bilmediği dilde yazılmış kitabın çevirisine kötü diyen kişi
başlık "ilyas sezar" tarafından 28.12.2022 17:15 tarihinde açılmıştır.
1.
efendim çevremden sürekli duyuyorum bunları. aynı kitabı iki farklı yayınevinden okumuş diyor kü bunun çevirisi kötü bununki iyi.
eee soruyorum var mı fransızcan, ruscan, almancan vs. var mı? diye. diyor ki yok. lan o zaman nereden anladın pezevenk? diye soruyorum. diyor ki kelime seçimlerinin kalitesinden cart curt.
ama tabii fransızca, almanca gibi modern diller için bunu demek kolay yine. latince, arapça veya eski yunanca her kelimenin anlamı farklı olabiliyor. azra erhat’ın, musa yıldız’ın çevirilerine de laf at yiyorsa da alayım kelleni…
eee soruyorum var mı fransızcan, ruscan, almancan vs. var mı? diye. diyor ki yok. lan o zaman nereden anladın pezevenk? diye soruyorum. diyor ki kelime seçimlerinin kalitesinden cart curt.
ama tabii fransızca, almanca gibi modern diller için bunu demek kolay yine. latince, arapça veya eski yunanca her kelimenin anlamı farklı olabiliyor. azra erhat’ın, musa yıldız’ın çevirilerine de laf at yiyorsa da alayım kelleni…
devamını gör...
2.
düşük cümle varsa kötüdür.
devamını gör...
3.
eğer mot à mot çeviri değilse ki edebi çeviride mümkün değil bu, her cümle çevrilen dilin aslına bağlı kalarak yerel dile uyarlanması şeklinde oluyor. bunu yaparken de mümkün mertebe yazın estetiğini korumak için çevirmen insiyatif alır. yani bir nevi çevirmen de aslında yazardır fakat bağlı kaldığı parametreler çok yüksektir.
bu yüzden bir çeviride düşük cümleler varsa, anlamca bulanıklık varsa, başı sonu belirsiz paragraflar varsa o çevirinin kötü bir çeviri olduğunu anlamaya yeter. esas dili bilmeniz gerekmez. çevirmenin işini kötü yaptığının işaretleri bunlar. çok kolay fark edilir.
burada hepiniz yılda 189417429 kitap okuyan, eco'nun dizinin dibinde büyümüş kitap guruları değil miydiniz ya? nasıl bilmezsiniz bunları?
edit: kitap okumuyorum eksikliğini de hissetmiyorum ayrıca kitap okuyan manava bakkala elletiyordur.
bu yüzden bir çeviride düşük cümleler varsa, anlamca bulanıklık varsa, başı sonu belirsiz paragraflar varsa o çevirinin kötü bir çeviri olduğunu anlamaya yeter. esas dili bilmeniz gerekmez. çevirmenin işini kötü yaptığının işaretleri bunlar. çok kolay fark edilir.
burada hepiniz yılda 189417429 kitap okuyan, eco'nun dizinin dibinde büyümüş kitap guruları değil miydiniz ya? nasıl bilmezsiniz bunları?
edit: kitap okumuyorum eksikliğini de hissetmiyorum ayrıca kitap okuyan manava bakkala elletiyordur.
devamını gör...
4.
çok geniş bir konudur bu.
öncelikle kimi çevirmenler, gerekli iki dile de çok hakimdir ama üslubu koruyamaz. bu bir bakıma, teknik olarak olmasa bile kötü çeviridir. bana göre bir çevirmen, üslubunu koruyabilmelidir çevirisi boyunca.
kimisi doğrudan ve yetersizliğinden kötü çevirir. yani hakikaten de beceriksizlikten ve/ya donanımsızlıktan kaynaklanan kötü çevrilmiş kitaplara katlanılamıyor.
gerçi ben direkt çeviri kitap okumayı sevmiyorum o yüzden okuduğum kitapların %90'ının falan orijinal dili türkçe veya ingilizcedir; yazarın dilinden okumayı seviyorum yani kitapları. bu arada türkçe kitap okumayı bıraktım seneler önce, hahahs. ne bileyim, ingilizce kitap okumayı daha çok seviyorum.
sahi lan, kaç aydır hiç kitap okumadım ben. bi ara dönerim ama gene. bir keresinde 3 sene hiç kitap okumamıştım. oluyor bazen böyle bende.
