roman / tarih
6.5 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

güzel kitaptır üstteki yazarın da alıntıladığı gibi kahramanımız kirke adındaki kadın tanrıdır. babası helios güneş tanrısı kendisi bitkilerin gücüne hükmeden bir cadıdır. devamı kitapta, iyi eğlenceler.
devamını gör...
kirke adındaki bir nymph'in ağzından olaylar anlatılır. hikayemizin başında prometheus'un insanlara ateşi armağan etmesi ve bu yüzden zeus tarafından cezalandırılması olayı anlatılır ve bunun gibi birçok mite yer verilir.
devamını gör...
madeline miller'in ikinci romanı. mitolojik karakterler üzerine kurulu bir olay örgüsü olsa da yalnız mitoloji ilgililerine hitap eden bir eser değil. mitolojik kahramanlarla ilgili hiçbir fikrim yok diyenler için kitabın son birkaç sayfasında karakterler ve özelliklerinden bahseden mini bir sözlük mevcut.

kitapta feminist doku ilgi çekici. ilham kaynağı olabilecek cümleler yakalanabilir, yazarın akıcı bir dili var, olay örgüsü oldukça kalabalık olmasına rağmen gayet anlaşılır ve keyifli.

kirke'nin hayatı ve kendisiyle konuşmaları, hesaplaşmaları hatta çatışmaları oldukça saf bir biçimde aktarılmış. karakterin saydamlığı okuma esnasında benim de kendimi sorgulamama zemin oluşturdu.

yoğun bir okumanın ardından soluklanmak için güzel bir kitaptı.

--- alıntı ---

"tanrılarla ölümlülerin ortak yönüdür bu. gençken, dünyadaki bütün duyguları ilk hissedenin biz olduğumuzu zannederiz. "

"yüreklerimizde gerçekte ne olduğu bilinseydi kaçımız affedilirdi?"

"bazı insanların dünyaya sadece bir mevsimliğine dokunan takımyıldızlar gibi olduğunu söylerdim."

--- alıntı ---
devamını gör...
inanılmaz bir kitap. hem fantastik hem mitolojik bir günde bitirdim. aynı zamanda kirke'yi de gayet iyi göstermişler. ama tanrılara bakış açım azıcık daha değişti. her gün azıcık daha değişiyor...
haa dur tanımı da şey işte madeline miller tarafından yazılan konusu mitolojik ve homeros'un odyssesia sını modern bir şekilde ele alan eser
devamını gör...
storytelde damla sönmez tarafından seslendirilmiş mitolojik bir roman.

karakterin küçük bir kız çocuğundan ayakları yere basan bir kadına dönüşmesini zevkle dinliyorum vakit buldukça. bitmesin diye azar azar dinliyorum resmen ama yine de sona yaklaşıyorum maalesef.
kitaptaki feminist esintiler fark edilmeyecek gibi değil fakat ben sevdim. kirke'nin yalnızlığının, dışlanışının acısını hissettim. tasvirler harika.

