığı bir arkadaşının " ben her şeyi yapabiliyorum. gel bunun sana sırrını vereyim." imasını yaratmasıyla başlar. ardından o arkadaşıyla beraber evet demek üzerine bir konferansa giderler ve oradaki sunucunun baskısıyla artık her şeye evet demeye başlar. ardından türlü maceralar yaşayan ana karakterimizin hayatı bir anda değişir. aşık olmaya rütbe almaya ve ardından yurt dışına günübirlik gitmeye kadar ilerler. en sonunda polisler tarafından yanlış anlaşılma sonucu yakalanan karakterin serbest bırakıldıktan sonra kendi evine dönerek aşık olduğu kadına dönmesiyle son bulur. buradaki şahsi mesaj bana göre şu şekildeydi: " elbette hayata karşı hep evet demeliyiz çünkü kendimizi iyiliğe, güzel enerjiye açmalı ve yokluğun olumsuzluğun kapılmamalıyız. ancak bu evet dediklerimiz de bizim tercihlerimiz olmalı. hayat bize verilen bir armağan ve bu armağandaki her seçim her evet bize özel bu yüzden dikkatli olmalıyız."

film carl allen adındaki adamın çalan telefonuna hayır hayır demektir diyerek kapatması ile başlıyor. bir videocuda film bakarken arayan arkadaşının telefonunu yanlışlıkla açar ve yalan üstüne yalan söyler çünkü pek insan görecek havada hissetmiyordur kendini. gittiği mekanda arkadaşı sevgilisi ile nişanlanmıştır ve onu kutlarlarken carl'ın eski eşi de sevgilisi oradadır carl bunu görünce oradan ayrılmak ister ama o carl'ı görüp gelip selam verir. bu duruma düştüğü için hiç mutlu olmayan carl oradan ayrılmak isterken garson ile çarpışır ve üstünü başını batırır. bitik bir şekilde eve gider ondan sonra işe gider ve bankaya kredi istemeye gelen herkese hayır deyip durmaktadır. daha sonra öğle arasında bankanın önünde oturmuş bir şeyler atıştırırken bir arkadaşını görür. arkadaşı onun bu halini görünce bir seminere gitmeyi önerir ona ve bir broşür verir. daha sonra bankanın camını kırıp kaçarken o seminere gitmesini söyler. yine de hayatına devam edem carl sürekli evinde oturup film izlemektedir. arkadaşının nişanını da kaçırır ve arkadaşı ona kızıp evine gelir ve onunla konuşur ama sonra sinirlenip gider. o gece uykuya daldığında gördüğü kötü bir rüyadan sonra arkadaşının verdiği broşürü görür ve bir bakmak ister.