öncelikle kimi çevirmenler, gerekli iki dile de çok hakimdir ama üslubu koruyamaz. bu bir bakıma, teknik olarak olmasa bile kötü çeviridir. bana göre bir çevirmen, üslubunu koruyabilmelidir çevirisi boyunca.
kimisi doğrudan ve yetersizliğinden kötü çevirir. yani hakikaten de beceriksizlikten ve/ya donanımsızlıktan kaynaklanan kötü çevrilmiş kitaplara katlanılamıyor.
gerçi ben direkt çeviri kitap okumayı sevmiyorum o yüzden okuduğum kitapların %90'ının falan orijinal dili türkçe veya ingilizcedir; yazarın dilinden okumayı seviyorum yani kitapları. bu arada türkçe kitap okumayı bıraktım seneler önce, hahahs. ne bileyim, ingilizce kitap okumayı daha çok seviyorum.
sahi lan, kaç aydır hiç kitap okumadım ben. bi ara dönerim ama gene. bir keresinde 3 sene hiç kitap okumamıştım. oluyor bazen böyle bende.
devamını gör...
5.
yayınevinin tırtlığından herkes şikayetçiyse "çevirisi kötü abi ya" yargısına ulaşılıyor genelde.
devamını gör...
6.
dil bilmek gerekmiyor. bilinse zaten aslından okur. çevirideki anlatım bozuklukları kötü çeviri demeye yeterlidir.
devamını gör...
7.
çevririnin hakkını teslim etmek için özgün dili bilmek gerekmez. eğer 1874'de yazılmış, köyde geçen kitabın içinde "robot gibi" diye bir çeviri okuduysanız (yaşanmıştır), çevirmen dile ve öyküye hakim değildir. robot 1920'de icat edilmiş, halk diline -hele köylü diline- çok daha sonra girmiş bir sözcüktür.
özellikle bilimkurgu çevirilerinde iyisini bulmak imkansıza yakın. lakin o öykünün hakkını verebilmek için temel fizik kavramlarını, newton fiziği ile göreliliğin bilimsel fenomende ne kadar ayrı kapılar açtığını, ne bileyim kuantum ile göreliliğin nerelerde çatıştığını iyi kötü hazmetmiş olmak gerek. mesela üç cisim problemi (kitap) 'nin bazı ciltleri türkçeye çinceden çevrildi. açıkça konuyu anlamamış çevirmen. bir iki bölümde olan biten, yazdığının tam tersi. "x ise y" gibi bir mevzuyu "x ise y değil" diye anlamış. akışa, olana ters. bilgi ve terim problemini farketmek için türkçe bilmek yeterli.
özellikle bilimkurgu çevirilerinde iyisini bulmak imkansıza yakın. lakin o öykünün hakkını verebilmek için temel fizik kavramlarını, newton fiziği ile göreliliğin bilimsel fenomende ne kadar ayrı kapılar açtığını, ne bileyim kuantum ile göreliliğin nerelerde çatıştığını iyi kötü hazmetmiş olmak gerek. mesela üç cisim problemi (kitap) 'nin bazı ciltleri türkçeye çinceden çevrildi. açıkça konuyu anlamamış çevirmen. bir iki bölümde olan biten, yazdığının tam tersi. "x ise y" gibi bir mevzuyu "x ise y değil" diye anlamış. akışa, olana ters. bilgi ve terim problemini farketmek için türkçe bilmek yeterli.
devamını gör...
8.
haklı olma ihtimali gayet yüksektir.
arapça eserlerin çoğu tercümesi bana cinnet geçirtiyor.
tamam birebir çeviri mümkün değil ama gerçekten bazılar ne alaka ne alakaa*
sen okuduğundan ne anladın yurdagül ne anladın*
arapça eserlerin çoğu tercümesi bana cinnet geçirtiyor.
tamam birebir çeviri mümkün değil ama gerçekten bazılar ne alaka ne alakaa*
sen okuduğundan ne anladın yurdagül ne anladın*
devamını gör...
9.
müslümanların hoşuna gitmediği ayete "abi arapça çok karışık bi' dil, bi' kelimenin bi' dünya anlamı var" demesinden farklı olmayan atıf.
abicim, eş anlamlı sözcükler her dilde var. bu öyle efsanevi bir dilbilgisel olay değil. sen fransız adamın "köfte ekmek söyledim" dediğine inanabiliyorsan, senin için her çeviri doğrudur.
ayrıca sırf bu durumlar olmasın diye, insanlar bu işi çeviri değil yerelleştirme* olarak tanımlamaya başladı; zira doğrudan çeviri, özellikle edebi metinlerde olası değil.
abicim, eş anlamlı sözcükler her dilde var. bu öyle efsanevi bir dilbilgisel olay değil. sen fransız adamın "köfte ekmek söyledim" dediğine inanabiliyorsan, senin için her çeviri doğrudur.
ayrıca sırf bu durumlar olmasın diye, insanlar bu işi çeviri değil yerelleştirme* olarak tanımlamaya başladı; zira doğrudan çeviri, özellikle edebi metinlerde olası değil.
devamını gör...