mitolojiye ilgim olduğundan ben zorlanmadım ama hiç bilmeyenler için hikayeler ve kişiler karışık gelebilir. önden bir küçük araştırma yararlı olacaktır.
devamını gör...
mitolojinin feminist bir yorumu olan ben kirke (ingilizcesi circe) madeline miller tarafından yazılmış son dönem popüler olmuş bir roman. sırf bu yüzden de okumaktan çekindim çünkü herkesin bir kitap hakkında çokça yorum yapması genellikle pazarlama harikası olur. lakin kitabın hakkını yememek gerekir çünkü ingilizcesi açısından konuşuyorum oldukça duru bir dil ve dozunda mitolojiyle size farklı bir bakış açısı anlatılmaya çalışılıyor. yani mitolojide olan kavgaların al sana bir şimşeklerin derinlik kazanmasını sağlarken tanrılık mükemmellik gibi kavramlar sorgulanıyor. akıcılığı konusunda zaten bir laf edemem çünkü meşhur kitap yüzünden metromu kaçırdım hikayesi bu kitaba aittir.
devamını gör...
sene başında okuduğum mitolojik roman. uzun zamandır merak ediyordum ama çok popüler olmasından dolayı da çok önyargılıydım. biraz mitoloji seviyorsanız sizi sarıp sarmalayan bir hikaye örgüsü var. aynı zamanda bir feminist karakter okuyorsunuz. yazarın dili kuvvetli, betimlemeleri çok güzel. okuduğunuzda anlatılan yer direkt olarak gözünüzde canlanıyor. kitap bittiğinde biraz bilgi sahibi de oluyorsunuz. mutlaka okunmalı demeyeceğim ama okunduğunda kişiyi pişman etmeyecek bir eser.
devamını gör...
mitolojinin feminist bir dille yorumlanan güzel bir sentezi. birnevi mitolojiye modern bir yorum getirmek.

peki ne anlamda feminist bir dil diyebilirsiniz. kirke yani circe yanlış bilmiyorsam mitolojinin magazinsel bir ismi değil ve bazı hikayelerde haydi bir yandan rolümü alayım şeklinde girmiş bir karakter. zaten yunan mitolojisine bakarsanız hikayeler daha çok zeus kimi götürdü ya bak şunları şunları yapma şeklinde ders niteliğinde öyküler. sonuçta mitler bir halkın aynası. feminist olmayan bir doğadan feminist bir hikaye beklemek abes. ya da zeus'un tecavüzcü halini bugüne uyarlamakta bir o kadar saçma çünkü o günün cinsellik alıgısı daha farklı. yani osmanlıda da oğlancılık varmış ama zamanla toplum değişmiş değil mi? *

neyse efendim özün sözü madeline miller kirke karakterini geçtiğimiz yüzyıldan itibaren kavrayabildiğimiz cinsiyet eşitçiliği noktasından değerlendirmiş. hikayelerin birbirine bağlanışı ve tanrı insan arasındaki ayrımlara getirilen yorum oldukça yaratıcı ve mühim ki zaten işin edebi boyutu orada taçlanmış bence. kirke'nin hikayesine böyle bir pencereden bakabilmek ve tanrı olgusunu eleştirebilmek oldukça zor olgular

tutupta siz ay ben tanrı olmayayım ölümsüz olmayayım ya diyebilir miydiniz ? ama sonunda iyi ki bunu seçmişsin kirke iyi ki diyorsunuz


bu arada nacizane tavsiyem okuyabilirseniz ingilizcesini okuyun. ha ben özellikle ingilizcesini okumalıyğğm gibi bir psikolojiye girmedim ama yurtdışındaydım o noktada elime geçti. peki çörek o zaman neden bu ingilizce oku sevdan neden diye olacaksanız çünkü rüyalarınızı ingilizce görmenizi istiyorum *. şaka şaka. ama ingilizcesini okurken yazarın gerçekten şiirsel lirik bir dili olduğunu gözlemledim ki yazar da ingilizce yazmış kitabı. yani bu da bir çeviri olsa diyeceğim ne gerek var ama bir yazıyı kendi dilinde okumak bence çok özel (rüyalarınızı ingilizce görmektende)

bugün bu ingilizce rüyamı görüyorum geyiğini çıkartan yazarımız fena sövecek bana herhalde ama olsun. kim olduğunu bllmiyorum şeker insan.cidden


kitabın ingilizcesi de zor değil öyle. ama anlatmışımdır başka bir yerde herhalde northern line hattında kitabı okurken hatları karıştırdım. yani uzun hikaye şimdi gidip bakmanız lazım ama mornington crescent charing cross hattındadır camden town ise hem oraya bağlanır hem de bank hattına. ben evimin durağını kaçırıp bu kesişim noktası durağında inince önce bank hattından gelen metroya binip dönmeye çalıştım sonra tabii ki dönemedim. geri bindim camden town a gelince bu bankle charing cross hattının durdukları alanda hep aynı olmuyor beni başkasının hattına atmış falan güzel yordu. okurken ya ne diyorsun çöreğim diyor olabilirsiniz ama northern line a binmeyene de bu nüansı anlatmak çok zor çünkü ben kendime anlatamıyorum şu an. neyse yani akıcı kitap zaten vurgu buna.

