evde sennheiser hd599se kullanıyorum. çok memnunum. zamanında (2023 yılı) 2100tl'ye almıştım. şimdi fiyatı 13bin civarı falan olmuş. ama dışarıda kesinlikle kablosuz kullanıyorum.
evlilik doğası gerekliliği bağımlılığın sürekli olduğu bir ilişkidir. tarihte binlerce yıldır da aşağı yukarı aynı şekilde ilerlemektedir. bu alışkanlığı bir kontrat usülüne çevirmek mümkün değildir, çünkü insanın o aileye olan maddi ve manevi katkısını gerçek anlamda ölçmek imkansızdır.
evleneceğiniz insanı iyi seçerseniz böyle şeylere gerek kalmaz. bitti mi? anlaşıp ayrılırsınız olur biter. önemli olan kimse mağdur olmasın, taraflar helalleşip yoluna baksın. bunu sağlamanın yolu da karşılıklı saygıdır. sevgi bitse de saygı bitmemeli. insanlık, saygı kavramının olmadığı yerde biter. insanlığın bittiği yerde adalet olmaz.
herhangi bir şirketin, maksimum göze aldığı data kaybı hedefidir. kısaltması "rpo"dur. kritik sistemlerde (banka, uçuş operasyonları, bazı devlet kurumları vs.) düşük bir tolerans varken, geliştirme ortamları da ya da veri kaybı önemli olmayan küçük entegrasyonlarda yüksektir.
it dünyasında "rto" olarak kısaltmasının sıklıkla kullanıldığı bir kavram. bir sistemin, kesintiden sonra ne kadar sürede tekrar aktif hale geleceğinin hedefidir. banka operasyonları gibi aşırı kritik yerlerde örneğin bu süre 1 dakika altıyken, bir geliştirme ortamı için 8 saat olabilir.
insan algıladığı gibi yaşar, "miş" gibi yapmak sizi motive etmiyorsa beyhudedir.
“ıt is important in life not to be strong, but to feel strong, to measure yourself at least once. ıf you want something in life, reach out and grab it.”
― christopher mccandless
dr. manhattan isimli op karakterin ozymandias tarafından maniple edildiği film. her ne kadar manhattan ozy'e "benim için dünyanın en zeki böceğinden farkın yok" dese de, nükleer bombaları patlatarak insanların savaşı durdurup ortak bir düşmanı yenebilmek için bir araya geldiğine inandırabilmiştir. film burada bitse de, insanlığın böyle kozmik düzeyde bir güç karşısında bile birbiriyle çatışması kaçınılmazdır.
rorschach'ın cezaevindeki sözü efsaneydi, hatırlatalım:
“none of you understand. i'm not locked up in here with you. you're locked up in here with me.”
"9xxx9 in 1" muhabbetinin olayı şu. kasedin kapasitesi belli sayıda oyun alıyor. kalan oyunlar, aynı oyunun bazı renklerinin, karakter hızlarının vs. ufak tefek değiştiği kombinasyonlardı. uçan mario, hızlı koşan mario, tuvalet klozetinde giden mario vs. ne ararsan var işte. eğlenceli miydi, kesinlikle.
sizin fikirlerinizin neresi linçlik arkadaşlar, çoğu mantıklı şeyler.
bu da benden gelsin:
“muhalefetin işi gücü üç beş kuru laf. ‘en kötü’, ‘felaket’, ‘yıkım’ diye çığlık atıyorlar, ama bir tane tüneli, hızlı treni, şehir hastanesini nasıl bitirdiğimizi anlatmaya geliyorlar mı? yok! köprüden geçmediklerinden ‘çivi çakılmadı’ diyenler, milletin cebinden çıkan parayı ‘rant’ sandığı için bilmeden ahkam kesiyor. ey muhalefet, gel somut proje bir tanesini ortaya at da eleştirelim; yoksa ağzınızdan çıkan laflarla boş iş çevirip üç beş tık mı topluyorsunuz? bu millet yatırım da görüyor, icraat da; siz ise bol kepçe hamasetle salon muhabbeti yapıp oy topladığınızı sanıyorsunuz—ama millet kandı mı sanıyorsunuz!”
namussuz namuslu gibi bişey mi bu "sevilmeyen sevgili" ? cümle baştan bozuk kurulmuş. sen para mı sevgi mi diyorsun. para bir seviyeye kadar şart. ama sevginin asgarisi bir süre sonra yeterli gelmez.
füze rampaları azaldığı için elinde binlerce füzesi olsa dahi artık saldırı gücü tükenmiştir diyebiliriz. zaten israil hükümeti de vatandaşlarına "sığınaklardan çıkabilirsiniz" demişti.
cennet'in krallığı filmini kiralamıştım. eve heyecanla gelip vcd'ye taktım. bir açtım, "yedi bela hüsnü". karıştı galiba dedim, ama geri vermeden önce ikincisini de meraktan taktım. o da aynısı çıktı.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.