1.
yahya bin muaz demiş: muhabbet kadehinden o kadar içtim ki, sonunda mestoldum.
bayezid-i bistami şöyle cevap vermiş;
"muhabbet şarabını kâse kâse içtim. lâkin ne şarap bitti, ne de benim hararetim geçti..."
ilk büyük mutasavvıflardandır bayezid-i bistami. sarhoş sufi olarak da bilinir. şarap içerdi, ama bildiğimiz şaraptan değil, muhabbet şarabından içerdi. daha yaşarken pek çok kişi kendisini ziyaret etmiş, pek çoğu da görüşlerini benimsemiştir. hatta ailesinden bile ona bağlı olanlar vardı.
bayezid-i bistami, salik'ın, sekr ile kendinden geçip, fenâ ile benliğini yok edip, hakk'a ermesi gerektiğini düşünürdü. sâlik, bu mertebeye nefis ile zorlu bir mücadele, derin bir tefekkür gibi hallerle erişir.
bayezid-i bistami, allah'a, o'na nasıl erebileceğini sorduğunu ve nefsini bırak da öyle gel diye bir cevap aldığını, ve bunun üzerine de nefsinden ve benliğinden sıyrılıp çıktığını söylemiştir.
bayezid-i bistami'nin bazı şathiyeleri, mutasavvıflar arasında büyük bir zevkle sürekli tekrarlanmıştır. fakat bazı kelâm ve fıkıh âlimleri bunu çok kötü bir şekilde karşılamış, onun içinde bozuk inançlar sakladığını ve bunların sekr halinde açığa çıktığını söylemişlerdir. ki, ibn sâlim şöyle der:
bâyezid'in dediğini firavun bile dememiştir.
hem fıkıh, hem kelâm ve hem de hadis âlimlerinin çoğu, bâyezid'in şathiyelerini doğru bulmamış, ama sekr hali sebebiyle kendisini mâzur görmüşlerdir.
bayezid'in, semerkant'ta bulunduğu sırada etrafına toplananları dağıtmak için firavunun söylediği bildirilen sözleri de içeren kısas suresinin 30'cu ayetini tekrar edip de ben sizin en yüce rabbinizim demesi de eleştirilmiştir.
bâyezîd, yaşadığı aşk halini şöyle ifade eder:
aşkın yağdığı bir sahraya açıldım, zemini ıslanmış, burda ayak, kara batar gibi aşka batmaktadır.
bâyezîd, yalnızken dahi allah'ın huzurunda bulunduğunu düşünerek hep diz üstü otururdu. hem insanlara karşı, hem hayvanlara karşı aşırı sevgi doluydu. şöyle bir sözü vardır;
allah'ım! beni cehenneme at ve vücudumu o kadar büyüt ki artık cehennemde başka birini koyacak yer kalmasın.
bayezid-i bistami şöyle cevap vermiş;
"muhabbet şarabını kâse kâse içtim. lâkin ne şarap bitti, ne de benim hararetim geçti..."
ilk büyük mutasavvıflardandır bayezid-i bistami. sarhoş sufi olarak da bilinir. şarap içerdi, ama bildiğimiz şaraptan değil, muhabbet şarabından içerdi. daha yaşarken pek çok kişi kendisini ziyaret etmiş, pek çoğu da görüşlerini benimsemiştir. hatta ailesinden bile ona bağlı olanlar vardı.
bayezid-i bistami, salik'ın, sekr ile kendinden geçip, fenâ ile benliğini yok edip, hakk'a ermesi gerektiğini düşünürdü. sâlik, bu mertebeye nefis ile zorlu bir mücadele, derin bir tefekkür gibi hallerle erişir.
bayezid-i bistami, allah'a, o'na nasıl erebileceğini sorduğunu ve nefsini bırak da öyle gel diye bir cevap aldığını, ve bunun üzerine de nefsinden ve benliğinden sıyrılıp çıktığını söylemiştir.
bayezid-i bistami'nin bazı şathiyeleri, mutasavvıflar arasında büyük bir zevkle sürekli tekrarlanmıştır. fakat bazı kelâm ve fıkıh âlimleri bunu çok kötü bir şekilde karşılamış, onun içinde bozuk inançlar sakladığını ve bunların sekr halinde açığa çıktığını söylemişlerdir. ki, ibn sâlim şöyle der:
bâyezid'in dediğini firavun bile dememiştir.
hem fıkıh, hem kelâm ve hem de hadis âlimlerinin çoğu, bâyezid'in şathiyelerini doğru bulmamış, ama sekr hali sebebiyle kendisini mâzur görmüşlerdir.
bayezid'in, semerkant'ta bulunduğu sırada etrafına toplananları dağıtmak için firavunun söylediği bildirilen sözleri de içeren kısas suresinin 30'cu ayetini tekrar edip de ben sizin en yüce rabbinizim demesi de eleştirilmiştir.
bâyezîd, yaşadığı aşk halini şöyle ifade eder:
aşkın yağdığı bir sahraya açıldım, zemini ıslanmış, burda ayak, kara batar gibi aşka batmaktadır.
bâyezîd, yalnızken dahi allah'ın huzurunda bulunduğunu düşünerek hep diz üstü otururdu. hem insanlara karşı, hem hayvanlara karşı aşırı sevgi doluydu. şöyle bir sözü vardır;
allah'ım! beni cehenneme at ve vücudumu o kadar büyüt ki artık cehennemde başka birini koyacak yer kalmasın.
devamını gör...