peki #1028955 yazıp burada salak gibi bu kadar yazıyı yazmama kaç puan. ama bugün daha yazasım daha çemen kusasım bir gün ondan bence ondan.* sonuçta alın okuyun be annem.
devamını gör...
madeline miller'in sürükleyici kitabı.

kirke adında bir tanrıça/cadının hikayesi yunan mitolojisiyle anlatılıyor.


kirke'nin ilk aşkı glaukos'u tanrıya çevirmesinin ardından onu bir nyhmpha'ya kaptırması bir kadının "erkeği adam ettikten sonra başkasına kaptırmak" korkusunun tezahürü gibi.

bana göre; kahramanımızın ölümlülere olan sevgisi onu basit bir nympha'dan bir tanrıçaya/cadıya evrilmesine yol açıyor. eğer bütün kurallara uysaydı onu isteyen ilk erkeğin karısı olacak ve önemsiz bir tanrıça gibi yaşayıp unutulacaktı.


bence her kadın bu kitabı okumalı. bu kitapla içlerindeki tanrıça/cadıyı bulabilmeli.

kitabı okudukça kirke'nin gerçekten yaşamış olabileceğini düşünmeye başladım. hatta onu tanıdım ve çok az şanslı ölümlü gibi yatağında ben de yer aldım.

belki de son zamanlar okuduğum sembolizmle dolu kitaplar sayesinde bunu düşünüyorum ama o tanrıça/cadıya aşık olup üçüncü gözü açılanlardanım.


mısır'daysanız isis'e taparsınız, anadolu'daysanız kibele'ye kuzu kurban edersiniz. evdeki athena'ya karşı günah değildir bu.
devamını gör...
mitoloji seviyor ve hüzünlü hikayelerden hoşlanıyorsanız seveceğiniz kitap.
kirke, mitolojide çok fazla öne çıkan bir karakter değildir ki zaten kitabı okuduğunuzda size bunun nedenini de sunuyor.
bütün baba karakterlerin kirli çamaşırlarını ortaya döküyor kitap.
devamını gör...
sözlükte kitabı beğenmeyen ve yarım bırakan bir ben varım sanırsam. sesli kitap olarak dinlediğimden mi yoksa tarih veya mitoloji ile ilgili katı kurallarım olduğundan mıdır bilemiyorum ama yukarıdaki yorumlarda bahsedilen feminen dil buram buram 21. yüzyıl modernitesi kokuyor. kitapta mitoloji yok, fantastik unsurlar var sadece. katı kurallarım da yunan mitolojisine saygısızlık olarak görüyor bu durumu. tıpkı troy: fall of a city dizisinde zeus'un siyahi olması gibi. alakasız geliyor bana, bağlam kuramıyorum.
devamını gör...
ben de beğenenlerdenim. beklentim mitolojik bir roman olması değildi. zaten mitolojik roman yazmak mümkün olan bir şey değil. böyle bir beklenti içine girerseniz, üzülürsünüz. sadece madeline miller için değil, her yazar için bu böyle. mitoloji tıpkı tek tanrılı dinler gibi keskin ve katı kurallar çerçevesinde gelişir. bu nedenle mitoloji ancak roman gibi kurgusal bir dünyanın beslendiği şey olabilir.

