1.
*
metalden ya da kemikten hatta plastikten halkadır, bileğe takılır, herkes bilir anlamını sözcüğün. günlük kıyafet aksesuarıdır, asorti gereğidir, şıklıktır, sıradan bir eşyadır, kimine göre hatırası nesnesinden kıymetlidir. sesi; mutfaktan gelen birkaç bileziğin yan yana takıldığı anne bileğinden gelen şıngırtısı özeldir, güzeldir, hatırlaması burun sızlatır, göz yaşartır.
üniv yıllarında * bir janis joplin furyası aldı yürüdü kızlar arasında. kıyafetler bol bol, ayaklarda espadriller, saçlar başlar dağınık, yalandan gözlükler ve bilekten dirseğe uzanan şıkır şıkır gümüş bilezikler. öyle elli tane gümüş bilezik alacak param filan yok ama en az bir tane olsun istiyorum ben de. deli gibi; her şeyim tamam bir oyum eksikmiş gibi istiyorum hem de.
bir bilezik gözüme nasıl da parlıyor vitrinlerden birinde, geliyorum gidiyorum bakıyorum, kolumda hayal ediyorum filan. durumum vahim, kimselere de söyleyemiyorum çünkü ortam bambaşka anında derdini seveyim butonuna basılabilir, rezil olduğumla kalırım. üstelik ne annemden böyle bir kapris için para isteyebilirim ne de babamdan. öğrenci kredisi denen şey de zaten cücük gibi bir şey ama ilk defa alıcam ve ilk ödeme birikmiş aylık tutarında yapılacak. yapıldı... o da ne tam da o bileziği alabilecek kadar. bileklerim bugünkü gibi değil, ince o zaman. bilezik biraz büyükçe, hani hafif bir ittirmeyle dirseğimi geçer oradan üst kola şahane oturur, hem de hoş olur. kıydım o "toplu para"ya aldım. üzerinde gofreleri var, çiçekli filan, çok güzel... taktım, taktım, hiç çıkarmadım yıllarca. sonra birkaç tane daha oldu ama hiçbiri onun kadar kıymetli olmadı.
bu böyle bir gümüş bilezik anısı, hayatta başımıza gelecekleri kestiremediğimiz için bir ölüm kalım meselesiymiş gibi zihne kazınan bir hikaye. şimdi geri istiyorum, hem o bileziği, hem o günlerdeki dertsiz başımın güzelliğini, geri istiyorum.
metalden ya da kemikten hatta plastikten halkadır, bileğe takılır, herkes bilir anlamını sözcüğün. günlük kıyafet aksesuarıdır, asorti gereğidir, şıklıktır, sıradan bir eşyadır, kimine göre hatırası nesnesinden kıymetlidir. sesi; mutfaktan gelen birkaç bileziğin yan yana takıldığı anne bileğinden gelen şıngırtısı özeldir, güzeldir, hatırlaması burun sızlatır, göz yaşartır.
üniv yıllarında * bir janis joplin furyası aldı yürüdü kızlar arasında. kıyafetler bol bol, ayaklarda espadriller, saçlar başlar dağınık, yalandan gözlükler ve bilekten dirseğe uzanan şıkır şıkır gümüş bilezikler. öyle elli tane gümüş bilezik alacak param filan yok ama en az bir tane olsun istiyorum ben de. deli gibi; her şeyim tamam bir oyum eksikmiş gibi istiyorum hem de.
bir bilezik gözüme nasıl da parlıyor vitrinlerden birinde, geliyorum gidiyorum bakıyorum, kolumda hayal ediyorum filan. durumum vahim, kimselere de söyleyemiyorum çünkü ortam bambaşka anında derdini seveyim butonuna basılabilir, rezil olduğumla kalırım. üstelik ne annemden böyle bir kapris için para isteyebilirim ne de babamdan. öğrenci kredisi denen şey de zaten cücük gibi bir şey ama ilk defa alıcam ve ilk ödeme birikmiş aylık tutarında yapılacak. yapıldı... o da ne tam da o bileziği alabilecek kadar. bileklerim bugünkü gibi değil, ince o zaman. bilezik biraz büyükçe, hani hafif bir ittirmeyle dirseğimi geçer oradan üst kola şahane oturur, hem de hoş olur. kıydım o "toplu para"ya aldım. üzerinde gofreleri var, çiçekli filan, çok güzel... taktım, taktım, hiç çıkarmadım yıllarca. sonra birkaç tane daha oldu ama hiçbiri onun kadar kıymetli olmadı.
bu böyle bir gümüş bilezik anısı, hayatta başımıza gelecekleri kestiremediğimiz için bir ölüm kalım meselesiymiş gibi zihne kazınan bir hikaye. şimdi geri istiyorum, hem o bileziği, hem o günlerdeki dertsiz başımın güzelliğini, geri istiyorum.
devamını gör...
2.
mânası çok derin!
devamını gör...
3.
altin olani makbuldur.
1 sumer tabletinde gecer, meteor olarak yorumluyodu turko atayizler.
1 sumer tabletinde gecer, meteor olarak yorumluyodu turko atayizler.
devamını gör...