buradan sonrası resmen başka bir filmdir çünkü orada onu davet eden arkadaşını görür ve sahneye çıkan adamın yenileri sorması üzerine arkadaşı onu gösterince adam onunla konuşur ama carl umutsuz vakadır. adam bunu anladığında onun hayatı ile ilgili bir kaç şey söyler ve bu söylediklerinde haklı olduğunu gördüğünde adama inanmaya başlar. ona bir anlaşma sunan adama carl yüksek sesle evet der durur ve inançla evet demeye başlar. seminerden çıkar çıkmaz yanına gelen dilencinin onu istediği yere bırakmasına evet der daha sonra dilenci telefonunu ister ve yolda şarjını bitirir. yolun sonunda ondan para ister ve cebindeki tüm parayı isteyince onu da verir. evet olayına kendini o kadar kaptırır ki. her şeye evet demeye başlayan carl daha en başında zorluklarını görür ama bu zorluk onu hayatının aşkı ile tanıştırır. yolun sonunda benzini de biter ve oradan benzin almak için benzinciye gider orada gördüğü motorlu kız onu fotoğrafını çeker ve tanışırlar. başından geçenleri çok farklı bir şekilde anlatan adama yardım teklif eder ve onu arabasına kadar bırakan kıza hayran kalır. daha sonra hayatına evet diyerek devam eden adam bankada ki kredilerin hepsine de evet demeye başlar. hayatı yavaş yavaş düzene giren adam kendisine sürekli bir konsere gelmesini söyleyen adama hayır sürekli hayır der ama ona bu sefer evet der ve gittiği konserde çok az sayıda insan vardır. üstelik şarkı söyleyenlerden biri de o geceki kızın ta kendidir. yani iyi bakarsak etrafını o kıza rastlaması ile çevrilmiş işaretlerle doluymuş fakat carl bunlara hayır deyip durmuş. aslında hayatının aşkına hayır dediğini anlaması uzun sürer. kızla konserden sonra koşucu fotoğrafçılığına katılır ve oraya enerji içeceklerini fazla içmiş bir şekilde gelince olaylar karışır. oradan sonra kız ile fazlaca bir araya gelmeye başlarlar bu arada bankada her şeye evet demesi sebebi ile başının belada olduğunu sansa da aslında onu terfi ederler ve daha önce her şeye hayır derken terfiiyi çok istemesine rağmen terfii edememişti. fakat bu sefer çok daha iyi bir konuma getirilir. evet demesi sayesinde bir çok şey öğrenen carl sevgilisi ile rastgele gittiği bir seyahatten sonra polislerin radarında olduğundan habersizdir. polisler onu yakalayıp neler olduğunu sorduğunda carl ise her şeyden habersiz suçsuz olduğunu söyler ama onlar anlamazlar tabii en sonunda avukatı gelince olaylar çözülür ama kız onun her şeye evet dediğini öğrenince aralarında sorun olur polisler konuşurken onun daha önce evli olduğunu da polislerden öğrenince kız onu görmek istemez. kızı ne kadar arasa da onu ikna edemez. tabii tek sebep evli olduğunu saklaması değildir, daha önce çıktıkları gezide kız onunla yaşamak istediğini söylediğinde biraz duraksayıp evet der bunu an kurtarsa da daha sonra kız onun her şeye evet dediğini öğrenince aklına o an gelir ve hayır demek istemesine rağmen evet dediğini düşünür. bu da adamın sonu olur.

son aşamada ise carl kızdan ayrıldığı için çok umutsuz kalır ama yine de evet demeye devam etmektedir. ta ki eski eşi onu arayıp yanına çağırana kadar ona sevgilisinden ayrıldığını söyler ve onunla birlikte olmak ister ama carl ona hayır deyip evden çıkar. asansöre bindiğinde asansör bozulur asansör yarı katta açılınca ondan hemen çıkar ve evden çıktıktan sonra arabası çekilir. bunun üzerine seminerde onunla anlaşma yapan adamın yanına gitmeye karar verir ama seçtiği yol sebebi ile kaza geçirirler. hastanede yan yana düşmeleri sayesinde onunla konuşma imkanı bulan carl ona anlaşmayı kaldırmasını söylediğinde adam anlaşma falan yok dediğinde ise evet olayının yalan olduğunu mu sorar ve adam yalan değil kullanma şeklin önemli. her şeye evet demek zorunda değilsin bir süre sonra evet demek hoşuna gitmeye başladığı için evet dersin dediğinde hastaneden hemen çıkar ve daha önce son anda dukati alması için kredi verdiği hemşiri görür ve ondan motorunu alıp kızın yanına gider. kız ile konuştuktan sonra onu ikna eder biraz zor olsa da. son sahne de ise bir sürü kıyafet dağıtırken görürüz ve evet demeyi seven çok insan tanıyorum dediğinde son sahnede evetçi adamı görürüz en sonunda ise bir sürü çıplak insan. evet demenin cezasını vermiştir onlara ve onunla anlaşma yapan adama.

ben bu filmi izlemeye doyamıyorum az önce izledim ama açıp tekrar izledim tanımı yazarken arkada dinliyordum ve sahneler gözümün önünde duruyordu. yazamadığım bir kaç sahnesi geldi aklıma ilk olarak gitar dersi aldığı için intihar etmeye çalışan bir adamı kurtarıyordu. tam o sahnenin öncesindeki sahnede ise arkadaşının evleneceği kadına yardıma evet dediği için yardım ederken orada çalışan bir kadın işte çok sıkıldığı için korece bir şeyler söylediğinde onunla konuşur ve onu ikna eder. evet diyerek öğrendiği şeyler onun işine yarar hayatında. tabii ki her şeyi öğrenmek mümkün değildir filmde gösterildiği gibi kolay olsa belki de herkes yapar.