kitaba gelince, mitolojik alt yapıyı kullanış şekli çok güzeldi. kuru kuruya "böyle oldu"dansa "bu böyle olunca şöyle hissettirdi" duygusu okuyucu ile karakter, özellikle de gerçek yaşamda var olmayan (ya da olduğu şüpheli diyelim) bir karakter, arasında empatiyi inanılmaz arttırmış. karakter bir cadı, üstelik de içinde tanrısallık barındıran bir cadı ancak tıpkı bir ölümlü gibi kin duyuyor, öfkeleniyor ya da âşık oluyor. bu okuyucuyu hem öykünün içine alan hem de alınan hazzı inanılmaz arttıran bir durum.
devamını gör...
kirke'nin sonsuz yalnızlığını içselleştirerek okunursa daha da içe işleyen kitaptır.
bütün büyük tanrıların ne halt olduğu ortaya serilmektedir.
yunan tanrıların magazin programı hatta şokopop' u gibi kitaptır.
not: daha önce bu başlığa neredeyse aynı şeyleri yazmışım olsun. silmiyorum.
*
devamını gör...
beğendiğim bir kitap oldu ama bayıldım diyemeyeceğim. olayın kirke'nin yalnızlığı olduğunu anlıyorum elbette ama her zaman potansiyelini harcamayıp müthiş bir çıkış yapmasını bekledim, bunu yapacak cesareti vardı ve bunu defalarca kanıtladı, tanrılara kafa tuttu, ama adasından izin verilmedikçe çıkmadı. kitabın sonundaysa beklentimi yerine getirdi ama ben başından beri bunu yapmasını beklediğimden ve sürekli yapılmamasından dolayı yeterince tatmin olamadım sanırım. yine de karakteri çok sevdim. ne de olsa hepimizin açığa çıkarmaya cesaret edemediği potansiyelleri var.
devamını gör...
veda etme konusunda iyi değilim. özellikle sevdiğim biri/ bir şey ise daha da zor gelir. ve okurken çok keyif aldığım kitapları bir yanım bitirmemek için bir yanım da bir an önce tüm öyküyü bilmek için amansız bir mücadele içine girer. kirke'nin öyküsü de böyleydi. hem ne olacağını dinlemek istedim hem de hiç bitmesin. son zamanlarda bana yarenlik eden en güzel kitaplardan biri idi. sade, akıcı bir üslup ve güzel bir olay örgüsü. ama bence asıl başarısı bildiğimiz öyküleri farklı bir pencereden anlatmasına rağmen bu çok tanıdık olaylarda bile merak unsurunu tam dozunda tutması yazarın. öyküyü storytelden dinledim *damla sönmez bence muhteşem seslendirmiş. hasta, uykusuz yatağımda bitirmeden edemedim. masal/ öykü dinlemeyi seven biriyseniz kitap çok daha keyifli gelecektir. okuyun. *



ama yanılıyorlar, yanılıyorsunuz: cadılık illa nefret, kıskançlık ya da başka türlü bir kötülükten doğmaz; ben ilk büyümü aşkımdan yapmıştım.



ben helios’un kızı, aiaie cadısı kirke. hayatım boyunca trajedinin beni bulmasını bekledim. bulacağından hiç kuşkum yoktu çünkü başkalarının hak ettiğimi düşündüğünden daha fazla arzum, isyanım ve gücüm vardı, yıldırımları üstüne çekecek şeylerdi bunlar. ve bir gün, artık bu dünyaya dayanamayacağım, diye düşündüm.

