ben sizi bir yerden tanıyorum

komşulara o dibimizden ayrılmayan akraba denilen ama akbaba gibi olan insan kesimine bayılırım.dışarıdan bizi sürekli bu ne giyer ne içer ne yer gibi bitmek bilmeyen bir merak içinde süzen, kendi yağı dışında o kızgın yağda bizi de yanında kavuran kendini hep gizli tutan ama konu siz olunca size dünyaları bir çırpıda sayıp döken kişiliklere şaşkınım. değişik kültürler besliyoruz ya da adını kültür koyup geçiniyoruz. işimize geleni bir çırpıda hallediyoruz. işimize gelmeyeni görmemezlikten gelmeyi başarıyoruz hep bir şekilde. bana anlatın hayatı,yaşamı şu saçma gereksiz insanların varlığını.bir insanın sırf akraba,komşu,arkadaş sıfatı var diye saygı duymayı ama saygıyı hak eden insanlara göz kapamayı. hayatımın içine süzen insanları bu vasıfa nereden sahip olduklarını anlatın bana. kimiz? neyiz? bize kalsın ne olacağımız bizi ilgilendirsin onlara ne ? bu hayattan kendim sorumluyum. kendi düşüncelerim beni ve bilmesini istediklerimi ilgilendirir. o zaman neyin karın sancısı bu benim yerime bir şeyleri dert edinenler? kendi yuvasına hayatına kişiliğine bakmadan methiyeler düzenler.buradan sesleniyorum halka, okuyanlara ya da sadece kendime umursamıyorum. harika bir yaşam sürüyorum ve daha da güzelleştirebilirim azıcık kenara çekilip bana biraz müsaade ederseniz!öyle ahkam kesmekle veryansın etmekle başarıya gidilmiyor. siz konuşunca bir şeyleri hayat daha da boktan ya da çekilir hale gelmiyor. her sınıfta yaramaz çocukların olduğu gibi sizde aile kavramının dışında kalmış diğerleri grubunun üyelerisiniz. boş işler peşinde ve birilerinin hayatına dışarıdan müdahale eden yaşamın pekte gerekli görülmeyen döngülerinden ibaretsiniz.

ben sizi bir yerden tanıyorum!

hayatın içindesiniz.her birinize düzen bozmak için verilmiş birer rollerden ibaretsiniz.

ben sizi bir yerden tanıyorum!

herkes gibisiniz.kendinizi özel sanan hiçler grubunun üyesisiniz.

2012-2013 yılları, mersin. damacana su ve tüp bayiliği yapıyorum, tüpçüyüm yani...bir sipariş geldi, eve bir su istiyorum dedi adam, sonra ekledi; dükkana da (butik çikolata ve kahve mekanı) su istiyorum dedi, bir isteğim olacak dedi; eşim evde, dükkana gelmesi lazım, eve suyu bıraktıktan sonra eşimi de alıp buraya gelebilir misiniz? dedi, tabi dedim. neyse gittim ben, suyu verdim aşağıda bekliyorum. hatun geldi, elinde bir kafes, içinde kedi, oturdu çıktık. bende bir flaş patladı ama, hatun hiç bakmıyor, burnu havada bir tip, dayanamadım; ben sizi bir yerden tanıyorum dedim; döndü baktı hıhhhhh der gibi bir ifadeyle. buralı mısınız? dedim hayır dedi. ortaokul? hayır lise? hayır... ben mersin'e yeni geldim dedi. yeni evlenmiş mersin'e yerleşmiş. haydaaaa ama ben eminim o gözleri unutmam...üniversite ? dedim... şöyle bir baktı yine (ulan allahın tüpçüsü başıma bela oldu der gibi) inönü dedi...ahaaaaaaaa, bende oradan mezunum dedim, yıl? dedi 95-2000 dedim, bana doğru döndü artık, bölüm? siyasi bilimler, haydaaaa şunu tanıyor musun? evet ya şunu? evet saydığı isimler bizim sol tayfanın liderleri. neyse ben tam nokta atışını yapayım dedim; sene 99 kış ayları, bizimkiler 2-3 çakalı paket etmişler, kampüs çalkalanıyor, 100 kadar kişiyiz toplandık şehre ineceğiz körüklü bekliyoruz, hepimizi kampüs çıkışında göz altı yapmışlardı? evetttttttt küçücük bir yere tıkmışlardı...evetttt, rektör gelmişti bizimle görüşmeye, siz zıplamıştınız hemen....bla bla bla kadıgil gibi, rektöre şemkirmiştiniz...evettt neyse dükkana vardık, eşi karşıladı, bu direk geçti içeri oturdu, eşi ne oldu dedi? valla şu an şoktayım birazdan anlatırım dedi. neyse oturduk kahve içtik andık o günleri...utanmıştı, tüpçüden....

yerli yapım porno senaryosu okudum az önce de neyse.

isim hafızam zayıftır, yüzleri de çok hatırlamam bazen ama bir kadında unutmayacağım belli başlı şeyler vardır. mesela saçları. kızıl, turuncu, mavi, mor vs bu tarz belirgin saç renginde tanıştığım hiçbir hatunu unutmam. daha başka yerleri de var da neyse.

yine günlerden bi gün otogardayım vakti zamanında trende tanıştığım bi hatunla göz göze geldik. daha o an tanıdım ama ayak yapıyorum işte böyle gözleri kısıp bakıyorum falan. dayanamadım kalktım gittim yanına, çıkaramadım ya sözüm ona, soracam tanışıyor muyuz diye. seninki de benim numarayı çekiyor bana, evet ya karşılaştık sanki falan filan. dedim utandırmayayım şimdi kendimce böyle yokluyorum şurada bulundun mu ben şöyle şeyleri severim falan. en son açık etti kendini "hadi ya sen şunu sevmez miydin" tarzında. gülüştük ettik, güzel bi oyundu diye tebrikleştik ve olaysız dağıldık. o başka ben başka yere gidiyorduk çünkü. ah ah... keşke o an bileti iptal edip onunla gitseydim. turuncu kafam umarım unutmamışsındır beni, geçirdiğimiz geceleri.