berberlerin tıraş ortasında uğrayan aşırı mutlu arkadaşları

vardır böyle arkadaşlar. berbere gidersiniz ve her zamanki tarifiniz olan ''arkalar ve yanlar tamamen gitsin, üstlerin de yarısına kadar kes abi.'' tarifini verirsiniz. tıraş başlar, berber abi bir süre saçınızı keser, bir süre sigarasından biraz çeker ciğerine. bu iki davranış birbiriyle döngüye girer. tıraş esnasında çırağına küçük talimatlar verme, şakalaşma, dışarı bakma, telefonla konuşma gibi zaman kaybettirici fakat aynı zamanda tıraş sürecinin tadı tuzu olan eylemleri gerçekleştirir berber abimiz. arada da size hâl hatır sormak suretiyle birkaç soru sorar, eğer siz çok konuşkan değilseniz bu soruların sayısı ve sorulma sıklığı az seyreder.

bir zaman sonra başlıkta bahsettiğim hayat dolu arkadaşlardan biri veya birkaçı uğrar bu sosyal, komik ve girişken berber abimizin dükkânına. berber abi bu arkadaşları çok sıcak karşılar, kısa sürede komik ve akıcı muhabbetler başlar, ortam sıcacık olur.

(cezmi: berberin arkadaşı, berber abi: berber abi, murat: murat)
cezmi: hayırlı işler arif, n'aber?
berber abi: ooo cezmi, gelsene? ne yapıyorsun nasılsın?
cezmi: n'apalım be arifim tarifim, murat'la şu alsancak'taki dükkâna uğradık da kapalıymış. iki saat izban yaptırdı pezo :)
berber abi: onun aklını alıcam ben zaten beklesin o. geçen de benden 400 lira borç alıp vermedi ibiş :)
(telefondan murat'ı arar ve hoparlörü açar) alo!!!
murat: efendim abi!
berber abi: lan murat, o borcunu öde yoksa cebine eroin koyup polise ihbar ederim ehehhehehe
cezmi: abi polis bir şey yapmaz ki buna :) şş murat! senin cezai ehliyetin var mı lan? ekmek almaya tek gidebiliyon mu?
murat: arif abi cezmi sana ateşlesin, ben ona veririm sonra. lan cezmi, dortmund maçına iddia oynadın mı sen?
cezmi: oynayayım da göreyim ebemin örekesini di mi lan? kardeşim sergen baba bu işe noktayı koymuş, almanya ligi'nden uzak durun diyor. çok istiyorsan sen oyna ama borcun katlanmasın sonra :) arif abi dövecek adam arıyor bugünlerde.
tüm berber sakinleri: eheheheheeheeehehe

bu şenlendirici ve keyif verici konuşmalar sonrası birkaç arkadaş daha gelir, onlarla da berber arasında türlü dedikodular, ülkeden ve dünyadan ilginç havadisler döner. osman abinin köye yerleşmesi tüm berberin ilgi odağıdır sizin saç telleriniz birer birer üstünüzdeki bordo kumaşa dökülürken. fırat denen hıyartoyu köpek ısırması ve akabinde hastaneye bir ton masraf ödemesi de kahkahalarla karşılanır. zaten hiç sevmiyorlardır şerefsizi, hep beleşçilik yapıyordur.

israil'in savaş çıkarma olasılığını hesap ederek arabasını satan cemil abiden tut, bütün parasını kadına kıza harcayan sedat enayisine, almanya'dan oğlu gelenden tut tatilde fethiye'ye gidince vücuduna krem sürmeyi unutup kıpkırmızı olana kimler kimler konu olur bu berber mizahlarına. siz de hem tıraşınızı olur hem de bedava komedi hizmeti alırsınız. ha, tıraş bitince ödeyeceğiniz para 300-350 tl'den başlar. ama olsun, berberin kalabalıklaşmasıyla oluşan sıcak ortam ve komik muhabbetler, espriler, enteresan hikâyeler yanınıza kâr kalmıştır. böyledir berberler, komiklerdir çünkü yanlarındaki 5 arkadaşın ortalaması da komiktir. onlara benzemişlerdir işte. ne mutlu :)

lan tespit gibi tespit. herifler hep sakaci, bide en uygunsuz anda geliyolar.

adam kafami yikiyo muslukta, birdenbire iceri biri spawnlaniyor.

işte bu yüzden 3 kuruş fazla verip kaliteli kuaförlere gitmeyi hep daha mantıklı buldum*

ve canınız istemesede sürekli sizle muhabbet etmeye çalışan bir berber klasiği.

berberlerin kendisi de asiri mutlu degil mi zaten?
ben mutsuz berber gordugumu hatirlamiyorum sanki ya.

adamlar sevdigi isi yapiyor ve kimse yaptigi isi sorgulamiyor. tamamen kafasina gore. kimse bu sac niye boyle demiyor. aldim, kabul ettim deyip cikiyorlar dukkandan. muazzam bisi.

hem zaten, mutlu berberlerin mutlu arkadaslari olur.

son cumlem super oldu bu arada. insan iliskilerine dair kiymetli bir anekdot.

mutluluğuyla ilgili problem yok ama vaktimizi çalıyor düdükler.

bak bu benim işte. berber bir arkadaşım var. tam konsantre olup konsantre ucuz şampuan ile müşterinin kafasını okşarken pardon yıkarken arkadan sinsice yaklaşıp pat diye ense kök hücrelerine tokadı indirdim geçen. sonra ne mi oldu?

ondan sonra hiçbir şey eskisi gibi oldu. n'ldu bi değişik yazdım di mi? bozukluk anlatımlığı yaptım hıhahah.

ilk perma yaptırmaya gideceğimde kuaförü instagramdan bulmuştum ve hakkında hep olumlu yorumlar vardı. güzel de başlamıştık çok ilgiliydi ama işlemin yarısında arkadaşları ellerinde bir şişe tekila ile geldi, adamı arkada ( bir arka bahçesi vardı) shot atmaya davet etti. saçlarımın yarısı sarılı halde oturup beklemiştim hiçbir şey diyemeden. sinirliydim ve ağlamak üzereydim ama olay o kadar saçmaydı ki nereye gidiyorsunuz beni bırakıp diyemedim.

benim berber anlaşılan uzaylı. yazılanlardan hiçbirine benzemiyor. (adam sanırsın berber değil, cern'de higgs parçacığı arama işini benim için aralamış gelmiş, traş bittikten sonra derhal dönecek. bir şey söyleyip konsantrasyonunu bozsan, seni de higgs parçacıklarına kadar ayırabilecek ciddiyette. hani zaman zaman tırsmıyor da değilim. gizemli bir şahsiyet. ben saylonluyum diye robotik bir sesle konuşsa şaşırmam.)