beğenildiğini anlamayan kadın

bir kızı bin kişi ister bir kişi alır diye düşünen,
beğenenlere, anında renk vermeyen kadındır.
ne demişler gelin ata binmiş ya nasip demiş.

önümüzdeki maçlara bakmak lazım diye düşünüyor olabilir. öyle hemen bir bakışa bir beğeniye yelken indirmek niye diye düşünmüştür. bu esnada beğenen az daha belli etsin o beğeniyi. çırpınsın biraz. boyunu, posunu, becerisini göstersin.
bu esnada kadınımız, diğer beğenenlere de baksın. daha yakışıklısı, daha güzel seveni beğenecek belki beş dakika sonra.

yani (bkz: beğenildiğini anlamayan erkek) gibidir. fark etmiştir ama vardır bir bildiği.

o öyle değildir. kadınlar her zaman anlar. sadece sizi beğenmediyse anlamazlığa vurur. eh buna karşılık bence zorlamayın. yoksa kadının cepte tuttuğu, peach erkeklerden canı sıkılınca yöneldiği efendi erkek olursunuz.

beğenildiğini anlamayan kadın yoktur ama beğenildiğini sanan kadınlar oldukça fazla.

kendini beğenmiyor olması muhtemel kadın.

kadınları neden antenleri olan ve her şeyi anında sinyalize edebilen canlılar olarak görmeye meyillisiniz acaba. birtakım problematik paradoksik saçmalamacalar.

ben enayi olduğum için anlamam.

birsinin bana açık açık yürümesi lazım.

her kadın beğenilmek ister, erkeklere de aa bak bu beni beğeniyor kesin ondan böyle davranıyor diye paronayak bakmam.
anlamam çoğu zaman.

ben hiçbir zaman anlamadım. en son biri kafama vura vura; kimin, benim için ne düşündüğünü anlattı. ben de kendisine aşık olup hem onun için hem kendim için defterleri kapattım.

o bana sabırla açıklama yapmaktan kurtuldu, ben saftiriğin güncesi tadında gezmeyi. sonuç olarak ikimiz de rahatladık.

var mı ya böylesi? ben 5 kilometre öteden anlıyorum.

benimdir. salaklığımdan saflığımdan mı bilmem. galiba kendimi sevmediğimden.

escortu opmemisler namusluyum diye ortalikta gezinmis.

yok baskasina bakacakmis, yok erkek surunecekmis yok bildigi varmis ...

aslında beğenildiğini anlamayan değil, kendisine ne doğrultuda yaklaşıldığını* pek kestiremeyen kadın olması muhtemeldir. vakti zamanında birilerinin davranışlarını yanlış yorumlayıp utanç kuyusunun dibine kendini gömmüş olabilir ve bir daha bu duruma düşmekten korkuyordur. (bkz: bir arkadaşım ekolü)