#ödüllü filmler
herman melville'in 1888 tarihli kısa romanı (novella) billy budd'dan temelini alan, claire denis'in yönettiği ve senaryosunu jean-pol fargeau ile birlikte yazdığı, oyuncu kadrosunda ise denis lavant ile michel subor gibi isimleri gördüğümüz 1999 çıkışlı fransız savaş ve drama filmidir. yapımın konusu cibuti'de geçmektedir ve buradaki kahramanlarımız fransız yabancı lejyonu'nda yer alan askerlerdir. bu lejyondaki baş kıdemli subay galoup bir zamanlar şan ve şereflerle dolu hayatını anımsar, cibuti körfezi'ndeki talim birliklerinden sorumluyken... kendisinin buradaki sıkı kurallar ve disiplinle şekillenen kontrolü onu mutlu etmektedir, ta ki sentain isimli gelecek vadeden yeni bir acemi er oraya gelene kadar... eleştirmenlerden coşku dolu övgüler alan yapım, sinematografisindeki başarısıyla agnes godard'a bazı önemli ödüller kazandırmıştır.
*berlin enternasyonal film festivali (2000) - berliner zeitung'un okur jürisi mansiyon ödülü
*césar ödülleri (2001) - en iyi sinematografi [agnes godard]
*ulusal film eleştirmenleri birliği ödülleri (2001) - en iyi sinematografi: nsfc ödülü [agnes godard]
*uluslararası rotterdam film festivali (2001) - knf mansiyon ödülü [claire denis]
*chlotrudis ödülleri (2001) - en iyi sinematografi [agnes godard]
film, toplam 6 ödüle sahiptir.
*césar ödülleri (2001) - en iyi sinematografi [agnes godard]
*ulusal film eleştirmenleri birliği ödülleri (2001) - en iyi sinematografi: nsfc ödülü [agnes godard]
*uluslararası rotterdam film festivali (2001) - knf mansiyon ödülü [claire denis]
*chlotrudis ödülleri (2001) - en iyi sinematografi [agnes godard]
film, toplam 6 ödüle sahiptir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "nicholas" tarafından 22.11.2024 01:52 tarihinde açılmıştır.
1.
iki hafta kadar önce sinemada izleme sansi buldugum, 99 yapimi harika bir claire denis filmi. erkekligin belki de en estetik portresi. herman melville'in bitiremedigi eseri billy budd'dan uyarlanmis sözde, ama kitabi okumasam da bunun uyarlamadan ziyade esin oldugunu hissediyorum. cünkü film gercekten cok özgün.
cibutide bir fransiz lejyonunun gündelik yasantisina zerk gizil gerilimler, leyjonun ve kendi islevsizliklerinin farkinda ama tutunacak baska hicbir seyleri kalmadigindan dolayi zorlanarak bir kardeslik duygusu olusturmaya calisan bir grup gecmissiz erkek, yerli halkin onlara yabanciligi vs gibi siralanabilir filmin icerigi. ama esas etkileyici kismi teknigi bence bu filmin.
görselligi cok güclü, kendine özgü bir flow'u her sahnede hissettiren gercekten siradisi bir teknik. homoerotizmle dans eden cok iyi hazirlanilmis koreografik training sahneleri. harika landscape cekimleri. ve bunlarin hepsinin etkileyiciligi filmin cok düsük bir bütceyle, sanirim ismarlama bir televizyon belgeseli cekmeye niyetli bir ekiple yapildigini ögrendiginizde katlaniyor. sinematograf agnès godard'in payi bunlarin hepsinde cok büyük belli ki, en az yönetmen kadar bahsediliyor filmden konusuldugunda kendisinden de.
denis lavant'in (bkz: leos carax filmlerindeki ucube adam) rolünü sadece kendisi oynayabilirdi sanirim. en azindan öyle hissettiriyor. o nasil bir beden kullanimi, nasil dans sahneleri. sevilmek isteyen ama bunu beceremeyen, sevmeyi domine edilmekle eslediginden sevilmeyi de domine etmek sanan bir zavalliyi, onun bunalmisligini, bikkinligini daha iyi hicbir yerde izlemedim sanirim.
sinemayi seviyorsaniz kesinlikle izlemeniz gereken bir film, bu kadar da beylik cümleyi hak ediyor. pure cinema.
cibutide bir fransiz lejyonunun gündelik yasantisina zerk gizil gerilimler, leyjonun ve kendi islevsizliklerinin farkinda ama tutunacak baska hicbir seyleri kalmadigindan dolayi zorlanarak bir kardeslik duygusu olusturmaya calisan bir grup gecmissiz erkek, yerli halkin onlara yabanciligi vs gibi siralanabilir filmin icerigi. ama esas etkileyici kismi teknigi bence bu filmin.
görselligi cok güclü, kendine özgü bir flow'u her sahnede hissettiren gercekten siradisi bir teknik. homoerotizmle dans eden cok iyi hazirlanilmis koreografik training sahneleri. harika landscape cekimleri. ve bunlarin hepsinin etkileyiciligi filmin cok düsük bir bütceyle, sanirim ismarlama bir televizyon belgeseli cekmeye niyetli bir ekiple yapildigini ögrendiginizde katlaniyor. sinematograf agnès godard'in payi bunlarin hepsinde cok büyük belli ki, en az yönetmen kadar bahsediliyor filmden konusuldugunda kendisinden de.
denis lavant'in (bkz: leos carax filmlerindeki ucube adam) rolünü sadece kendisi oynayabilirdi sanirim. en azindan öyle hissettiriyor. o nasil bir beden kullanimi, nasil dans sahneleri. sevilmek isteyen ama bunu beceremeyen, sevmeyi domine edilmekle eslediginden sevilmeyi de domine etmek sanan bir zavalliyi, onun bunalmisligini, bikkinligini daha iyi hicbir yerde izlemedim sanirim.
sinemayi seviyorsaniz kesinlikle izlemeniz gereken bir film, bu kadar da beylik cümleyi hak ediyor. pure cinema.
devamını gör...