bunun üzerine denizin derinliklerindeki kadim bir tanrı seslendi: öyleyse çocuğum, başka bir dünya yap.
devamını gör...
3 kez başlayıp üçünde de yarıda kalan bir kitap kirke. yalnızlığına ortak oluşum, denizci insana aşık olup kendini feda etmesinde kendimi bulduğum, tek başına ormana atılıp büyüler yapmaya çalışmasında kendime yemek yapmaya çalışırken ki beni gördüğüm bir kitap.. ah be kirke belki de kendi yarım kalmışlıklarım yüzünden seni de yarım bırakıyorum her dafasında
devamını gör...
mitolojik bir kitap oluşu ve kitabın kahramanının tanrı oluşu bir yana kirke bir kadındı. geçmişten günümüze bir çok kadının yaşamına ışık tutuyor bence . güzellik algısından bir kenara itilen kadınları yansıtıyor cadı kirke . belki saçları parlak ve ipeksi değildi. cildi ışık saçmıyor ama kalbi sevgi dolu vezekiydi.öyle ki sevdiği adamı büyüyle tanrı yaptı. bana ' ben kirke kitabı nasıldı? ' diye sorsalar büyük bir yalnızlık ve sevgisizlik içinde kendi dünyasını kuracak kadar güçlü bir kadının kitabıydı derdim.
devamını gör...
umutlarımı suya düşüren kitaptır.
ben mitolojik yaratıkların kurguya girmesinden çok hoşlanırım. bir mitin yeniden yorumlanmasından çok hoşlanırım. eski metinlerden de hoşlanırım ama mitoloji spesifik olarak üzerine eğildiğim bir alan değil. dolayısıyla çok bilgi sahibi de değilim. yine de örnek verecek olursam, çocuk kitabı olmasına rağmen percy jackson ve olimposlular serisini çok eğlenerek okumuştum. beklentim yine keyifli bir kitap okumaktı.

anlatımı inanılmaz basit. (tanımların birinde ingilizce okunduğunda çok lirik bi dil kullanıldığını fark edeceğimiz söyleniyor ancak çeviride öyle bir tat alamıyoruz ne yazık ki. iyi bir basitlik değil yani bu, vurucu bir basitlik değil.) basit olduğundan kolay akıyor, 134 sayfayı bir oturuşta okudum. ki benim odaklanma sürem bir yavru köpeğinkine eşit olduğundan bence acayip iyi. o yüzden de "aha" dedim, "elimden düşürmeden okuyacağım bunu herhalde." vallahi ben sefa pezemengiyim... eğer çok eğleneceksem edebi kaliteden ödün veririm. hiç sorun değil.

sayfalar ve hikaye ilerledikçe kirke'nin sümsüklüğünden içime fenalık geldi. bir feminist yorum da algılayamadım. mesela aşık olup hayal kırıklığına uğradı diye erkeklere mesafeli durması bence feminizm değil? tecavüze uğradıktan sonra erkekleri domuza dönüştürmeye başlaması da feminizm değil? tecavüze uğrayan bi' tanrı olsam şahsi intikam adına ben de yapabilirdim bunu. çocuğu için hayatını tehlikeye atması da feminizm değil? sürekli babasından veya erkek kardeşinden sevgi / onay/ yardım beklemesi de feminizm değil? biz kirke'nin özgürleşme sürecini okuyoruz ama bunu feminizm ekseninde okuyor muyuz hiç emin değilim. e mitolojide feminizm o kadar olur derseniz, yooo. eminim faha feminist birileri vardır. beni tetiklemeyin, arar bulurum.* sadece cadı diye mi feminist ilan ediliyor bu kadın?

öte yandan kirke bir adaya hapsedilmiş bir tanrıça olduğu için zaten hareket alanı o ada kadar. kadının hayatında olan tek şey bitki toplayıp dağda bayırda dolaşması. başlarda onu doğanın bağrında büyü müyü yapıp ot toplarken düşünmek keyifli olsa da, bu sayfalarca sürünce içim sıkıldı. kitap kirke'nin ağzından yazıldığı için biz de onunla o adaya hapsolduk. dünyada olan biteni ancak kirke ile yolu kesişen kişilerden yarım yamalak dinledik. bence bu inanılmaz sıkıcıydı. anlatımınızla okuru çekemiyorsanız bari macera falan olsun ki insanın içi bayılmasın... ama belki de dedikleri doğrudur ve anlatımdaki yetersizlik çeviri kaynaklıdır.

ben yine de kirke'nin kötü bi' seçim olduğuna inanıyorum. yazar medea'yı falan anlatsaydı bari. medea'da evlat katli gibi bi malzeme var, kadın manyak. ondan iyi ve atraksiyonlu bi' roman çıkabilirdi.* pier paolo pasolini'nin filmi çok iyi mesela bence. (çünkü ben komple kirke'nin karakterine uyuz oldum. tanrıçasın sen ya. ben tanrıça olcam piyuuu ortalığın anasını ağlatırım. kızım sana git gazap saç demiyoruz da azıcık dişini göster.)

yani aynı yazarın bir kitabı daha var: akhilleus'un şarkısı. onun çevirisini değil ingiliççesini okurum mesela. imkanınız varsa siz de kirke'nin ingiliççesini okuyun, bana da haber edin orijinali de mi sıkıcı yoksa çeviri mi kötü diye. onu anlamak için bi de ingilizcesiyle cebelleşemem çünkü.
devamını gör...
hayal kırıklığının kitap halinde vücut bulmuş halidir. hayır bir de o kadar popüler ki. eminim herkes sürekli denk geldiği için başlıyordur.
sürülmüş bir tanrısın ve evli bi adamdan cocuğun oluyor. sonra üzerine o adamın oğlundan çocuğun oluyor falan. zaman kaybı pff.
devamını gör...
madeline miller'in "ben, kirke" kitabı, yunan mitolojisi üzerine yapılmış olan başarılı bir roman olarak öne çıkıyor. kitap, kirke'nin hayat hikayesini ve onun odysseus ile olan ilişkisini anlatıyor. bu kitap, mitolojik karakterlerin insana özgü duyguları ve zayıflıklarıyla anlatılması açısından oldukça dikkat çekici bir eserdir.

kitap, kirke'nin doğumundan başlayarak, babası helios'un evindeki gençliğini, ailesi ve kardeşleriyle olan ilişkilerini, tanrıça athena ile olan rekabetini ve onun insanları domuzlara dönüştürme gücüne sahip olması gibi mitolojik özelliklerini anlatarak başlıyor. daha sonra, kirke'nin kendi başına yaşamaya başlaması, annesi perse'nin korkunç ölümü ve babasının yarattığı "aeaea" adlı adada yaşamaya başlaması ile devam ediyor.

kirke, odysseus ve adamlarının adaya ayak bastıklarında, onları önce zararsız bir şekilde ağırlıyor, ancak sonra onları domuzlara dönüştürüyor. odysseus, onun güçlerine karşı koymayı başararak onu alt etmeye karar verir. ancak, kirke'nin insan yanıyla bağ kurması sonucu, odysseus ve adamları bir süre daha adada kalır ve birbirlerine yakınlaşırlar.

kitap, kirke'nin kendi kişisel yolculuğuna odaklanarak onun gücünün yanı sıra insan yanını da vurgulamaktadır. kirke, gücünün yanı sıra kendi kişisel acıları, kayıpları ve arzularıyla da mücadele etmek zorunda kalır. madeline miller, kirke'nin iç dünyasını ve karakterinin gelişimini oldukça iyi yansıtmıştır.

miller'in dili oldukça akıcı ve şiirseldir. kitabın akışı hızlıdır ve okuyucuyu kitabın içine çekmektedir. miller, mitolojik hikayeleri modern bir şekilde anlatarak, okuyucuların mitolojiye olan ilgisini artırmaktadır. ayrıca, kitapta kirke'nin kadın olması ve kadın gücüne atıfta bulunması da oldukça dikkat çekicidir.

"ben, kirke" kitabı, yunan mitolojisine ilgi duyan herkes için tavsiye edilir. madeline miller, mitolojik karakterleri insanlaştırarak, okuyucuların onları daha iyi anlamalarına yardımcı oluyor. kitapta, kirke'nin öyküsü boyunca yaşadığı zorluklar, acıları ve mutluluklarıyla okuyucuların empatisine sesleniyor.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"ben kirke" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim